gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

AH NE YAZSAM NE YAZSAM

14 Nisan 2012, 09.34
A- A+

Çalışan biri için evde olmak çok zormuş. Emekli olunca neden iş kurulduğunu daha iyi anlıyorum. Bir kaç günlük zorunlu dinlenme süresi çileye döndü diyebilirim.

Televizyonda hiç bir şey bulamıyorum. Benim kullandığım biraz külüstür çok kanal tercihi yok yada çekmiyor. Cidden akşamları daha iyi sayılır. Gün boyunca dişe dokunur çok az program var. Evlendirme programları, saçma sapan yarışmalar, kayıp arayanlar (dramadan öteye gitmeyen ve duygu sömürüsüne dönüşmüş) ve bolca ürün tanıtımları.

Eskiden arkadaşıma gönderdiğim mail başka birinden bana gelince çok sinir olurdum. Bu aralar facebookta aynı durumda. Fazla pozisyon değiştirme şansım yok bu durumda kitap okumakta biraz zor. Pc ye yan gözle bakıyorum))) 

Blogları okuyorum. Çok güzel ve ilgi çekici olanlar var. Bunun yanında okuyanların ruh halini ve algılarını zorlayacak kadar kötü olanlarıda var.  Başlığa bakıp okumaya başlıyorum. Midem allak bullak. O birkaç kötü kısmı çıkarsalar aslında yazı çok güzel.

Okuldan iş getirdim biraz onlara takılıyorum.

Uyumaya çalışıyorum eyvah koyun kalmamış sayacak. Hayal ediyorum çocukluğumu ve bir anda film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor mutlu yada hüzünlü anlar. O anlardan biri;

Sebepleri farklıdır gurbetin ve gurbetçilerin. O yıllarda anlamadığım bir sebeple yurt dışına gittik. Uçağın kapısında tembihlenen mendili elime almamla uçması bir olmuştu. Bizi göremeyecek ve yabancı bir ülkede kimsesiz kalacağız diye çok korkmuştum. Hava alanının dışında ellerinde ekmekle aynı kazana ellerini daldıran bir çok insan vardı.

Kalacağımız evin ikinci katında kiracıydık. Bir süre sonra annem rahatsızlandı nefes alamıyor. Biz evde bunaldık çıldırıyoruz. Haftanın 6 günü iki oda arasında sıkıştırılmıştık.

Okula gitmek istedik. Bir heyecan bir heves bir kaç hazırlık alındı. Annemi bile düşünemiyoruz. Çünkü özgürleşeceğiz. Okul tam bir fiyasko oldu. Mütercim lazımmış. Her çocuk için ayrı olmalıymış. Türk okulu yokmuş. Tabi bunu bize kimse anlatamaz. Evde bir kıyamet koptu ta ki susturuluncaya kadar.

Tanıdık amcalar bize gelince pencereden çalıştıkları yeri göstermişlerdi. Annemin o zor durumunu fırsat bildim belki. Çöl sıcağında bir sabah kapıdan çıktım. Aklımca kestirmeden Jimmy Karter oteline doğru gidiyorum. İş yerleri o binanın yanındaki spor kompleksi (şantiye çok büyük yaklaşsam kesin bulurum). Tüm sokaklar birbirine benziyor, evler birbirinin aynı. Otele yaklaşacağım derken iyice uzaklaşıyorum. Çıkmaz sokaklara giriyorum. Epeyce korkutulmuşum ki kimselere yaklaşmıyorum. Oteli buldum etrafında dolaşıyorum kocaman alan bir sürü park var. İnşaat alanının kapısı kilitli. Geri dönmeye karar verdim.

Bana göre geldiğim taraftaki yoldan dönüyorum. Git git yol bitmiyor. Uzakta gemileri görünce anladım ben kayboldum. O zaman kendime neler saydim neler (hatırlamıyorum). Arabalar yaklaşıyor sesleniyorlar kaçıyorum. Bizim eve benzeyen bir iki eve girdim yok kapıyı açanlar farklı geri kaçtım. Yabancı ülkede ve büyük bir şehirde evden kafana göre çıkmak öyle kolay değilmiş. Hele köyde akraba çocukları kışkırtarak yaylaya kaçmaya hiç benzemezmiş.

Bir inşaatın yanındaki kum birikintisinde teyemmüm aldım kendimce. Dua bilmiyorum gördüğüm kadarı ile abdest hareketlerini tekrarladım. Kıbleyide bilmeden iki rekat namaz kıldım. Ömrümce o kadar yoğun dua ettiğim anlar eminim çok azdır. Kalben teslim oldum Rabbime.

Aslında geri dönmekle büyük hatayı yapmışım. Orada beklesem daha çabuk bulunabilirdim.

Tekrar yola düştüm ana yoldayım. Ortadan gidiyorum ki arayan varsa beni bulsun. Öylen gitti akşama döndü güneş. Arada koşuyorum, duruyorum, yürüyorum, ağlıyorum ve dua ediyorum. Veeeeee gözümde şimşek çakıyor. Yanağım acıyor ama ben çok mutluyum. Çünkü bulundum.

Gözlerinde korku var bulanın. Ama benim kaybolduğuma değil mübarek cuma gününü zehir ettiğime kızıyor. Neyse ben bulundumya anneme kavuştumya o bana yeter. Bir daha eteğinin dibinden çıkarmıyım? Evdekiler helak olmuşlar. Bir dünya nasihat, korkutmalar ve tehditler. Artık haftanın iki günü dışarı çıkarılıyorduk. Bir daha kaçmayım diye sanırım ))) Çocuğu kaybolan anne ve baba bulunca neden dövermiş bir arkadaşımız bloğunda anlatmıştı. Bu macerada öyle bitti işte.

İyi ki eskisi kadar yaramaz değilim. Artık uyuyabilirim.

YORUMLAR

14 Nisan 2012, 10.59
    :)) Bir musibet bin nasihatten iyidir.. Televizyon konusunda size kesinlikle  katılıyorum. Çocukken yapılan bu yaramazlıklar çok hoşuma gidiyor benim ama sizinki kan dondurucu olmuş :)) Hoşuma gitmesi de böyle anılarım olmadığından ve çok akıllı bi çocuk olduğumdan sanırım :))
14 Nisan 2012, 11.56
:)) heehhe roman gibi maşallah
14 Nisan 2012, 14.07
 yureginize saglik  evet gurbet  acik ceza evi gibi mubarek hersey var ama hic birsey yok:( hersey guzel duzenli ama tat yok tuuhaf . tv konusunda katiliyorum cocuklarim yokken tv dinleniyor:D hic acmam vaktim olursa gamyun  sadece ne facem var neden msn aciyorum sadece gamyun iyiki var  gamyunum olmasa bende koyunlari tuketiyorum saymakla bikeresinde 67 de kalmisim dalmisim aniden sicradim nerde kalmistim diyerek heee 67 devam ettim salak ben deliiiiiii uyumussun iste ne uyaniyonnnnnnnnhirrrrsmile Resmi ama yarim birakmayi sevmiyom iste:(( birdaha sayarmiyimsmile Resmi bunun icin bir yok buldum oyunlar  adrenalinli oluyo sohpet subu kacabiliyor uyku eger yoksa uykunuz yapboz tavsiye ederim egerki dortyuzu secerseniz eminim gozleriniz ikiyuzden sonra kapanmaya baslar benim gibi:D
14 Nisan 2012, 19.47
Yani hikayeler birbirinden biraz kopuk şimdi çalışan biri için evde kalmanın güçlüğü ve kaybolmanın heyecanı,korkusu ve sonucunda sevinci :) Neyse ya blog yazısı oturupta yayın evine birşeyler hazırlamıyorsun ki desene...
14 Nisan 2012, 20.12
ille yazmanız gerekmiyor bekleyin özletin kendinizi bence..bir kaç alkış alınca gaza geliyorsunuz...neydi bu şimdi..ne konu bütünlüğü var...ne nedemek istedğiniz..özellikle takip ettğim anlatımı iyi sade dili olan ve( en azından bana )okudukca bitmesini istemeğim blogcculardansınız....o kadar güzel bir konu ki seçdğiniz kaybolma hikayesi bunu bir bütünlük içinde anlatır sonunda mesaj kaygısı olmadan bitirebilirdiniz...ne olur sık yazmayın...sevgiyle kalın ve lütfen kızmayın bana......
14 Nisan 2012, 23.18
bu tür  yaşantı biçimine kafa  yormaya gerek yok insanların yaşantıları karmaşık olduğu için yapısalları  veya  farklı  faaliyetleri aynen öyle  olur tv  izlemiyceksin ozaman zarar veriyorsa bişey mesela kur'an ve meali oku gerçeği orada  bulursun
15 Nisan 2012, 10.51
Yorum ve eleştiriler için teşekkürler. ben_sevgi34 nazik ve nüktedan eleştirinize yanıt vermek istedim. Alkış, mesaj verme veya beklenti koymamıştım yazıma. Şu an içinde olduğum bir durum ve önceden yaşadığım başka bir durumu yazdım. İkisindede belli bir mekana bağlı kalmak olduğu içindir belki. Gün içinde sizler geçmişe yolculuk etmez yada hayal kurmazmısınız? Toplumsal mesaj vermek istediğimde emin olun başlığı ona göre seçerdim. Yazının giriş gelişme ve sonuç kısımlarına bütün olarak bakmamışsınız. Her gün blog yazan arkadaşlar var yaşadıkları yada yaşamadıkları durumları paylaşıyorlar. Lütfen amaç yada hedef olarak düşünmeyin. İçerik kaygım olduğunda zenginleştirebilirim. Silmiş olduğum geçmiş blog yazılarımda bunlardan çok var. TEŞEKKÜRLER.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın