gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

300’den aşağısı kurtarmaz apla...:)))

07 Nisan 2012, 15.05
A- A+

Hepimizin ebeveynlerimizle ilgili anıları saklı durur hafızalarımızda, özellikle annelerimizin…

Ve hepimizin annelerinin kıymetlisi “dokunulmaz” kokan eşyaları vardır evimizin herhangi bir başköşesinde…

Tabiri caize 1.50 cm. boyu ve bembeyaz yanaklarıyla Adile Naşit’ e benzer annem. (natty kısa ve bodur demeyin babama çekmişim :P ).

Annem evde bir yenilik yapmaya karar verdiği olağan günlerinden birinde ilk göz ağrısı ablama; oturma odası grubu almak için kendisi ile alışverişe gelmesini, pazarlık için yardım gerektiğini söylemiş ve beğenilen bir takım için başlamışlar fiyat sorgulamasına,

Satıcı: Hanım Teyze -Abla 300’ den aşağı kurtarmaz apla…:(

Ablam: Ama biz 100 peşin kalanı 5 taksitle alacağız, peşin fiyatına gelecek (Düz 200 olsun)

Satıcı,  “tık tık” hesap makinesi ile hesabını yapar: 285 olsun,  aşağısı kurtarmaz apla…

Ablam: Kardeşim, düz 200 olsun bak bu insanlar temiz, dürüst yaşlı insanlar, başını ağrıtmaz gününde ödeme yaparlar.

“265 , 250, 235, 215.. aşağısı kurtarmaz apla…” ile ahenkli hesap makinesinin “tık tık” sesleri ve klimanın olmadığı, vantilatörün takır tukur dönüş sesleri ile serinlemeye çalışılan mobilya mağazasında “soğuk içecek ne alırsınız” ile devam eden pazarlığın ve sıcağın verdiği son çekişmeler devam eder  yaklaşık 1.5 saat …

Kesin bir kararla son kez Ablam: Kardeşim sanırım sizin mobilyayı satmaya niyetiniz yok, 215 de kaldınız.Biz kalkalım artık !...

Satıcı son bir kez hesap makinesine sihirli dokunuşunu yapmak üzere iken, bir köşede ablamın ve adamın diyaloglarını sessiz ve sabırla dinlemekte olan annem söze girer:

“Bırak kızım 250 olsun, adamda kazansın yazık :(…”

Bana misafirliğe geldiği günlerde; müsrifliği hiç sevmediği için, küçük kız kardeşimin 2 ekmek fazla almasını şehirlerarası telefonda yarım saat eleştiren annemin kıymetlisidir;

Üstüne itinayla örtü diktiği ve “oturulamaz” kokan kazara 1-2 kez oturabildiğim işte o başköşedeki

 “ koltuklar” …

YORUMLAR

07 Nisan 2012, 15.19

Ben Bu yazıya..

Kıraç -  Annem  Parçasıyla yorum yapmak istiyorum..


http://www.youtube.com/watch?v=aUugFsY2Uj0&feature=related


Saygılar..

07 Nisan 2012, 15.50
:) natty anın çok güzelmiş  yazdığın için teşekkürler 
07 Nisan 2012, 16.14
"natty,  birkerecek yazdı, kalemi bıraktı." derken yeni yazı geldi.:)
 O akıcı yazı dili yine.
Hayattan minicik bir kesit ama içinde anneye olan sıcaklığı saklıyor.
Elinize sağlık, annenize de.
Pazarlıktaki tavrı çok şekerdi.:)

Sıkı pazarlıkçıyım; "Al yürü git kurulayım tek senden!" dedirtecek kadar zaman zaman. Sonuçta bu da bir taktiktir.:)
Çay kupam, çakmağım, kül tablam ve tabii ki -bir yolculuğa çıkarken oğlumun mutlaka eve hücum edecek arkadaşlarından korumak amacıyla köşe bucak sakladığım, dönüşümde köşe bucak arayıp:) bulana kadar çorapla gezdiğim- terliğime dokunulmaz.:)
Ara sıra sırf o andaki bakışlarımı görüp eğlenmek için dokunma hamleleri yapılır tabii.:)
Evdeki diğer tüm eşyalar acımasızca sömürülebilir, önemli değil.:)

Teşekkürler
Sevgiler
07 Nisan 2012, 16.45
....................................... ne ?
07 Nisan 2012, 16.49
yaklaşık 20 sene önceki hatıraları canlandırdın gözümde..rahmetli pek titizdi oturmayı bırak odaya sokmazdı nerdeyse iskandinav tipi koltukları  eskiycek diye oturtmazdıda bide yorum yapardı üstelik ben sizin gibi değilim  eskiniz cok gibi yeniniz....gibi tabi baba yeni kalır kullanmazsan.. aynı koltuklar bana geldi bir süre sonra 2 senede hak ile yeksan:))) teşekkürlerküçük bir anı canlandı gözümün önünde..
07 Nisan 2012, 17.27
 Benim annemde sürahi hanıma benzer.Geçirdiği rahatsızlıktan dolayı 8 yılönce sol gözünü kaybetti.Ve protez bir göz takıldı. Kimse farkedemiyor  protez olduğunu.

  Bir gün bir arkadaşım gelmişti.Öyleki  iki lafından biri varmısın iddiaya.utanmasa cebinde zar  taşıyacak.Sohbet esnasında  yine bi kaç kez varmısın iddiaya deyince   buna dedimki; varmısın iddiaya?   ''Annem  sol gözünü ısırabilir ''  dedim.Biraz düşünüp'' saçmalama  ya!!  nasıl ısırıcak ''  dedi.  Sonra  ciddi olduğumu anlayınca meraktan  '' varım '' dedi.Annemi mutfaktan çağırdım. ''Anne çıkarırmısın şu sol gözünü ''  dedim.Anneme ilgi olsun.Hemen çıkarttı :))  arkadaşıma;  '' bak istese  ısırabilir'' dedim ve bir akşam yemeği  kazandım.

  Bir kaç dakika sonra da '' varmısın iddiaya, hafta sonu geceye akıcaz ve tüm masrafları kaybeden çeker.. annem sağ gözünü de  ısırabilir ''  dedim :))  Sonuç:  yine  kazandım :)) o nefret ettiğim  takma damak  dişleri sayesinde.Çıkarttığı  damak dişlerini sağ gözüne götürdüğüm anda   arkadaşımın suratı  ''veresiye satan'' benim ki ise ''peşin satan''  figürünü resmediyordu :)

    Koltuğun üzerine örtü örtmek gibi annemle  ortak davranış sergileyen  annen, umarım marketten aldığının yoğurdun kabı olsun,peynir  kabı olsun...benzeri plastik kutuları lazım  olur diye  atmayanlardan  değildir annem gibi.:))

 Emeğine sağlık. Ömürleri uzun ve sağlıklı olsun annelerimizin..   dileklerimle

07 Nisan 2012, 17.37
  Ananemin televizyonu geldi hemen gözümüm önüne....Üstündeki dantel nedeniyle ekranın üçgen şeklindeki bir parçası daima eksik olan ve dantelin kaldırılmasına asla izin verilmeyen o kıymetli televizyonu....Evlerimizin  o zamanlar asla girilmeyen salonları ve üzeri çarşaflarla kaplı olduğu için hayalet koltukları.....Ne hoş ve ne çok anıyı hatırlamama vesile oldunuz.Elinize ve yüreğinize sağlık.Sevgilerimle.....
07 Nisan 2012, 19.01

Üniversite 1. sınıfta seçmeli ders olarak futbol seçtim. Yeni bir spor takım almak için çarşıya gittim. Girdim bir mağazaya, pazarlık, pazarlık....Hele birde kayserili olduğum için canını çıkardım adamın:)

Dayanamayan satıcı bir poşete koydu takımı bana uzattı ve " Hiç para istemiyorum, gözünü seveyim bir daha bu dükkana alışveriş için gelme" dedi. Ne mi yaptım, aldım poşeti ve çıktım:) Tam bir yıl sonra yeniden aynı mağazaya gittim. Adam beni görür görmez, " Neye ne kadar istiyorsan ver, yeterki pazarklık etme" demişti.


07 Nisan 2012, 19.23
Pazarlık yapanlara, bunu başaranlara imrenerek bakardım hep.Köy pazarı ,yaşlı insanlar gelmiş bekleşiyorlar diye olmadık şeylere para verip aldığımı biliyorum.Ancak aldığım bir tuvaletin aynını; başka bir mağazada ,aldığım paranın üçte birine satıldığını görünce fikrim değişti.Beni üzen bir şey fiatı neyse karınıda koy ve sat . Yok olmadık para iste tutturabildiğin fiyata sat. Keşke değişse bu durumlar  bizde de.
07 Nisan 2012, 19.26
Annem ile alış verişe çıkmak benim için ölüm :(  öyle bir pazarlık ediyor ki, satıcı al götür diyecek neredeyse. Adamın memleketine kadar soruyor olur da hemşeri çıkarsak indirim konusu olur diye :) Anneniz çok düşünceli kimse zararlı çıkmasın istiyor ve pazarlığa son veriyor :) 

Annem eski hiç bir şeyi atmaz benim orta okul kitaplarım bile koli halinde balkonda duruyor at artık diyorum olur mu, bir gün lazım olur diyor ama 12 senedir alıcısı çıkmadı :) Beni de saklar diye korkuyorum ömür boyu evde kalma tehlikesiyle karşı karşıyayım :))))) 
Elinize sağlık...
07 Nisan 2012, 19.51
Bende pek beceremem maalesef pazarlık yapmayı aman hemen alıp gideyim zihniyetindeyim maskem  arkadaşın belirttiği bende hep imrenirim sıkı pazarlıkçılara :)Paylaşımınız için teşekkür ederim çok güzel bir yazı olmuş...
07 Nisan 2012, 21.03
anneleri mi çekiştiriyoruz olur bana uyar benim anne de "amannn giderse gitsin" cilerden zarar etmiş kar etmiş çok dert etmez. pazarlığı da beceremez hemen pes eder. Ama fiziken o da benziyor adile naşit e top gibi tombiş :)

 esasında tuturabildiğine giden zihniyetten nefret ederim. ama ne kadar kazıklanıyoruz görmek adına pazarlık yapılmasını izlemek eğlencelidir.

07 Nisan 2012, 21.23

hazır konu pazarlıktan açılmışken, şu özelliklerin fıstıklarını da pazarlık usulü satın alabilsek :)

gelin şu 6 aylık sihirli göze 30bin fıstık vereyim en temizinden :)

pazarlığı iyi yaparım ama kendime alırken değil de başkalarına bişey alırken. gamyunda da pazarlık icat olursa kayserili bir tanıdık edinmem gerekecek :)

07 Nisan 2012, 21.51
Yanliz satici arkadasimiz eger patron degi lde orada calisan bir elemansa, bu olaydan sonra isten kovulmasi gerekir diye dusunuyorum.
08 Nisan 2012, 01.15
:)))) Sizinkine benzer aynı bir anıyıda ben yıllardır dinler dururum annemden ..:)

O zamanlar her istenildiği zaman gidilmediği için hele ki kadınların belki yılda belkide bir kaç yılda bir kere gidebildiği şehir çarşısına hazır gelmişken anne annemede bürgülük (ferace yada şimdi ki adıyla kara çarşaf ) kumaş almaya girerler bir dükkana aynı pazarlık dedemle satıcı arasında başlar 7,5 liradır kumaş dedem 5 e almaya çalışır üç aşşağı beş yukarı tam anlaşacakken anneannem atılır ve e senin dediğin ne senin olsun ver şunu 10 na da düz hesap olsun alıp  gidelim :)))

satıcının gözleri parlar tabi tamam der yengenin dediği olsuuunnnn :)) rahmetli dedem herkes tarafından tanınan biraz da meşhurca bir ağadır tozda konduramaz tabi ve verir 10 lia yı binerler öküz arabasına dönerler köylerine :)) tabi sonrasını ne siz sorun ne ben söyliyim :) annem şehre evlenene kadar da bir daha şehrin yüzünü görememiş garibim :)) ( lira kuruşta olabilir )
08 Nisan 2012, 02.24

içinde ailemizin olduğu tüm anılar özeldir bizlere ve kolay kolay da unutulmazlar. tşkler paylaşımınız için..

                                                                                saygılarımla......

08 Nisan 2012, 04.48
@TuRK_38 [07-04-2012 19:01

Üniversite 1. sınıfta seçmeli ders olarak futbol seçtim. Yeni bir spor takım almak için çarşıya gittim. Girdim bir mağazaya, pazarlık, pazarlık....Hele birde kayserili olduğum için canını çıkardım adamın:)

Dayanamayan satıcı bir poşete koydu takımı bana uzattı ve " Hiç para istemiyorum, gözünü seveyim bir daha bu dükkana alışveriş için gelme" dedi. Ne mi yaptım, aldım poşeti ve çıktım:) Tam bir yıl sonra yeniden aynı mağazaya gittim. Adam beni görür görmez, " Neye ne kadar istiyorsan ver, yeterki pazarklık etme" demişti.



Güldürdünüz Tuk_38 :) süperdi resmen tebrikler diyorum :)


08 Nisan 2012, 07.33

       Yaşasın ÖZGÜRLÜK:) Bu 5 yorum hakkıyla özgürlüğümün kısıtlandığını düşünüyorum ve yetkililerden ''sınırsız yorum hakkı'' artı ''kaybolmayan sakız'' istiyorum:) Ya da sanal mağazada ''ekstra yorum hakkı'' diye bir ürün olmasını istiyorum:).Çok şey istedim sabah sabah,şaka bir yana yazının yorumuna geçeyim:)

       Öncelikle Sat_Agraha'nın ilk cümlelerine sonuna kadar katılıyorum.Seni Seviyo... isimli ilk yazısıyla ağzımıza bir parmak bal çalan natty'den Bal reklamlarının yasaklanmasıyla beraber iyice ümidimi kesmiştim, o yüzden güzel bir sürpriz oldu bu yazıyı okumak.Bir kere ablanın yerinde olmak hiç istemezdim,sen yaz sıcağında yap pazarlığı,getir satıcıyı belli bir noktaya sonra Annen çıksın ortaya ve satıcıdan yana tavır alsın,çok motivasyon yıkıcı bir durum fakat Anne merhametini göstermesi açısından çok güzel bir örnek.

       “dokunulmaz” kokan eşyalar ve  “oturulamaz” kokan laflarına bayıldım,bazen yazılarımda bu benzetmeleri kullanabilirim şimdiden uyarayım sonra telif isterim diye tutturma:).İki yazında da şunu gördüm,belki bir çoğumuzun sayfalar dolusu yazarak anlatabileceği bir olayı kısa ve tadında anlatabiliyorsun,kelime müsrifliği yapmıyorsun bu çok artı bir özellik keşke bu konuda bende biraz pinti davranabilsem.Kısaca okunduğunda insanın kafasında canlandırabildiği su gibi bir yazı yazmışsın,ellerine sağlık.Allah bütün Anne'ler e uzun ömür verip sıcaklıklarını devamlı yanımızda hissettirsin...

     

08 Nisan 2012, 14.59
Hiç beceremem pazarlık işini ben de.
Ah güzel annelerimiz :) olmaz mı hepimizin vardır böyle anıları .
Tüm dikkat ve heyecanıyla kuzenlerle king oynayan annemin kardeşimin anne bakkala gidiyorum ne alacaktım sorusuna '2 ekmek bir papaz al gel oğlum ' deyişini hiç unutamam :))
Teşekkürler paylaşım için..
09 Nisan 2012, 01.33
"bizdede  annemin """"it gibi git tazı gibi gel """sozu meshurdu
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın