gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Bir Adam Ve Bir Kız...

05 Nisan 2012, 17.35
A- A+

Kaç yıl önceydi hatırlamıyorum. Meydanın hemen yanında ki eski THY bürosunun köşe başında gördüm onları. Gün bitmek üzereydi, hafiften yağmur çiseliyordu. Adamın başında bordo mavi eski bir bere vardı. Yılların hüznü düşmüştü sanki bereye, rengi soluktu. Hafif kıstığı gözleri hep ileriye bakıyordu kemençeyi çalarken. Yağmurdan paçası ıslanmış pantolonunun altında bağcıkları olmayan, boyasız, eski botları görünüyordu. Ayaklarının dibine, kaldırım üzerine koyduğu karton bir kutu ve kutu başında elleri yağmurun taşıdığı soğuktan hafif üşümüş, giysileri ıslanmış 4-5 yaşlarında bir kız çocuğu. Gördüğüm manzara buydu…

Kız cıvıl cıvıldı. Etrafında daireler çiziyordu, adamın çaldığı kemençeye kendince eşlik ediyordu. Arada bir adama bakıp gülücükler vermeyi de ihmal etmiyordu. Adam ise durağandı, tek yaptığı kemençeyi çalarken sağ ayağı ile tempo tutmaktı. Durağanlığı yüzüne de aksetmişti. Dedim ya, gözleri hep ileriye bakıyordu, insanlara bakmıyordu ya da bakamıyordu. Neler geçiyordu içinden kim bilir? Aslında insanlarda onlara pek bakmıyordu. Önlerinden geçiyorlardı, kimisi ağır adım kimisi koşar adım. Çiseleyen yağmurun gökyüzünden taşıdığı damlacıklar hariç kutu boştu.

Uzun sokak girişinde, köşe başında uzaktan seyre daldım onları. Adam boş kutuya bakarak son bir kez daha vurdu yayını kemençeye, sonra bıraktı çalmayı, soğuktan akan burnunu kolu ile hafif sildi. Kas katıydı yüzü, hüzünle dolmuştu. Kız adam kemençe çalmayı bırakınca uzandı boş kutuya, başladı oynamaya. Adam hafif sert şekilde aldı kızın elinden kutuyu, bıraktı köşeye. Yok, sert değil, kırgındı ya da üzgündü. Ne bileyim öyle işte… Okşadı kızın başını, elinden tuttu kızın. Sol elinde kemençesi, başı önde girdi Uzun Sokağa. Kız farkında değil hiç bir şeyin, ne aç kalacağının ne de belki de o gece üşüyeceğinin, son bir kez döndü baktı kutuya…

Dedim ya yağmur yağıyordu. Hayata yol alan kız çocuğunun arkasından bakakaldım. Sonra meydan camisinden yükselen fani dünyanın en güzel sesi ilişti kulaklarıma, toparladım kendimi, uyarıyı almıştım... Gökyüzüne baktım! Gidip aldım bıraktıkları kutuyu, koşar adım düştüm peşlerine…

TuRK...

YORUMLAR

05 Nisan 2012, 20.19
kardes hüzünü de yarimbiraktin  , sonunu  istedigimiz gibi tamamlariz  sanirim , hüzün devam etmesin mutlu  sonla bitsin , emegine saglik
05 Nisan 2012, 21.09
oyle guzel tarif edip anlatmisinizki gozumun onunden gecti sanki  sahne her karesi hatta. yureginize saglik  umarim  yagmur ve siz bereket vermissinizdir kutuyasmile Resmi
05 Nisan 2012, 22.19
     Bir çoğumuzun hemen hemen her gün gördüğü ve sizin de dediğiniz gibi belki de pek umursamadığı benzer durumlardan birini kelimelerle resmetmişsiniz. İç acıtan tablolar ne yazık ki. Keşke "insanlar", "insanlar"ı böyle şeyler yapmak zorunda bırakmasa...
     Bir insanı yüzüne karşı övmenin, onun felaketi olacağına inanırım ve elimden geldiğince yapmamaya gayret ederim. Hocam, affına sığınarak söylüyorum; eli öpülesi adamsın vesselam...
05 Nisan 2012, 22.31
Çok güzel bir yazı yazmış ve doğru bir noktaya parmak basmışsınız.Emeğinize sağlık.
05 Nisan 2012, 22.43
Bu hüzünlü, düşündürücü fotografı o kadar güzel ekrana taşımışsınızki goLge'ye katılmamak mümkün deyil yüreginize saglık Türk öğretmenim resmin kalan kısmını bizler tamamlarız hem yazıyla hem düşünceyle ve Adımlarımızla    Yüregine sağlık.
05 Nisan 2012, 22.54
elinize sağlık güzel olmuş devamını bekliyoruz 
06 Nisan 2012, 00.10
Aslında güzel bir paylaşım olmuş.Yalnız o kadar çok anlatım bozukluğu yapmışsınız ki anlayabilmek için tekrar tekrar okumak zorunda kaldım.:)Emeğinize sağlık
06 Nisan 2012, 00.19

Yazmayı unutmuşum. Trabzon meydanı bahsi geçen meydan. Gerçi kemençe ve bordo-maviden anlaşılabilirdi:) 

Sayın golge ve O__ben sözleriniz nefsime dokundu, bu tehlikeli bir durum. Düşüncelerinizden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Asıl sizler gibi insanlardır takdire layık olan.

Devamı yaşandı ama her yaşananı paylaşmak bazen zarar verir insana.O sebeple üzgünüm, devamı bende saklı.

Saygılarımla...

06 Nisan 2012, 00.20
Düşündüm, düşündüm ve sonra dedim ki, bu bloğa nasıl bir yorum yazılır ki? Sen zaten yoruma açık bırakmışsın. (her açıdan)

Çizdiğin resim içimi acıtsa da, "iyi ki herşeyin sahibi olan, o resmi zaten biliyordu" diye düşünmek içimi rahatlatıyor.

Elbette ki gören gözler için bunda da bir ibret vardır. Sen o resme için sızlayarak bakarken, Yaradan ben burdayım demedi mi? Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerine sağlık :)
06 Nisan 2012, 02.01
  Yazınıza  nasıl  yorum  yapacağımı  düşündüm  bulamadım.İçime dokundu.Sanki   bi  tabloyu  veya  bir  resimi  yazıya  dökmüşsünüz.Devamını yazmanıza gerek  yok,anlaşılıyor.Çok  güzel  bir  yazı  olmuş.ÖĞRETMENİM  ellerinizden  öperim.SEVGİ  VE  SAYGILARIMLA......
06 Nisan 2012, 02.44
ilk önce emeginize sağlık çok güzel bi teması olan bir paylaşım tebrik ederim...
06 Nisan 2012, 09.48

ve

onları yakaladığımda hüzünlü bakışları ile adam kızına son bir defa baktı.Boş olan kutuyu başka hayallerle başka sokaklarda doldurmak üzere yola çıktılar.İçindeki umutları ve birbirine olan sevgileri ile....

06 Nisan 2012, 10.37
Ben dünkü yazımdaki hallerimi üstümden atma gayretini güderken daha, şimdi bu yazınızı okuyunca daha başka ruh hallerine büründüm. Hele böyle içinde çocuk geçen manzaralar her zaman yüreğimi burkmuştur, bir resme bakarsınız, içinizden neler neler geçer de dillendiremezsiniz bazen, bunu öyle güzel yapmışsınız ki, yüreğim cız etti..Yüreğinize sağlık..
06 Nisan 2012, 11.36

Etrafımızda olup bitenleri görebilmenin bize katkısı ne büyüktür...Ben de severim, fark etmeyi ve fark edenleri...

Yüreğine, selam ve sevgiler Türk...

06 Nisan 2012, 11.37
Biz girişi aldık Turk , siz devamını yazmazsanız biz getiririz . Ama bozulur endişesi taşıyorum , size düşer yazmak bunu . Bekliyoruz .
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın