Embesilmiş! Adamın Alnını Karışlarım...
02 Ocak 2012, 18.27 A- A+Adı Burhan. Soyadını duymuştum ama unuttum. Kendisi Amensia. Yani zekasını kullanamaz peki. Onun gibilerini göreniniz mutlaka olmuştur. Çekik gözlü ve genelde hafif tombul olurlar.
Burhan yaz kış güneş gözlüğü takar, büyük çerçeveli olacak ama:) Elinde bir tomar çizgisiz kağıt görürsünüz her zaman. Kağıtlarda tek çizik olmaz, resim yapmaz, yazı yazmaz. Sadece taşır. Okumak istediği ama okuyamadığı için taşıdığını düşünmüşümdür hep. Belki başka sebebi vardır. Birkaç kez sordum neden taşıdığını, aldığım cevap o eşsiz gülüşü oldu, dudaklarından tek kelime dökülmedi.
Mekanı benim görev yaptığım eski okuldur. İkili eğitim-öğretimin yapıldığı, 69 tane şubenin olduğu, 120 civarı eğitimcinin görev yaptığı bir okuldur. Bu okul mensuplarının tamamı tanır kendisini. Ve sevmeyen yoktur Burhanı. Okulun bir parçasıdır, hem de önemli bir parçasıdır.
İkili öğretim olduğundan okulda pazartesi sabahları İstiklal Marşı 07:00 gibi okunur. Burhan mutlaka bu merasimde yer alır. Yıllarca bir kez bile kaçırdığını hatırlayan yoktur. Müdürün hemen yanında durur, asker edasıyla bayrağa selamını verir ve sesi kısılırcasına İstiklal Marşımızı okur. Yemin ederim, her seferinde de gözleri dolar Burhanımın. Aslanım benim...
Temizdir. Annesi hergün yıkarmış kendisini. Ama maalesef zihinsel sebepler ve bunun yanında da fiziksel bazı yetersizlikler sebebiyle tuvaleti temiz kullanamaz, ya da kullanmaz:) Okul müdürü sırf Burhan için yeni bir tuvalet yaptırmıştı millet rahatsız olmasın diye. O derece önemlidir Burhan.
Burhanın sadece zihinsel problemleri yok, dediğim gibi fiziksel de sıkıntıları var. Burhan gibiler fazla yaşayamıyor maalesef. Ömürleri kısa oluyor. Burhan şanslı ama. 20 yi devirdi Paşam. Allah uzun ömürler versin inşaallah.
Asla para talep etmez ve almaz. Öyle yemek falan ısmazlayamazsınız Burhana. Müsade etmez buna. Sadece oraleti çok sever:) Tok gönüllüdür Burhanım.
Sevdiği adama gelir sarılır Burhan. Güçlüdür mübarek, bıraktığında sizi hafif sızı hissedersiniz kaburgalarınızda. Sarılır, başını size dayar, yüzünüze bakar ve gülümser. Muhteşem güler Burhanım. Onun gibi içten gülebilmeyi çok ama çok isterdim. Saftır o, tanıdığım birçok insandan hatta hepsinden saftır. Ama bazen asabidir. Sinirlendiği zaman çekik gözleri kaybolur, hemen oraleti dayarız kendisine kantinden. Gülmeye devam eder Paşam. Onun siniri de o kadarcık işte. Bu yönünü de çok severim, çünkü ben çok asabiyim.
Yazıya başlarken "geri zekalı" kavramını kullanmadım bilerek. Elim varmadı, yazamadım işte. Yapılan ölçümlere göre IQ seviyesi 20-50 arasıymış. Bu seviyede IQ su olanlara embesil ya da moron deniliyor. Abisi söylemişti.
Ne bileyim. Bu ifadelerin hiç birini aslanım için kullanmak istemiyorum. İçim el vermiyor. Zeka ölçmekte neyin nesi oluyorki ? Bence zeka, birikimini kullanabilme yetisidir. Yukarıda mecburen yazdığım ama kullanmaktan nefret ettiğim kavramların ifade ettiği insanları ben şahsım adına kendi birikimlerini kullanamayan yada nadiren kullanabilen insanlar olarak görüyorum. Aramızdaki tek fark bu bence. Biz sık kullanıyoruz, onlar daha az. Suyun kaç derecede kaynadığını ölçebiliriz ama kullanabilme yeteneği hislere, duygulara bağlı olduğuna göre nasıl ölçeceğiz.
Olaya birde başka açıdan bakalım isterseniz. Varsayalım, zekayı ölçebiliyoruz ve birilerine geri diyoruz. O zaman her insan için zeka ölçümü yapabiliriz değil mi? Mesela zekasını egoları, kendi pis menfaatleri için kullananlara ne diyeceğiz? " Pis zekalı" olabilir mi?
Peki aramızda hiç kendi menfaati için zekasını kullanmayan var mı acaba? Kendi yakasını kurtarmak için yalan söylemeyen var mı mesela? Hiç sanmıyorum....
Böyle düşününce Burhanın zekasına hayranım. Evet hayranım. Onun zekası hepimizin zekasından daha temiz, saf. Haaa! Onun gibi olmak ister miydim ? Birçok konuda evet olmak isterdim. Onun kadar sevecen, saf, temiz, zekası kirlenmemiş olmak isterdim. Ama madem ki bana zekamı belli seviyede kullanabilme yetisi Allah tarafından verilmiş, onu da kullanabilmek isterim. Ama dedim ya Burhan kadar saf bir şekilde.
Burhan gibilerine çarşıda, pazarda ne bileyim bir yerlerde denk gelirseniz, o çekik gözlerinin içine bakın ve içten gülümseyin. İnananın karşılığını kat ve kat alırsınız.
Ne diyelim.. Zekayı kullanabilme yeteneğimizin kirlenmemesi ve saf kalabilmesi dileklerimle...TuRK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir