Dizilerimizde cesurca çekilen yatak sahnelerinin, neredeyse kırmızı noktalı film boyutuna taşınabilecek tecavüz sahnelerinin, utanmadan sıkılmadan belden aşağı yapılan gece 00:00 show larının yapıldığı bir televizyon anlayışımız var... Fakat bunlar olduğu halde, Kemal Sunal gibi dünyaya ünü duyulmuş bir sanatçımızın söylediği, "eşşoleşek" kelimesi sansürleniyor... İnsanın buna isyan etmemek elde değil....
Arkadaşımın daveti üzerine evine gittiğimde tv nin her zamanki yerinde olmadığını görmüş ve sormuştum.
Bozuldumu?
Yok çocuk kötü etkilenmesin diye sattık aslında bunu yapmamız önerildi ( öneren büyük yer) Peki dedim öneren kişi yada kişilerde tv yokmu?
Var. Onlar eğitim amaçlı kullanıyorlar.
Üniversite bitirmiş bir arkadaşım böyle düşünebiliyorsa yorum sizin... Yada yorumsuzum )))
Televizyonlardaki o işaretleride farklı yorumlayabiliriz belki; Televizyon seyretmekten neredeyse tamamen koptum. O yüzden işaretler artık beni etkilemiyor. Çünkü sizinde dediğiniz gibi ele avuca alınır bir dizi yada program bulmak o kadar zor ki; araya giren reklamlara +18 sınırı konulmalı bence :))) haksızmıyım ))))))))))
Güya çok çeşitli tv kanalları mevcut ancak hepsinde aynı sıra ile aynı haberler veriliyor. Ağız birliği edilmişcesine aynı yorumlarla sunuluyor bu haberler. Bende ağlayacak mecal kalmadı gülemiyorum bu kadar dayatmaya o yüzden kapadım televizyonu...
Paylaşımdı güzel seçim için teşekkürler. BEN BELGESEL İZLEMEYİ TERCİH EDİYORUM... YAŞ SINIRI GEREKTİRMİYOR )))
Tamam haklısınız hiçbiri çocuklara gençlere yönelik değil ama bunları izletip izletmemekte bizim elimizde değil mi ? ahh çok takıntılıyım bu konuda . Ben ilk 2 sene hiç tv açmadım evde çocuklarıma, sonrasında sadece çizgifilmler açılır oldu onlarda da sadece benim onay verdiklerim izlenebilir.
Ha ben izlemiyor muyum dünya kadar şey izliyorum ama herşeyi bilgisayarımdan canım istediği vakitte takip ediyorum .
Çocuk dediğin 21.00 da yatar , külkedisi ,pamuk prenses ,barbi bebek izler , araba bisiklet sürer bebeğini giydip evcilik oynar boya yapar kitap okur , erkenden eline oyuncak silah,cep telefonu bilgisayar verip şiddet içerikli oyunlar oynamasına müsade edilmez , en azından ben böyle düşünüyorum yapmaya çabalıyorum.
Paylaşım için teşekkürler Trapper
Bu konuda hemfikiriz Trapper, hem inanın bana sabah yayınlanan programlar bazen +18 degıl +25 bile kurtarmaz :)) ayrıca mirza sizede katılıyorum hergün birbirine şere.... diye hitablarda bulunurken insanlar KEMAL SUNAL'ın niye o lafını sansürlüyolar anlamış değilim..:)
Bu konuda hemfikir olmamak imkansız televizyon okadar hayatımızın içine girdi ki onla da olmuyor onsuzda gerçi görsel medya da yazılı medya da aynı eve gazete bile alamaz olduk nerde o tek kanallı günler....
Yazıda hafiften bir sansüre davet kokusu aldım ki asla onaylamam sansürü.
-Yanlış algılamış da olabilirim tabii.-
Aslolan otokontroldür.
Bunu, henüz kıyas yeteneği gelişmemiş küçükler için aileleri yapabilir, yazı sonunda çözüm olarak gösterdiğiniz gibi.
O işaretleri de, "Haa bak ona göre! Bunu bu yaş, şunu şu yaş izler. Hadi
bakim ona göre izle!" gibi dürtükleyerek yönlendirme, dayatma işareti
olarak algıladığım için hiç sevmiyorum.
"Ben akıl edemiyorum da ombudsman ediyor, o benim yerime en kralını düşünüyor." (!) gibi isyana hazırlayan bir his veriyor bana.
"....ulusal kanallarda hemen hemen bütün programlarda şiddet, ahlak dışı
davranış, cinsellik ve benzeri davranışlar körüklenirken.....",
".... dizilerde ensest ilişkiyi, kimin eli kimin cebinde belli olmaya
durumları, aldatmayı, kadına şiddeti, asmayı kesmeyi
görmüyormuyuz?....yazmışsınız.
- "Ahlak dışı davranış" kavramı göreceli bence.Size göre ahlaksızca
sayılan şey bana göre farklı yorum taşıyabilir, ya da tam tersi
olabilir.-
Bana bunlar biraz abartılı cümleler gelmiş olsa da onu geçiyor konuyla alakalı farklı bir düşünce taşıyorum.
"Bütün" olmasa da, saydığınız özellikler bu itoplumda hiç duyup görmediğimiz, çok şaşırtıcı şeyler mi?
Uzaylıların veya eskimoların yaşamlarında olan şeyleri anlatmıyorlar ki sonuçta...
-Hem bunları özendirici,imrendirici tarzda vermiyorlar bence.-
"Ayyy ne kaka şeyler bunlar püüü!" diye burun kıvırırken yan gözle,
kaçamak bakmak yerine -Eleştirmek için bakmak,izlemek gerekiyor ya
hani.;)- hoşlanmıyorsak öz denetimimizi sağlayamıyor muyuz biz?..
Toplumdaki olumsuz davranışların bütün suçunu tv programları ve dizilere yükleyerek körükçü günah keçisi görmek ne kadar doğru?
Önemli olan o öz denetimi olgunlaştıracak alt yapıyı güçlendirmek.
Tabii, ille tv izlemek zorunda olmadığımiz gibi bir alternatifimiz de var.
Bir de tersten düşünelim; diyelim ki tv.lerde hep, o söz ettiğiniz
şeylerden uzak, ütopik bir ortam sunan, yapay diyebileceğim şeylerin
verildiği kısıtlanmış, pembe gözlüklü ama mat programlar olsun, hep +sonsuz olsun.
Gerçek toplum değil, Alice'nin Harika Dünyası sergilensin, şırınga hep şerbetli olsun, nasıl bir ruh haline girerdik?
TV'yi çöpe atardım sanırım.:)
Bu konuda konuşulacak çok şey var da, uzun bile yazdım.:)
Sansüre hayır! diyerek bitiriyorum.
Tartışma iyidir. Bu ortamı düzgünce yaratan bir yazı olmuş.
Teşekkürler
YORUMLAR
Arkadaşımın daveti üzerine evine gittiğimde tv nin her zamanki yerinde olmadığını görmüş ve sormuştum.
Bozuldumu?
Yok çocuk kötü etkilenmesin diye sattık aslında bunu yapmamız önerildi ( öneren büyük yer) Peki dedim öneren kişi yada kişilerde tv yokmu?
Var. Onlar eğitim amaçlı kullanıyorlar.
Üniversite bitirmiş bir arkadaşım böyle düşünebiliyorsa yorum sizin... Yada yorumsuzum )))
Televizyonlardaki o işaretleride farklı yorumlayabiliriz belki; Televizyon seyretmekten neredeyse tamamen koptum. O yüzden işaretler artık beni etkilemiyor. Çünkü sizinde dediğiniz gibi ele avuca alınır bir dizi yada program bulmak o kadar zor ki; araya giren reklamlara +18 sınırı konulmalı bence :))) haksızmıyım ))))))))))
Güya çok çeşitli tv kanalları mevcut ancak hepsinde aynı sıra ile aynı haberler veriliyor. Ağız birliği edilmişcesine aynı yorumlarla sunuluyor bu haberler. Bende ağlayacak mecal kalmadı gülemiyorum bu kadar dayatmaya o yüzden kapadım televizyonu...
Paylaşımdı güzel seçim için teşekkürler. BEN BELGESEL İZLEMEYİ TERCİH EDİYORUM... YAŞ SINIRI GEREKTİRMİYOR )))
Ha ben izlemiyor muyum dünya kadar şey izliyorum ama herşeyi bilgisayarımdan canım istediği vakitte takip ediyorum .
Çocuk dediğin 21.00 da yatar , külkedisi ,pamuk prenses ,barbi bebek izler , araba bisiklet sürer bebeğini giydip evcilik oynar boya yapar kitap okur , erkenden eline oyuncak silah,cep telefonu bilgisayar verip şiddet içerikli oyunlar oynamasına müsade edilmez , en azından ben böyle düşünüyorum yapmaya çabalıyorum.
Paylaşım için teşekkürler Trapper
Yazıda hafiften bir sansüre davet kokusu aldım ki asla onaylamam sansürü.
-Yanlış algılamış da olabilirim tabii.-
Aslolan otokontroldür.
Bunu, henüz kıyas yeteneği gelişmemiş küçükler için aileleri yapabilir, yazı sonunda çözüm olarak gösterdiğiniz gibi.
O işaretleri de, "Haa bak ona göre! Bunu bu yaş, şunu şu yaş izler. Hadi bakim ona göre izle!" gibi dürtükleyerek yönlendirme, dayatma işareti olarak algıladığım için hiç sevmiyorum.
"Ben akıl edemiyorum da ombudsman ediyor, o benim yerime en kralını düşünüyor." (!) gibi isyana hazırlayan bir his veriyor bana.
"....ulusal kanallarda hemen hemen bütün programlarda şiddet, ahlak dışı davranış, cinsellik ve benzeri davranışlar körüklenirken.....",
".... dizilerde ensest ilişkiyi, kimin eli kimin cebinde belli olmaya durumları, aldatmayı, kadına şiddeti, asmayı kesmeyi görmüyormuyuz?....yazmışsınız.
- "Ahlak dışı davranış" kavramı göreceli bence.Size göre ahlaksızca sayılan şey bana göre farklı yorum taşıyabilir, ya da tam tersi olabilir.-
Bana bunlar biraz abartılı cümleler gelmiş olsa da onu geçiyor konuyla alakalı farklı bir düşünce taşıyorum.
"Bütün" olmasa da, saydığınız özellikler bu itoplumda hiç duyup görmediğimiz, çok şaşırtıcı şeyler mi?
Uzaylıların veya eskimoların yaşamlarında olan şeyleri anlatmıyorlar ki sonuçta...
-Hem bunları özendirici,imrendirici tarzda vermiyorlar bence.-
"Ayyy ne kaka şeyler bunlar püüü!" diye burun kıvırırken yan gözle, kaçamak bakmak yerine -Eleştirmek için bakmak,izlemek gerekiyor ya hani.;)- hoşlanmıyorsak öz denetimimizi sağlayamıyor muyuz biz?..
Toplumdaki olumsuz davranışların bütün suçunu tv programları ve dizilere yükleyerek körükçü günah keçisi görmek ne kadar doğru?
Önemli olan o öz denetimi olgunlaştıracak alt yapıyı güçlendirmek.
Tabii, ille tv izlemek zorunda olmadığımiz gibi bir alternatifimiz de var.
Bir de tersten düşünelim; diyelim ki tv.lerde hep, o söz ettiğiniz şeylerden uzak, ütopik bir ortam sunan, yapay diyebileceğim şeylerin verildiği kısıtlanmış, pembe gözlüklü ama mat programlar olsun, hep +sonsuz olsun.
Gerçek toplum değil, Alice'nin Harika Dünyası sergilensin, şırınga hep şerbetli olsun, nasıl bir ruh haline girerdik?
TV'yi çöpe atardım sanırım.:)
Bu konuda konuşulacak çok şey var da, uzun bile yazdım.:)
Sansüre hayır! diyerek bitiriyorum.
Tartışma iyidir. Bu ortamı düzgünce yaratan bir yazı olmuş.
Teşekkürler