Yağız Delikanlı ve Alışkanlığı:)
28 Ocak 2012, 08.35 A- A+
Yıl 2004 toy bi delikanlıyım bıyık daha yeni terliyor üniversiteyi kazanıp ünv öğrencisi olmanın
verdiği bir heyecanla,ne ile karşılacağımı bilmeden, yol boyunca içimde
cevaplarını bir türlü bulamadığım sorularla Adana'dan, Balıkesir'e doğru
yol alıyorum. Öyle ya, ailesinden ilk defa ayrılan, ki ortaokula kadar
annem elleri ile yemek yedirmistir:) hayatında kar bile görmemiş olan bu
cocuk oraya giderse tek başına napar,ne eder vb en az 50 soru..
İndim..Balıkesirdeyim dakka bir gol bir, otogarda cafenin birinde ''sıkma portakal suyu'' yazıyor..Aklıma annemin evde yaptığı sıkma geliyor.içinizde Adana-Antep çevresi olan varsa bilir sıkmanın ne olduğunu, tandırda pişmiş gözleme(bazlama) içinde peynir veya çökelek olur. Portakal suyu ile de ne güzel gider şimdi sabah sabah..Oturdum söyledim 1 dk sonra portakal suyu geldi.. Ben saf annemin sıkmasından bekliyorum hala o da gelecek de ben ikisini afiyetle bitiricem. Bekle bekle bekle..10 dk sonra garsonu çağırdım sıkma nerde dedim garson: '' Sıkma portakal suyu işte abi daha yeni sıktık taze'' deyince kafamdan DANK! diye bi ses. haa hee tmm tmm pardon dedim ve suratımdaki aptal gülümsemeyle bi yandan da icimden küfrederek onu bi güzel aç karnına içtim:(
Sonra kampüse gitmek için yola koyuldum hemen gidip kayıt işlemlerini bitirip ,kendime kiralık bi ev bulmam lazım daha, hatta bi de ev arkadası mümkünse:) Kazandı belgesindeki kampüs adresini ordakilere gösteriyorum..Hala aklımdadır 7 kişiye sordum yeminle kimi tırrrrtttt diye 3 saniyede bişeyler söylüyor kiminin Türkçe konuştuğu bile muallak tekrar soramıyorum da rezillik:)sonradan öğrendim biraz şivesinin farkı olduğunu örneğin; dolmuşa bindim, inicem kapıyla uğraşıyorum açılmıyor şöför ordan ''kaktırıveee genç'' diyor bana japonca gibi geliyor ''kaktırıveee ne amca ya itekliyim mi cekeyim mi'' dedim en son da çözdük olayı kaldırıp iteklemekmiş:) her neyse biraz uğraştıktan sonra Kampüse gittim..
Son kayıt islemleri bitti artık üniversiteliyim:)) ama hala aç bi üniversiteli:( (gerçi tok olduğu pek görülmemiştir üniversitelinin:) daldım bi restorana adana yicem allahın emri, kaçarı yok.. garson geldi verdim siparişi adana 1.5 yanında da şalgam lütfen.. Garson önce masaya yeşillik getirdi, adını bilmiyorum sadece rengi yeşil:) şöyle ki bizim burda kebap siparisi verdiğiniz zaman,ezme salata,çoban salatası falan gelir masaya önceden söylemenize gerek kalmaz.ben onların ayriyeten paralı olduğunu bilmiyorum, bilsem yine söylicem çünkü bildiğiniz üzere yenmez salatasız..Bekliyorum bekliyorum diğer garnitürler daha gelmedi..Aklıma yavaştan sabahki sıkma portakal suyu geliyor ve yüz şeklim değişiyor..Hayırrr 2. bi vakayı kaldıramam ölüyorum aclıktann:((.. Bir yandan da garsonu takip ediyorum allahım bu ne yaa korku filmi gibi ben sadece yemek yicektim yaa:((((
Sonunda tabağı aldı bana doğru geliyor:)) elinde benim yemek geliyorrr:)))tamam garnitürden de geçtik ama artık kocaman 1.5 adana yanında közde pişmiş biberlerle,domateslerle ve yağlı ekmekleriyle beni bekliyor lokma:) ve ben bütün bunları garson o tabağı ordan alıp benim masaya gelene kadar aklımdan geçiriyorum.
Geldi sonunda.. evet geldi sarı renkte adını bilmediğim bi pilavın üzerine konulmuş dişimin kovuğuna yetmeyecek bi et,yanında ara ki bulasın közde pişmiş domatesi biberi..şalgam desen utanmasa fincanla getirecek..ekmek ayrı bi facia hiç girmiyim ona..sonuç ben=aç, aç=ben
Orda güzel yapan yerleri bulana kadar da benim için olsa da olur olmasa da halini aldı bizim bebeklikten 70e yediğimiz sey.Adana olmazsa lahmacun olur canım alala demeye basladım artık:) Yukardaki de sadece benim yaşadığım küçük bi örnek bunun gibi onlarca örnek verilebilir nesneler ve kişiler değiştirilerek
Vel hasılı kelam alışkanlıklardan vazgeçmek çok zor bişeydi benim için taa ki orda gecirdiğim zaman icerisinde. Alışkanlıklar beklentileri doğuruyor, o da olmayınca ''hüsran'' kavramı cıkıyor ortaya:) Ben orda 5 yıl boyunca çok hüsrana uğradım arkadaş,hayat vb şeylerden ve hepsinde bi öncekinden biraz daha az üzüldüm ve şaşırmamayı öğrendim artık. Her şey, her zaman bize uymayabilir ama dengenin bozulmaması için bizim onlara uymamız gerektiğini ve bunun şart olduğunu öğrendim.
Naçizane fikrim alışkanlıklarınızdan vazgeçebildiğiniz gün, en güçlü olduğunuz gündür cünkü size karşı art niyetli olanların en büyük kozunu elinden almış olursunuz:)
not: Balıkesir hayatımın en güzel 5 senesinin geçtiği yerdir yakınmalarıma bakmayın acemiliğime gelmişti sadece:)
bi de bi ricam var bu benim ilk blogumdu,ilk elin günahı olmaz biraz az hırpalarsanız sevinirm :)) zaman ayırdığınız icin tesekkürler iyi eğlenceler:
İndim..Balıkesirdeyim dakka bir gol bir, otogarda cafenin birinde ''sıkma portakal suyu'' yazıyor..Aklıma annemin evde yaptığı sıkma geliyor.içinizde Adana-Antep çevresi olan varsa bilir sıkmanın ne olduğunu, tandırda pişmiş gözleme(bazlama) içinde peynir veya çökelek olur. Portakal suyu ile de ne güzel gider şimdi sabah sabah..Oturdum söyledim 1 dk sonra portakal suyu geldi.. Ben saf annemin sıkmasından bekliyorum hala o da gelecek de ben ikisini afiyetle bitiricem. Bekle bekle bekle..10 dk sonra garsonu çağırdım sıkma nerde dedim garson: '' Sıkma portakal suyu işte abi daha yeni sıktık taze'' deyince kafamdan DANK! diye bi ses. haa hee tmm tmm pardon dedim ve suratımdaki aptal gülümsemeyle bi yandan da icimden küfrederek onu bi güzel aç karnına içtim:(
Sonra kampüse gitmek için yola koyuldum hemen gidip kayıt işlemlerini bitirip ,kendime kiralık bi ev bulmam lazım daha, hatta bi de ev arkadası mümkünse:) Kazandı belgesindeki kampüs adresini ordakilere gösteriyorum..Hala aklımdadır 7 kişiye sordum yeminle kimi tırrrrtttt diye 3 saniyede bişeyler söylüyor kiminin Türkçe konuştuğu bile muallak tekrar soramıyorum da rezillik:)sonradan öğrendim biraz şivesinin farkı olduğunu örneğin; dolmuşa bindim, inicem kapıyla uğraşıyorum açılmıyor şöför ordan ''kaktırıveee genç'' diyor bana japonca gibi geliyor ''kaktırıveee ne amca ya itekliyim mi cekeyim mi'' dedim en son da çözdük olayı kaldırıp iteklemekmiş:) her neyse biraz uğraştıktan sonra Kampüse gittim..
Son kayıt islemleri bitti artık üniversiteliyim:)) ama hala aç bi üniversiteli:( (gerçi tok olduğu pek görülmemiştir üniversitelinin:) daldım bi restorana adana yicem allahın emri, kaçarı yok.. garson geldi verdim siparişi adana 1.5 yanında da şalgam lütfen.. Garson önce masaya yeşillik getirdi, adını bilmiyorum sadece rengi yeşil:) şöyle ki bizim burda kebap siparisi verdiğiniz zaman,ezme salata,çoban salatası falan gelir masaya önceden söylemenize gerek kalmaz.ben onların ayriyeten paralı olduğunu bilmiyorum, bilsem yine söylicem çünkü bildiğiniz üzere yenmez salatasız..Bekliyorum bekliyorum diğer garnitürler daha gelmedi..Aklıma yavaştan sabahki sıkma portakal suyu geliyor ve yüz şeklim değişiyor..Hayırrr 2. bi vakayı kaldıramam ölüyorum aclıktann:((.. Bir yandan da garsonu takip ediyorum allahım bu ne yaa korku filmi gibi ben sadece yemek yicektim yaa:((((
Sonunda tabağı aldı bana doğru geliyor:)) elinde benim yemek geliyorrr:)))tamam garnitürden de geçtik ama artık kocaman 1.5 adana yanında közde pişmiş biberlerle,domateslerle ve yağlı ekmekleriyle beni bekliyor lokma:) ve ben bütün bunları garson o tabağı ordan alıp benim masaya gelene kadar aklımdan geçiriyorum.
Geldi sonunda.. evet geldi sarı renkte adını bilmediğim bi pilavın üzerine konulmuş dişimin kovuğuna yetmeyecek bi et,yanında ara ki bulasın közde pişmiş domatesi biberi..şalgam desen utanmasa fincanla getirecek..ekmek ayrı bi facia hiç girmiyim ona..sonuç ben=aç, aç=ben
Orda güzel yapan yerleri bulana kadar da benim için olsa da olur olmasa da halini aldı bizim bebeklikten 70e yediğimiz sey.Adana olmazsa lahmacun olur canım alala demeye basladım artık:) Yukardaki de sadece benim yaşadığım küçük bi örnek bunun gibi onlarca örnek verilebilir nesneler ve kişiler değiştirilerek
Vel hasılı kelam alışkanlıklardan vazgeçmek çok zor bişeydi benim için taa ki orda gecirdiğim zaman icerisinde. Alışkanlıklar beklentileri doğuruyor, o da olmayınca ''hüsran'' kavramı cıkıyor ortaya:) Ben orda 5 yıl boyunca çok hüsrana uğradım arkadaş,hayat vb şeylerden ve hepsinde bi öncekinden biraz daha az üzüldüm ve şaşırmamayı öğrendim artık. Her şey, her zaman bize uymayabilir ama dengenin bozulmaması için bizim onlara uymamız gerektiğini ve bunun şart olduğunu öğrendim.
Naçizane fikrim alışkanlıklarınızdan vazgeçebildiğiniz gün, en güçlü olduğunuz gündür cünkü size karşı art niyetli olanların en büyük kozunu elinden almış olursunuz:)
not: Balıkesir hayatımın en güzel 5 senesinin geçtiği yerdir yakınmalarıma bakmayın acemiliğime gelmişti sadece:)
bi de bi ricam var bu benim ilk blogumdu,ilk elin günahı olmaz biraz az hırpalarsanız sevinirm :)) zaman ayırdığınız icin tesekkürler iyi eğlenceler:
YORUMLAR
Evet ilk denemen bu blog. Güzel olmuş eline, yüreğine sağlık. Şaka bir yana hırpalanacak bir olay yok. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Biraz paragraflara dikkat, biraz da kelimelerin yazılışlarına. İllaki bu konularda hepimiz hata yapıyoruz. Diğer bloglarını bekliyoruz dart. :))
Günlük dolan mesaj haklarıda varmış bak sayende bunuda öğrendim dartinoooo :)