BURASI SOGUK..
07 Nisan 2012, 09.42 A- A+
Interneti ilk chat yaparak ogrendi, insanlarla konusurken onlarin iki yuzunu her gecen gun daha iyi tanidi.
Parmaklari yavas yavas hizlanirken, daha once yasamis oldugu internet bulusmalarinda husrana ugradi ve fakat yine de vazgecmedi.
Ve sonunda dunyalar kadar guzel biriyle tanisti..
Her hafta sonu onun bulundugu il'e gidip orada kaldi, onun kokusunu daha derinlerine cekti.
Onu o kadar cok seviyorduki, bir gun gormese ölebilecegini dusunuyor, onsuz kaldiginda hayatin ne kadar bos oldugunu anliyordu.
Her bulusmalarinda sevdigi insanin kendisine; "beni bir gun bile yanliz birakma, eger birakirsan ben ölürüm" demesi, ne cok sevildigini gosteriyordu kendisine.
Yillar gecip giderken ve boylesine mutlu olan baska insanlarin varliginin olmadigini dusundugu bir an'da, Askerlik yapma zamani gelmis ve de catmisti.
Bunu sevdigi insana soyleyemedi, ondan ayrilmak ve onu yanliz birakacak olmanin uzuntusu ile gunlerce bogustu durdu..
Askere gidecegi gun sevdigi kizin yanindan ayrilirken, "benim is icin bir sure sehir disina cikmam lazim , cok uzun durmayacagim ve hemen donecegim" demis ve gozyaslari icinde askerligini yapacagi yere gitmiti.
ilk gunler aci icinde geciyor, her gece ranzasinda yorgani kafasina cekip gizli gizli agliyordu.
Her gun telefonda konusmalarinda "bugun yarin gelecegim" diyerek aglayan sevdigini yatistirmaya ve zaman kazanmaya calisiyordu.
Bu sekilde uc ay olan acemilik donemini atlatmisti, dagitim iznine ciktiginda anne ve babasinin yaninda degil de, sevdigine kosmustu.
On gun gibi kisa bir sure de olsa, her saniyesini onun gozlerine bakarak, onun dizlerinde uyuyarak, onun saclarini oksayarak zamani tuketti, fakat usta birligine gitmek zorunda oldugunu da biliyordu.
Yine sehir disina gidecegini soyleyerek ondan ayrildi, et ile tirnagin birbirinden ayrilmasi ne kadar zorsa, onlarin da ayriligi bu kadar zor olmustu.
Askerlik yaptigi yerden her saniye sevdigini arayip destek olmaya, moral vermeye, uzaktan da olsa destek vermeye calisti..
Aradan iki ay gecmisti, sevdigi ona telefon da "ya simdi gelirsin ya da kendimi öldürürüm" sozu ile cikmaza dusmustu, ne yapacagini bilemeyen bir sekilde once etrafina bakti sonrada telefona..
Kapadi telefonu, karsisinda duran bank'a oturdu, bir sure dusundu, oturdugu yerden oylece karsisindaki telefona bakip durdu, aklinda sevdigi kadinin goz yaslari, kulaginda "vatan sana canim feda" sesleri döndü durdu..
Bu sekilde saatlerce oturdugu yer de kaldi, sonra ayaga kalkti, dolabina gitti, esofmanlarini uzerine gecirdi, Askeriyenin etrafini ceviren tellerin uzerinden atladi ve kacmaya basladi...
Yol da bir araci durdurup bindi, en yakin il'e gecip, oradan otobuse binerek sevdigine ucarcasina gitti.
Sarildi ona, optu, kokladi, agladi..
Hic kopmadi ondan bir kac ay boyunca, fakat yolda tek basina yururken polislerin kimlik sorgulamasina takilip ekip otosuna bindirildi ve nezarete atildi, ardindan jandarma'ya teslim edildi.
Jandarma nezaretinde gunlerce kaldi ve sonra birligine goturuldu..
Askerden firar etmesi sebebiyle, dosyasi hazirlanana ve mahkemeye cikarilana kadar birliginde serbest birakildi.
Jandarmanin teslim etmesinden sadece bir gun sonra, yine telefon konusmasinda "nereye kayboldun, neden beni birakip gittin" diye agliyan sevdiginin o sesine dayanamayip yine tel orgulerden atlayip kacti.
Nobetcilerin "kacani vur" emri olmasina ragmen her seyi goze aldi ve yine sevdigine kostu.
Uzun bir sure yine onun yanindaydi, ama firar yuzunden araniyordu, ne rahat gezebiliyor, ne de baska bir sey yapabiliyordu.
Yine yakalandi...Yine birligine goturuldu, ve birliginde yine serbest birakildi, ama bu defa kendisi 3 askere zimmetlendi, "eger kacarsa sizi yakarim" dendi o askerlere.
Oturdu saatlerce agladi, kendisinin zimmet edildigi askerlere anlatti onu ne cok sevdigini, onlar da agladi..
Askerlerden, kendisini birakmalari icin izin istedi gozu yasli sekilde, arkadaslari ise "git sevdigine.." deyip biraktilar onu..
Ve yine kafasina yiyecegi kursunu hice sayarak sevdigine kostu, kokusunu buram buram icine cekti, ellerini bir saniye ellerinden cekmedi...
Oysa yakalanmasi cok uzun surmeyecekti, surmemisti de..
Bu defa birligine goturuldugunde onu nezarete benzer bir yere atillar, gunlerce orada bekledi ve ellerinde kelepceler ile mahkemeye cikarilarak tutuklandi..
Hayatinda ilk defa cezaevine girmisti...Onu 2 kisilik, yan yana olan hucre tipi koguslardan birine atmislardi, mamak'di ora..O ünlü mamak cezaevi..
ilk cezaevine girdigi gun sabaha kadar uyuyamadi, agladi, sevdiginin hayalini duvara isledi oylece daldi ona..
Ertesi gun bahce gibi bir yere cikardilar mahkumlari, telefon acabilme imkani vardi, ilk isi sevdigini aramak oldu ve sevdigine "Ben biriyle tartistim, sanirim biraz fazla dovmusum, beni cezaevine attilar ama fazla surmez hemen cikarim" dedi...
Sevdigi kiz fazla sessiz kalmadi...Aglamadi da...Cok uzun dusunmedi soyleyecegi kelimeleri, "Ben cezaevine girmis bir insanla evlenemem" diyerek kapadi telefonu kendisi icin hayatini karartan erkegin suratina...
Yikildi, coktu oldugu yere, kendini duvardan duvara vurdu...
Tek kaldigi kogusuna goturduler onu, saatlerce agladi..
Ertesi gun bahce saati geldiginde, askerler onu tavandan gecen borulara kendisini asmis sekilde buldular...
Duvarda ise iki satir yazi...
Burasi soguk...Soğuk odalar...Yoksun neye yarar ortunsem kat kat yorganlar....
Soguk....Soguk olanlar....Vurdum dibe kadar, halimden yanliz uyuyanlar anlar..!
Blogseverler sohbet salonu mudavimlerine ithafen yazilmistir.
YORUMLAR
Neden? ama biliyorum, Blogseverler sohbet odasında, yazıların hakkında konuşurken, 'bir de aşk hikayesi yaz ' denmişti sana. Ve hemen denmişti. :-) Ve sen hemen yazıp göndermiştin şip şak. :-) Kısacık zamanda, hem kurgulayıp(belki de gerçek bir hikayeden esinlenme) hem de yazıya dökmekteki başarına ve çabukluğuna hayran kaldım.Tebrikler.
Ama kurguda, anlayamadığım bir 'arabesk' var...Bir eksik var.
Bu kadar sevgiye rağmen , neden herkes gibi , normal yolu seçip, birlikteliği sonsuzlaştırmaya çalışmamışlar? 'Askere gidiyorum, bekle beni neden denememiş'.. Beni birgün bırakırsan, ölürüm , bu cümle başka şeyi ifade ediyor. 'Sen, her Türk genci gibi askere gidersen, ben ölürüm müydü anlamı?', yoksa 'bir gün beni ve sevgimi terkedersen mi,ölürüm müydü? Esas oğlanın, sanırım sözcükleri algılamasında biraz sorun mu vardı yoksa ?
Çok anlamsız bir arabesk ya da unutulmuş büyük bir ayrıntı var hikayede...:-)
Hani, adam amansız bir hastalığa yakalanmıştırda bu , İlhan İrem'in 'KONUŞAMIYORUM' şarkısını söylüyordur..Ya da esas kadın...Ama ne engeldi ki, BEKLE BENİ, DÖNÜŞÜM SANA OLACAKTIR' dememeye:-)
Yelove, blogseverler odasında, akşam, bunun devam sohbetini yaparız..Sevgiler(Kedim, nereden bulduysa, küçük, fener topuyla şutlar atıp,dikkatimi çekmeye çalışıyor.Gitmeliyim)
Allah belanı vermeye senin gibi kızın:)) çocun ömrünü yedin mapuslarda çürüttün yok abi bütün suç çocukta benimkilerden bitanesi böyle deseya bana yok gelmessen şöyle yaparım böyle yaparım diye seni varya seni:)
Değişik bi paylaşım olmuş biz herzamn bizleri güldüren yazılarınıza alışmıştık bu yazı biraz şaşırttı güzel bir aşk hikayesi diyemeyecegim çünkü sonu hüzün ve acıyla biten hiç bi şey güzel olamaz,yanlız ! paylaşım itibariyle güzel ...emegüne sağlık .
(Emere aydın bi sus be kardeşim )
ama şey.. hani öfke ve şiddet dolu bir blog siparişi verdiydim ya, onu iptal edebilir miyiz?
bu konulardaki duygusuzluğum hala devam ediyor. hikayedeki karaktere vay mal demeden edemiyorum kusura bakmayın... kurguna sağlık dicem ama bir de şey var. saklamayın birbirinizden bir şey yahu, açık olun, apaçık olun hatta.
ışığı görmek dileğiyle :)
"Yine de" diyorum çünkü, öykü yazıya değil de yazı -istenen- öyküye ayak uydurmuş gibi geldi bana.
Bir erkeğin askerlik yapmak gibi bir görev nedeniyle yaşayacağı kısa ayrılığı, sevdiğine ve sevildiğine inandığına açıklaması çok mu zor ki bu içinden çıkılamaz hal kurgulanmış?
Bu kadar basit ve normal bir şeyi açıklayamıyorsa kişi, o nasıl bir sevgi?
Sevda, ille yapışık kardeş gibi yaşamak değil ki.
Bunlar sevgili değil o meşhur "Tavşan ve Dağ" olmuşlar zaten.
Bence sonuna kadar hak etmiş kızın dediklerini jönümüz.:)
Teşekkürler emeğinize.
Bumudur? :)Aslinda bu hikaye yasanmis gercek bir hikaye, ama tabi ben biraz degistirdim.
Degistirdigim yerler cocugun kendini asmasiyla ilgili kisim, cunku kendisi hayatta..
Yazarin anlatmak istedigi sey; kisi sevgisini o gun o yerde asip öldürmüstür.
Hikayenin, asker oldugu, olacagi evresindeki gercekleri yazmadim, cunku yazarsam her iki tarafta suclu olacak, hikayeden hakli cikan olmayacakti, ki bu senaryolarin ozunde yok.
Hadi yazayim, hazir bulasmisken bu ise aciklayici olmak lazim.
Bu genc arkadasimiz kizla internette tanistigi donem de kiz asker yolu gozluyormus, her gun bulundugu internet ortamina; safak 167, safak 150.. diye yazarmis..
Cocuk kizla "asker yolu gozluyorsun galiba" diyerek konusmaya baslamis, ama bir sure sonra aralarindaki samimiyet ilerlemis ve bunlar birbirlerine asik olmuslar.Simdi olay daha iyi anlasilacak; bu genc o kizla, kizin asker bekledigi bir donem de tanisinca gelecekle ilgili dusuncelerini hic kafasindan gecirmemis.
Ama ne zaman ki kendinin askere gidecegi donem gelmis, iste ozaman tutusmus "ben baskasinin elinden aldim, ya benim de elimden alirlarsa"
Ayri bir dusuncesi de; "zaten uzun bir sure asker bekledi, bir de beni nasil bekler simdi"
Askere gidecegini soyleyememesi bu sebeptendir.
Cezaevinde ise kendini asmamis, ama sevgisini o hucrede gunlerce oldurmeye calismis ve sonunda bir sekilde oldurmustur.
Ciktiginda cezaevinden, kendi mahallesinden tanimis oldugu bir kizla ask yasar onu sever ve karsilik bulur..
o olayin uzerinden 7-8 yil gecer, su an hala birlikteler.
Hikayenin kopuklugu benim bir seyleri gizlememden oturudur, ama alenen her seyi yazsaydim "etme bulma dunyasi denir gecilirdi"
Bu arada Gmsnn, askerlikle ilgili komik bir seyler yazmanin vaktinin geldigini gosterdi bana.
Parola: Ask mesk islerini yazmak bana gore degil.
Merhaba Yelove , bloğunu dün okuduğumda yorum yazmak istemedim , aradaki boşluklara , yazılmaktan kaçınılmış detaylara takılmadım ben.Anlatılmak istenen belliydi , benim orada hissettiğim yaşanmış bir aşk hikayesinin varlığı ve sonunun acı bitmiş olduğuydu.
Alınan kararlar yanlışta olsa filmin kahramanlarına aittti , ancak dün salonda yapılan sohbette hikayenin gerçek olduğunu ve oradan tanıdığımız bir arkadaşımıza ait olduğunu öğrendiğimde daha çok üzüldüm. Hikayenin sevindirici yanı , o hücrede kendini değil aşkını öldürmüş olmasıydı ve umarım yüreğinde bitirmiştir herşeyi.
Emeğinize, ruhunuza duygularınıza sağlık :))))
Sevgilyle kalın