KADINLARIMIZ...
06 Mart 2012, 21.54 A- A+Araştırmalar gösteriyor ki dünya üzerinde en çok işlenen suç kadına karşı şiddet. Buna karşılık en çok ceza verilen suçun kadına karşı şiddet olmasını beklemeliyiz ama durum tam tersi. En az cezalandırılan suç kadına karşı şiddet.
Dünya üzerinde her yıl yaklaşık (elbette bu tespit edilebilen) 4.000.000 kadının fuhuşa zorlandığı görülmektedir. Ayrıca cinsel kölelik üzerinden yılda elde edilen gelir üç aşağı beş yukarı on iki milyar dolar.
Dünya üzerindeki her üç kadından en az biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da başka şekilde suiistimal edilmiştir.
1994 yılında sadece Ruanda soykırımı esnasında tecavüze uğrayan kadın sayısı 250.000 ile 500.000 arasında olarak tahmin edilmektedir.
Tüm bunlar internet sayesinde birkaç saniyede elde edilebilecek olan bilgiler. Bu bilgilerin gölgesi altında tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Kadınlar için özel günler önemlidir. Kutlamak gerekir. Çünkü bunu beklerler, kutlamadığınız zaman da dünyayı insana dar ederler. Peki neden bu kadar tepki verirler acaba ? Özel gün kutlandığı zaman kendilerini daha değerli hissettikleri için mi ? Bilmiyorum, bunu onlara sormak lazım. Ben kendi bildiklerim hakkında yazayım o zaman…
Ben bana verilen değeri özel günlerin kutlanması ( doğum günü ) ile ölçen biri değilim. Biri için değerli olmak yılda birkaç kez hatırlanmak anlamına gelmemeli. Birkaç satır yukarıda dünya üzerinde kadınlara yapılanlara baktığımızda “ bu dünya kadınlar günü sanki bir göz boyama“ çabası gibi…Kabul edelim artık, kadınlar değersiz ve biz onlara yılda bir gün vererek değerli olduklarına inandırmaya çalışıyoruz. Haksız mıyım ?
Bir toplumun medyası o toplumun aynasıdır. İşte medyamızda kadın profili.
- En ateşli dudaklar : Yapılan bir ankete göre ülkemizdeki erkekler en çok …… yı öpmek istiyor. Manken ……. bu sayede adından sıkça söz ettirmeye devam edecek gibi. ( Dudakları olmasa kimse adını bile anmayacak sanırım )
- Nasıl oturacağını bilemedi : Manken …… giymiş olduğu mini etek yüzünden nasıl oturacağını bilemedi. Frikik vermemek için çok uğraştı. ( Tabi isteyerek ya da istemeyerek frikik verdi. Sanki kendisi süper ligte hakem )
- Bu sahneler çok konuşulacak : Oyuncu …… ile …… nun Zart Zurt filmindeki sevişme sahneleri olay yarattı. …… sanat için gerekirse bundan sonra da soyunabileceğini söyledi. ( Soyunmadan sanat olmaz. )
- O yaşıtları kadar şanslı değil : Yaşıtları okul sıralarında bilgi edinirken …… kardeşlerine bakmak zorunda. Ülkemizde tüm çabalara rağmen maalesef kız çocukları hala okula gönderilmiyor. ( Erkekler okuyup adam olacaklar. Kızlar okumasa da olur.)
- Koca dayağına daha fazla dayanamadı : …… 8 yıllık eşinin devamlı kendisini dövmesine dayanamadı. Dün yine içkili olarak eve gelen kocası ….. nin kendisini dövmesi üzerine gece uyurken bilmem kaç yerinden bıçaklayarak öldürdü. ( Dayağın üzerine katil damgası da yemiş oldu. )
- Kandırıldılar : Bilmem nere uyruklu 3 kadın internet üzerinden tanıştıkları 24 yaşındaki …….. ve 28 yaşındaki ……. tarafından tuzağa düşürüldü. İddialara göre evlilik vaadiyle kandırılan kadınlar …… mevkisinde bir bağ evine kapatıldı. Günlerce işkence görüp, tecavüze uğradılar.
- Tecavüzcüsü ile evlenecek : ….. 3 ay önce 5 kişi tarafından tecavüze uğradı. Çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan …. lardan …. nın kendisi ile evlenmeyi kabul etmesi üzerine sanıklar mahkemece serbest bırakıldı. ( Allah’ım düşmanım başına vermesin, amin )
Daha saymaya gerek var mı bilmiyorum. Ayrıca 8 Mart günü televizyonlarda günün önem ve anlamına binaen şu tür haberler yer alacaktır.
“ Ülkemizde kadınlara seçme seçilme hakkı 1933 yılında verilmiştir. “ . Büyük lütuf olmuş hakikaten. Kadınlarımıza verdiğimiz değeri ikiye katlamışız. Hâlbuki Mümtehine Suresi 12. ayette kadınların biatlarının kabul edildiği belirtilmiş olup bu hak kendilerine 1400 yıl önce Kuran-ı Kerimde verilmiştir. 1400 yıl boyunca bu hakkı kullanmalarına mani olanlar utansın!
Ya nerdeyse unutuyordum. Reklamlar!
- Kravatı daha çok erkekler takar ama kravat reklamında mini eteği ile buz pateni yapan bir kadın oynar.
- Erkek parfüm reklamlarında erkek parfümü üzerine sıkar tüm kadınlar peşinden koşar.
- Bilmem ne marka duş jeli reklamında hiçbir erkek oyuncunun bacaklarına jeli sürdüğüne şahit oldunuz mu?
Uzatmaya gerek yok. Birçok reklamda kadın meta olarak kullanılmakta değil mi? Ya yazmadan yapamayacağım, kusuruma bakmayın lütfen. Birçok reklam artık mahrem yerlerini göstermeden bir kadını en seksi ve en çıplak nasıl gösterimizin hesabını yapmıyor mu? Hem cinselliği korumak hem de oyuncuların belli yerlerini göstermemek için birçok reklamda kadınları garip hareketler yaparken görmüyor muyuz? Gerçi bazen yüzlerini saklıyorlar. Yazık!
Ne kadınları ne de kendimizi kandıralım. Değer vermiyoruz kadınlara, aslında onlarda kendilerine değer vermiyorlar sanırım. Bu konuda da yazarım belki de…
Evet, değerli bayanlar. Dünya nüfusunun %49,7 sini oluşturuyorsunuz. Bizler %0,3 daha fazlayız sizden. Eee elinizdekilerle yetinin, malum fazla olan biziz.
Evet…. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun.Hem iki gün önceden kutladım:) Kalın sağlıcakla…TuRK…
YORUMLAR
Ben sanmıyorum, buna inanıyorum. Reklamlar demişken benimde çok dikkatimi çekmiştir. Fayans reklamlarından, köpek mamalarına kadar neden sadece kadınların kullanıldığını anlamak bizce çok zor değil. Anlamayanda azcık daha fazla kafa yorsun:)
Bloğunu yine çok beğendim. Sen hep burda kal ve hep yaz;)
Bir erkeğin ağzından bunları duymak çok güzeldi.. Elinize sağlık
Henüz yirmibeşindeyken kocasını kaybedip, dört evladıyla sefalet içinde yaşam savaşı veren bir kadın o !
Çocuklarına bakmak için bir okulda hademelik yapmış bir kadın...
Nur içinde yat canım annanem....
Tv programlarını ben yargılamıyorum, çünkü bizler istiyoruz ve yapıyorlar... Hatta Ülke olarak tam birer dizi kolik hale geldik.. ( e zaten bizim gidiceğimiz yolu, yapıcağımız işleri birileri düşünüyor ve çiziyor, bizede elimize çekirdek alıp dizi izlemek kalıyor napalım.....)
Bir kanala bayan Z çıksa ( Z sanatçısı ten göstermeden de mesleğini layıkı ile icra edenlerden) başka bir kanalda ona rakip olarak, yarım zeka bi karış kumaşla çıkan bayan H yi izlemek varken, Z' yi kim ne yapsın öyle dimi..
Kadına şiddete gelince, kadına şiddet uygulayan erkek ezik, çaresiz ve güvensiz, hasta ruhlu bir adamdır ancak... ( cehalet) Aldatmakta aynı çerçeve içerisinde yer alıyor bence..
Kadına hakaret, bu da aslında laf arasında kaybolan bir konu.. Erkek, kadın karşısında kendini ezik hissettiği anda en can alıcı noktadan vurur HAKARET! ya da ardından konuşur. Nasılsa kadın.... Çamur at izi kalsın!
Kadın konusunda, önce erkekler zihinlerini yenilemeli ve kadına bakış açılarını değiştirmeliler diye düşünüyorum...
