...
01 Nisan 2012, 15.59 A- A+
Hissederdi bazen, onun için
ıslandığını, bir el sıkışmanın ikinci tekil kişisi ya da Onlar öyle
sanırdı. Çoğunlukla soğuktular. Bir gün tanımadıkları yaşlı bir kadın iki
elinin arasına alıp ısıttığında ve sorduğunda "niye böyle soğuk" diye
acıyarak, o zaman hissettiler bunu en çok, ama ısınmıştılar da.Biri
diğerine dokunduğunda ürperirdi ikisi de. Dokunmak istemezdiler başka
bir ele, yabancı gibiyken birbirine aynı bedende.
Bir sürü çizgi vardı içlerinde ve yuvarlak parmak uçları... En büyük işleri yapan en küçük şeylerdi ait oldukları sistemde... Bazen başına buyruk halde olmadık şeyler yapardılar. Yazmayı çizmeyi çok çabuk öğrenmiştiler ama yine de patates baskısı yapmak çok zordu minicik oldukları zamanlarda. Kendileri boyasa olmaz mıydı? Hem daha güzel yapamaz mıydılar ? Herşey öğretilmişti zaten. Mesela ağaçlar yeşil olacaktı, dere mavi, güneş sarı olacaktı. Oysa ne dere maviydi, ne ağaçlar yeşil. Onlar da gözlerin yalancısıydı. Duyduklarına göre nezaman güneşe baksalar kamaşırlarmış, ince ince olup öyle bakarlarmış. O zaman da bi sürü renk görürlermiş. Hem illa gördüğünü mü yapmalıydı? Yeşil bulut yapsa olmaz mıydı? Ne kadar da şanslıydılar gözler. Onlar çoğunlukla zor işler yapıyorlardı. Bilmiyorlardı ki o gözler renklerden fazlasını görüyordular.
Okul sıralarında kurşun kalemle kirlenmek değildi yaşadıkları sadece. Haketmedikleri halde ürpererek beklemişlerdi de o acımasız cetveli. Onların suçu yoktu ama diğerlerinin de yoktu. Sadece sıranın kendilerine gelmelerini bekliyorlardı yumuk yumuk çaresizce. Kimdi suçlu? "Beyin" diye düşündüler. "Herşey onun yüzünden zaten" derlerdi hep. Öbür ellere ait bir Beyin'in bilemediği bir soru içindi tüm korku. Aynı cetveli tutan da eldi. Nasıl olurdu bu?
Yetenekliydiler ama başka yetenekler de kazanmak istiyorlardı. Piyano çalmak, belki arp... Bazen öyle alışırdılar ki bir şeyi yapmaya bazen inadına yapmazlardı ya da yanlış yaparlardı. Çoğunlukla çekinirlerdi yeni bir şey yapmaktan.
Soldaki kıskandı durdu sağdakini. Neden en güzel şeyleri o yapıyordu? Aynı şans ona verilseydi o da yapamaz mıydı bunları? Bazen denemeye çalışırdı bir kalemle.Kargacık burgacık bir şeyler çıkardı ortaya. Ama ona öğretmemişlerdi. Öğrenen sol eller olduğunu biliyordu. En çok birlikte yaptıkları işleri severdi O.
Bazen bir mektubu titreyerek açardılar. Ve saçlar... ne çok severdiler onlara dokunmayı. Ha bir de minik elleri severdiler; eller büyüdükten sonra sevimsizleşiyordular. Keşke biz de büyümeseydik diyip durdular hep sonucu pişmanlık olan şeyler yaptıklarında. Bu kadar yükü kaldırmak onlar için bile zordu.
*Aşağıdaki yazı romantik ve uyumlular için sakıncalı içerik taşımaktadır.
iki ay önce yazıldı hala isim bulamadım.
Ben bazen duygusal biri bile olabiliyorum. mesela kara şövalye'de joker öldüğünde nasıl üzülmüştüm hüzünlenmiştim. Sonra beterböceği öte dünyaya postaladıklarında da aynı olduydum.
Bir sürü çizgi vardı içlerinde ve yuvarlak parmak uçları... En büyük işleri yapan en küçük şeylerdi ait oldukları sistemde... Bazen başına buyruk halde olmadık şeyler yapardılar. Yazmayı çizmeyi çok çabuk öğrenmiştiler ama yine de patates baskısı yapmak çok zordu minicik oldukları zamanlarda. Kendileri boyasa olmaz mıydı? Hem daha güzel yapamaz mıydılar ? Herşey öğretilmişti zaten. Mesela ağaçlar yeşil olacaktı, dere mavi, güneş sarı olacaktı. Oysa ne dere maviydi, ne ağaçlar yeşil. Onlar da gözlerin yalancısıydı. Duyduklarına göre nezaman güneşe baksalar kamaşırlarmış, ince ince olup öyle bakarlarmış. O zaman da bi sürü renk görürlermiş. Hem illa gördüğünü mü yapmalıydı? Yeşil bulut yapsa olmaz mıydı? Ne kadar da şanslıydılar gözler. Onlar çoğunlukla zor işler yapıyorlardı. Bilmiyorlardı ki o gözler renklerden fazlasını görüyordular.
Okul sıralarında kurşun kalemle kirlenmek değildi yaşadıkları sadece. Haketmedikleri halde ürpererek beklemişlerdi de o acımasız cetveli. Onların suçu yoktu ama diğerlerinin de yoktu. Sadece sıranın kendilerine gelmelerini bekliyorlardı yumuk yumuk çaresizce. Kimdi suçlu? "Beyin" diye düşündüler. "Herşey onun yüzünden zaten" derlerdi hep. Öbür ellere ait bir Beyin'in bilemediği bir soru içindi tüm korku. Aynı cetveli tutan da eldi. Nasıl olurdu bu?
Yetenekliydiler ama başka yetenekler de kazanmak istiyorlardı. Piyano çalmak, belki arp... Bazen öyle alışırdılar ki bir şeyi yapmaya bazen inadına yapmazlardı ya da yanlış yaparlardı. Çoğunlukla çekinirlerdi yeni bir şey yapmaktan.
Soldaki kıskandı durdu sağdakini. Neden en güzel şeyleri o yapıyordu? Aynı şans ona verilseydi o da yapamaz mıydı bunları? Bazen denemeye çalışırdı bir kalemle.Kargacık burgacık bir şeyler çıkardı ortaya. Ama ona öğretmemişlerdi. Öğrenen sol eller olduğunu biliyordu. En çok birlikte yaptıkları işleri severdi O.
Bazen bir mektubu titreyerek açardılar. Ve saçlar... ne çok severdiler onlara dokunmayı. Ha bir de minik elleri severdiler; eller büyüdükten sonra sevimsizleşiyordular. Keşke biz de büyümeseydik diyip durdular hep sonucu pişmanlık olan şeyler yaptıklarında. Bu kadar yükü kaldırmak onlar için bile zordu.
*Aşağıdaki yazı romantik ve uyumlular için sakıncalı içerik taşımaktadır.
iki ay önce yazıldı hala isim bulamadım.
Ben bazen duygusal biri bile olabiliyorum. mesela kara şövalye'de joker öldüğünde nasıl üzülmüştüm hüzünlenmiştim. Sonra beterböceği öte dünyaya postaladıklarında da aynı olduydum.
YORUMLAR
Ataya' nın dediği gibi ister sert bir kabuğun olsun ister olmasın, bununla ilgilenmiyorum. Yok için yumuşakmış bilmem neymiş bunlar beni enterese etmiyor. Seni anlamaya da çalışmıyorum, çalışmayacağım da. Çünkü sen insanları yoruyorsun. Bundan mıdır bilemem ama içim seni reddediyor bilge.
Yazdığın her yazıda seni az da olsa sevmeme sebep olacak bir şey aradım. İnan hepsini de okudum. Olmadı..
Hiç bir yazını sevmedim {bu hariç}
Bilgeeeee bilgeeeee
'Birbirini tamamlayan ellerim' olsun başlığı yazının :)) En çok ellerden etkilendim.Eline sağlık bilgecim yine yine yaz sen :)
ve benim içim, bu yorumu yazabilen birini kabul ediyor. Yani ne var biliyor musun? Senin ya da başkalarının hakkımda ne düşündüğü beni bağlamaz. Seçme ve onaylama hakkımı bana ya da yazıma aldıkları tavır belirlemez. Bunu sadece düşüncelerine ve bunu ifade ediş şekillerine verdiğim değer belirler. yani seni seçtim pikaçu
"Yazdığın her yazıda seni az da olsa sevmeme sebep olacak bir şey aradım"
benim anlamadığım neden böyle bir şey yapmaya çalıştığın. bırak dağınık kalsın
sana gelince ataya sandığın gibi değil, hep dolunaydan o :)