gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

PARALEL EVREN...

05 Mart 2012, 22.51
A- A+

       ''Offff yine geç kaldım saate bak kaç olmuş,keşke o son ertele tuşuna basmasaydım'' diye söyleniyordu genç kız,hemen fırladı yatağından,elini yüzünü yıkadı,acele bir makyaj yaptı suratını şekilden şekile sokarak,bir çırpıda giyindi ve hemen mutfağa uğrayıp birşeyler atıştırdı, ayakkabılarını giyip çıktı evden,yolda yürürürken söyleniyordu kendi kendine ''servise yetişemessen yandın kızım o suratsız,kel müdür bu sefer kesin kovacak,off bu topuklularla da nasıl yetişeceksem artık'',aynen kızın dediği gibi olmuştu o topuklularla son yetişme çabası servis aracının tozunu yutmasına yetmişti sadece,cüzdanını çıkarıp ne kadar parasının olduğuna baktı,''yok bu para yetmez taksiye doğru otobüs durağına'' diye söylendi kendi kendine ''ah be kızım 1 dk daha önce çıksaydın evden yetişecektin,vur akılsız kafanı taşlara'' diyordu ve söylenmesi bir türlü bitmiyordu.Otobüs çok kalabalıktı ve orta sıralara doğru zar zor ilerlemişti,içeride dayanılmaz bir rutubet kokusu vardı,tam servise yetişip arka koltukta kestirmenin ne kadar güzel olabileceğini keşkeler arasında düşünürken,insanlardan bir uğultu geldiğini farketti,kalabalıktan birşey göremiyordu, o sırada önlerden bir ses ''sanırım kaza olmuş ileriden dumanlar yükseliyor trafik durdu'' diyordu...

       ''Offff yine geç kaldım saate bak kaç olmuş,keşke o son ertele tuşuna basmasaydım'' diye söyleniyordu genç kız,hemen fırladı yatağından,elini yüzünü yıkadı,acele bir makyaj yaptı suratını şekilden şekile sokarak,bir çırpıda giyindi ve hemen mutfağa uğrayıp birşeyler atıştırdı, ayakkabılarını giyip çıktı evden,yolda yürürürken söyleniyordu kendi kendine ''servise yetişemessen yandın kızım o suratsız,kel müdür bu sefer kesin kovacak,off bu topuklularla da nasıl yetişeceksem artık'',ama genç kız hızlanmasının mükafatını almıştı,soluk soluğa servise yetişmişti hatta sevincinden şöföre espri bile yapıyordu ''ayy Arif abi beni almadan gidiyordun aşk olsun sana'' en arkadaki koltuklara doğru ilerledi ''Nazlı günaydın,zor yetiştim yine ter içinde kaldım baksana'' diyordu,Nazlı pek oralı olmadı sadece hafif tebessümle başını sallıyordu,bizim kız arkadaki 5 li koltuklarda sağdaki cam kenarına gitti,taktı kulaklığını,kapadı gözlerini bir daha açamayacağını bilmeyerek,2 dk sonra büyük bir gürültü her yer duman,çığlıklar,haykırışlar....

       Binlerce yol var önümüzde,ama gittiğimiz yol tek,geride kalan yaşayamadığımız zamanların, gidemediğimiz yolların keşkeleri hep bizimle gelir,cebimizde taşırız sanki onları,hayıflanırız ''acaba nasıl olurdu'' dedirtir kaçırdığımızı düşündüğümüz yollar.Aslında tek bir an önümüzdeki tüm yolları değiştirebiliyor,bambaşka bir hayatın içine atıyor bizi,içinde bulunduğumuz zamanın hakkını vermek gerek,ha yapabiliyor muyum kendi adıma,pek sayılmaz ama servisi kaçırmanın dünyanın sonu olduğunu düşünen genç kızın,aslında servise yetişmenin O'nun için son olacağını bilememesi gibi bizde kaçırdığımız yollarda bizim için hayır mı var yoksa şer mi bilemiyoruz,belki de KADER adını verdiğimiz oldu bu kimbilir...PARALEL EVREN'de ne olabileceğini düşünmeden mevcut yolun hakkını vererek yaşamanız dileğimle Sevgi ve Saygılar...

      

          

YORUMLAR

05 Mart 2012, 23.35
Son durak 6(veya 7) " Geç kalan ve topuklu giyen kız"
Kader ve paralel evren lafları pek bir arada gitmemiş gibi.Bilim kurguyu çok severim,elinize sağlık...
05 Mart 2012, 23.57
Bazen bende olumsuz bir olayla karşılaştığımda,  esiyorum, gürlüyorum, sinirleniyorum. Ama belli bir zaman geçtikten sonra benim için hayırlısının bu olduğuna karar veriyorum. Bizim için neyin iyi neyin kötü olduğunu bilemiyoruz. 
Bende geçen gün beklediğim otobüsü kaçırdım, koştum...  koştum..  koştum.. 20 Dk sonra bir otobüs daha geldi ve benim gideceğim yerden geçen otobüs buymuş. İkisi de aynı numaraydı ama güzergahları farklıymış. Eğer yetişip, ona binseydim koşup sinirlendiğim yetmiyormuş gibi birde yanlış bindim diye küplere binecektim.
Her işte bir hayır vardır... Herkes servisi kaçıran kız kadar şanslı olsun.
Eline sağlık Trappppppp.
06 Mart 2012, 00.11
     "Paralel Evren" başlığını okuyunca aklıma AROG filmi geldi. Cem Yılmaz, mütemadiyen saatine bakarak bu ifadeyi kullanıyordu. Ordan kazınmış herhalde aklıma. Kader, çok girift ve aslında bir o kadar da basit bir konudur. "İnsan, kendi kaderini değiştirebilir" ve benzeri ifadeler çok komik gelir bana. Kitap okumakta olan bir insan, aniden bunu bırakıp spor yapmaya başlasa ve dese ki; "işte kaderimi değiştirdim". Bu bir hezeyandan ibarettir. Bu insana verilecek cevap şudur: "Hayır, sen kaderini değiştirmedin. Senin kaderinde önce kitap okumak, sonra da spor yapmak varmış". Kimi insan, bu ince çizginin farkında olmadığı için, kader hakkında olumsuz ifadeler kullanabilir. Aslında yorumlayacak pek fazla bir şey yok. Sizin ifadenizle "mevcut yolun hakkını vererek yaşamak" en iyisi, en güzeli.
06 Mart 2012, 01.54

Beynimi çok meşgul eden bir konuyu kaleme almışsın  trapprer.

   Belki şu an bir  başka parelelde yorum yapmıyorum,  veya  şuan uyuyorum.Diğer paralel de maç izliyorum.Bunun gibi binlerce  farklı  davranış.Ama sadece farkında olduğumu  yaşıyorum.. diye düşünmüşümdür  hep.Benim için muazzam bir konu .. dibi yok. O kadar çok  düşünürüm ki  bu konuyu,kendimi zikir çekiyor ,ibadet ediyor gibi görürürüm.Çünkü bu düşünceler içinde   yaradana   hayranlığımı  zikirden de öte devamlı  yinelerim.

  İnanıyorum ki, farkında olarak  yaşamak kadere yön  vermektir.Farkında  olmadan yaşamak kadere boyun eğmektir.Bize  sunulan hayatın her  anını  farkında olarak yaşamak, bir sonraki  adıma ışık tutar.Geleceği bilemiyor  olabiliriz, ama nereye  adım atacağımızı bilmek; farkındalıkla mümkündür.Ve o  her adım da  geleceğin şifresini verir bize.

 Emeğine  Sağlık..

Not: yorumum  günahıyla  sevabıyla  tamamen  kendi  düşüncelerimin ürünüdür.Ne ilmi  ne de manevi bir  dayanağı yoktur.Lütfen  ayarlarınızla oynamayınız.:)

06 Mart 2012, 01.58

 Yureginize parmaklariniza saglik .

bazan  ufak  kazalar buyuklerin onleyicisidir o an  dusunemeyiz fakat cok gorulmustur iyiki dedigimiz.

her serrin ardinda vardir bir hayir. rabbim hayirlari nasip etsin .

 

06 Mart 2012, 03.29
PARALEL  EVRENLER !!!!!!!!!!!!!!!  icinde  yasadigimiz  evren tek deyil.  Her birinde  farkli   fizik  kurallarinin  gecerli oldugu  sonsuz sayida  evren olmasi mümkün.! bizim evrenimiz  hava  kabarciklarindan  olusan bir Denizin icindeki  sayisiz  kabarciktan birisi  olabilir.  bu bir fizik teorisi   kaderde  dene bilir..   güzel  anlatmisiniz  sevdim:)
06 Mart 2012, 03.41
kel alaka bir başlık seçmişsiniz.En azından ilgisi olanlara saygınız olsaydı da bilmediğiniz ,anlamını tam kavrayamadığınız bir konuyu başlık yapmasaydınız..
06 Mart 2012, 06.54
abi nerden ilham aldığını öğrenmem lazım :)))) hatta Kemal Sunal şekli çatıya falan mı çıksam havadar yerlerde takılsam acaba senin gibi yazılar çıkartabilirmiym :))) yapmakta fayda var diye düşünüyorum .. İşin aslı şu ki yine Trapper ustam yine bir şaheser emeğine kalemine sağlık ustam teşekkürler kendime bu yazı sayesinde biraz olsun moral verebildm ..
06 Mart 2012, 13.17
geriye baktığımızda keşkelerimizin olması belki de pişmanlıklarımızın olması şuan yaşadığımız anı değiştirmiyor..hayatı akışına bırakmak gerekiyor, herşeyde vardır bir hayır demek en doğrusu bana göre..
06 Mart 2012, 14.32
var.koridorlar mesela.bulunduğumuz mekanları bölen zaman ve ayrıca !!! mekan koridorları var.biliniyorki ağızdan çıkan her atom havada bir fotoğraf çekip asılı kalıyormuş.bu yüzden zengin tekno devler havada datasını içinde saklayan asılı kalmış bu atomların peşindeler.efendim işte karunun hazinesinden tutalımda firavunun hazinelerine kadar hepsini arıyorlarmış
06 Mart 2012, 16.07

 

Merhaba Trapper

Kimbilir şimdi hangi paralel evrende hangi sorunlarla uğraşıyoruz. Bilebilirmiyiz ki...

Git gidebildiğin kadar.

Herzamanki gibi yine güzel bir yazı.

Gönülden Tebrikler.

06 Mart 2012, 18.08
Bu hikayedeki kız kesinlikle Türk değil. Çünkü Türk olsa, ilk hikayedeki durumda, servisi kaçırdığını fark edince, cüzdanında yeterli parayı görmeyince, en azından taksiye atlayıp, servise yetişecek kadar taksiyi kullanabilir böylece, iş yerine olan mesafeye yetmese bile parası, servise yetişecek kadar harcayabilirdi. Bu durumda hem otobüsteki rutubet kokusunu çekmez, hem de muhtemelen servis kaza yaptıktan sonra orada olacağı için zarar görmezdi.

Yorumu yapınca 2 konu aklıma geldi ama Türklerin pratik zekası olayını, başak bir zaman saklayıp, acaba diğer yolu tercih etseydik nasıl olurduyu ben çok düşünürüm. Misal İstanbul trafiğinde yolun kapalı olduğunu görüp, alternatif yoldan gidip, ileride yol aynı noktada birleşince, keşke yol ayrımında tanıdık biri olsaydı, o da öbür yoldan gitseydi de, şimdi arasaydım nerede olduğunu öğrenmek için diye hayıflanırım.

Efendim? Farklı Yol olayını tamamen yanlış mı anladım? Olsun, o da farklı yol, bu da farklı yol :)
06 Mart 2012, 20.27
Bu duyguyu, evet bu duyguyu; yıllar önce Kelebek Etkisi adlı filmi izleyince yaşamıştım...
Hayat, belli aralıklarla çeşitli yollar çıkarır karşımıza, Bazı şeyleri seçmemizi ister yani bazı şeylerden vazgeçmemizi, İhtimaller hakkında düşünmek o kadar yorucudur ki çoğu zaman yeter be!! en iyisini yapmışım diyip devam ederiz hayatımıza...
Hangi yol nereye çıkardı sorusuna cevap arayacağımıza, bulunduğumuz yol nasıl aydınlatabilir diye çaba sarfetsek daha faydalı olmaz mı?
07 Mart 2012, 02.16
Geç olsun güç olmasın yorumum dedim ve bi kaç satır ekliyim..

Benzer bir durumu kuzenim yaşamıştı. Yıllar önce sınav için tutulmuş bi otobüsü kaçırmış ve o otobüs kaza yapmıştı.. Aynı il ve çevresinden bir çok insan o kazada hayatını kaybetmişti.

Van depreminde de bi öğretmenden bahsetmişlerdi.Yanılmıyorsam, Afyon depreminde ailesini kaybeden küçük  kız, yıllar sonra öğretmenlik için atandığı Van depremde hayatını kaybetmişti..


Hayat bize bir çok yollar sunuyor, bazen küçük aksiliklerle ikinci yolu seçiyoruz, bazen tercihlerimiz-inandıklarımız doğrultusunda  bize uygun yolu seçiyoruz. Biz ilk yolu seçmemenin pişmanllığını yaşarken, ilk yol sonunda yaşananlar da düşündürüyor.
Bundan sonra da sanırım kadere daha çok inanmaya başlıyoruz...

Sözlerine katılıyorum, fazla sorgulamadan, yormadan, yorulmadan yaşamalı bu hayatı ve kadere inanmalı...

Eline ve yüreğine sağlık...

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın