vefasızın son sözleri; hepimizin hayatında bir vefasız yari mutlaka olmuştur bakalım bu hikayede kendinizi bulabilecekmisiniz?

çok uzun seneler önce tanımıştı genç kız vefasız yarini. hani ilk aşk ilk heyecan derler ya belki de hayatı boyunca bu heyecanı bir daha yaşayamayacaktı.çünkü ilkti tabiî ki de son olmayacaktı…

orta okulun son senesiydi. bir kış günü tanımıştı vefasızı. yağmur yağıyordu, elinde kitapları okula doğru koşuyordu genç kız okulun kapısına geldiğinde kapıda duran bir gence çarptı “pardon” dedi ve dersine çıktı genç kız. öğlen  dersi bittiğinde aynı hızla okul merdivenlerinden indi kapıya koşturdu ve ne tesadüftür ki aynı oğlan kapıda en yakın arkadaşının yanında durmaktaydı. genç kız bir an duraksadı ve yanlarına gitti. “merhaba” dedi ve ortak arkadaşlarının vasıtasıyla tanıştılar. gel zaman git zaman aynı ortamlarda iyi arkadaş oldu genç kız ve bu çocuk. kız bir gün onu görünce içinin titrediğini fark etti ve kendine sordu “neden böyle hissediyorsun? neden her gün onu görmek istiyorsun? neden onu görmek için bahaneler üretiyorsun?”…

artık her şeyin farkındaydı genç kız ama korkuyordu delikanlı 18 yaşındaydı kızsa daha 14 . gel zaman git zaman birbirlerine karşı boş olmadıklarını ikisi de anlamıştı ve birbirlerine açıldılar. delikanlının üniversite çağı gelmişti. balıkesir de bir üniversiteyi kazanmıştı. ayrılık vakti geliyordu. genç kız üzülüyordu her gün görmeden duramadığı delikanlıdan 4 sene uzak kalacaktı. ama çare yoktu. bu sırada kızında okulu belli olacaktı. okullar bitmişti. kızda liseli olcaktı. kızın babası öğretmendi ve tayinleri bursa ya çıkmıştı. genç kız havalara uçuyordu sevgilisine yakın bir şehirde okuyacaktı. Belki de ayda bir bile olsa onu görebilecekti.

ve ayrılık vakti geldi… sımsıkı sarıldı genç kız sevgilisine bir tek cümle konuşabildi” beni unutma…” yutkundu otobüsü kalkerken. bir hafta sonra kızda bursa’ya gitmek için yola çıktı. bu sırada her gün telefonda konuşuyor ve birazda olsa hasret gideriyorlardı.genç kız 15 ağustos da bursa’ da olacağını söylemişti sevgilisine . 15 ağustos sabahı kız yola çıktı. bursa terminaline vardığında onu bir sürpriz bekliyordu. otobüsten iner inmez sevgilisine haber verecekti genç kız. otobüsü terminale geldiğinde valizini almak için bagaja yöneldi genç kız arkasından bir elin ona uzandığını hissetti korkuyla arkasına döndü sevgilisi karşısındaydı. sadece yarım saat onunla olabilmek için gelmişti. sımsıkı sarıldılar yine ve genç kız yine sevgilisini yolcu etti..

seneler birbirini kovaladı. ilişkileri gittikçe kuvvetleniyordu iki gencin gitgide daha çok bağlanıyorlar hep bir önceki günden daha çok seviyorlardı birbirlerini. genç kız üniversite sınavına girdikten sonra büyük bir sevinçle memleketine dönmüştü. sevgilisi garajda karşıladı kızı. artık her şey ciddiye gidiyordu delikanlının bir senesi vardı okulu için genç kız ise üniversiteyi kazanmış ve sevgilisinin yanında olabilmek için aynı üniversiteyi tercih etmişti. senelerdir devam eden bu ilişkiden artık ailelerinde haberi vardı.

o yaz genç kız ve delikanlı 2 günlük bir tatil planı yaparlar. planda en yakın arkadaşları canan ve aydında vardır. onlarda birliktedirler ve onlarda evlilik planları yapmaktadırlar.

beklenen gün gelmiştir büyük gün … delikanlı kızı evinden alırken yakın arkadaşı cananda onunla birliktedir. ardından oğlanın en yakın arkadaşı olan aydını alırlar ve yola çıkarlar. Foça’da ki oğlanın yazlığına giderler. evde su yoktur ve alış veriş yapılması gerekmektedir . aydın “ben gideyim su söyleyeyim hem de alış veriş yapar gelirim” der ve çıkar evden. oğlan kızdan bir kahve ister çok yorulduğunu söyler. kız hemen koşturur sevgilisine kahve yapmaya. cananda çok yorulduğu söyler ve yerinden kalkmaz.az sonra kapı çalınır. ama kapıyı açan yoktur. kız kahve yaptığı için kapıyı açamamaktadır. en sonunda sinirlenir ve odaya dalar. gördükleri karşısında şoka girmiştir genç kız ve bağırmaya başlar ” lanet olsun size nasıl yaptınız bunu bana” canan ve sevgilisini dudak dudağa yakalamıştır genç kız ve o an yığılır kalır…

her şey bitmiştir artık bitmez dediği aşkına ihaneti değdirmiştir oğlan artık o bir vefasızdır. 3 ay ağlar genç kız yataklara düşer yemek yemez konuşmaz sadece ağlar duyduğu her şarkıda daha çok ağlar. bunları yaşarken yanında sadece aydın vardır. aydında aldatılmıştır. o da hayalini yarım bırakmıştır düşlerinden vazgeçmiştir.

o kadar boşluktadır ki kız bir gün aydına evlenelim der. okulu geleceği her şeyinden vazgeçmiştir. bu olaydan 9 ay sonra aydın ve genç kız evlenir. 4 sene sonra bir oğulları olur. genç kız söylemese de delikanlıyla birlikte hayal ettikleri isimi oğluna verir. günler birbirini kovalar. genç kız mutsuzdur . evliliği de mutlu değildir. hep o vefasızdan almak istediği intikamın kurbanı olmuştur. vefasız artık onun için yoktur aslında ama o evde o kadar çaresizdir ki her dakika onu anar ve lanet eder.

yine bir gün telefon çalar genç kız telefonu açar ve “efendim” der. “kapatma” der karşıdaki. tam 10 sene geçmiştir üzerinden ama kız o sesi unutmamıştır. ürperir ve dinler. telefondaki vefasızdır. “bugün benim kına gecem ve yarın düğünüm var 10 sene önce ben ne hissettiysem bugün sende aynısını hisset” der ve kapatır telefonu. kız şaşkınlık içerisindedir biraz düşündükten sonra arayan numaraya geri döner. “şimdi sen sus ve dinle” der. ” yıllar önce sana bir beddua ettim hayatımı mahvettim bugün sana dua ediyorum bana hayatı acımazsızlığı öğrettin bana ihaneti öğretin şimdi senin için tek dileğim var ben ne yaşadıysam aynısını sende yaşa ve benden sana bir tavsiye bana yaşattıklarını bugün eşin olacak insana yaşatma.unutma bu hayat çok acımasız bir gün öyle bir tokat yersin ki işte o gün sende anlarsın 10 sene önce benim hissettiklerimi yolun açık olsun. ve son bir şey vefasız, yıllar önce sana bunu söylemiştim bugün yine söylüyorum beni unutma unutma ki yaşamak için sebebin olsun”der ve kapatır telefonu…

hiçbir zaman hayatınızın üzerine intikam yeminleri etmeyin çünkü en büyük yem siz olursunuz…