Hayde Gidelum Haydeeee!
27 Ocak 2012, 16.39 A- A+Hazırlık aşamasının birinci kısmı. İsmail ustaya gitmek. Her birkaç ayda giderim kendisine arabanın bakımını yaptırmak için. Maddi açıdan can yakmaz, sevecendir ve en önemlisi bildiğim en iyi motor ustasıdır. Benim arabamı benden daha iyi bilir, tanır. Ben O’ nun ısmarladığı Türk kahvesini yudumlarken o arabanın yağına, suyuna bakar. İşi bittiğinde ayrılırken mutlaka öğüt verir. “ Hayırlı yolculuklar hocam. Aman dikkatli sür, hız yapma.” . Öptüm gözlerinden İsmail Ustam. Sen bunları okumayacak olsan da öptüm işte:)
Hazırlık aşamasının ikinci kısmı. Yol boyunca dinlenecek olan şarkıların cd’ ye yazılması. Genelde seçim Volkan Konak ve Kazım Koyuncu. Karadeniz’ de yaşıyor olmanın hayata yansıması:) Kazım Koyuncu’ ya Allahtan rahmet diliyorum bir kez daha.
Ve üçüncü aşama. Uyumak. Yola çıkmadan birkaç gün boyunca az uyurum genelde. Amaç son gün doya doya uyumak:) Uykuyu almış olarak çıkmak yola.
Son aşama. En rahat elbiseleri giymek, genelde eşofman ve spor ayakkabı. Telefon şarjı da önemli. Unutmamak lazım.
Sabah gün ağarırken çıkarım genelde evden. Sonra her zaman uğradığım benzin istasyonuna giderim. Depoyu fullerim. Evet, başlıyoruz. Yolculuğumuz yaklaşık 15 saat sürecek,aslında 10-11 saatte de gidebiliriz ama acelemiz yok bizim. Arkanıza yaslanın ve benim gördüklerimi veya göreceklerimi görmeye çalışın. Hayırlı yolculuklar:)
Vakfıkebirden ekmek alacağız. Karadeniz ekmeği. Günlerce bayatlamaz, bayatladığında ise tek yapmanız gereken buhara tutmaktır. Hemen eskisi gibi taze olur. Bu ilçenin ekmeğinin bu kadar güzel olmasının sebebi yapılırken kullanılan sudur. O ekmek yapan ellerin sahiplerine selamlar. Çok yedim ekmeklerini...
Yolculuk boyunca belli bir yemek molası vereceğimiz mekan yok. Nerde mola vereceğimize kamyon şoförleri karar verecekler. Ne alakası var şimdi değil mi? Hemen açıklamaya çalışayım. Otobüsle seyahat edenlerin hepsi şunu bilir. Mola yerlerindeki yemekler genelde berbattır. Ama kamyoncular en güzel yemeğin yapıldı yerde dururlar. Onlar devamlı o yollarda olduğu için bilirler en nefis yemekleri yapan lokantaları. O sebeple karnımız acıktığında hangi lokanta önünde çok sayıda park etmiş kamyon görürsek orda mola vereceğiz. İnanın hiç pişman olmayacaksınız. Ben hiç olmadım çünkü. Ayrıca bu lokantalarda harika izlenimlerimiz olacak. Hayatları direksiyon başında geçen insanları seyredeceğiz, onların sohbetlerine tanık olacağız yemekten sonra çayımızı yudumlarken. Ayrıca gideceğimiz yol hakkında bilgi alacağız. Yol çalışması var mı, hava şartları falan nasıl öğreneceğiz. Onlardan daha iyi kim bilebilir yol durumunu:) Sırası gelmişken hayatı yollarda geçen, doğru dürüst yatak yüzü görmeyen bu ustalara da selam olsun. Onların kazandığı her kuruş helaldir…
Eskiden bu seyahat daha zevkliydi aslında. Uzun saçlı, dünya güzeli bir kızın saçları gibiydi yol. Kıvrım kıvrımdı. Sağa sola virajlar eşlik ederdi insana yol boyunca. Bırakırdım kendimi bu dönemeçlerin kucağına, ne zevkliydi araç kullanmak o virajlarda.
Haaa! Uzun saçlı demişken, yemek yiyeceğimiz lokanta belli değil ama çay içeceğimiz mekân belli. Nasıl bahsetmişti Volkan Konak Uyanışların En Güzeli şiirinde…
Bu gece çık Boztepe'ye gülüm seyredeyim seni tepeden tırnağa
Sağ taraftan değirmen dere'nin kıvrak kalçalı bir kız gibi denize katılışını seyret
Seni hissettim
Sol taraftan Akçaabat'ın tütün kokusunu çek ciğerlerine
Seni imrendim
Hiç bir şey yapmıyorsan gülüm güneşin Boztepe eteklerinde yanışını seyret
Seni kıskandım
Bense Bolaman virajlarında uzun saçlının yerinde çay içmekteyim Birtanem
Az kaldı düşerim o sahillere
Evet bu şiir sebep oldu uzun saçlının yerine ilk gidişime. Açıkçası biraz asabi uzun saçlı. Öyle herkese çay vermez. Demlikle gelir çay. Ücret ise belli değildir. Siz ne verirseniz odur. Fazla verirseniz almaz ama. Karadeniz sahil yolu yapılalı Bolaman virajları yok artık. Çünkü birçok kasabaya uğramadan direk geçiyorsunuz. Bu durum bazıları için güzel olabilir. Yolculuk kısa sürdüğü için bazıları daha mutlu olabilir ama ben eski halini daha çok seviyordum yolun. Karadenizin bir birinden güzel kasabalarının içinden geçiyorduk önceden, ne bileyim yol kenarında kara yemiş satan köy kızından alış veriş yapıyorduk, bir sigara molası veriyorduk bir laz kahvesinde. Hiç biri yok artık, ne kara yemiş, ne çayımıza eşlik edecek bir dost, ne de araba kullanmanın her ne kadar da çok tehlikeli olmasına rağmen en zevkli olduğu Bolaman virajları. Ama uzun saçlının yeri yine dolu oluyor hep. Babamın dediği gibi her zaman “ Bir işi iyi yapacaksın. Ayakkabı boyuyorsan en iyi sen boyayacaksın. Su mu satıyorsun, en iyi suyu sen satacaksın. Asla aç kalmazsın.” Evet, en iyi çayı da o yapıyor. Bu yüzden yol artık onun bahçesinin önünden geçmese de hep dolu oluyor. Ona da selam olsun. Çok içtim çayını…
Allah’ ım ne güzel Karadeniz. Sağ tarafımda deniz, solumda yemyeşil ağaçlar. Öyle sık bir yeşil olur mu, bir karış toprak görmek mümkün değil. Dünyada böyle bir güzellik başka nerde var acaba ? Yağmur hafif hafif çiselerken, Karadeniz şaha kalkmaya hazırlanırken, rahmetli Kazım Koyuncu Hayde Gidelum derken hangi insan bitmesini ister bu yolculuğun ?
Ama her seferinde biter Karadeniz seyahati. Samsundan sonra ilk mola yerimiz Çorum. Söylemeden geçemeyeceğim. Yapın da şu yolu artık, yıllardır bir çalışmadır devam ediyor:) Evet, bitmez oradaki çalışma. Benim seyahatlerim biter o bitmez. Hee… Çorum demiştik değil mi. Leblebi alacağız Alaçamlı Veliden. Buram buram kokar onun leblebisi. Her zaman tazedir. Haaa! Eşe dosta hediyelik leblebi almayı da unutmayın sakın.
Az kaldı yolculuğumuzun bitmesine. Biraz daha sabır. Her ne kadar yol boyu manzara Karadeniz kadar güzel olmasa da uğramamız gereken bir yer daha var. Yozgat Sarıkaya kaplıcalarında yorgunluğumuzu atacağız. Evet, biliyorum çok sıcaktır suyu:) Havuza girmek dakikalar alır, delikanlı olmayan giremez. Ama alıştıktan sonra suyun sıcaklığına zevkine doyum olur mu dostlar ? Haa! Kalp hastaları ve hamileler giremez ama:) Bir dost tavsiyesi daha, havuzdan çıkmadan önce limonlu gazoz içmeyi ihmal etmeyin sakın. Ayrı bir tadı oluyor o zaman.
Ve memleketteyiz artık. Bakın hava kararmak üzere. Şükürler olsun sağ salim gelebildik. Ama benim içim buruk. Hem yolculuk bitti hem de anam beklemiyor artık camda. Kimse beklemiyor…
Bana bu yolculukta eşlik ettiğiniz için teşekkürler dostlar. Umarım memnun kaldınız yolculuğumuzdan. Yine bekleriz efenim:)
Not : İş bu blog birilerinin reklamını yapmak için yazılmamıştır. Emeklerine ve işlerine verdikleri öneme binaen kendilerinden bahsedilmiştir. Saygılarımla…TuRK
YORUMLAR
Ne güzel yaşattınız bir Karadeniz yolculuğunu ve havasını.. Ben bir İzmirliyim, ama rahmetli annem hep hamurumun Rize'de oluştuğunu söylerdi. Bunun için mi seviyorum Karadenizin her köşesini ve Volkan Konağı? Ama bir şey daha var ki onu paylaşmadan yapamayacağım; canım arkadaşım Zigana'nın çocuğu,eşsiz ses, rahmetli Ömer YILMAZ' da bir Karadenizliydi ve Karadeniz' e aşıktı...Size önerim,bir daha ki sefere onun bembeyaz tenor sesiyle söylediği " Sevda Türküleri"ni alın yanınıza. Eminin harika bir yol arkadaşı olacak, atmosferinize uyan değişik renk katacak. Yazınız için sonsuz teşekkürler...
Çok güzel tasvir ettiniz bitmesin yolculuk dönüşü de anlatın lütfen:))
! ♣Alοne&Chιeƒ♣ ! Allahtan rahmet diliyorum babanıza. Başka ne diyebilirim ki:(
ExDeniz tahmininiz doğru. Kayseride bitiyor yolculuk.
Yorumlarıyla katkıda bulunan tüm güzel insanlara teşekkürler.