gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

MİSU MİSU TİRAMİSU...

20 Nisan 2012, 14.01
A- A+
       Annem'in ''Oğlum havalar ısındı ama sen yine de sıkı giyin'' uyarısına rağmen en sevdiğim gömleğimi giyip çıktım dışarı,nasıl da cıvıl cıvıl dışarısı,dün gece hayatın anlamını çözmeye çalışan ve kördüğüm olmuş ben, aradan 12 saat geçtikten sonra güneşin bir göz kırpmasıyla yakaladım anlamı,yoksa az önce yanımdan geçen güzel kızların gülümsemelerimi yakalattı hayatın o derin,ulaşılmaz anlamını,offf ne düşünüyorsam bunları bir şekilde gece boyunca süren melankolik durumdan kurtuldun ya sen ona bak.En iyisi İstiklal Caddesine gitmek,nasıl da kalabalıktır bu havada,''ben sağda inebilir miyim,teşekkürler hayırlı işler kaptan'' olaya bak ya,insan kendini iyi hissedince herkese merhaba deyip hal hatır sormak istiyor,utanmasam şöföre sarılacaktım iyi mi:).''vay vay vay çantaya bak'' Bu espriyi Kıvanç Tatlıtuğ   yapsa atlarlar üstüne,çantası kopasıca,takma kafana bugün enerjin iyi,İstiklal Caddesin'de gün boyunca 1000 kızla göz göze gelsen,en azından 1'i yeşil ışık yakar di mi?.Cebimdeki paraya da bakayım,100-150-170-175+ bozukluklar,eh Allah Bereket versin...

       Ayaklarıma kara sular indi,tipim iyi,giyim kuşam yerinde,belli bir karizmam var,saçımda jölem,en iyisinden parfüm,neden hala tık yok,neden hala kırmızı ışık hep,2 saat oldu caddeyi kaç kez turladık bir icraat yok,en iyisi oturayım bir yere,canım da tatlı çekiyor, glikoz alırsam belki tekrar enerjimi yakalarım.''Ama üzülme yine süzülme çünkü sen bitanesin'' heytt be içeri girer girmez beni karşılayan şarkıya bak,''buyurun ne alırdınız'' kısa saçlı bir kızıl desem tepkisi ne olur acaba:).''Ben,ben pasta istiyorum meyveli olsun,bir de soğuk bir su'' Şansa bak bendeki ,bizim mahalle kahvesinde bu kadar erkek yoktur.Kim demiş İstiklal Caddesinde'ki Cafeler'de kız kaynar diye,''buyurun efendim başka bir arzunuz var mı'' ''arzular şelale oldu da sen derdime derman olamazsın'', ''pardon anlamadım efendim'' ''şey diyordum bu pastadaki çilekler organikmi'' ....

       (Kafayı karşı cinsle iletişime geçmekle bozmuş kahramanımız,umutsuz bir şekilde pastaya odaklanır ve pasta bitene dek etrafa bakmadan,tabaktaki son kremayı sıyırana kadar dünyadan kopar).Sonra mı ne olur?...Aman Allah'ım bu da ne,pastayı bitirine kadar karşı masaya kim oturmuş öyle,nasıl bir güzelliktir,insan bırak öpmeyi bakmaya kıyamaz...KARŞI MASA'DA O AN...''Hoşgeldiniz efendim,ne arzu edersiniz'' ''ben 1 porsiyon tiramisu istiyorum'' ''Tabi efendim derhal'' .....''Buyurun'' ''çok teşekkür ederim'' ''afiyet olsun efendim''.....BİZİM MASA ... O yediği ne ki Kız'ın acaba,aynısından bende mi söylesem,aha bana gülümsedi heralde,aldı tabağını kalktı,bana doğru mu geliyor ne,nasıl yani,yok artık...

