..İLGİ EKSİKLİĞİ..
14 Mart 2012, 12.31 A- A+Ben sana küsüm hıh / 22
Aa neden ki
Sen beni hiç arayıp, sormuyorsun
Olur mu canım daha dün konuştuk ya
Olsun yinede küsüm ilgilenmedin benle ( zorla alacak o ilgiyi kaçarın yok )
Dün konuşman yetmez bu gün gördüğünde sanki hollywood yıldızı görmüş gibi ilgilenmeliydin onunla.
İlgi eksikliği, bazen saçmalamamıza, bazen hastalıklı gibi davranmamıza, bazen çocuklaşmamıza, bazen yalanlar söylememize ve ilgiye sevgiye muhtaç bir kedi yavrusuna dönüşmemize neden oluyor.
Egomuz sürekli dikkat çekmemizi, bizi dinlemelerini, saygı görmemizi ve özel bulunmamızı ister. O kadar alışmışız ki buna sürekli biri bizimle ilgilensin pof poflasın, odak noktası olalım, sürekli egomuzu tatmin edecek şeyler söylensin 7 sen sen sen sen densin.
Bir süre sonra bu olay aşırı bencilliğe ve başkalarını kenara itip, kendimizi ön plana çıkarmaya kadar gidiyor.
Baktı ki ilgi başka yere kaymış, hemen o kişinin yanında biter, ona gösterilen ilgiden de faydalanmak ister. Hani bir ünlü ile tanışsınızdır, etrafa da o benim arkadaşım diyerek hava atarsınız, birden ilgi topağı oluşur üstünüzde o hesap işte. İlgiyi ondan kapmak istersiniz. Artık bu ilgi eksikliğinden çok ilgi arsızlığına dönüşür. Ama asla normal bir insan gibi de davranamazsınız karşınızdakinin halini vaktini bile sormazsınız sorsanız bile cevap önemli değildir sizin için, sadece kendinizden bahsetmek için alt yapı hazırlarsınız şöyle ki;
—Nasılsın canım
İy…( daha lafı bitmeden keser)
—Bende iyiyim işte, dışarı çıktım bunaldım iyi değilim bugün sen neler yaptın
Bende arkadaşlar…. ( yine tamamlayamadı )
—Ay sorma canım üşütmüşüm arkadaşlar ziyarete geldi çiçekler böcekler getirmişler el üstünde tuttular beni sağ olsunlar( karşılaştığı değil, olmasını istediği bu )
Çok geçmiş olsun dikkat et kendine, sen bize lazımsın özletme
Özel kapatıldı ( oysaki hiçbir şey söyleyemediniz ama o istediğini aldı. Konuşmanın içine dalıp, konuyu sürekli kendine getirdi, ilgi oluşturmaya çalıştı sonrada özeli suratınıza kapadı)
Bu kişileri eleştirdiğinizde ise;
—Ay ben ne haldeyim sen biliyor musun? Nelerle uğraşıyorum sen bana neler diyorsun
Hayırdır ne oldu
—Sorma amcam rahatsızlandı ( burada devreye yalan giriyor)
Geçmiş olsun bilmiyordum özür dilerim dikkat et kendine
—Teşekkürler ( Hem kendini eleştiriden kurtardı, hem arkası kesilmeyecek bir ilgi ağacı buldu, hem de karşısındakinin vicdanını rahatsız ederek, ona daha iyi davranmasını sağladı ve yanlışlarını bu numarayla kapattı)
sen insanları yanında, yalanlar ile tutuyorsan, onlar zaten yoklar demektir. Ve bu hal insanları da bir süre sonra sıkar ve gördüklerinde;
__Off ya ilgisayar da geldi
*aman abi renk verme, uyuma pozisyonunu al şimdi hiç çekemem
—kaç kurtar kendini kardeşim beni yakaladı.
* keşke özellerde de Bot olsa da, otomatik pilota bıraksak.
Aslında üzülmüyor da değilim bu duruma ama böyle olmak zorunda değil ki, bunu yaşam biçimi haline getirmişse bir insan, sürekli yeni stratejiler bulması lazım, her gün her dk ilgiyi kendi üstüne çekmesi kolay olmasa gerek. Ve bu bencilliğe iter, İçimizden bir ses, heyy ! ‘’Bana bakın, ben çok farklıyım, söyleyeceklerim sizinkilerden daha önemli, ben sizden daha başarılıyım’’ der. Bir zaman sonra depresyona bunalıma girmesine sebep olacak ve sağlıklı bir ruh haliyle hareket edemeyecek duruma gelir.
Ve Sonra yeni stratejiler bulmak için ortadan bir süre kaybolur. Malum malzemesi de tükenmiştir ve oda yorulmuştur artık. Özletmek ister kendini, eksikliğini hissettirmek ve nerdesin yahu sen dedirtebilmek, aslında uzaklaşınca içi içini yer ama sırf geldiğinde o ilgi, alakayı görmek için katlanır. Ne demişler beklenen gün gelecekse çekilecek acı kutsaldır.
Neyse bana ayrılan sürenin sonuna geldim, demem o ki, paylaşımcı olalım sevgiyi, başarıyı, üzüntüyü, mutluluğu paylaştığımız gibi ilgiyi de paylaşalım. Atalım egolarımızı bir kenara ve öncelikle mükemmel olmadığımızın kanısına varalım. Sonrada hayatın tadına varalım.
YORUMLAR
Öncelikle bu yazdığın konuya 2 özlü sözle dahil olmak istiyorum.Nortbam Lee zamanında ''Çevrenizde ilgi uyandırmak istiyorsanız,başkaları ile ilgilenmeyi biliniz'' demiş.Sara Bernbardt ise ''İlgisini yitiren gençliğini de yitirir'' demiş.Yani demek oluyor ki hayata karşı motivasyonumuzun ve direncimizin yüksek olması için hepimizin belli oranda ilgiye ihtiyacı var fakat bu ilgiyi toplarken başkalarına ilgisiz kalmak seninde belirttiğin üzere bencilce.İcraatlarımızla ilgi çekmek gayet insani bir durum fakat icraat bittiği anda suni ilgi arayışı etrafımızdakileri yok saymamızı beraberinde getirir.Zaman zaman belki de farkında olmadan hepimiz yaparız bunu ama yaşam tarzımız tamamıyla buna dönüyorsa o zaman sonumuz geldi demektir.Seninde belirttiğin gibi ''rol çalmak'' kaçınılmaz son olur.Bak şimdi bende yorumu uzatarak konuyu uzatıp,senden rol çalcam.Ama ne yapayım üzerinde çok düşündüğüm bir konuyu yazmışsın:).
Hepimiz daha önemli olduğumuzu hissettiğimiz ortamlarda olmak isteriz,daha değer gördüğümüz,daha çok fikirlerimize değer verilen ortamlar steril yaşam alanlarıdır.ESARETİN BEDELİ filmini izleyenler olmuştur mutlaka.Benim için özel bir filmdir,defalarca izleyip her karesinde farklı birşeyler yakalamışımdır.Hapishanede geçen bu filmde ömrünün büyük bir kısmını o ortamda geçirmiş yaşlı bir adam var.Hapishanenin kütüphane sorumlusu yani o ortam için önemli,kitaplar konusunda O'na danışılıyor,insanlara tavsiyede bulunuyor,hapishane de yaşasa da bu durum O'na yaşam enerjisi veriyor.Hapishaneden çıkma zamanı gelince ''ben dışarıda ne yaparım'' paniği yaşıyor,çünkü dışarıda önem arz etmeyen,sıradan biri olacak,kimse O'na danışmayacak,kendini önemli hissetmeyecek,e suni ilgi yaratma şansı da yok,sözde özgür geçen 3. günün sonunda kendini asıyor.Yani demem o ki,hepimiz önemsenmek isteriz,ilgi görmek,değer verildiğini bilmek isteriz fakat bu ilgiyi anlık kurgularımızla yaratıyorsak yani senin deyiminle ''ilgisayar'' gibi davranıyorsak yalnız kalmaya mahkum oluruz.Çok uzattım farkındayım,demek ki ilgiye ihtiyacım var:).Harika bir yazıydı zeytin,bu yazı bir icraat ise sen ilgiyi kaleminle almış olacaksın:).Teşekkürler...
Ellerine, gözlerine sağlık.
Aşırı ilgi isteğinin "Konversiyon bozukluğu" adı altında psikolojide yeri var. Kadınlarda daha çok görülüyormuş -:)- ve eğitim düzeyi ile doğru orantılı olarak seyrediyormuş. Bunlara asla "Senin bir şeyin yok." denmemeliymiş çünkü daha beter oluyorlarmış, falan filan...
Psikolojik açıklamalardansa yazıdaki ifade ve örneklerle anlatılmış olması bana çok daha keyif verdi açıkçası.
Her yazını olduğu gibi bunu da çok beğendim, teşekkürler.
Bir slogan atarak bitiriyorum:
İlgi beklenmez, alınır!
Sevgiler
Ve Sonra yeni stratejiler bulmak için ortadan bir süre kaybolur. Malum malzemesi de tükenmiştir ve oda yorulmuştur artık. Özletmek ister kendini, eksikliğini hissettirmek ve nerdesin yahu sen dedirtebilmek, aslında uzaklaşınca içi içini yer ama sırf geldiğinde o ilgi, alakayı görmek için katlanır. Ne demişler beklenen gün gelecekse çekilecek acı kutsaldır.
Güzel dokundurmuşsun , ellerine sağlık ...
Çok güzeldi teşekkürler zeytin :-)