Zeynep Bu Güzellik Varmı Soyunda?...
16 Nisan 2012, 12.19 A- A+
Bizim zamanımızda sokakta ip atlamak , yedi kule oynamak, kasnaklı uçurmak, kulle(misket) oynamak, yerden yüksekler gibi tarihi eser oyunlarımız vardı ve tv de izleyebileceğimiz tek bir seçeneğimiz vardı ''SUSAM SOKAĞI''
Sorumluluğumuz vardı ; ''okuldan geldiğimiz gibi ödevlerimizi bitirmek ve bitirince sokağa çıkıp gün kararana kadar dilediğimiz oyunu sokağın dışına çıkmadan oynamak.
Yedikule oyununu bilmeyenlere önce anlatayım: 7 adet tuğla parçalarını üstüste diziyorduk ve onu dizdiğimiz yerden 3-5 metre uzaklaşıyorduk ve sırayla ayağımızdaki terlikle o kuleyi yıkmaya çalışıyorduk terliği yere sürükler atacak şekilde.Bunu oynarken yolun tamamını ele geçirirdik ve araçlarında geçmesine dahi izin vermezdik. 1 tek kişiye töleransımız vardı o geçince nefeslerimizi tutar sessizliğimizi korur robot kesilir geçip gitmesini beklerdik kıpırdamadan.
Kapkara bir gömleğin altında kapkara bir şalvar başında kapkara bir tülbent ve yalınayak üzün boylu heybetli bir kadındı ''Kara Fatma''
O geçerken ne biz tek kelime ederdik (hem korkumuzdan hemde saygımızdan) nede o dönderip başını bize bakardı yolunu aşar giderdi.
Merak ederdik neden böyle olduğunu delimi acaba diye.Zamanı geldi öğrendik hikayesini.
Zeynep adında bir kızı varmış güzeller güzeli gencecik bir kızı birde onun bir sevdiği Hasan adında.Aynı mahalledeler ve birbirlerine çocukluktan aşıklar.Ne yazıkki 2 düşman ailenin çocukları ikiside ve aileler birleşmelerine bir türlü yanaşmıyorlar heleki Fatma kadın asla istemiyor Hasan'ı.
Bir gün bir taliplisi çıkıyor Zeynebin aile bu sevdaları dillere dolandı diye bir an evvel Zeynep'i baş göz edip ordan uzaklaştırma kararı alıyor.Hasan ozaman askerde Zeynep derhal mektup yolluyor Hasan askerliğini yakıyor geliyor tam düğün günlerinde.düğün alayı dağılacakken kaçma sözü veriyorlar birbirlerine gizli gizli.
Düğün bitiyor herkes evlerine dağılırken zeynep gelinliğiyle birlikte Hasanla sözleştikleri yere koşuyor o kaçarken oğlan tarafından biri yakalıyor o sırada hasan geliyor damat geliyor derken bir silahlı bıçaklı arbede başlıyor.Damat tam Hasanı öldüreceği sırada bıçağın önüne zeynep geçiyor ve vuruluyor Hasanda damadı öldürüyor ve polis geliyor Kara Fatma ile birlikte.
Hasan hapse giriyor Zeynep oracıkta ölüyor fakat Hasan'a öldüğünü kimse bildirmiyor.İşte o gece Zeynep annesinin kollarında can verirken annesinin gözlerinin içine bakıyor ve diyorki '' Sevdamın koru ocağında anne şimdi yan yanabildiğin kadar''
İşte o günden sonra Kara Fatma hep yollara sürgün ediyor kendini ayağı yalın üzerinde simsiyah Şalvarı tülbenti ve gömleğiyle ve hergün Zeynep'in Mezarının başında alıyor soluğu ölene kadar.
Hasan'a gelince Zeynep 'in iyileştiğini ve onu beklediğini söylemiş hep yakınları o içerdeyken.Hasan içerden çıkıyor mahallesine geliyor tam evine girecekken Kara Fatma'yı o halde yolda görüyor ve ailesine soruyor ne olmuş buna neden bu halde diye ordan bir patavatsız ''Zeynep öldüğünden beri böyle '' diye ağzından portturunca Hasan'ın dili lal kesiliyor ve ağır adımlarla üst kata sofaya çıkıyor.Açıyor teybi çalıyor ''Zeynep bu güzellik varmı soyunda'' şarkısını ve bir silah sesi yükseliyor...
