BİLİMSEL OLARAK AŞK @))---)-)----
24 Nisan 2012, 12.59 A- A+Monoton ve birbirinin benzeri diziler izlemek çoğu zaman sıkıcı. İçlerinden konu yada bilgi seçmekte oldukça zor. Dün izlediğim bir dizide aşkın bilimsel dayanaklarından bahsediliyor. Bende merak ettim bilimsel aşk nasıl? acaba ben aşık oldummu? )))
Yabancı bir üniversitede yapılan on yıllık çalışmalar üzerine bir Profesör aşk ile ilgili beyin haritası çıkarmış. Bu haritada aşk beynin oniki alanını etkiliyormuş. Beyinde uyuşturucu bağımlılığına benzer bir kimyasal reaksiyon oluşturan daha karmaşık bir durummuş.
Profesöre göre aşkın beyinde mi kalpte mi oluştuğu konusuna açıklama ise; "Bu neyin önce geldiğini sormaya benziyor. Yaptığımız araştırma sonucu artık her şeyin beyinden geldiğini biliyoruz. Beyin derken, hayal kurma gücünü kastetmiyorum. Beynin harekete geçmesi sonucu meydana geliyor" şeklindeymiş.
Aşık olan bir kişinin beyninin 12 ayrı bölgesi, oksitosin, adrenalin ve dopamin gibi keyif verici kimyasal maddeleri salgılamak için koordinasyon içinde çalışıyor.
"O halde insan kalbiyle mi sever yoksa beyniyle mi" sorusuna Profesör, aldatıcı bir soru olduğunu belirterek, "Ben beyniyle olduğunu söylerdim. Ancak kalbi de işin içinde, çünkü bu karmaşık duygu, beyinden kalbe ve kalpten beyine giden bir sürecin ürünü. Kalbimizde görülen bazı belirtiler, beynimizden kaynaklanıyor olabilir" yanıtını veriyor. Araştırma, aşkın bilimsel bir temeli olduğunu da doğruluyor.
Yine bilimsel bir dergi insanlık tarihiyle yaşıt “Aşk delilik mi?” sorusuna cevap arıyor. Derginin aşk dosyasında, aşık olan kişilerin beynindeki kimyasal hareketliliğin, obsesif-kompülsif davranış bozukluğuyla benzerlik gösterdiğine dikkat çekiliyor ve önemli varsayımlar sıralanıyor. Sanırım "aşık gelince akıl baştan gidiyor" sözünü bunun için söylemişler.
Aynı dergide aşkın beyindeki belirli merkezleri harekete geçirerek hiperaktivite, konsantrasyon bozukluğu ve aşırı heyecan gibi birtakım patolojik sonuçlara yol açtığı belirtiliyor.
Ayrıca beyinde aşk kıvılcımını tutuşturan kimyasal maddeler kokteyli, sadakate dayalı uzun süreli birliktelikleri besleyen karışımdan da tamamen farklı. Aşk bu yüzden daldan dala uçuyor olmalı.
Türk bilim insanlarıda kalp sağlığı için aşık olunması gerektiğini belirtiyorlar.
Başka bir Türk Nöroloğa göre; aşk nabızla yani kalpte başlıyor. Asıl aşk düzenlemesi beyinde ve kimyasal reaksiyanlarla vücutta çeşitli belirtiler veriyor. Bunlardan kalp çarpıntısı ve nabız yükselmesi aşkı kalpte sanmamıza yol açıyor. Nöroloğun yazdığı kitapta görüştüğü tüm kadınlar adlarının geçmesini isterken, erkeklerin hiç birinin onaylamadığını ve kesinlikle adlarını vermediklerini belirtiyor.
Yabancı ve Türk bilim insanlarına göre aşk kadında ve erkekte farklı süreçler ve belirtiler vererek kendini tamamlıyor. Ortak görüşe göre aşkın son aşaması olan tutku bazen ciddi tehlikeler içeriyor.
Yabancı ve yerli bilimsel dayanaklara göre Aşkın süresi (aşkın kapıyı çalma süresi) bir buçuk saniye. Ancak bedende kalma süresi kişiye göre değişiyor. Yine geldiği gibi saniyelik, saatlik, aylık, yıllık ömürlük yada nesillik olabiliyormuş.
Okuduğum ve dinlediğim kadarı ile ben aşık olacakmışımda son anda rota değiştirmişim gibi görünüyor. Yada sinyalleri erken alarak önlem geliştirmişim. Çünkü çok fazla belirti vermedim )))
Tüm açıklamalara rağmen insanlar;
AŞK;
Önce kalptemi beyindemi başlıyor?
Erkeklermi kadınlarmı daha çok aşık oluyor?
Erkeklermi kadınlarmı aşka daha çok sadık kalıyor?
Bedende neler olur?
Ne zaman bitiyor?
Delilikmidir?
Sakarlıkmıdır?
Sorularını düşünecek başka sorular çıkaracak ve aşkı rahat bırakmayacaklar.
YORUMLAR
Benim içimde kaldı , aşkı yaşamadım .
+annem kardeşin kız olucakmış yavrım şimdi dokdordan geliyorum.. dedinde
- ooooo iyi iyi liseye filan gidince taş gibi arkadaşları olur onun gelirler hep kalırlar falan allahh yaşadık dur saçlara bi su vuruyim gelim
diyen bir çocuktum
Profesörlerle tartışıcak değilim.Ama geçmiş bir yorumumda da bu konuya eğilmiş ve aşkın kalpten ziyade beyinde başladığını , yine beyinde yaşandığını hatta zavallı kalplerinizi sorumlu tutup, onlara haksız yere yüklenmememiz gerektiği tarzda açıklamalar yapmıştım.Bugünde bu paylaşımınız vesilesi ile önceki yorumumun arkasında duruyor ve tartışmaya açık bu konuda durduğum safhı yineliyorum.
AHH EzelimAhirim ah..!! ''aşk rahat bırakılmayacak '' diyerek dilinde masumiyete dönüştürdüğün aşk , nicelerinin dilinde tüy bitirmedi mi.. ?:) aşkın, masum olup olmadığıda ayrı bir tartışma konusu zaten.
Bana göre etkin yol; kişinin aşık olmadan, aşkı yaşarken ve aşk bittikten sonraki düşünceleri üzerinde bilimsel çalışma yapmak.Ve bu 3 ayrı dönemin kıyası aşkın değerlerini ortaya koyacaktır.Her yaşananın aşk olmadığı gerçeğinide...
Emeğine Sağlık..
EzelimAhirim ne kadar çok emek vermişsiniz yazıya , bilgi toplamışsınız , karşıt görüşleri aktarmış yazmışsınız bize , ellerinize sağlık olsun öncelikle . Bir kitap var Kalp Çarpar Beyin Böler , Yankı Yazgan ' ın , okumuştum , o aklıma geldi .
Geldi de ... Bu işler hesaba kitaba uymaz işte . Uydurmaya çalışanlar olur , olur da o zaman da adı AŞK olmaz . Güzel bir yazıydı , teşekkürler ...
Bu bilim adamları da çok oluyor bazen ha!:P
Bıraksınlar böyle duygusal mesleleri deşelemeyi yaa!:)
İddia mantıklı gelse de beynim olayı kalbe doğru itelemekye devam ediyor benim.:)
Kalbin tipi, rengi daha güzel hem, daha çok yakışıyor aşka.:)
Gitsin aşık olacaksa olsun işte insanlar, ne hissediyorlarlarsa hissetsinler alabildiğine.
Hayal kırıklığımı depreştirse de, hoş paylaşımdı.
Teşekkürler
Aşkta herşeyde beyinde başlar bence de. Kalp sadece duygusallık yolunda yumuşatıcı etki yapar beyine.'' Seni seviyorum tüm kalbimle... Seni seviyorum tüm beynimle..'' Hangisi kulağa hoş geliyor:) Bunun gibi hislerimizin de asıl merkezi beyin. Ordan koordinatlar veriliyor. Ama ruhu unutmamamk gerek tabi. Dileyelim ki beynimiz hep güzel şeylerle meşgul olsun, bundan iyisi var mı? sevgiler..
Aşk aynadır karşısına ne koyarsan onu yansıtır . heyacan içinde görmeye başladığımız aşkın seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde huzur ve durgunlık içinde hep var olur.. Oysa aşk hep vardır . belki heyacansız belki romantik değil ama hep yerlerdedir aşk çiçekler süslü sözler romantik dakikalar bir zaman sonra bunlar bitsede aşk hep var dır ebedidir .. hayatımızda boyle değilmidir. aşk hayata tutunduğumuz ve tecrübe edindiğimiz duygulardan biridir....
Aşk aslında hayatın ta kendisidir. mutluluk vardır.. hüzün vardır.. göz yaşı vardır..Aşk insanın kimyasını değiştiren bir duygudur..
saygılar.......
ı.Aşk nedir?
Aşk üreme eylemine götüren, doğanın insanlara sunduğu en eğlenceli araçtır.
ıı.neden aşık olmak için özel biri beklenir?
Aşık olma yaşına gelmiş birey beynine, aşık olacağı kişideki özellikleri bilinçli ya da bilinçsiz kodlar.Zamanı geldiğinde, yani bu özelliklerde biri ile karşılaşıldığında sistem alarm verir ve siz hapı yutarsınız.
ııı.neden bazıları aşık olmaz?
bu bireyler aşkın ne olduğunu bildiklerinden o alarm anında geliştirdikleri karşı kodlar vardır.çakışmalar olur böylelikle birey tehlikenin eşiğinden kılpayı kurtulur.
ıv.ben sarışın kodluyorum ama hep kumrallara aşık oluyorum neden?
bazen bilinç dışı kodlamalar olur mesela genelde anne baba modeli etkindir bu işlemde.
Yani diyorum ki aşk ta herşey gibi tercihtir. Bolca mantık, azca aşk diyorum
Ademoğlunda AŞK kalmadı tükendi, Kainatın yaratılmasının tek sebebi AŞK iken...
Her insanın aşk tarifi kendinedir. Hasta olduğunda deva bulduğun çorbaya mı benzer AŞK. Kimimiz acı sever,kimimiz ekşi, kimimiz sıcak, kimimiz ılık, kimimiz bir yumurta, bir iki damla limon terbiyeli, kimimiz karabiberli,koyu, mayi, sulu, aşk fıtratımızda olan virüsün devası.