Düşmanımın düşmanı dostumdur. Bu tarz insanların etrafında dikkat ederseniz hep çıkar ilişkisi olduğu için, güçlü dostluklar kurulmaz. Hep menfaat doğrultusunda gülücük dağıtırlar. Ne zaman onun çıkarları bir başkasına ters düşerse o zaman iş değişir, film kopar. Herkes kendi yüzünü meydana çıkarır. Benim çok rahatsız olduğum bir konuda dost iken onu bunu eleştiren, arkadan konuşan,kötüleyen ve senide o kişilere karşı doldurmak isteyen insanların bir zaman sonra onlarla dost olmaları, çok rahat davranmaları. Ne diyeyim bazen yüzü kızaran insanları özlüyorum.
Matematik meğer bize her zaman karşımıza çıkacak bir gerçeği yansıtmış.
Bunu bizimle paylaştığın için Teşekkürler Eline Sağlık...
Hayat ve düşünce merkezini '' menfaat '' üzerine kurmak, yırtıcı bir canavara benzemek gibidir. Çünkü hak ve adalet üzerine değil, benlik ve istekler üzerine inşa edilmiştir. Menfaat için her şey mübah görülür.
Böylesine aç bir canavar hükmündeki düşüncelere ve bu düşünceleri taşıyanlara sevgi duymak muhabbet beslemek, onların şefkatini çekmez aksine iştahlarını açar. Daha da hırsa gelip sizi parçalamak isterler ve sonra dönüp diş ve tırnak parası isterler.
Böyle kişilerden korkmamalı ve diklenmeden dik durmalı. Onların hileleriyle cevap vermek, gittikleri yoldan gitmek hata oluyor.
Sayende güzel bir anımsama oldu. Aklına saygı duyuyorum.
matematikten nefret etmeme sebep olan dershanedeki dingil hocamı hatırlattığın için gıcık oldum şimdi sana, trapperr :) az-biraz matematik bilgim vardı onu da toz duman etti allahın hocası. her neyse, güzeldir matematik, hoştur.
matematiğin artıları eksileri her zaman hayatın içinde olmuştur. ama ben en çok geometriyi yakıştırıyordum hayata. daireler vardı mesela. evet, bu dünya derdim. bu da dünyanın merkezi. merkezden dışarıya x (insan) olduğu gibi çıkar derdim. merkezin ardından çıkışı xi 2 katına çıkarır derdim...bu parağrafı uzatabilirim. zamanında aklımdan geçenleri, benzetmeleri duysaydın şüphelenebilirdin benden :))
düşmanımın düşmanı dostumdur klasiğine gelince emin değilim ya, sevmem ben her insanı öyle kolay kolay. bazen seviyormuşum gibi yaparım, maksat adet yerini bulsun...
Matematik benimde ilgimi her daim çekmiştir. Rakamların sihirine inanırım. Teyit amaçlı yapılan sağlama işlemleri ise vazgeçilmezim.Bu da beni sağlamcı kıılıyordur. Saınırım sende sağlamcısın TRAPPER. '' düşmanımın düşmanı dostumdur'' cümlesinin sağlaması senin nezdinde de sonucu net kılmıyor haklı olarak. Hatırımda yok ama rakamsal olarakta sağlama sonucu net çıkmayan işlemlerin varlığına şahit olmuştum.
Sağlama sonucu net çıkmayan veya sağlaması olmayan herşey için inisiyatif kullanma veya fikir yürütme hakkım olduğunu düşünüyor ve kendi doğrumu kendim yaratıyorum.Çünkü sağlaması olmayan herşeyi tartışırım. Örneğin :
Ruh ağırlığının 21 gram olduğu söyleniyor.Yani insan öldüğünde 21 gram zayıflıyormuş.Ruh bedenden çıktığı an 21 gramlık bedendeki hafifleme ruhun ağırlığı olarak hesaplanıyor.Ama sağlaması olmayan bir işlem bu.Hadi ruhu bedene geri getirip sağlama işlemini yapsınlar . yapsınlarda işlem tam sonuç versin.Bu konudaki şahsi düşüncem ise o 21 gramlık zayıflama ciğerlerdeki hava yani içimize çektiğimiz nefes olabilir mi? Verilen son nefesten sonra ki 21 gramlık zayıflamanın nedeni bu olamaz mı? Haa.. '' ruh zaten son nefestir'' gibi beni tatmin etmeyen cümle sahiplerine :
Önceki gün bir sokak köpeği gözlerimin önünde son nefesini verdi.hemde uzun bir son nefes.. ee el mi sallamam gerekiyordu ruhuna!!
Velhasıl diyorum ki Matematik hayattır,matematik şanstır...matematik inançtır.. matemaik gelişimdir..
Sağlaması yapılabilen her fikir, hayata ışık tutar ..
Sağlaması yapılabilen fikir sahipleri, hayatta şık dururlar :))
(17-40 turnuva masasıdır buyrun diyenlere .. matematik tavsiye ediyorum:)) )
Emeğine sağlık TRAPPER..Keşke aşkında sağlamasını yapabilseydik.Önce Bölüp, çarpıp, toplayıp.. sonrada kareköküne ağlamasaydık :))
Benimde okul yıllarımda hiç sevmedigim derslerden biri matamatikti ve bizimde çok geyimiz olurdu bu matamatik konularında
1 1
1---+--3
2
___________ = gibi gibi problemler karşısında bizim geliştirdigimiz espriler vardı şimdi yazmıyım
1 3 1 yazdım konu içinde geçmedigi için anlamsız oldu:))bazen arkadaşlarla
_ _ 1 1 konuşup bu seferde güldügümüz konuların saçma olduğuna gülüyoruz:))
1 2 5 güzel bi paylaşım :) emegine sağlık...
ruh ağırlığı 21 gram... matematiksel olarak hesaplanışı...
nerden hatırlıyorum bu sözleri. var ya şu an kendimi parçalasam hatırlayamam, ama eminim bir yerde mutlaka görmüşlüğüm ya da duymuşluğum var.
sonuç ise; dediğin gibi beymen, bu problemin sağlamasının yapılamadığına kanaat getirilmişti. 1-2 parlak fikir çıkmıştı ortaya, ama ı ıh olmadı, tutmadı... acaba lisede sınıf hocamdan mı duymuştum, off, durdu kafam.
bu konuyu çok iyi bilen birine danışıp, doğrusunu öğrenmezsem uyku haram bana :))
Matematikten hiç ama hiç anlamadım, hatta şuan elime kağıt kalem versen bölme işlemi yap desen unutmuş bir vaziyetteyim... Matematik bana hiç sevdirilmedi, ben de sevmeye meyilli değildim sanırım:) Bana bu tür kuralları öğreten bir öğretmenim olmadı, o yüzden konuya çok yabancı kaldım. Demek ki matematik dersi görmediğimiz için, hayatla bağım pek yokk :) Dostumun dostu pek ala düşman çıkabiliyorr, düşmanımın dostu muhtesem bağlar kurabileceğim dostum olabiliyor. Ay bu blogla kafam çok karıştı biraz üzerinde düşünmeye gidiyorum:P Trapper yazma böyle yazılar beynim karıncalandı :D:D:D
42 yaşındayım orta 1 de ki matematik hocam Muttalip A. adlı hocam geldi aklıma , çok deli bir öğretmendi vurdum mu hemen yerden kalkarsan bir daha vururdu son okuttuğu sınıf biz olduk atıldı öğretmenlikten,1. dönem 2. sınavımız (bir tek ben o sınavdan 10 almıştım) aynı okulda annesi öğretmen olan 1 arkadaşım sınavda öğretmediği şeyleri soruyor diye annesine şikayet etmiş , o çocuk o yazılıda 6 almıştı.Hafta oldu Muttalip hoca derse başlıcak bu çocuğu ayağa kaldırdı buna bağırıyor yazılıdan 10 alan var mı , ben usulca kalktım benim dedim, adam çıldırmış halen bağırıyor 10 alan var mı ben bu sefer biraz daha sesli ben diyorum, o bağırıyor ben bağırıyorum 10 aldım diye , korkutan titriyorum da keşke 10 almasaydım ...En son geldi bana 2 tane vurdu sana demiyorum diye , meğer adamın derdi bak 10 alan var demek ki öğretmişim demeye getiriyormuş.En son el kadar bir kız vardı ona burası anaokulu değil sen yanlış gelmişsin diye dalga geçer (kız gerçekten çok ufak tefek bi şeydi) döverdi bi gün ayarını kaybetti kızı çok fena hırpaladı kız okula gelmedi bu adam da atıldı diye duyduk.
Blogu okuduktan sonra kenardan sıvışıp, sessizce kaçmak istedim ama
beynim buraya gelene dek susmadı :@ yaz yaz! onuda yaz! bunuda yaz!
şunuda yazzzz... durmadan konuşuyordu... Delirdim mi acaba diye
düşünmeye başladım. :)
Kurduğun denklem çok akılda kalıcı oldu çünkü yaşadığımız,
karşılaştığımız durumlarla okadar ilişkili ki bundan sonra sanırım bu
mat. kuralını kullanıcam :) eh biraz küfrederek.
// Çıkarlar doğrultusunda ve sırf yandaş aramak, yalnız savaşın
olamayıcağına inanan bir topluluk diyorum.. ( bu mantığı savunan bir
ınsan, kendını savaş halınde görür ve bu kavramı tercıh eder, harıcınde
herkes onun dostudur. ) Ve başlar yel değırmenlerı ıle bır savaşa.... Bu
mantıkla yaşayan ınsanların alış-verışlerı bıttığınde ( savaşları),
doğal olarak ilişkilerde çatırdıyor... ee bir ipte iki cambazda
oynamıyor ve ip kopuyor.
Bu yaşam tarzı bir çark haline gelmiş,
yancılar-çıkarcılar-özentiler-kopyacılar-kıskançlar-tutkucular-korkaklar-benciller-kavram
çatışması yaşayanlar-fitneciler-gölgede beslenenler vs.. bunların hepsi
de, düşman kavramına büründürülmüş farklı gerçekler. ....bence
gerçeklerınızı sorgulama zamanı bu sıze yakışmıyor....
Yeri gelmişken kpss de, mat. olmasaydı kpss ne güzel olurdu diye eklemeden de geçemıyeceğım.
Yüreğine sağlık...
not: yorumdan sonra güzel yazınateşekkür etmeyi unutmuşum, emeğine sağlık.
Bense öğretmenlerimin zoruyla matematik bölümünü okudum. Benim favorim edebiyattı . Çünkü hayatı en iyi anlatma yöntemi edebiyattı benim için . Düşünüyorsunuz ama bu düşünceyi ifade edecek kelime gücü nato mermer ise karşınızdakine yada karşınızdakilere ulaşamıyorsunuz.
Birde sosyoloji ve psiqoloji ilgi alanıma girmiştir.Anlamak, anlatılamayanları da anlamak önemliydi. Bireyleri toplumlara göre; toplumları ,bireyleriyle değerlendiren ip uçları elde edeceğim diye az yırtınmamıştım zamanında .Hatta bu konuda teorilerim bile vardı
kendimce .Ancak geliştirdiğim teorilerimin bir çoğunun zaten düşünüldüğünü söylemişti hocamız . Geç kalmıştım anlıycağınız
.
Dostluk ve düşmanlık konusu ise benim pek kafama yatmamıştır. Hala da başaramadığım bir şeydir bu düşmanlık olayı . Bireylere ise özelliklerinden dolayı kin tutamamak gibi safça bir yanım var. Sonuçta düşman olduklarınızla gün geliyor dost ; dost olduklarınzla ise düşman oluyorsunuz( olasılığı da çok yüksekmiş zamanla anlıyor insan .)Ya da anlatmak istediğim başka bir şey ,edebiyat okusaydım keşke
Matematik..hiç anlamadığım sevmediğim bir dersti .. bu tarz konularda yaaaa!!!!! bir daha oku ANKA kafan niye basmıyor senin bu konulara diyorum...:)dünde bir arkadaşım çok güzel dizelerle mutsuzluğu anlatmış..ama benim için mutsuzluk daha basittir...mesela ağlamak istiyorummmm...kendimi berbat hissediyorum...şu anda gülemem çünküüü çooook mutsuzum..:) dedirtir bana mutsuzluk sadece neyse. o ayrı bir konu....Düşmanlarımı bilmiyorum... kimse ben senin düşmanınım demiyor ..ama dostlarımı çok iyi tanıyorum...dostumun dostu benim dostum..dostumun düşmanı. benim birzamanlar dostum olmuşsa yine benim dostumdur...ve böylece aradaki düşmanlığı dostluğa çevirmem için bir misyon yüklenir bana....... Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz...bu matematik bizi kandırıyor hocam...ELDE VAR SORULAR...GÖZYAŞLARI..BOŞ UMUTLAR..HESAPLAR TUTMAZ...TUTMAZ HOCAM!. Yüreğinize sağlık TRAPPER_4EVER..
Düşmanlık eden düşmanlık bulur.2x2=4 buda benden bir matematiksel yaklaşım olsun:) Sözümün realitesi gün gibi aşikardır.Bir affedilir iki affedilir üçüncüde kin nifak tohumları eken yüreklere karşılık verilir.Peygamber Efendimiz savaşlarında buyurmuştur ki;defalarca affetmesine rağmen ve doğruyu bulmalarına yardım etmesine rağmen düşmanlık edenlere karşılık vermek,kendini müdafaa etmek haktır...
matematik diyince edebiyatla karşılaştırmadan edemiyorum
sayılar ve kelimeler, hangisini daha çok severim bilmiyorum. ama sayılar
daha samimi geliyor kelimeler biraz üçkağıtçı gibi sanki sağ gösterip
sol çakarlar ya da tam tersini yaparlar. kelimeleri cümle haline getirip
çıkarlarımıza hizmet ettirebiliriz. delici kesici yaralayıcı silah gibi
çeşitli şekillerde kullanabiliriz. hele ki bir de metin haline getirip
toplu kullanıma açtığımızda haklı haksız nasibini alan bir çok kişi olur
toplu katliam misali. alınma katsayımızla da alakalıdır bu biraz.
keskin nişancı da değilsek bazıları kim vurduya gider bazen. bir sürü
söz sanatı vardır: teşbih, teşhis ,kinaye ,tezat, tevriye..vs
yani matematik çok fazla anlam kargaşası yoktur. açıktır. dönemsel
olarak sevip sevmemişliğim de vardır öğretmenlerime göre. edebiyata daha
bir hakim olsam da matematiği seviyorum.
kimyada hasanikisalakosmandört gibi benzetmelerle ezberletilirdi
türkçede de fıstıkçışahap vardı
dost düşman ı ilk kez şimdi duydum.
değil dostuma göre düşman seçmek ,bakkaldan sakız markası bile seçmem
ben. bir bakmışım alma dediği sakızı gitmiş kendisi almış bir süre
sonra.
düşmanıma benim yüzümden düşman olana en başta ben düşman olurum desem de inanmayın tiksinirim sadece.
bak gene unuttum, dost ve düşman edinemeyecek kadar "aynı" görüyordum insanları.
ama sakızı çok severim
Kişileri, dost-dusman ve onların diğerleriyle ilişkileri diye katagorize etmeden İNSAN OLAN şeklinde baktığımızda ;
ve her diyoloğun bir seviyesi olduğuna inanıldığında hayat daha çekilir oluyor !
Merhaba
Matematiği herzaman sevdim. Rakkamları seviyorum. Matematik=Hayat bence doğru.
HAYAT DENKLEMİ
Çalışma (10) x Doğruluk (10) x Bilgi (10) x Güzellik (10) x Şans (0) = 0
Sevgilerimle............
YORUMLAR
Matematik meğer bize her zaman karşımıza çıkacak bir gerçeği yansıtmış.
Bunu bizimle paylaştığın için Teşekkürler Eline Sağlık...
Hayat ve düşünce merkezini '' menfaat '' üzerine kurmak, yırtıcı bir canavara benzemek gibidir. Çünkü hak ve adalet üzerine değil, benlik ve istekler üzerine inşa edilmiştir. Menfaat için her şey mübah görülür.
Böylesine aç bir canavar hükmündeki düşüncelere ve bu düşünceleri taşıyanlara sevgi duymak muhabbet beslemek, onların şefkatini çekmez aksine iştahlarını açar. Daha da hırsa gelip sizi parçalamak isterler ve sonra dönüp diş ve tırnak parası isterler.
Böyle kişilerden korkmamalı ve diklenmeden dik durmalı. Onların hileleriyle cevap vermek, gittikleri yoldan gitmek hata oluyor.
Sayende güzel bir anımsama oldu. Aklına saygı duyuyorum.
matematikten nefret etmeme sebep olan dershanedeki dingil hocamı hatırlattığın için gıcık oldum şimdi sana, trapperr :) az-biraz matematik bilgim vardı onu da toz duman etti allahın hocası. her neyse, güzeldir matematik, hoştur.
matematiğin artıları eksileri her zaman hayatın içinde olmuştur. ama ben en çok geometriyi yakıştırıyordum hayata. daireler vardı mesela. evet, bu dünya derdim. bu da dünyanın merkezi. merkezden dışarıya x (insan) olduğu gibi çıkar derdim. merkezin ardından çıkışı xi 2 katına çıkarır derdim...bu parağrafı uzatabilirim. zamanında aklımdan geçenleri, benzetmeleri duysaydın şüphelenebilirdin benden :))
düşmanımın düşmanı dostumdur klasiğine gelince emin değilim ya, sevmem ben her insanı öyle kolay kolay. bazen seviyormuşum gibi yaparım, maksat adet yerini bulsun...
Matematik benimde ilgimi her daim çekmiştir. Rakamların sihirine inanırım. Teyit amaçlı yapılan sağlama işlemleri ise vazgeçilmezim.Bu da beni sağlamcı kıılıyordur. Saınırım sende sağlamcısın TRAPPER. '' düşmanımın düşmanı dostumdur'' cümlesinin sağlaması senin nezdinde de sonucu net kılmıyor haklı olarak. Hatırımda yok ama rakamsal olarakta sağlama sonucu net çıkmayan işlemlerin varlığına şahit olmuştum.
Sağlama sonucu net çıkmayan veya sağlaması olmayan herşey için inisiyatif kullanma veya fikir yürütme hakkım olduğunu düşünüyor ve kendi doğrumu kendim yaratıyorum.Çünkü sağlaması olmayan herşeyi tartışırım. Örneğin :
Ruh ağırlığının 21 gram olduğu söyleniyor.Yani insan öldüğünde 21 gram zayıflıyormuş.Ruh bedenden çıktığı an 21 gramlık bedendeki hafifleme ruhun ağırlığı olarak hesaplanıyor.Ama sağlaması olmayan bir işlem bu.Hadi ruhu bedene geri getirip sağlama işlemini yapsınlar . yapsınlarda işlem tam sonuç versin.Bu konudaki şahsi düşüncem ise o 21 gramlık zayıflama ciğerlerdeki hava yani içimize çektiğimiz nefes olabilir mi? Verilen son nefesten sonra ki 21 gramlık zayıflamanın nedeni bu olamaz mı? Haa.. '' ruh zaten son nefestir'' gibi beni tatmin etmeyen cümle sahiplerine :
Önceki gün bir sokak köpeği gözlerimin önünde son nefesini verdi.hemde uzun bir son nefes.. ee el mi sallamam gerekiyordu ruhuna!!
Velhasıl diyorum ki Matematik hayattır,matematik şanstır...matematik inançtır.. matemaik gelişimdir..
Sağlaması yapılabilen her fikir, hayata ışık tutar ..
Sağlaması yapılabilen fikir sahipleri, hayatta şık dururlar :))
(17-40 turnuva masasıdır buyrun diyenlere .. matematik tavsiye ediyorum:)) )
Emeğine sağlık TRAPPER..Keşke aşkında sağlamasını yapabilseydik.Önce Bölüp, çarpıp, toplayıp.. sonrada kareköküne ağlamasaydık :))
1 1
1---+--3
2
___________ = gibi gibi problemler karşısında bizim geliştirdigimiz espriler vardı şimdi yazmıyım
1 3 1 yazdım konu içinde geçmedigi için anlamsız oldu:))bazen arkadaşlarla
_ _ 1 1 konuşup bu seferde güldügümüz konuların saçma olduğuna gülüyoruz:))
1 2 5 güzel bi paylaşım :) emegine sağlık...
ruh ağırlığı 21 gram... matematiksel olarak hesaplanışı...
nerden hatırlıyorum bu sözleri. var ya şu an kendimi parçalasam hatırlayamam, ama eminim bir yerde mutlaka görmüşlüğüm ya da duymuşluğum var.
sonuç ise; dediğin gibi beymen, bu problemin sağlamasının yapılamadığına kanaat getirilmişti. 1-2 parlak fikir çıkmıştı ortaya, ama ı ıh olmadı, tutmadı... acaba lisede sınıf hocamdan mı duymuştum, off, durdu kafam.
bu konuyu çok iyi bilen birine danışıp, doğrusunu öğrenmezsem uyku haram bana :))
Kurduğun denklem çok akılda kalıcı oldu çünkü yaşadığımız, karşılaştığımız durumlarla okadar ilişkili ki bundan sonra sanırım bu mat. kuralını kullanıcam :) eh biraz küfrederek.
// Çıkarlar doğrultusunda ve sırf yandaş aramak, yalnız savaşın olamayıcağına inanan bir topluluk diyorum.. ( bu mantığı savunan bir ınsan, kendını savaş halınde görür ve bu kavramı tercıh eder, harıcınde herkes onun dostudur. ) Ve başlar yel değırmenlerı ıle bır savaşa.... Bu mantıkla yaşayan ınsanların alış-verışlerı bıttığınde ( savaşları), doğal olarak ilişkilerde çatırdıyor... ee bir ipte iki cambazda oynamıyor ve ip kopuyor.
Bu yaşam tarzı bir çark haline gelmiş, yancılar-çıkarcılar-özentiler-kopyacılar-kıskançlar-tutkucular-korkaklar-benciller-kavram çatışması yaşayanlar-fitneciler-gölgede beslenenler vs.. bunların hepsi de, düşman kavramına büründürülmüş farklı gerçekler. ....bence gerçeklerınızı sorgulama zamanı bu sıze yakışmıyor....
Yeri gelmişken kpss de, mat. olmasaydı kpss ne güzel olurdu diye eklemeden de geçemıyeceğım.
Yüreğine sağlık...
Birde sosyoloji ve psiqoloji ilgi alanıma girmiştir.Anlamak, anlatılamayanları da anlamak önemliydi. Bireyleri toplumlara göre; toplumları ,bireyleriyle değerlendiren ip uçları elde edeceğim diye az yırtınmamıştım zamanında .Hatta bu konuda teorilerim bile vardı kendimce .Ancak geliştirdiğim teorilerimin bir çoğunun zaten düşünüldüğünü söylemişti hocamız . Geç kalmıştım anlıycağınız.
Dostluk ve düşmanlık konusu ise benim pek kafama yatmamıştır. Hala da başaramadığım bir şeydir bu düşmanlık olayı . Bireylere ise özelliklerinden dolayı kin tutamamak gibi safça bir yanım var. Sonuçta düşman olduklarınızla gün geliyor dost ; dost olduklarınzla ise düşman oluyorsunuz( olasılığı da çok yüksekmiş zamanla anlıyor insan .)Ya da anlatmak istediğim başka bir şey ,edebiyat okusaydım keşke
sayılar ve kelimeler, hangisini daha çok severim bilmiyorum. ama sayılar daha samimi geliyor kelimeler biraz üçkağıtçı gibi sanki sağ gösterip sol çakarlar ya da tam tersini yaparlar. kelimeleri cümle haline getirip çıkarlarımıza hizmet ettirebiliriz. delici kesici yaralayıcı silah gibi çeşitli şekillerde kullanabiliriz. hele ki bir de metin haline getirip toplu kullanıma açtığımızda haklı haksız nasibini alan bir çok kişi olur toplu katliam misali. alınma katsayımızla da alakalıdır bu biraz. keskin nişancı da değilsek bazıları kim vurduya gider bazen. bir sürü söz sanatı vardır: teşbih, teşhis ,kinaye ,tezat, tevriye..vs
yani matematik çok fazla anlam kargaşası yoktur. açıktır. dönemsel olarak sevip sevmemişliğim de vardır öğretmenlerime göre. edebiyata daha bir hakim olsam da matematiği seviyorum.
kimyada hasanikisalakosmandört gibi benzetmelerle ezberletilirdi
türkçede de fıstıkçışahap vardı
dost düşman ı ilk kez şimdi duydum.
değil dostuma göre düşman seçmek ,bakkaldan sakız markası bile seçmem ben. bir bakmışım alma dediği sakızı gitmiş kendisi almış bir süre sonra.
düşmanıma benim yüzümden düşman olana en başta ben düşman olurum desem de inanmayın tiksinirim sadece.
bak gene unuttum, dost ve düşman edinemeyecek kadar "aynı" görüyordum insanları.
ama sakızı çok severim
Kişileri, dost-dusman ve onların diğerleriyle ilişkileri diye katagorize etmeden İNSAN OLAN şeklinde baktığımızda ;
ve her diyoloğun bir seviyesi olduğuna inanıldığında hayat daha çekilir oluyor !
Merhaba
Matematiği herzaman sevdim. Rakkamları seviyorum. Matematik=Hayat bence doğru.
HAYAT DENKLEMİ
Çalışma (10) x Doğruluk (10) x Bilgi (10) x Güzellik (10) x Şans (0) = 0
Sevgilerimle............