Sorumluluğumuz vardı ; ''okuldan geldiğimiz gibi ödevlerimizi bitirmek ve bitirince sokağa çıkıp gün kararana kadar dilediğimiz oyunu sokağın dışına çıkmadan oynamak.
Yedikule oyununu bilmeyenlere önce anlatayım: 7 adet tuğla parçalarını üstüste diziyorduk ve onu dizdiğimiz yerden 3-5 metre uzaklaşıyorduk ve sırayla ayağımızdaki terlikle o kuleyi yıkmaya çalışıyorduk terliği yere sürükler atacak şekilde.Bunu oynarken yolun tamamını ele geçirirdik ve araçlarında geçmesine dahi izin vermezdik. 1 tek kişiye töleransımız vardı o geçince nefeslerimizi tutar sessizliğimizi korur robot kesilir geçip gitmesini beklerdik kıpırdamadan.
Kapkara bir gömleğin altında kapkara bir şalvar başında kapkara bir tülbent ve yalınayak üzün boylu heybetli bir kadındı ''Kara Fatma''
O geçerken ne biz tek kelime ederdik (hem korkumuzdan hemde saygımızdan) nede o dönderip başını bize bakardı yolunu aşar giderdi.
Merak ederdik neden böyle olduğunu delimi acaba diye.Zamanı geldi öğrendik hikayesini.
Zeynep adında bir kızı varmış güzeller güzeli gencecik bir kızı birde onun bir sevdiği Hasan adında.Aynı mahalledeler ve birbirlerine çocukluktan aşıklar.Ne yazıkki 2 düşman ailenin çocukları ikiside ve aileler birleşmelerine bir türlü yanaşmıyorlar heleki Fatma kadın asla istemiyor Hasan'ı.
Bir gün bir taliplisi çıkıyor Zeynebin aile bu sevdaları dillere dolandı diye bir an evvel Zeynep'i baş göz edip ordan uzaklaştırma kararı alıyor.Hasan ozaman askerde Zeynep derhal mektup yolluyor Hasan askerliğini yakıyor geliyor tam düğün günlerinde.düğün alayı dağılacakken kaçma sözü veriyorlar birbirlerine gizli gizli.
Düğün bitiyor herkes evlerine dağılırken zeynep gelinliğiyle birlikte Hasanla sözleştikleri yere koşuyor o kaçarken oğlan tarafından biri yakalıyor o sırada hasan geliyor damat geliyor derken bir silahlı bıçaklı arbede başlıyor.Damat tam Hasanı öldüreceği sırada bıçağın önüne zeynep geçiyor ve vuruluyor Hasanda damadı öldürüyor ve polis geliyor Kara Fatma ile birlikte.
Hasan hapse giriyor Zeynep oracıkta ölüyor fakat Hasan'a öldüğünü kimse bildirmiyor.İşte o gece Zeynep annesinin kollarında can verirken annesinin gözlerinin içine bakıyor ve diyorki '' Sevdamın koru ocağında anne şimdi yan yanabildiğin kadar''
İşte o günden sonra Kara Fatma hep yollara sürgün ediyor kendini ayağı yalın üzerinde simsiyah Şalvarı tülbenti ve gömleğiyle ve hergün Zeynep'in Mezarının başında alıyor soluğu ölene kadar.
Hasan'a gelince Zeynep 'in iyileştiğini ve onu beklediğini söylemiş hep yakınları o içerdeyken.Hasan içerden çıkıyor mahallesine geliyor tam evine girecekken Kara Fatma'yı o halde yolda görüyor ve ailesine soruyor ne olmuş buna neden bu halde diye ordan bir patavatsız ''Zeynep öldüğünden beri böyle '' diye ağzından portturunca Hasan'ın dili lal kesiliyor ve ağır adımlarla üst kata sofaya çıkıyor.Açıyor teybi çalıyor ''Zeynep bu güzellik varmı soyunda'' şarkısını ve bir silah sesi yükseliyor...
YORUMLAR
çok hüzünlü bir hikaye AŞK işte bu
Ah bide bunu aileler anlasaymış
güzeldi.