Seve Seve..
19 Nisan 2012, 15.17 A- A+
Hatırlıyor musun ?
- Efendim
Hatırlıyor musun diyorum ?
- Neyi ?
Bir zamanlar seninle güzel sohbetler yapardık. Hani beni dinlemeyi çok sevdiğini söylerdin.
- Evet hatırlıyorum.
Ama şimdiler de pek konuşmuyoruz. Uzun zaman oldu bunun da farkındasın değil mi ?
- İkimiz de çok meşgul insanlarız çalışıyoruz ve sorumluluklarımız var.
Var doğru ama bu bana vakit ayırmaman için bir bahane olmamalı canım. Haksız mıyım ?
- Söyler misin Sorun nedir ?
Sorun şu. Artık benimle konuşmuyorsun. Hatta benden sıkıldığını düşünüyorum ve bunu beni çok üzüyor.
- Alakası yok. İşlerim başımdan aşkın. Sen neler neler diyorsun. Bunlara ayıracak inan vaktim yok. Ben yatıyorum.
Kaç hemen kaç. Her zaman ki gibi kaçıyorsun.
- Kaçmıyorum sadece sessiz bir ortam istiyorum. Bırak yakamı.
Sessiz bir ortamda kalmıştı kadın. Kendi sessizliğinde boğulacağını hissetti. Yutkundu. Belki de defalarca. İçten içe yuvasını kemiren sessizlikten nefret eder olmuştu.
Halbuki hiç de böyle başlamamıştı ilişkisi. Sevginin yok olduğunu Sevginin olmadığı bir yer de saygı unsurunun bulunamayacağını anlaması zaman almıştı.
Seve Seve yapmak ile görev kabul edip yapmak arasında dağlar kadar fark vardı. Anladı ki artık bu ev de Seve Seve duran bir kişi dahi yoktu. Mecburen gelinen bir
yer olmuştu evi. Güzel evi. Kendisi seçmiş ve beğenmişti tüm eşyalarını. Perdeleri lila. Duvarlarını pembe yaptırmıştı. Seve Seve kurduğu yuvasının içinde artık
sevgiden eser kalmamıştı. Bir kadeh içki hazırladı kendisine. Pencere kenarındaki koltuğuna oturdu. Sallanan koltuktu bu. Dedesinden yadigar kalmıştı.
Ne çok severdi dedesini izlemeyi. Dedesi bazen uyuya kaldığın da bileğine sarılı tesbihi elinden düşerdi. Bir koşu gider tesbihi yerden alır ve tekrar dedesinin
bileğine sarardı. Güzel zamanlardı. Özlüyordu. Ve Yine Yutkundu. Sessizliğin için de yutkunması dahi gürültü yapıyordu.
----
Biliyorum çok tanıdık bir kare. Genel olarak ikili ilişkiler de gelinen son nokta. Peki her ilişki böyle olmak zorunda mı ?. Belki Evet. Belki Hayır. Ama Seve Seve yaşamadığınız bir hayattan asla zevk alamazsınız. Görev zihniyeti ile ilişki kurulamaz ve devam ettirilemez. İnsan önce kendisini sevmeli. "Kendisini sevmeyen başkalarını sevemez" derler. Hayallerinizden, umutlarınızdan asla vazgeçmeyin. Size engel olanları hayatınızdan tek tek çıkarın ve Seve Seve yaşayacağınız bir hayatın adımlarını atmaya başlayın. Seve Seve ve isteyerek kendi adımlarınızın üzerinde kuracağınız bir hayatta daha güçlü olacağınızı asla unutmayın.
Saygılar..
YORUMLAR
Yazınız İclal Aydın'ın seslendirdiği bir şiiri getirdi aklıma...
..........................
Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor�
Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle,
kalbimde bir acı. Şarkılar seni söyler......
Kaleminize sağlık.