EĞİTİM ÜZERİNE
14 Kasım 2011, 23.07 A- A+Sevgili Gamyun Üyeleri!
Öğretmenlerimize sahip çıkın sahip çıkmaz iseniz bu gün öğretmene karşı gelen asilik eden ergen gençlerimiz unutmayın yarın size yapacaktır. Tabii ki ergenlikte doğru ve yanlış kavramı iç içedir. Bu sebepten dolayı zaman zaman ergen çocuklarımız büyük hata yapmaya meyil edebilir.Siz velilere kendini olduğundan farklı göstermek veya korumak için yalan söyleyebilir. Bazende yanlış görebilir. Bu yüzden ergen gençlerimizi ve çocuklarımızı takip edin. Güvenin ancak bu güven sonsu olmasın çünkü unutmayın karşınızdaki çocuk ve çocuklar hata yapabilir. Benim çocuğum yapmaz yerine uzaktan kontrol ederek onu gözlemleyin iyi tanımaya çalışın. Öğretmenlerin, okul yönetiminin ve rehber öğretmenlerin öğütlerine kulak verin.Ergenlerimizin yaptığı yanlışları onlara söyleyin gerekirse usulüne uygun cezalar getirin. Yoksa bu ergen çocuklar yarın siz veya bizler sokakta gezerken karşımıza çıkar cebinizdeki elli, yüz lira için veya bir cep telefonu için bir bıçak darbesi vurabilir.3. sınıf filmlere özendiği için veya macera olsun diye kardeşinin gittiği bir okula silahla veya bıçakla basar ve önüne geleni ya öldürür ya da yaralar. Bu yüzden ergen çocuklarımızın haklarını savunurken birilerini hedefe koyarak değil yanlışı ve doğruyu vurgulayarak sorumluluklarınızı yerine getirin. Sizler, ülkemizde bundan 10 yıl önce seri katil diye bir şey duyar mıydınız? Duymazdınız. Ama bugün var değilmi. Dün memlektimde seri katil yokken bugün neden var? Cevabını arayalım.
Japonların eğitim sisteminin ne kadar katı olduğuna bir bakın Allah aşkına, İngiliz danıştayı dahi bu gün kısmi şiddeti tartışıyor hatta öğretmen kendini müdafa etmek üzere kısmi şiddete onay verdi. Almanya’ da okullarda disiplini sağlamak için formaya dönmeyi tartışıyor. Avrupa ve Batı aşırı özgürlükçü eğitim sisteminden vazgeçti. Neden mi? Çünkü gençliğini kaybetti. Batı gençliği bugün alkol, uyşturucu vb. zararlı madde bataklığında can çekişiyor. Bu yüzden haberlerde bunalıma giren öğrenciler okul basarak insanları öldürüyor. Biz gençliğimizi ve aile yapımızı bozmadan geleneksel eğitim sistemine lütfen geri dönelim çok geç olmadan. Bunun için kamuoyu oluşturmak gerekir değil mi? Bu blogumu yayınlarsanız sevinirim.
YORUMLAR
Yukardaki yorumu yapan arkadaşın şansınamı yoksa başka olaydan bu söylediği öğetmen tipine bizim memleket Merzifon yok denecek kadar azdır. Öğretmenlik mesleğinin bütün sorunlarına rağmen mesleğimizi seviyoruz. Yine birileri çıkıp nutuklar atacaklar doğru yalan yanlış bir şeyler söyleyecekler. Boş nutuklara inanmamamız gerekirken içimizdeki umudu yitirmemek adına inanmış gibi gözükeceğiz. Toplumuzun bazı kesimleri tarafından öğretmenlerle ilgili doğru sanılan yanlışları anlatmaya karar verdik.
Hani derler ya öğretmenler 3 ay tatil yapıyor diye. Asla öyle değil. Bir ilköğretim okulu öğretmeninin yaz tatili en fazla 2 aydır. Genelde insanlar öğrencinin tatili ile karıştırırlar. Çünkü öğretmenler bir ay boyunca seminerlere katılmak zorundadırlar. Liselerde derse giren öğretmenlerimiz yaklaşık 45 gün tatil yaparlar. Onların sorumluluk sınavları vardır. En büyük hatalardan biride öğretmen maaşlarıyla ilgilidir. Öğretmenlerin aldığı maaş ve ekders ücretin toplamı söylenir. Ancak bu böyle değildir. Öğretmenlerimizin %70’ i ekders ücreti alamadığı için aldığı maaşı ancak 1.500 – 1.700TL civarındadır. Tabii bu bazı giydirmeler ve kıdemle artabilir. Bazıları ise öğretmen mesaisine takar, öğretmenin mesaisi kaç saat diye, hiç düşünmezler ki evine iş götüren tek memur öğretmendir.
Şimdi size bir hesap yapayım. 30 öğrencilik sınıflarda haftada 30 saat derse giren bir Türkçe öğretmeninin yıl boyunca ortalama 6 yazılı sınav, performans görevi ve proje vb. imtihanları yaptığını düşünelim. Her bir sınav kağıdı içinde evinde 25 dakika ayırdığını düşünelim. Sizce bu öğretmen evinde çocukları ile geçirmesi gereken zamanın kaç saatini mesaisine ayırmıştır. Hesap ortada siz yapın. Biz yaparsak sendikacılığınız nedeniyle abartmış dersiniz. Ayrıca bazı şehirlerde öğretmenin uğradığı tehdit ve şiddet işin içinden çıkılmaz hale sokuyor. Velilerin anlayıp dinlemeden öğrencisinin vermiş olduğu yalan veya yanlış bilgilerle öğretmenin üzerinde yapmış olduğu baskı da başka bir mobbing türü değilmidir. Ve idarenin küçük bir hata da öğretmene yüklenmesi, soruşturma veya sürgünle tehdit etmesi, işin başka bir vahameti olsa gerek.
Adının yok sayıldığı bu günlerde, mesleğini onurla yerine getiren yeni nesillere ışık tutan öğretmenlerimizin, koca yürekli cesur sendika üyelerimizin ve eğitim çalışanlarımızın gününü kutlarız.