Hadi Ölelim..
30 Mart 2012, 13.16 A- A+Ne zaman öleceğimiz belli mi? Bugün, yarın ya da bir kaç ay sonra ama biz hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz hayatı. Bizim için önemli şeyleri erteleyerek ya da önemsemeyerek. Birde tam tersini düşünelim. Bugün öleceğinizi bilseydiniz ne yapardınız?
Diyelim ki, sabah kalktınız ve bugün öleceğinizi öğrendiniz gününüzü nasıl geçirirdiniz? Panikler miydiniz, aklınızda o kadar şey var ki nerden başlayacağınızı şaşırırdınız değil mi, sizin için önemli olup, sürekli ertelediğiniz şeylerden mi başlardınız yoksa elinizin altındakilere mi ulaşmak istediniz. Yanınızdakilere ve sizin için önemli olan insanlara onları ne kadar sevdiğinizi söylerdiniz. Hata kusur ettiyseniz af dilerdiniz belki. Şu andan itibaren yaptığınız hatalar, ufak tefek şeylere kızgınlıklar, tripler ne kadar anlamsız geldi değil mi? Pişmanlıklar, keşkeler hepsi geride kaldı. Faturaymış, kiraymış, borçlar ve bunlar için çekilen sıkıntılar hepsi artık anlamsız, umurunuzda değil bunlar. Sadece bugünü iyi değerlendirmek istiyorsunuz ulaşabildiğiniz kadar insana ulaşmak istiyorsunuz sevdiklerinizi arıyorsunuz hani o sürekli ertelediğiniz telefonlar, saatlerce konuşmak istiyorsunuz eskileri yâd ediyorsunuz ama maalesef fazla süre yok kapatıyorsunuz. Diğerini arıyorsunuz, daha sonra inşallah diyip, bir türlü kısmet olmayıp da gidemediğiniz arkadaşlarınız var ya onları ziyaret etmek istersiniz belki, gözünüzde canlandı mı dostunuz ile yaptığınız o eğlenceli samimi konuşmalar. Yoksa ertelediğinize pişman mı oldunuz. Meğer ne kadar özlemişsiniz onları, vakit daralıyor elinizi çabuk tutmalısınız.
Çocuklarınız varsa sıkı sıkı tembihlerde bulunuyorsunuz her zamanki gibi. Evliyseniz eşiniz ile yaşanan kırgınlıklar aklınıza gelir mi? Fındıkkabuğunu bile doldurmayacak hatalar yüzünden karşınızdakini nasıl kırdığınız.
Peki, ya dışarıdayken öleceğinizi bilseydiniz ne yapardınız? Sizi bekleyenlere, onları ne kadar sevdiğinizi söylemiş miydiniz? Film şeridi gibi geçti hayat önünüzden acaba istediğiniz gibi yaşamış mıydınız? Ya da doyasıya sevmiş miydiniz? Aklınızda bir sürü sorular ve tamamlayamayacağınız bir sürü iş kaldı değil mi? Bu dünyayı bitirdiyseniz diğer dünya içinde çalışır mıydınız? Birkaç düşküne yardım ederdiniz, kimsesizlere, evsizlere, sokak çocuklarına v.s v.s ee ne demişler ne verirsen elinle, o gider seninle. Birikmiş gamyun fıstıklarını dağıtırdınız belki, herkese tur hakkı alırdınız siz yokken üst bant atarlardı merhumu iyi bilirdik diye ( şuan çok vicdansız oldum bende fark ettim ) neyse ciddiyetime geri dönüyorum. Keşke’ler hayatımızda anlamsız bir yer kaplar ama bugün o kadar içten keşke diyorsunuz ki keşke’lerin dili olsa sizi hataların başlangıcına geri götürürdü.
Her günü böyle yaşasak kimseyi kırmadan incitmeden, ertelemeden.
Sorumluluklarınızı bir kenara atın boş verin amannn sallayın, demek istemiyorum. Sadece yaşamın ne kadar değerli olduğunu anlatmak istedim kendimce.
Ya siz, bugün öleceğinizi bilseydiniz ne yapardınız? Ki öylede olabilir. Peki, Her günü böyle yaşamaya var mısınız?
YORUMLAR
hımm ölü gibi yaşamak dedikleri bu olsa gerek. ben de kötü birşey sanırdım bu deyimi :))
bence değeri hakeden insanlar için böyle yaşanmalı, haketmeyenin hayatımda işi ne? :)
ayrıca bu kadar bonkör olduktan sonra yarına uyanmak istemem şahsen, şayet bu sefer kesin kalpten giderim :)
tüm ciddiyetinizle yazdığınız yazınızı sulandırdığım için özür diler, emeğinize saygılar diliyorum.
en çok kızdığımda kim neder tarzında yaşayanlar , yahu kim ne derse der işte :) başkaları için yaşamayın hayatlarınızı , ipleri elinize alın ...
Bir çok blog okuru gibi bende pc yi açtığımda önce bloglara bakarım.Bugün olduğu gibi.
''bugün öleceğinizi bilseydiniz ne yapardınız? Ki öylede olabilir. '' cümlesi karabasan gibi üzerime çökmüş halde güne başlarken nasıl bir ruh hali sergilemem beklenir ki.:))
Ben bir ihbarda bulunmak istiyorum. Yukardaki blogu okuyup, yazının etkisinde kalan ve bu etki neticesinde;
- alelacele ve telaşla eşdost ziyaretlerine giderken veya koşuşturma esnasında okurların başına ; sakatlanma, yaralanma yada ölümle sonuçlanan olayların gelmesinin tek sebebi yukardaki blog yazarıdır :))
Yazarın etkisinde kalmadan, eğerki bugün ölecek olsaydım; çoğunlukla yaptığım gibi bu tarafı değil, sıklıkla yapmadığım öbür tarafı düşünürdüm sanırım :))
Son olarak; paylaşımınızın altına düşmeniz gereken notu unutmuşsunuz. ruhen ve pskolojik baskı oluşturması muhtemel bir yazı olduğundan, olumsuz davranış ve sağlık sorunlarına sebebiyet vermesi ihtimaline karşın Genel okuyucu kitlesi dışında tutulup +60 uyarı bilgisinin verilmesi gerekirdi :))
Allah herkese huzurlu ve sağlıklı bir yaşam versin ... dileklerimle
Öleceğimi öğrendiğimde 2 seçeneğim olurdu .
1.si "hey kalabalık çekil önümden" der bungee jumping yapma, balonla kuşbakışı izlenimler edinme, dağcılık vs gibi tehlikeli etkinliklere katılırdım.Şansım ve şansları varsa ip kopar ve ben ölürüm kırkım çıktığında insanlar vicdanlarından kurtulur görevlerini yapar hayata devam ederler
2.si "hey! gösteri dünyası merhaba" deyip bana acıyan insanlara acır sonra kendime acır birlikte acılarımızı acıtır birbirimize acı çektirir bunaltır daraltırız. Bunalmadığım zamanlarda bir sadist gibi bundan zevk de alırdım.
göreceli ruh durumuma göre ikisi de eğlenceli gelir.Ama 1.si başkaları için daha insaflıdır.
son anlarıma kadar düşünmediğim insanları son anda sevap toplama adı altındaki eylemle düşünmek riyadır çıkarcılıktır uluçhan haklı yani .bir riya da hoca "ey cemaat-i müslim meftayı nasıl bilirdiniz" dediğinde kötü bilse bile iyi diyerek, gelenekleri uygulayıp, allah ı kandırmaya belki vicdanını kandırmaya çalışmaktır ve orada bile biraz sevap toplama çıkarcılığı gözükür.halbuki sessiz kalma hakkı da vardır. Yani diyorum ki,merhaba gösteri dünyası