Bazı şeyler vardır, sizin için henüz yapılmamıştır ama planlanmıştır. Belki yapılamayacaktırda ama bunu bilmek ya da ne bileyim hissetmek, yapılmasından daha mutlu eder insanı. Kısaca düşünülmek, önemsenmek. Bunu illede göstermek gerekmiyor. Yarım kalmış bir cümlede bile bunu anlayabiliyoruz.
Keşke sürekli yazsanız, keyifle okuduğum bir yazı oldu.
Bir yazıyı okurken kafamda canlandırabiliyorsam ve kendimi yazıdaki hikayenin içinde bulabiliyorsam ''işte budur'' diyorum.O kadar içten ve hissederek bir anlatım olmuş ki bir an Şinasi,Şevki,Şakir,Şaban,Şadan ya da her ne ise o Ş ile başlayan isim kendiimi O'nun yerine koydum.Düşünsemize İLAN-I AŞK anı,duvara yazı yazıyorsunuz ve tam bitecekken bekçi gelip SOBE diyor,dünyanın sonu gibi gelir O an...yazık ismi Ş ile başlayan kardeşimize ya da abimize:).
Bu arada yazının sonunda bir kez daha gördük ki,kadınlar bazen salağa yatarlar ve durumu anlamamış gibi yaparlar,sevdiğini bilirler SENİ SEVİYORUM lafını duymak isterler,özlendiklerini hissederler SENİ ÖZLEDİM demenizi beklerler ,yazının BEKÇİ'ye yazılmadığını bilirler SENİ SEVİYORUM NATTYYYYYYY denmesini ve bunun yüksek sesle söylenmesini isterler.Son bir şey daha,gerçekten de dost ile sevgili arasındaki çizgi çok incedir aman çizgiye basmayalım:)...Çok keyifli bir yazıydı,benzer maceraların devamı gelsin...AH ŞİNASİ AH:)))...
Keyifli ve sarmalayan bir yazıydı.Elinize sağlık.
İki yakın dost arkadaş bunlar arasından aşk başlayınca üzülüyorum ben.Hemen aklıma annemin ergenlikten beri beynime kazımaya çalıştığı ve benim inatla reddettiğim şu cümleler geliyor bir kız ve bir erkek dost olamaz kızların ve erkeklerin dost olacaklarına inanmıyorum.
Neyse ki ben inanıyorum
Böyle bir durumla karşılaşmak istemezdim sizin için zor olmalı
Öykü çok güzel ve sevimli...Ama daha sonra ne olduğunu da bilmek isterim doğrusu:) Bu kadar paylaşımdan sonra az da olsa hakkımız değil mi? Kısacık da olsa yazar mısınız lütfen?Onlar erdi mi muradına? Biz kerevetine çıkalım mı???
Duru, su gibi akan güzel bir öykü okudum.
Ellerinize sağlık.
Etrafımızda görüyoruz; şahane biçimde arkadaş olabilen bir kişi - sizinle ya da bir başkasıyla- sevgili hallerine girdiğinde berbat biri olabiliyor...
Öyle her şeyi merak etmem ama bazen bu tip sonu belirsiz, ucu açık bırakılmış yazıları okuduğumda "Acaba n'oldu sonu?" demekten kendimi alamıyorum.
Hakikaten n'oldu? :)))
Teşekkürler paylaşımınız için.
Sevgiler
Sonunu merak edenlere....
Nolucak, adam; aşk ve kariyer arasında tercih yapmak durumunda kalmıştır.Ve karşılık bulamayınca kendini kariyerine adamıştır. Birçoğumuzun şahit olduğu; ve bir çok yerde karşımıza çıkan '' bel fıtığı tedavisi yapılır.. tel 0212.... '' şeklindeki duvar yazıları o isimsiz kahramanın kariyerinde geldiği noktayı gösterir.Dağda, taşta, viyadüklerde, üst geçitlerde okuduğumuz bu imzasız yazıların kahramanın gerçek hikayesinin başlangıç noktasıdır yukardaki blog. Aşk kariyerin önünde büyük bir engel. Anladım ki baklava da aşkın önünde engelmiş.:))
natty; gelen sorulardan kurtarmaya çalıştım seni..Ama merak ettim, baklava planlarını :))
Bir erkek ve bayan dost arkadaş olabilir.. fakat kuralları vardır :) bu kurallara uymassanız sizinle asla bi erkek arkadaş kalamaz ..1. güzelseniz 2. evet gerek yok başka şıkka sadece yeterli gzel olmanız eğer güzelsenız hiç bi erkek siznle sadece arkadaş kalmak istemicektir yeterli bi sebb diilmi .. ))))
Sizi blog yazarı olarak görmek ne güzel...
hoşgeldiniz.
Ama ama ama orkidecim ben de annene katılıyorum :) bir tarafta birşeyler değişiyor zamanla genelde .
Ben de hikayenizin sonunu merak ettim ? keşke siz de Ş 'yi seviyor olsanız :)
Bu blog tam bir baklava tadında olmuş:)) baklavalar gamyundan:))
ASI_KES27 Hayal gemisinin kaptanı:)
Dost ile duygusal bağ arasında ince bir çizgi bile yok bence. Seven insan en iyi dosttur. Öyle olmak zorundadır, yoksa seven olmazdı.
Sevgi ile dostluk birleştirilebildiğinde anlamlı ve uyumlu birliktelik yaşanabilir. Sadece sevgili veya dost olmak tek başına yeterli değildir.
Tüm iyi kalpli insanlara hem dost hem de sevgili olabilecek insanlar temenni ediyorum.
Bekçi mevzusu geçince hatırlarsanız size dün bir şikayetim olmuştu. HAni şu sapık meselesi:) Son cümlemi bilmem hatırlayabilecek misiniz?
natty, içten bir paylaşım olmakla beraber anlatımda gayet hoş olmuş. İboyuda yanına alıp gece vakti duvar boyamak, sonrada bekçiden kaçmak nasıl desem ben kolay kolay yapmazdım sanırım. Sayın Ş... yi de tebrik etmek gerekir.
sade ve akıcı bir dil, bir çırpıda okunan uygun uzunlukta cümleler. eğlenceli bir hikaye
güzeldi.
Karşı cinsten arkadaşlarımız, dostlarımız yalnız kalıncalar ilk yapacakları çevrelerindeki sevgili potansiyellerini farketmektir. O potansiyeller ne yapacak her daim dost kalabilmek adına yalnız kalan arkadaşlarına sevgili ayarlayacaklar böylelikle herkes mutlu olacak.
Ben hariç, şu anda beni sadece bir tepsi baklava mutlu edebilir o derece yani...
Sizi blog yazar mıydınız?;-)Diğer Operatör arkadaşları da bekleriz bloğ köşe yazarlığına.;-)Ama (gerçek) operatör nickler ile...Devamı gelmesi dileğiyle..
sayın sevgili dostum Ş seninde canın benimki kadar yanmış..seni anlıyor ve acını paylaşıyorum.. gözlerinden öpüyorum sevgili kardeşim S
Öyle bir arkadaşımın olmasını isterdim.. Değerini bilmek gerek böyle insanların gerçekten
"seni seviyoRDUM" olmadan, tren kaçmadan, dünya işlerini bir yerde düşünmeden kalbin sesi dinlenmeli..
kaçan trenin ardından bakakalıp öküz olmaktansa, trenin önüne atlayıp yaşanacak her ne varsa yaşanmalı, sırf "KEŞKE" dememek için...
ben keşke dedim, diyorum ve sanırım hala diyeceğim... öyleyse ben bir... :)
Türk filmi tadında bir yazı olmuş.Bir solukta okudum.Paylaşımınız için tskler.. Ş..nin hakkını vermek lazım.Çok cesaretliymiş :) Fakat karşılıksız olması hazin geliyor biraz...
yureginize saglik guzel bir yazi olmus canimda baklava cekti :)
eskiler atesle barut yan yana durmaz derdi hep:D
bazen tek tarafli bazende her iki tarafinda icinde firtinalar kopabiliyor bazen dile getirilmiyo dostunu kaybedeceginden sanirim kaybetmektense boyle hep yanimda olsun dusuncesi ile. bi komsum anlatmisti buna benzer bi hikaye, komsumun hikayesinde sonuc acilamamak ve gelen baska kismetlere kapi acmak, her ikiside sevseydi derdi diyerek acilamamis, tabi yillar sonra coluk cocuk buyuyupte ortak arkadaslari sayesinde cikmis ortaya ancak tren kacmis:(( umarim bu hikaye mutlu sonla noktalanmis olsun umarimm.
Samimi ve hissederek yazılmış bir blog. Beğenerek okudum...
Köşebaşlarında buluşup "Seni seviyorum aşşşkımm" diye sarılan 16-17 yaşındaki çocukların hallerini düşünüyorum. -Aşklarını küçümsediğimden değil, hâşâ-. Ama aşk çok daha derin, çok daha anlamlı olmalı. Ayakları yere basmalı. Ulaşamamaktan gelen bir ihtiras veya cinsel tutkulardan ibaret olmamalı. Öylesine aşk da denmez ya zaten. Evet aşk çok şeyi barındırır. Sevgiyi, şefkati ve şehveti.. Ve acıyı... Düşününce insanın içini cız ettirmeli aşk. Yüreğini heyecan kaplamalı insanın. Göğsü genişlemeli. İçi içine sığmamalı...
Neden yazdım bunları? Ne bileyim, içimden geldi yazdım. Hızımı alamadım uzattım. Affola.
Güzel yazıydı. Yazanın ellerine sağlık.. Teşekkürler.
YORUMLAR
Keşke sürekli yazsanız, keyifle okuduğum bir yazı oldu.
Bir yazıyı okurken kafamda canlandırabiliyorsam ve kendimi yazıdaki hikayenin içinde bulabiliyorsam ''işte budur'' diyorum.O kadar içten ve hissederek bir anlatım olmuş ki bir an Şinasi,Şevki,Şakir,Şaban,Şadan ya da her ne ise o Ş ile başlayan isim kendiimi O'nun yerine koydum.Düşünsemize İLAN-I AŞK anı,duvara yazı yazıyorsunuz ve tam bitecekken bekçi gelip SOBE diyor,dünyanın sonu gibi gelir O an...yazık ismi Ş ile başlayan kardeşimize ya da abimize:).
Bu arada yazının sonunda bir kez daha gördük ki,kadınlar bazen salağa yatarlar ve durumu anlamamış gibi yaparlar,sevdiğini bilirler SENİ SEVİYORUM lafını duymak isterler,özlendiklerini hissederler SENİ ÖZLEDİM demenizi beklerler ,yazının BEKÇİ'ye yazılmadığını bilirler SENİ SEVİYORUM NATTYYYYYYY denmesini ve bunun yüksek sesle söylenmesini isterler.Son bir şey daha,gerçekten de dost ile sevgili arasındaki çizgi çok incedir aman çizgiye basmayalım:)...Çok keyifli bir yazıydı,benzer maceraların devamı gelsin...AH ŞİNASİ AH:)))...
Ellerinize sağlık.
Etrafımızda görüyoruz; şahane biçimde arkadaş olabilen bir kişi - sizinle ya da bir başkasıyla- sevgili hallerine girdiğinde berbat biri olabiliyor...
Öyle her şeyi merak etmem ama bazen bu tip sonu belirsiz, ucu açık bırakılmış yazıları okuduğumda "Acaba n'oldu sonu?" demekten kendimi alamıyorum.
Hakikaten n'oldu? :)))
Teşekkürler paylaşımınız için.
Sevgiler
Sonunu merak edenlere....
Nolucak, adam; aşk ve kariyer arasında tercih yapmak durumunda kalmıştır.Ve karşılık bulamayınca kendini kariyerine adamıştır. Birçoğumuzun şahit olduğu; ve bir çok yerde karşımıza çıkan '' bel fıtığı tedavisi yapılır.. tel 0212.... '' şeklindeki duvar yazıları o isimsiz kahramanın kariyerinde geldiği noktayı gösterir.Dağda, taşta, viyadüklerde, üst geçitlerde okuduğumuz bu imzasız yazıların kahramanın gerçek hikayesinin başlangıç noktasıdır yukardaki blog. Aşk kariyerin önünde büyük bir engel. Anladım ki baklava da aşkın önünde engelmiş.:))
natty; gelen sorulardan kurtarmaya çalıştım seni..Ama merak ettim, baklava planlarını :))
Sizi blog yazarı olarak görmek ne güzel...
hoşgeldiniz.
Ben de hikayenizin sonunu merak ettim ? keşke siz de Ş 'yi seviyor olsanız :)
Bu blog tam bir baklava tadında olmuş:)) baklavalar gamyundan:))
ASI_KES27 Hayal gemisinin kaptanı:)
Dost ile duygusal bağ arasında ince bir çizgi bile yok bence. Seven insan en iyi dosttur. Öyle olmak zorundadır, yoksa seven olmazdı.
Sevgi ile dostluk birleştirilebildiğinde anlamlı ve uyumlu birliktelik yaşanabilir. Sadece sevgili veya dost olmak tek başına yeterli değildir.
Tüm iyi kalpli insanlara hem dost hem de sevgili olabilecek insanlar temenni ediyorum.
Bekçi mevzusu geçince hatırlarsanız size dün bir şikayetim olmuştu. HAni şu sapık meselesi:) Son cümlemi bilmem hatırlayabilecek misiniz?
natty, içten bir paylaşım olmakla beraber anlatımda gayet hoş olmuş. İboyuda yanına alıp gece vakti duvar boyamak, sonrada bekçiden kaçmak nasıl desem ben kolay kolay yapmazdım sanırım. Sayın Ş... yi de tebrik etmek gerekir.
güzeldi.
Karşı cinsten arkadaşlarımız, dostlarımız yalnız kalıncalar ilk yapacakları çevrelerindeki sevgili potansiyellerini farketmektir. O potansiyeller ne yapacak her daim dost kalabilmek adına yalnız kalan arkadaşlarına sevgili ayarlayacaklar böylelikle herkes mutlu olacak.
Ben hariç, şu anda beni sadece bir tepsi baklava mutlu edebilir o derece yani...
"seni seviyoRDUM" olmadan, tren kaçmadan, dünya işlerini bir yerde düşünmeden kalbin sesi dinlenmeli..
kaçan trenin ardından bakakalıp öküz olmaktansa, trenin önüne atlayıp yaşanacak her ne varsa yaşanmalı, sırf "KEŞKE" dememek için...
ben keşke dedim, diyorum ve sanırım hala diyeceğim... öyleyse ben bir... :)
yureginize saglik guzel bir yazi olmus canimda baklava cekti :)
eskiler atesle barut yan yana durmaz derdi hep:D
bazen tek tarafli bazende her iki tarafinda icinde firtinalar kopabiliyor bazen dile getirilmiyo dostunu kaybedeceginden sanirim kaybetmektense boyle hep yanimda olsun dusuncesi ile. bi komsum anlatmisti buna benzer bi hikaye, komsumun hikayesinde sonuc acilamamak ve gelen baska kismetlere kapi acmak, her ikiside sevseydi derdi diyerek acilamamis, tabi yillar sonra coluk cocuk buyuyupte ortak arkadaslari sayesinde cikmis ortaya ancak tren kacmis:(( umarim bu hikaye mutlu sonla noktalanmis olsun umarimm.
Samimi ve hissederek yazılmış bir blog. Beğenerek okudum...
Köşebaşlarında buluşup "Seni seviyorum aşşşkımm" diye sarılan 16-17 yaşındaki çocukların hallerini düşünüyorum. -Aşklarını küçümsediğimden değil, hâşâ-. Ama aşk çok daha derin, çok daha anlamlı olmalı. Ayakları yere basmalı. Ulaşamamaktan gelen bir ihtiras veya cinsel tutkulardan ibaret olmamalı. Öylesine aşk da denmez ya zaten. Evet aşk çok şeyi barındırır. Sevgiyi, şefkati ve şehveti.. Ve acıyı... Düşününce insanın içini cız ettirmeli aşk. Yüreğini heyecan kaplamalı insanın. Göğsü genişlemeli. İçi içine sığmamalı...
Neden yazdım bunları? Ne bileyim, içimden geldi yazdım. Hızımı alamadım uzattım. Affola.
Güzel yazıydı. Yazanın ellerine sağlık.. Teşekkürler.