Kadına yönelik şiddet, hakaret konusunda aslında bunu erkek odaklı çevirerek konuşsak belki daha iyi sonuçlar da alabiliriz.. Belki birileri utanır, söz konusu kadın değil de erkek olunca bakış açıları değişebilir kanısındayım.. Bu başlıklar da kadınları güçsüz, çaresiz ve eksik gösterip erkekler gözünde kolay lokma gibi görünmesıne neden oluyor bence....
Yüreğinize sağlık...
!!! BİR KADIN AĞLARKEN ÇOK DİKKAT EDİN!!!
!!! ÇÜNKİ ALLAH ONLARIN GÖZ YAŞLARINI SAYAR!!!
Kadınlarımız ne kadar özgür nekadar çağdaş ve ne kadar eğitimli. kadınlarımızın özgürlüğünden söz edebilmek için bunlara bakmak gerekir..çocuklarımızı anneler yetiştirir.. aile içinde erkeğe destekçi her zaman kadındır..Anaların eşlerin eğitimli ve özgür olmaları gerekirki bir toplumun gerçekten özgür medeni olduğunu soyliyebilelim. özgür bikadın ancak özgür bireyler yetiştiriri. benliğini kimliğini koruyabilir. haklarını savuna bilir. ve kendisini ileri noktalara taşıyabilir...
Türkiyemizde kadın olmak çok zordur. hele anadoluda kırsal kesimlerde kadın olmak çok daha zordur..bir taraftan annelik rütbesine erişmişken ö te yandan eş olmanın yükünü çekerler. kadın olmanın haklı gururunu yaşıyolarmı bilinmez... kırsal kesimde o zorluklarda kadın olmak çilelidir hayatları adeta iyilik meleği gibi koşturur dururlar. neler yokturki fedakarlıklarında. o yüreklerin içine sığdırılmış hayat mücadelesinde elleri öpülesi cennet ayakları altına serilen analarımız kadınlarımız...
Evet zordur bizde kadın olmak hayat yorgunluğunun izlerini taşır .her bir kederli yüz ifadesi niyetleri..safiyane. fedakarlıkları ile sabırların zirvesindedirler ...
___________Kelimelerikifayetsiz kılan kadın
Seni gül gönül nasıl yabana atsın
Hangi yürek seni kaleme alsın
O kalem seni nasıl yansıtıp yazssın
sol yanı saran özde var olan cansın
Bilen için ey kadın senki şifasın
!!! KADINLARIMIZIN KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN !!!!
Off offf size burada iki kelime ile nasıl anlatayım ben size kendimizi....Narin varlıklarızdır bizz vesselam:) Vazgeçilmez olanda biz ulaşılmaz olanda...Kısaca Tanrı'nın erkeğe hediye ettiği muhteşem varlıklarız biz:))
Kaınlarınıza değer verin, sevin onları, gözlerinin içine bakın...
Kabul ediyorum bazen çekilmez olabiliyoruz;)
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...SAYGILAR EFENDİM...
Kadınlar günü mü?
Saçmaaaaaa....Aşağılayıcı........
Böyle bir günün var olması bile insanlık olarak ne zavallı bir halde olduğumuzun göstergesi benim gözümde...
Hala kadın-erkek eşitliği tartışmalarının yapılıyor olması ne acı!
Allah aşkına kimse "kadınlar günü" mü kutlamasın...Beni hasta etmesinnnn...(zaten hastayım,evde istirahatteyim.Bir de kadınlar günü kutlamalarını hiç çekememmmm)
1.)kadınların çevrelerinde süper manyetik bir alan oluşturmalı normal durumlarda etkisiz olan bu alan en küçük bir şiddet algıladığında çalışır hale gelmeli tercihen şiddet uygulayan kişiyi de etkisiz hale getirmeli.ayrıca hiçbir yan etkisi olmamalı
2.)amazonların yaşayış şekline geri dönülmeli erkekler üreme ve çalışma dışında hiç bir hakka sahip olmamalı bir nevi köle gibi hizmet etmeli.böylelikle kadınlara şiddet uygulayamayacaklar ve 8 mart işlevini kaybedecek yok olacaktır,erkekleri koruma adına yeni bir gün ortaya çıkması konumuz dışındadır
3.)kadınlar ve erkekler yalıtılmış özel bölgelerle birbirinden ayrılmalı üreme bilimsel metotlarla özel merkezlerde yapılmalı.çocuklar yine özel bölgelerde yetiştirilmeli ergenliğe giren gençler kendi bölgelerine transfer edilmeli. hormonların çalışmasını engelleyen yan etkisiz ilaçlar geliştirilmeli ki aşk yok olsun böylece olası bir ayaklanmaya mahal kalmasın(bunu bir bilim kurgu filmden arakladım galiba tam böyle değil ama benziyor)
4.)herkes bir arada yaşasın ama geliştirilmiş özel bir ilaç erkelerin "id"indeki saldırganlığı yok etsin.böylece pamuk kıvamında erkek bireylerle mutlu bir geleceğe adım atılsın.kadınlardaki saldırganlık konumuz dışındadır.
5.)"erkekler günü" ortaya çıkarılsın ve eşitlik sağlansın.böylelikle bu 2 gün eşitliğinde kadınlar aşağılanmamış olacaktır en azından.ayrıca piyasa yeni bir özel gün kazanıp yapılan kampanyalarla canlanacaktır ekonomi gelişecektir istihdam artacaktır toplumsal refah sağlandığından insanlar birbirlerine saldırmak yerine enerjilerini kitap okuyarak sinemaya ve tiyatroya giderek hatta bonzai yaparak kullanacaklardır. bonzai yaparken katledilmiş bitkiler konumuz dışındadır.
6.)tüm kadınlar ninjalık eğitimi alsın kan gövdeyi götürsün. bundan etkilenen çocukların psikolojisi konumuz dışındadır
7.)erkeklere düşüncelerindeki eyleme dönüşecek saldırganlığı algılayan süper çipler takılsın.bu çipler tam saldıracakları anda öldürmeyen ama süründüren bir elektrik akımı vererek şiddet olaylarının önüne geçsin.şiddetin güçlüden güçsüze doğru uygulandığını baz alırsak şiddet görmeyen birey kendinden güçsüze şiddet uygulamayacak ve huzurlu bir toplumun temeli atılacaktır.insanların birbirine uyguladığı maddi güçten kaynaklanan psikolojik şiddet konumuz dışındadır
8.)erkekleri yok edelim 8 mart ta yok olsun ahu da ben de hasta olmayalım konu çözülsün (bu da bir çözüm konumuz dahilinde, yarar zarar oranı dikkate alındığında en son çözüm olma özelliği taşıyor o ayrı)
kadınlar günü...kutlansa bi dert kutlanmasa bir dert, kimi kutlanıldığında mutlu olur(tabi kutlayanların verdiği önem ölçüsünde) kimi de gerçekten bir güne sığdırıldığından geçiştirildiğinden dolayı saçma bulur.''yer damar damar inasanlar kısım kısım''mış insan dediğimiz varlık ta bir erkek ve bir kadından ibaret değil mi? erkek görünüm itibariyle güçlü, sert, ototriter(bu neye baz alınıyorsa) kadınsa narin, hassas, sessiz çabuk solan çiçek gibi..diğer taraftan her ikisi de yalancı, dürüst, saygın, çapkın, merhametli...sayabileceğimiz bir sürü hasletleri var.toplum olarak öteden beri ataerkil bir aile yapısına sahibiz,hal böyle olunca erkek, yapısal gücünü iktidari güç belleyip otoritesini buna dayalı kurmaya çalışıyor, kadında kabullenirse amenna yok baş kaldırırsa boynunu bükmeyip dik durursa sonu ŞİDDET!
kadın, kadınlar gününde kocasından çiçek istiyor kutlaması için, adam bunu bahane bilip tekme tokat dövüyor..eğitim şart deniyor ya her mevzuda iş bu noktaya gelince eğitim filan kar etmiyor, ayrıca üniversite mezunları erkekler ve kadınlar bu durumlara maruz kalanlar arasında...
aslında öyle hassas ve geniş bir konu ki söylenecek hem çok şey var hemde koca bir hiç..başkalrına bakmaktansa kadın da erkekte önce kendilerine bi baksalar aynada, kendi değerlerini kendileri görseler, anlayabilseler ne güzel olur..
ayrıca sevgili Türk böyle bir konuya değindiğiniz için özellikle bir erkek olarak, teşekküre değer buldum, elinize sağlık..
Sevgili kardeşim TuRK_38,
sizin yazılarınızı severek okuyorum. Güzel bir kaleminiz var.
Bu defa, konu farklı olduğu için, içerik hakkında biraz dokundurasım, bazı bölümleri azıcık örseleyesim var ama affola.:)
Öncelikle, 8 MART ve 1 MAYIS tarihleri, benim için en özel günlerdir.
Önemini, bu günlerin tarihçesini iyice okuduğumuzda görebiliriz.
İnsanın, daha insanca yaşaması için verilen savaşları, bugün,o günlere göre nispeten kazanılan ve kullanılan hakları, bu kazanımlar için ödenen bedelleri; bu yolda verilen canları, dökülen kanları öğrendiğimizde, bu günlerin çiçek, kolye, küpe vs. verilecek değil, anılacak ve üzerinde durup düşünebilir, nerelerden gelip nerelerde durduğumuzu, kazanıp da habersiz yaşadığımız için bilmeden ödün verdiğimiz haklarımızı irdeleyebiliriz...
Yazınızda bu konuya dair bir şey göremedim.:)
Yaşanan kadın sorunlarına dair, kendinizden örneklemeli veriler, ,ipuçları sunmuşsunuz ama,sağ olunuz.;)
İlk örnek:
"... Kadınlar için özel günler önemlidir. Kutlamak gerekir. Çünkü bunu beklerler, kutlamadığınız zaman da dünyayı insana dar ederler." ......!
Nasıl yani?
"AMAN DUR ŞUNU BİR KUTLAYIM DA AĞZI KAPANSIN! DÜNYAYI BANA DAR ETMESİN! UĞRAŞAMAM ŞİMDİ."
gibi mi?:)
Kendi adıma bu tür niyetli bir kutlamayı reddediyorum.:)
İkinci örnek:
"Bizler %0.3 daha fazlayız sizden. Eee elinizdekilerle yetinin. Malum fazla olan biziz." cümlenizi şaka bile olsa -ki sözedilen kadın sorunlarının kökünde işte bu erkek bakışı yatar. Hem de çok ciddi biçimde.- bence çok itici ve incitici geldi...
"ELİNDEKİYLE YETİN! OTUR OTURDUĞUN YERDE! ALLAHTAN DAHA BE...NIMI İSTİYOSUN?! AL O ZAMAN GÖZÜNE GÖZÜNE!"
Bu mudur yani?..:)
Neden SİZ-BİZ?
Kadın ve erkek birbirini tamamlayanlarsa bu ayrım neden?
İnsan olarak, birey olarak görebilmek çok mu zor? İşlere mi gelmiyor?..
Yazınızın bir yerindeki, aslında Türk kadını için çok çok çok önemli bir kazanım olan Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesi konusunda sezdiğim -Umarım yanlış algılamışımdır.- bir hafifseme, bir alaysı tavır da rahatsız etti açıkçası.
Atatürkü'ümüzü saygı ve minnetle bir kez daha anıyorum...
-Yasaların net kuralları ve net yaptırımları vardır. Ancak, dinler, tarih boyunca güç için hep saldırıya uğramış, yozlaştırılmaya çalışılmıştır.-
Yazınızın pek çok yerinde, şiddetten söz ederken cinsellikten söz edilmiş.
Çıplaklık beni çok rahatsız etmiyor güzelse.
Sonuçta çıplak geldik, çıplak gideceğiz. Sorun ne gözle baktığımızda...
Ben güzelmiş diye bakarım, öteki "Aboooovvv!" diye bakar, beriki "Ulan şunu var ya...." diye...
Hani şiddete uğramış kadın gibi gösteriliyor ya o mankenler, modeller, çoğu bu dünyada yaşayan milyonlarca erkekten daha güçlü, en azından ekonomik anlamda ki ekonomik güç en önemli güç bence.
Fuhuş konusu da para gücü amaçlı. Ekonominin baş kuralıdır, Arz-Talep meselesi.
Talep varsa arzedilir. Talep eden kim? Erkekler. Kullanıp köle ettikleri de güçsüz kadınlar...
Zaten meselenin özünde bu güç yatıyor, yani emperyalizm!
Emperyalizm için insan kavramı yoktur, düzenini devam ettirecek makinelerinin dişlilerinin dönmesi amaçtır.
İnsan faktörü, onun için dişlilerinde öğüteceği materyallerdir.
Burada kadının daha fazla ezilmesinin nedeni, çarka kapılmış, -fizik olarak sadece- daha güçlü olan erkeklerin can acısıyla -Teşbihte hata olmaz.- "Eşeğini dövemeyen semerini döver" tavrına girmesidir bence.
Ne zaman"Saçı uzun aklı kısa." reflekslerini, "Ya benimsin ya toprağın" tarzı aşırı sahipleniciliği eritiriz yavaş yavaş,
ne zaman bu kafaları toprağa gömüp evlatlarımızı, olması gerektiği gibi; kız çocuklarımızı erkek çocuklarımızda bir adım geride bırakmaktan vaz geçerek yetiştiririz,
ne zaman, "Kadınları güçlü ve mutlu olan toplumların güçlü ve mutlu olduğunu algıyabilir ve hayata geçirebiliriz, o zaman bu sorunların yavaş yavaş yok olduğunu görürüz ama...
"Ama"sı var işte...
Her "Ama" sözcüğü, bir önceki cümlenin yalan ya da kandırma makinesidir ne yazık ki...
Yazınızın sonunda öze gelmiş ve "Değer vermiyoruz kadınlara." demişsiniz.
Umut işte...
Bunları yazmaya neden olduğunuz için teşekkürler.
Sevgiler
Küçük not: -Yazmadan edemeyeceğim-
Sevgili bilgeguness çok yaşayın.:)
Harika yorumdu,çok eğlendim.:))
bence 7 madde tek tek denensin ahu, hangisi başarılı olursa o kalsın hiçbiri olmadı 8. madde uygulansın.
acı bir gerçek ama kısa vadede şiddeti önlemenin en geçerli yolu yine şiddet
Yorum yapan tüm arkadaşlara teşekkürler. Hatta eksik kaldığım birçok yönün açığa çıkarılmış olması da güzel. Daha yazılacak çok mevzu var bu da bir gerçek. Ben bir iki konuyu açıklama ihtiyacı hissettim. Müsadenizle...
Sat_Agraha örselemeleriniz hiç yara vermedi. Hatta memnun bile oldum. Sonuçta fikirlerinizi yazmışsınız, saygıyla karşılıyorum. Özellikle şahsınızın yorumuna özel bir iki noktayı vurgulama ihtiyacı hissettim. Hemen belirteyim bu ihtiyaç size karşı olmam sebebiyle değil kendimi ifade edebilmek sebebiyle ortaya çıktı.
%0.3 hesabını yanlış yapmışım:) %0.6 olmalıydı. Evet, yazarken bile tereddüt yaşadım, espirimin yanlış anlaşılabileceğini düşündüm. Hatta sizin de vurguladığınız gibi itici olabileceğini bile düşündüm açıkcası. Ama yazıverdim. Amaç şakaydı, ama becerememişim.
Özel kutlamakla ilgili bölüm ise aslında erkeklerin bir çoğunun sırf bayanları susturma amaçlı kutlama çabası içerisine girdiğine vurgu yapmak içindi. Paragrafın son iki cümlesinde bayanları eleştirmeye çalıştım, demeye çalıştığım bir iki kutlamayla mutlu olmayın idi.
Kadınlara seçme hakkı meselesine gelince. Ben orada hiç birşeyi küçük görmedim aslında, 1933 den önce hakkı olana hakkını vermeyipte dindarım diyenlere vurgu yapma amacı hissettim. 1400 yıldır vermeyen utansın yazmamda ki amaç bu idi. Ancak bu konuda birçok kişinin bilmediği bir kaç ince ayrıntı söz konusu. Suistimale uygun olduğundan burda paylaşmak ihtiyacı hissetmiyorum. Çünkü Atatürk konusunda en az sizin kadar hassas bir insanımdır inanın.Ama kadınlarımızın bu hakkı ansıl aldıklarına dair bir araştırma yapmanızı tavsiye edeceğim.
Yorumumum sonunda bazı hususlarda yanlış anlaşıldığımı görmekten dolayı üzüntümü belirtmek isterim. Amacım kırmak, inciltmek değildi. Yazı ile anlatmak yerine sözlerle ve mimiklerle anlatabilme imkanım olsaydı daha net anlaşılabilirdim sanırım.
Belirtilen hususlarda daha dikkatli olmaya çalışacağımı belirtip yorumuma son vereyim:)
sevgili kardeşim, hassasiyetin için çok teşekkür ederim.
Çok haklısınız, yüz yüze konuşmakla daha rahat ve kolay anlaşabiliyoruz hepimiz.
Yazı dilinde yanlış algılamlar olabiliyor ne kadar özensek de.
Yeni yazılarınızı bekliyoruz.
Sevgiler