       ''Merhaba,oturabilir miyim'' ''Bana mı diyorsunuz'' ''Sizden başka kimse var mı burada kuzum'' ''Ta ta ta tabi buyurun'' Alacakaranlık Kuşağı'na girdim heralde,diilim tutuldu,yüzüm kızardı,şekilden şekile girdim...''Şaşırdın di mi masana geldiğim için'' ''E yani birazzz'' ''bu arada Tiramisu sever misin'' ''Ne misu ne misu'' ''Benim yediğimden canım,İtalyan Pastası'' ''Yok yok ben sevmem'' ''çok şaşkın bir halin var,ileride evlendiğimiz zaman çocuklarımıza bu halini anlatacağım'' ''Na nasıl yani'' ''az önce falcıya gittim,bana bir cafe'ye gitmemi ve orada şaşkın ama sevimli,etrafa avını arayan  Jaws gibi bakan bir adam göreceğimi,ve o adamın öküzün trene baktığı gibi  bakacağını,ayrıca adamın kaderimde yazılı olduğunu söyledi'' ''ben ben mi yazılıymışım hiç inandırıcı gelmedi'' ''inanma tabi,senin bakışların yüzünden ağız tadıyla bi pastamı yiyemedim'' ''şey ama yanlış anladınız'' ''pis abaza seni'' ''gerçekten şey kem küm'' ''ne misu ne misu diyordun al sana TİRAMİSU''

       Al işte kaşındın ve gördün,yerin dibine girmek istiyorum,her yerim battı,gömleğe bak ya,ne bunlar acaba sanki kahve gibi,kahveli pastamı olur zevksiz şey,off tüm insanlar bana bakıyor,bir an evvel evde olmak istiyorum...''sağda inebilirmiyim,hoopppp inicez dedik dursana yahu'' ''patlama kardeşim patlama'' ''ağzını burnunu kırasım geldi şu şöförün,dayak yemiyeceğimi bilsem dalacam'' ''bişey mi dedin kardeş'' ''bunlar 2010 model di mi kaptan otomatik kapılı''.... Aha al işte mahalleliye mevzu çıktı herkes bana bakıyor,eve kapağı bir atabilsem...oh be nihayet evimdeyim,içeride misafir mi var ne ...''Ayy Ayten Abla senin oğlanın suratına pastayı yapıştırdığım andaki halini görecektin'' ''müstahak kızım O'na  iyi yapmışsın ellerine sağlık,biraz burnu sürtsünde aklı başına gelsin'' ...''ANNEEEEEEE bana büyük bir surata denk gelebilecek büyüklükte MİSU MİSU TİRAMİSU  yaparmısın''...

       NOT:Okumuş olduğunuz hikayedeki kişi,kurum,kuruluş ne varsa alayı kurgudur, hikayede geçen şahsına münhasır insanlar gerçek ya da tüzel kişiler olmayıp bir derneğe de üye değildirler ve söz konusu hikayenin benim yaşanmışlıklarımla uzaktan yakından ilgisi yoktur:).Soru şu: Karşı cinse olan yakınlık ya da uzaklık insanın motivasyonunu,hayata bakışını direkt olarak etkiler mi?...Etkiler diyenler,demeyenler...:)    Sevgi Ve Saygılar...

YORUMLAR

20 Nisan 2012, 14.23
Önce tiramisu en sevdiğim pastadır ve bugün yapmayı düşünüyordum ( labne peynirli) fakat bu yazıyı okuyunca vazgeçesim geldi:) Kurguladığınız kişi ya da kişiler ve olaylar hiçte uzak değil bizlere. Karşı cinse olan yakınlık, yakınlığın dercesi ve tabi ki çabası O insan için hayata bakışını etkiler bence. Daha doğrusu yakın olursa o kişi ya da kişiler, hayata bakışları bir anda değişebilir. Rutin giden bir hayat renklenebilir, sevmediği şeylerden hoşlanabilir hatta. Ama sonu hüsransa o da kişiden kişiye değişir. Daha büyük bir tiramisu mu yoksa şu hazır keklerden mi ister, yemek ya da yedirmek için bilemiyorum:) Kısaca Sevgili Trapper, ben olumlu baktım bu konuya, elinize sağlık.
20 Nisan 2012, 14.48
Hikayeyi okurken bu kişinin sen olmadığına emindik zatennn :))) Bence etkilerrrrrrr... karşı cinse ne kadar uzak durursan, hayatla bağın o kadar sağlam olur. :) Onlar bizim kimyamızı bozuyor :( En çok şu kaptana karşı olan tavır değişikliği hoşuma gitti, hiç güleceğim yoktu  :D
20 Nisan 2012, 14.52

hep ismini görürdüm tiramisunun ama böyle yendiğini bilmiyodum :)) hayatta yemeyi de düşünmem artık :)

üniversitedeyken karşı cinse karşı birşeyler hisseden arkadaşlarımın hal ve hareketlerinde değişiklikler olurdu.. bizim yanımızda 10 parmağını yemeğe sokarak yiyen arkadaşımız, hoşlandığı kızın yanında tavuğu çatal bıçakla yicem diye aç kalırdı :)) hoşlandığı kıza açılır ve aynı duygularla karşılaşmamışsa akşam evde 3 bira ile ferdi tayfur dinlerken görmemiz mümkündü..

demek ki neymiş karşı cins etkiliyomuş abicim :)

not kısmına kadar çok keyif alarak okudum.. senle alakası olmadığını okuyunca keyfim kaçar gibi oldu (:P), soruyla karşılaşınca neye uğradığımı şaşırdım :)

ellerine sağlık, tiramisu süper olmuş.. :)

20 Nisan 2012, 15.25

   Selamlar  herkese bu  güzel bahar gününde..  Trapper selam...platonik nasılsın?.. ooo  Bala da burdaymış...Deliremmm seni  görmek ne güzel.:)   diğer  yorum yapıcak arkadaşlara  da sevgilerimi gönderiyorum.

   Yoruma  gelince;  tavla izleyen, oynayandan daha iyi görür  hamleleri. O yüzden hoşlandığım  bir kadın  benim motivasyonumu etkiler mi?  etkilemez  mi? bunun yorumunu izleyen okurlara bırakıyorum  ben   aşağıdaki  satırda  zar  atarken :))

  Ben hikaye de ki kadına vuruldum  galiba  :)))  Çok etkilendim.:)))))

   Çok keyifliydi  emeğine  sağlık..

  

20 Nisan 2012, 15.35
:)))))))
Ben de diyordum TRAPPER nerelerde?
Meğer deney yapıyormuş insanlık için.:)
Çok iyiydi yaa, ellerine sağlık.
Ruh halindeki ani dönüşler, iç sesler kahkaha attıracak kadar güzel işlenmişti.

Ben de olay kahramanı kişiyi seninle özdeşleştiremedim ama kendini "Hayatın anlamını çözmek" ile görevlendirmiş bir cengaverin,  deney uğruna yapmayacağı şey yok diye de düşünmeden edemiyorum.:)

Bu deney başarıyla(!) sonuçlanmış.
Alınan ders: Hayatın anlamını çözmeye giderken en sevdiğin gömleği giymeyeceksin.:)

Diğer deneylerde de aynı başarıyı bekliyoruz.

Çok eğlendim.:)))
Teşekkürler.
20 Nisan 2012, 15.56
Yazıyı okuyunca iki temel problem üzerinde durum.Birincisi yazar yaşadığını mı anlatmış kurguladığını mı? İkincisi Yazının kurgudan koparan finali

Yazar yaşamış mı kur muş mu problemini çözmek için önce kahramanı incelemeye koyuldum. "Avını arayan Jaws gibi görünme" cümlesinden yola çıkayım dedim ama çoğu kadının her erkeği böyle nitelemesi ve çoğu erkeğin böyle olması neticesinde buradan bir şey çıkmayacağını anlayıp hemen çilekli pastaya odaklandım. yazar çilek sevdiğini bir yorumunda itiraf etmiş olduğundan yaşanmış olasılığı yükselişe geçti. Dur biraz ,dedim. yazar çilek seviyor ama "tiramisu" ya "ne misu" diyebileceği gözümde canlanamadı nedense. Çözüme giden yolda çokça çelişkiler yumağında debelenip yahu kurgu demiş işte ne debeleniyorsun diyip karaladım denklemleri.

Efenim bu konuda bir çok soru oluştu kafamda. Kahramanımız üzerindeki pastaları lavaboda temizlemek için zaman harcamadıysa hiç bir insan evladı üzerinde kahverenhi lekelerle evine varmaya çalışan birinden daha hızlı olamaz dedim. Dahası hangi insan evladı güneşli güzel bir günü, kafasında jöle olan bir jaws ı takip edip yüzüne canım tiramisuyu boca etmek için harcar ki? hikayenin girişi ve gelişmesi ne kadar güzelse finali o kadar kopuk ve iğrençti.
Bir "Tuncay" vakası daha, nedir bu erkeklerin hoşlandıkları kızı kendi annelerinin yanında görme arzusu anlamıyorum hiç :)

traper, "yüksek topuklarla koşan kız" (pardon adı bu değildi ama aklımda o kalmış işte) gibi (bu da güzeldi ama final iğrençti işte) bir hikaye daha yazman umuduyla kolay gelsin diyorum.




20 Nisan 2012, 16.43


heyyoo, yaşasınn baharr geldii, atalım üstümüzden ölü toprağını, canlanalım hadee... cıks dur bi sakin ol kupa dedim kendime. hala ölü balık gibi bakıyorum hoş gör smile Resmi


ah bu nisan ayları.. hiç sevmiyorumm. hem eşşşekk şakarıyla canımı sıkar, hem de belirsiz ani yağmurlarıyla fare deliği aratır insana. bozar güzelim saçlarımı o ani yağan şarıl şarıl yağmurunun altında ( gerçi saç baş kalmadı yoldurdum kışın ne var ne yook, hepsini! )

bahar geldi, çiçekler açtı, gönüller şen oldu falan filan. bir de üzerimdeki şu belirsiz yorgunluğu atabilsem. yazıyı okuduktan sonra kendime şöyle bi bakındım trap. tırnaklarımdaki koyu renk ojeler, üzerimdeki kürklü hırka (imitasyon. taklit işte.) hala kendimi tokatlamam için yeterli bi sebep tokatlayıp bahara ayak uydurmak için.. :)) bu yazıya kendimden bişiler katmazsam çatlarım, can çekişirim, ölürüm sanki. alışkanlık çok pardon :)

gelelim senin istiklal caddesi rüyana (rüya olduğunu varsayarak :P ). istiklal caddesi ve gündüz, hımm.. yakıştı mı sence bu ikisi yanyana. bu işler akşam olur adamım :) gündüz vakti, işleri yoğun olan insanlarındır istiklal caddesi. ama gece senin benimdir, yalnızlarındır, avcılarındır... kimi kaldırım başında sızar, kimi eski sevgilisini unutmak istercesine içer elindeki sarılı olmayan bira şişesinden. kimi tuttuğu takımın şampiyonluğunu kutlar bağıra çağıra. kimi çok sinirlidir basar küfürü havaya, boşaltır içindekileri.. kimi çapkın bakışlarıyla etrafı süzer...  bir çok hayatı barındırır istiklal caddesi, ondandır ona olan sevgim belki de... 

ben, onun yanında "BEN" olabildiğim için seviyorum onu belki de.. ne yalınayak yürüdüğüm yolların serinliğinden vazgeçebilirim, ne de bana yol gösteren ihtişamlı ışıklarından.. özledim şimdi onu, vazgeçemediğim sevgili gibi.. 


bloguna güzel bi ekleme yapmak istedim, bozmamışımdır umarım. devam etmek isterdim ama tadında kalsın istedim..

 eline sağlık, içimdeki uyuyan devi uyandırdın :)) 



20 Nisan 2012, 16.47

ha ha ha ha harika bir yazi olmus ellerinize saglik  en son okumakla en iyi karari almisim icim kararmisti aydinlandi hikayedeki gibi gunesli  degil burasi  yagisli dolu yagdi ama bu yaziyla acti gunes sanki:)   tiramisu yu severim  yuzume istemem   midemde isterim gunun sonunda:D yureginize saglik cok keyifle okudum diger yazilariniz gibi.

yonelttiginiz soruya gelince sanirim etkiliyo . gune nasil baslarsan oyle gidiyo mutluysan  mutlu  eger gununde degilsennn hersey hatta guzellikler bile gereksiz gelebiliyor.sanki hersey kendini bulurmus gibi bunu cok hissettim ama bu konuyla alakasiz,  bu sorunun cevabini  avcilara ve avlara birakkiyorumsmile Resmi:D   saka saka eminim hatta sahidim degistiriyor:)... 

20 Nisan 2012, 17.28
çıkarsan yola, ağzın kulaklarında,
Öpersen kaptanı taksim durağında, 
Bakarsan tiramisu niyetiyle karşında ki hatuna,
Tabağı hissedersin böyle suratında,
Ayten teyzen kurban olsun sana :))
Eline sağlık trap :p




20 Nisan 2012, 19.14
Hikayenin sonunda eşinizle ilk tanıştığınız gün le bitecek sandım :D meğer kurgumuş.Allah iyiliğinizi versin :Dd.d
20 Nisan 2012, 19.24
eline sağlık güzel olmuş.....
20 Nisan 2012, 19.57

Merhaba

Harika bir yazı daha. "Ama üzülme yine süzülme çünkü sen bitanesin".  "Arzular şelale oldu da sen derdime derman olamazsın". İnanın kahkahayla güldüm. Çok sevdim. Ayrıca Tiramisu'ya da bayılırım::))

Evettt etkiler diyenlerdenim.

Trapper - Herkes kendi düşünü yaşar. Kimin düşü olduğunuzdan çok sizin kendi düşünüzde kimin düşü olmak istediğinizin önemi vardır. Bu istek varsa mutlaka bir sebebi vardır. Derine inmek gerek.:)

Kuşlar Uçarken - İnsanlar ise Düşlerken Özgürdür..................

Sevgilerimle............

 

20 Nisan 2012, 20.27
           Ya ne denir bu duruma  diye düşünüyorum.Bence tiramisu seven kızdan hayır gelmezsmile Resmismile ResmiBaklava yeseydi delikanlıya daha çok uyardı gibime geliyor.Ancak bu genç hanımla anne arasındaki çeteleşme çok özgün bir durum. Bunu çok anlayamadım doğrusu.Genç bir delikanlıya böyle kötü bir deneyim yaşatılması fena olmuş. Hem kızda hanımefendi biri değilmiş delikanlının kaybettiği bir şey yok bencesmile Resmi Neden delikanlıyı korumaya alıyorsamsmile Resmi(Geleceğin babası aile reisi diycem cevap olarak,''höytt kimmiş aile reisi''diyecekler diye korkuyorum-ya ben bu sitede tırsık oldum sanki)Ancak giriş bence harikaydı.

  


       ''  Karşı cinsten birinin ilgisi enerji kazandırır mı?'' İlgi karşılık buluyorsa kazandırır. Bulmuyorsa sadece ığğ olur.
20 Nisan 2012, 20.36
       İnanılmaz eğlenceli ve zekice yorumlar var katkılarınız ve özelliklede altını çizeceğim pratik zekanızı sergilediğiniz için sonsuz teşekkürler,aslında kendi yazıma ''yorumcu'' kimliği ile atlamayı çok sevmesemde kafama takılan bir şey oldu onu mutlaka sorup cevabını almalıyım:).bilgeguness Allah aşkına söyle bana Tuncay kim? 2 Tuncay tanıyorum,birisi kasap Tuncay abi,laf aramızda Bostancı'nın en iyi eti ondadır:).Diğeride neden hala maphus damlarında olduğunu bilmediğim Gazeteci Tuncay Özkan,Kasap Tuncay Abi'yi dün gördüm,diğerini ise kaç yıl oldu saymadım köyden göçeli .''Tuncay vakası'' diye bilmediğim bir vaka mı var tarihte:).
20 Nisan 2012, 21.38

          Hayalgücü Trapper'i ne zaman dürtükleyecek,kahramanların,olayların,mekanların

tamamen hayal ürünü olduğu (yazarla,yazarın yaşanmışlıklarıyla zinhar alakası olmayan) ,

''Bakakalmak Hep Bana.. '',''Giriş-Gelişme-Sonuç '' benzeri kurgulanmış hikayelerinden biri ne

zaman gelecek derken ,baktım ki  ''Misu Misu Tiramisu'' neşesiyle,keyfiyle blog köşesine

yerleşivermiş bile .Final bölümüne kadar herşey Trapper 'den beklenen tadda,keyifli  ama

final bölümü zayıf kalmış sanki ,tam o sırada bi enerji vampiriyle mi denk geldin, artık ne

olduysa :))  Gülümseyerek,keyifle  okudum,yenileri için çok bekletmessin inşallah.

Soruna da cevabım;kesinlikle evet ,etkiler hem de nasıl etkiler...

Sevgilerimle

20 Nisan 2012, 21.52

Trapperin bu mis kokulu blog yazisindan sonra,  cani Tiramisu cekmis olanlar vardir  diye düsündüm, ve bir tarif ekleyeyim dedim:)) Trapper, sakin   denemeye kalkma emi , mutfak maceralarini biliyoruz senin:P

Tiramisu

-250 gram mascarpone*
-100 gram esmer şeker
-24 adet kedidili bisküvi
-4 adet yumurta
-1 vanilya şekeri
-1 yemek kaşığı sıkı kahve (tercihen espresso)
-kakao

*mascarpone yoksa, suyu iyice süzülmüş 300 gram labne peyniri kullanın.

  • Yumurtaları kırıp, beyazları bir kaba, sarıları başka bir kaba ayırın.
  • Yumurta beyazlarını, yavaşça esmer şekeri ve vanilya şekerini ekleyerek mikserle kar beyazı olana dek çırpın.
  • Mascarpone ve yumurta sarılarını çırpma teliyle karıştırın.
  • Kar beyazı olan yumurta aklarını bu karışıma ekleyin. Ekleme işlemini spatula yardımıyla yapın ki, yumurta akları sönmesin.
  • Çukur bir kaseye ılık su koyup, kahveyi iyice eritin.
  • Bisküvileri sırayla bu karışıma bandırıp çıkarın. Hamur olmamaları için kahveli karışımda hiç bekletmeden alın.
  • Derin bir kaba veya dikdörtgen bir borcama ıslattığınız kedidili bisküvilerinin yarısını alacak şekilde dizin.
  • Kremanın yarısını bisküvilerin üzerine dökün ve düz bir katman olana dek iyice yayın.
  • Tekrar bir kat ıslattığınız bisküvileri dizin. Kremanın geri kalanını döküp, bisküviler görünmeyecek şekilde yayın.
  • En son krema gözükmeyecek şekilde, tatlının bütün yüzeyine kakao serpiştirin.
  • Tatlıyı buzdolabında en az 4 saat bekletin. 1 gece bekletirseniz daha lezzetli olur.

Afiyet olsun.

21 Nisan 2012, 13.58
Yok sen "kubilay vakası" yla karıştırdın.İkisi de değil.hatta hiçbiri değil. Tuncay şey ya taksim sapığı, beğendiği kızları annesinin yanına getirip getirip öldürüyormuş galiba. (şimdi ciddiye alacaklar poff! açıklayınca da hayattan soğuyorum).

Tuncayı ilk bir blogda gördüm, Bir elinde sigarası ve birasıyla ,diğer elinde dergisiyle(aslında bunu ben kurdum dergi yoktu galiba) karete kit teki gibi bir esas oğlandı tuncay , 17 yaşındaki  tuncay esas kızla ilk tanışmadan sonraki karşılaşmada  kızı annesinin yanında görür. Aslında tuncay ın bir suçu yoktur, eminim ki Tuncay o kızı başka yerlerde hayal ediyordur ama işte yazar öyle yazmış. akabinde bu blogdaki beğenilen kız da anne yanında belirince "noluyor" dedim. ne bileyim en azından komşunun balkonunda falan göreydi dedim (okuyucunun bitmek bilmez istekleri).

ayrıca cevap verme bahanesiyle tiramisu tarifi veren casalini ye teşekkür eder yumurtaları bütün koysak içine olmaz mı? diye sorarım. ayırırken bazen midem fena oluyor böyle beyazı şey gibi sümüğe benziyor ya ondan.

ha bi de etkilermi etkilemez mi sorusuna da bir anımı anlatarak cevap vereyim

Şimdi  arkadaşımla bir cafede oturuyoruz. yan tarafta da kel, fodul, bıyıklı orta yaşın ilerisine ve andropoza ait her belirtiyi barındıran beyler oturuyordu. İşte ilerleyen zamanda yanımıza bir ulak geldi "şu beyler sizinle arkadaşlık yapmak istiyor" dedi. ben tam seri katil moduna girecekken, arkadaşım naif bir şekilde "teşekkür ederiz..(ben tam seri katil kurbanlarıma arkadaşımıda eklemeyi düşlerken) ama beyler bizim babamız yaşında" dedi. Ulak haberi onlara ulaştırdığında adamların yüz ifadeleri ve çöküşleri görülmeye değerdi. hayattan soğudukları gibi ortamdan da soğuyup orayı terk etmek zorunda kalmışlardı.

evet hayattan soğutur özellikle de şu hayatta değer verdiğimiz başka bir şeyler yoksa...
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın