SANAL MUT(suz)LULUK
28 Mart 2012, 17.32 A- A+
Mutluluk; bazen para, bazen bir tebessüm, dokunuş, bazen tek bir sözcüktür bence. Mutlu olmak için bu hayatta yaptığımız bir çok şey saçma olsa da, biz bunları yapmaya saçma olduğunu bile bile devam ederiz...
Mesela birini seversiniz, onun tek bir kelimesi size binbir umut açarken, onun için hiçbir şey ifade etmez o kelime. Ama mutlu olursunuz yine de karşıdakinin sevmediğini bile bile, başlarsınız yine hayaller peşinde koşmaya. Saçmalık işte :)
Olumsuzluklarımız varsa yalan söylemeye başlarız, yalan söylemek bizi neden mutlu eder ki? Ama " yalan söylemeyen hiç kimse kalmadı bu hayatta ne olacak " diye düşünmek bizi rahatlatır ve yalanımızla mutlu olmaya çalışırız. Bir saçmalık daha eklendi
...
Bir sakız alırız içinde fallar olan, zengin olacaksın, iş bulacaksın, o seni seviyor, bir adım git yeter o sana on adım gelecek gibi yazılar çıkar içinden... Bunun üzerine hemen gider şans oyunlarına atlarız zengin olmak hayali ile, bütün şehire dağıttığın iş başvuru formlarını tekrar yeniler veririz iş bulacaz diye, sevdiğin insana bir değil 15 adım gideriz o 20 adım geriye kaçar, ama herşeye rağmen umutlarımızı kırmayız, mutlu olmaya çalışırız ya olursa diye... Bu da saçmalıktır aslında...
Neyse bunlar sadece her insanın bazen başvurduğu çok pembe saçmalıklardır, aslında masumcadır.. Gelelim gamyuna, ben herkes gibi gamyuna girip ama girenleri eleştirenler gibi yapmak istemiyorum... Bilakis kendime batıracam iğneyi...
Gamyunda bizi mutlu eden ne var diye sordum kendime bugun... Birinden etkilenirsin ertesi gün başka masada başkasıyla görür üzülürsün, biriyle arkadaş olursun bakarsın bütün sırlarını birilerine anlatmış, hayal kırıklığına uğrar üzülürsün, oyun kaybeder üzülürsün, süsün biter üzülürsün, rengin biter üzülürsün, internetin kesilir üzülürsün, günün 12 saatti nette bulunursun, 5 dakika elektrik kesilir sinir krizi geçirirsin, banlanır üzülürsün vs... Düşünürsün ben kendime ne yapıyorum, neden burdayım, neden ailemin yanında değilim, yüzlerini hiç görmediğim insanlarla neden bu kadar vakit geçirme isteği duyuyorum.. Düşündüğün vakit, herşey sana o kadar saçma gelir ki; o an gamyundan soğursun ama daha sonraaa... Aklın başına gelir mi? hayır, yine gelmeye devam edersin...Aynı şeyleri tekrarlarsın. Sen artık buraya bağımlısındı, en kötüsü de bunun farkında olmaktır, farkında olmak ama bir şey yapmamak... Aslında mutsuzuz ama mutlu sanıyoruz. Bile bile...
Bana sanalın gerçek yüzünü anlatan arkadaşlarım oluyor, bilmiyorum sanıyorlar anlattıkları şeyleri. Hayır, bal gibi biliyorum... Benim gibi olan o kadar çok kişi var ki burda, son yazdığım paragrafta kendini bulan o kadar çok kişi var ki... Bizim için çözüm yolları olan arkadaşlar, fikirlerinizi bekliyoruzzz bakalım etkili olacak bir fikir çıkacak mı :)))
Mesela birini seversiniz, onun tek bir kelimesi size binbir umut açarken, onun için hiçbir şey ifade etmez o kelime. Ama mutlu olursunuz yine de karşıdakinin sevmediğini bile bile, başlarsınız yine hayaller peşinde koşmaya. Saçmalık işte :)
Olumsuzluklarımız varsa yalan söylemeye başlarız, yalan söylemek bizi neden mutlu eder ki? Ama " yalan söylemeyen hiç kimse kalmadı bu hayatta ne olacak " diye düşünmek bizi rahatlatır ve yalanımızla mutlu olmaya çalışırız. Bir saçmalık daha eklendi
...
Bir sakız alırız içinde fallar olan, zengin olacaksın, iş bulacaksın, o seni seviyor, bir adım git yeter o sana on adım gelecek gibi yazılar çıkar içinden... Bunun üzerine hemen gider şans oyunlarına atlarız zengin olmak hayali ile, bütün şehire dağıttığın iş başvuru formlarını tekrar yeniler veririz iş bulacaz diye, sevdiğin insana bir değil 15 adım gideriz o 20 adım geriye kaçar, ama herşeye rağmen umutlarımızı kırmayız, mutlu olmaya çalışırız ya olursa diye... Bu da saçmalıktır aslında...
Neyse bunlar sadece her insanın bazen başvurduğu çok pembe saçmalıklardır, aslında masumcadır.. Gelelim gamyuna, ben herkes gibi gamyuna girip ama girenleri eleştirenler gibi yapmak istemiyorum... Bilakis kendime batıracam iğneyi...
Gamyunda bizi mutlu eden ne var diye sordum kendime bugun... Birinden etkilenirsin ertesi gün başka masada başkasıyla görür üzülürsün, biriyle arkadaş olursun bakarsın bütün sırlarını birilerine anlatmış, hayal kırıklığına uğrar üzülürsün, oyun kaybeder üzülürsün, süsün biter üzülürsün, rengin biter üzülürsün, internetin kesilir üzülürsün, günün 12 saatti nette bulunursun, 5 dakika elektrik kesilir sinir krizi geçirirsin, banlanır üzülürsün vs... Düşünürsün ben kendime ne yapıyorum, neden burdayım, neden ailemin yanında değilim, yüzlerini hiç görmediğim insanlarla neden bu kadar vakit geçirme isteği duyuyorum.. Düşündüğün vakit, herşey sana o kadar saçma gelir ki; o an gamyundan soğursun ama daha sonraaa... Aklın başına gelir mi? hayır, yine gelmeye devam edersin...Aynı şeyleri tekrarlarsın. Sen artık buraya bağımlısındı, en kötüsü de bunun farkında olmaktır, farkında olmak ama bir şey yapmamak... Aslında mutsuzuz ama mutlu sanıyoruz. Bile bile...
Bana sanalın gerçek yüzünü anlatan arkadaşlarım oluyor, bilmiyorum sanıyorlar anlattıkları şeyleri. Hayır, bal gibi biliyorum... Benim gibi olan o kadar çok kişi var ki burda, son yazdığım paragrafta kendini bulan o kadar çok kişi var ki... Bizim için çözüm yolları olan arkadaşlar, fikirlerinizi bekliyoruzzz bakalım etkili olacak bir fikir çıkacak mı :)))
YORUMLAR
hersey gercek hayattakı gıbı acı deıl en azından burda gercek hayatta hep uzulecegımıze sanal hayatta sanal mutluluklar yasamak daha hosda ondan burdayız bence:D
Ne yapalım çözüm ne sorusuna gelince ben 6 yıl bir online oyun oynadım. Günde yakşalık 5-6 saat. Aile hayatı kalmıyor, sosyal ilişki kalmıyor. eşimin yatmasını bekleyip oyuna oturuyordum desem bağımlılığın boyutlarını anlatmış olurum sanırım. Ne yaptım oynadığım karakteri birine verdim. herşeyi sattım savdım. İçimdeki kocaman bi boşluk oldu. Doldurcak bişey bulamadan aylarca gezdim. Tam bir uyuşturucu bağımlısı gibi. Sonra geçti ama. Kendiliğinden zamanla. Bağımlılıktan kurtulmanın verdiği hazla geçti. Şimdi tüm online oyunlara belli mesafede kalmaya çalışarak zaman geçiriyorum. Aynı alkolik gibiyim....
Saygılarımla.