gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

BENİ/EGOSU

22 Aralık 2011, 01.43
A- A+

BİR İNSANIN ‘BENİ/EGOSU  ' onun bilme melekesi ve düşünme yeteneğidir.

Düşünmeyi tercih etme, realitenin gerçeklerini tanımlama, neyin doğru veya yanlış; neyin haklı veya haksız olduğu konusunda hüküm verme sorumluluğunu üslenme insanın kendini ortaya koyma şeklidir. Bu, insanın bir rasyonel varlık olarak kendi tabiatını kabul etmesidir, entelektüel bağımsızlığının sorumluluğunu kabul etmesidir. Ve bu kendi aklının başarısına bağlılığıdır.

     Bencil olmamanın özünde kişinin bilincini devreden çıkarması vardır. Bir insan düşünme, bilgiyi arama, hüküm verme işi ve sorumluluğundan kaçtığında ve kaçtığı müddetçe davranışı bir ' feragat ' davranışıdır.

     Düşünmeyi terk etmek: Kişinin egosunu terk etmesidir ve kişinin kendisinin var oluş için uygun olmadığını, realitenin gerçekleri ile başa çıkmada yetersiz olduğunu ifade etmesidir. Çünkü bir insan düşündüğü ölçüde, fikirlerini ve değerlerini birinci elden kazanır ve bunlar onun için bir gizem değildir; kendisi karakterinin, davranışının ve amaçlanma aktift nedenidir. İnsan düşünmeden aşamaya çalıştığı müddetçe kendini pasif konuma koyar, kişiliği ve davranışları anlamadığı güçlerin, onun anlık hislerinin ve rasgele çevresel etkilerin kazara sonucu olur.

    Bir insan düşünce sorumluluğunu yerine getirmede hata yaparsa, istemsiz, bilinçsiz tepkilerin insafında kalır ve bu tepkiler de kişinin üzerinde etkili olan dış güçlerin, onun etrafında olan kişilerin ve şeylerin insafında kalacaktır. Böyle bir kişi kendini, kendi hatasının bir sonucu olarak, sosyal deterministlerin insan görüşüne; yani doldurulmayı bekleyen boş bir kalıba, herhangi bir çevre ve şartlandırıcı tarafından ele geçirilmeyi bekleyen iradesiz bir robota çevirir.

YABANCILAŞMA ve KİŞİSEL KİMLİK:
NATHANIEL BRANDEN

YORUMLAR

23 Aralık 2011, 23.08
.BEN/EGO
.Enâniyet, değişik kullanım şekilleriyle "ben" mânâsına gelen "ene"den türetilmiş bir kelime.. insanın kendisi, özü, şahsiyeti mânâları yanında, ona, varlık, eşyâ ve hâdiseler hakkında tefrik(ayrıştırma), temyiz(ayırt etme), okuma ve değerlendirme imkânı da veren "ene"; aynı zamanda bilme, inanma ve bu çerçevedeki ferd(bireysel)î ve içtimaî(toplumsal) sorumluluklar karşısında insanı bir muhatap durumuna yükselten unsurdur. Ene'yi, nefis yerinde kullananlar da olmuştur ki, bu yönüyle o, insanın gerçek kimliği, hakikati, daha da önemlisi kendi mahiyeti dahil pek çokgerçekleri ölçüp belirlemede mühim bir unsurdur,
.
.
"Ene"nin olumsuz yanıyla alâkalı bir derinlik sayılan Frenkçe "EGOİZM" de dediğimiz "enâniyet", kendine düşkünlük, yalnız kendini düşünme, her faaliyetini bir kısım şahsî çıkarlara bağlı götürme, her işi bencillik düşüncesiyle ele alma ve o düşünce ile bitirme de diyeceğimiz bir ruh hastalığının unvanıdır.bu hastalıgın pençesinde olan kişiler EGOİST)tirler  Bu karakterdeki kişiler, başkalarından söz edildiği, onlara doğru yönelindiğinde hemen her yerde ani çıkışlar sergileyip öfkelenirler , kıskançlıklara girer  hırsla kıvranır; hızını alamaz gıybete, iftiraya başvurur ve "onlar" dediği kimseleri karalamak için elinden gelen herkötülüğü yaparlar ve amaçlarına ulaşmak içinbaşkalarınn hak ve özgürlüklerini çiğnemekte bir beis görmezler. saygılar

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın