Sanki hayatı burada  yaşıyoruz  gibi geliyor bana.  Elinizde bir fincan; kimi ince belli, kimi kova misali çayla, pencereden değil de ekrandan,  Ahmet beyi   ya da Ayşe hanımı  değil de, bir niki bekliyormuşsunuz gibi geliyor bana..

  Takılıp kaldığınızı inkar ediyormuşsunuz gibi geliyor bana..

 Gelmeyenleri  ismini  bile bilmeden, siz de merak ediyormuşsunuz   gibi geliyor  bana…

 Teslim alınmış bir ihanet var burada, kelimelerin üzerinden sıyırdığımız yönde, içimize dokunanlara  oralı olmamaya çalışıyormuşsunuz gibi geliyor bana… İşler yoğun diye attığınız yalanlar iki dünyalı   olmuş  gibi geliyor bana. Kendinizi  ele vermemeye gayret ediyormuşsunuz  gibi geliyor bana.                    

 Herkesin kendine sakladığı düşlere hayat vermiş bir yer gibi geliyor burası bana. Verilen ikinci bir şans gibi..  Değerini  bilene diye düşünüyormuşsunuz  gibi geliyor bana.  Başkalarının yazdıklarıyla, biçimlendirdikleriyle burada da yaşamaya devam edecekmişsiniz  gibi geliyor bana. Katlanmış yalanlarınıza her gün yenisini ekliyormuşsunuz gibi geliyor bana.  Ama nefes alarak kullandığımız oksijenin hakkını burada da vermek zorundayız gibi geliyor bana.  Bizi biz yapan değerler burda da aynı gibi geliyor bana.

  Sanki kasılma noktanıza dokunmuşum gibi , yorumlarınızla  küstahlığınızı göstereceksiniz gibi geliyor bana.  Hazım her zaman zor bunu  bilmemezlikden  geliyormuşsunuz  ve ukelaya bak dermişsiniz  gibi, geliyorsunuz  bana…

  BABEL…