Bir onceki blogumda M.O. GAMYUN’u  anlatmistim; bir arkadas yorumunda “eski caglari biraz daha acarak anlatirmisin” demisti, kendisini kirmayarak eski caglar hakkindaki bu blogumu su an su dakika yazmaya baslamis bulunuyorum.
Not: Eski caglara ait edindigim tum bilgileri sabahlara kadar arastirdim, inceledim, okudum ve simdi de yaziyorum.

M.O 3500 yillarinda baslayan ustunluk cekismesi sonucunda, herkes dahi rolunu ustlenerek, “ben daha iyisini bulacagim” savasinin baslamasina sebep olmuslardir.
Hani bizim semt pazarlarimiz olur ya; yasli ve zaten zor yuruyen teyzelerimizin pazar arabalariyla trafigi kilitledigi, kimi zaman arabasini yolun ortasina park edip kimseyi umursamayan insanlarin birbirlerine surtunerek ve de carpisa carpisa alisveris yaptigi pazar yerleri...
İste eski cag’da da bu tur pazar yerleri olurdu; herkes yeni icadini Pazar tahtalarinin uzerine koyar, icad etmekten yoksun, kafasi basmayan pazar ziyaretcilerine nispet yaparlarcasina gozlerine sokarlardi.
Pazar ziyaretcilerinin arasinda zengin tuccarlarda olurdu, hoslarina giden icadlar oldugunda, mal sahibi ile anlasir ve bunlari kendi dukkanlarinda, uzerine kar koyarak satarlardi.
Surumden kazanmak diye bir sey olmadigindan, (ki bir icad en az 3 yil da uretilirdi) gozu donmus tuccarlar %500 karla bunu satarak paralarina para katarlardi.
En onemli icadlara gelirsek...

Para nasil icad edildi; Napolyon diyorlar ama siz yine de inanmayin! ben arastirdim buldum simdi de sizinle paylasiyorum.
Eski cag’da yasayan insanlar birbirlerinden kiz istemeye gittiklerinde, kendilerinden baslik niyetine kucuk kucuk taslar istenirdi...
Asil ailelerin kizlari soz konusu oldugunda, tas yerine kaya istenirdi ve bu taslar yontmak icin kullanilirdi.
Tas’i ya da kayasi olmayan, ama birbirini seven gencler ise birbirlerine kacar, uzun bir sure ortada gorunmezlerdi, taa ki ellerinde cocuklariyla el opmeye donene kadar.
Yine boyle bir olay da, birbirini seven gencler el ele verip kacmis ve fakat gidecek yerleri olmadigindan mutevellit, geri donmek zorunda kalmislardir...
Kiz tarafi oldukca belali, astigim astik kestigim kestik bir aile oldugu icin, “kan isteriz” diyerek erkek tarafini tehtid etmis, erkegi onlara vermelerini istemislerdir...
Erkek tarafinin babasi, geceleri kara kara dusunurken, ruyasina ak sakalli bir nine (o donem lazerle epilasyon icad edilmemisti) girer ve “Ogul, sizin ev’den 100 adim saga, 20 adim sola git orada bir kavak agaci goreceksin, onun altini esele orada seni feraha kavusturacak bir sey var” der...
Baba sabah uyanir uyanmaz o agaca gider orayi kazar ve bir kutu bulur.
Kutunun icinde deste deste kagitlar (para) ve bir not vardir, not sunu soylemektedir; “Herkes bir sey icad ederken sen sulaleyi genis tutmak icin cocuk yapma pesindesin, az adam ol! Git etrafa yay, parayi buldum de, tarihe gec!”
Paranin bulunma oykusu iste tam olarak budur.

Ates nasil icad edildi; “Hanim suyu isit, sen de yanima gel” sozu, atesin bulunmasindaki en buyuk sebeptir.
O denemde insanlar banyolarini gol’de, deniz de yaparlardi veyahut oyduklari kayanin icerisine su doldurur gunesten yararlanirlardi.
Tabi bu olay yazin etkili oldugu icin, kisin hem soguktan dolayi usur, hem de soguk suyla banyo yapmaya kimse tahammul edemedigi icin, yaz gelene kadar kokusup dururlardi, dolayisiyla da kokan erkeklerin yanlarina esleri sokulmaz, onlardan uzak kacarlardi.
Yine boyle bir gun’de, iki erkek nehir kenarinda oturmus sohbet ediyorlardi;
-Yav suluman..
-Haa
-Bizim bu karilar cok mu guzel kokuyor ki bizden kaciyorlar? Banyo ise mesele onlarda yapmiyor..
-He yaaa dogru diyorsun..
-Seytan diyor kalk git agzini burnunu kir!
-Manyakmisin olum..Cezaevine atarlar seni!
-O ne yav? Cezaevi nedir?
-Uzerinde calismalarim suruyor, yakinda icad edecem.
-Bir cozum bulmaliyiz..
-Yav amaaan bos ver abazamisin bu kadar taktin bu ise!
Bunun uzerine kalkip o lafi soyleyenin gozunun uzerine bir tane patlatir;
-Oyyyyyy Ahhh olum nasil vurdun oyle! Ahh.. ates cikti gozumden!
-Ates.. ?? Ates...ate.. BULDUM!
-Ayhhh of... ne buldun manyak!
-Atesi buldum nan!
-O ne yav?
İste boylece, carpmanin gucuyle atesin bulunabilecegi fikrine kapilan abaza arkadasimiz, eline aldigi iki cakil tasini birbirine vurup surterek kivilcim cikarabilecegini hayal etmis ve bunu basarmistir.
Gunlerce ugrasin ardindan ilk ates yakilmis, uzerinde sular kaynatilmis ve bol bol banyo yapilmistir.
Eglence icin atesin uzerinden atlayan ilk insan da kendisi olmustur ve fakat giydigi ayi postunun tutusmasiyla, omrunun geri kalan kismini da gayri erkek olarak surdurmustur.

Tekerlek nasil icad edildi; Aslinda once futbol topu icad edilmeye calisildi, fakat o topun basina gecip vurmaya calisan herkes sakat kaldigi icin, o donemin basbakani top icadini ve ona vurmayi yasakladi.
İki genc, bu buyuk futbol topun basinda oturmus, ona vuramamanin uzuntusu icerisinde sohbet ediyorlardi;
-Nan sinasi..
-Neaa
-Biz ne zaman vuracaz buna?
-Olum basbakanin kesin emri var, “o topa kimse vurmayacak koyde adam kalmadi hepsi sakat, vurani vururum” dedi...
-Ben sana bisiy diyim mi...
-Heaa
-Bence bu top cok agir ondan boyle oluyor
-Eee nedecez?
-Gel sunun sagindan solundan yontalim, biraz hafiflesin..
Bu muhabbetin ardindan iki genc yillarca topu hafifletmek icin sagindan solundan yonttular, bitirdiklerinde fikrin sahibi olan genc, yontuklari seyin basina gecti ve sut cekercesine vurdu...
Vurmasiyla top hareket etti ve kilometrelerce gitti...Boylece tekerlek o gun icad edildi...

___

ikinci bolum haftaya..