ŞİDDET! E hayır!...
12 Mayıs 2012, 13.00 A- A+DIGOR...
Bütün varlık türlerinin içinde en yüksek değere sahip kim? tabii ki İNSAN!. Bütün değerlerini hiçe sayan kim? Gene İNSAN!. Tahribat gücü en yüksek kim? Elbetteki İNSAN! Güçlünün bulunduğu yerde, güçsüzlerin ezildiği bir yaşam dayatması da gene İNSAN'ın eseridir. Ama bazen bir şeyin akıntısına takılıyor yükseğe çıkmaya çalışıyor. Dik uçurumlardan yuvarlanması an meselesi. Sahte değerlere sahip olanlar işte bunlardır. Kendi içindeki düşmanını yenemeyince en yakınındakine bile ŞİDDET! Kullanmaktan kaçınmaz. Bunun kim ya da kimler olmasının hiçbir önemi yoktur. Onun içinde kurtarıcı ve af edici güç yoktur. Bir bakıma onun düşmanı ta kendisidir. İçindeki yırtıcı hayvandan kurtulma çabası onu büsbütün şiddete başvurmasına neden olabiliyor. İnsanın hareketleri onun doğuşunu ve batışını gösterir. Hayata bakış açısı insanları sevme ve yaklaşım kabiliyetiyle ölçülür. İşte burada hayvanla insan arasındaki üst insan farkı meydana çıkıyor. İnsanda meydana gelen erdemlik ve amacı uğruna vermesi gereken savaş olmalı. Gücünün yettiği değil. Bazı insanlar AİLE içi ŞİDDET’ i o kadar olağan hale getirmiş ki; karısına, kızına, oğluna fark etmez kim olduğunun hiçbir önemi yoktur zaten. Bir lokma ekmek verecek ve onun bedenine şiddet kullanma hakkını kendinden bulacak. Sevgiden ve sevginin yücelliğinde nasibini almamıştır. Eşine bile özel anlarında içindeki yırtıcı hayvanı her an zincirlerden kurtarabilir. Kötülüğün alt etme gücü hiçbir gönlü şenlendirmeye yetmez. Boyun eğdirme, çarpık ilişki, bunların istemi böyledir. Sevgisinde bile bir sinsilik vardır. Her an ısıracak kuduz köpek gibi dişlerini gıcırdatır. Ağaç için meyve neyse bir insan için evlat da öyledir. İsteklerinde mahkûm bırakılmayacak zihni özgür bırakılacak istemlerinde erdemini yüksek tutmasını sağlamak gerekir. Bu insanların hiçbir değer yargısı kalmamıştır. Ve inancını yitirmiştir. Ve açları beslemiş gibi kendi iğrenç ruhunu ferahlatır. Vahşi köpeğin özgür olma isteği neyse onun da isteği o dur; zindan kapısında havlamak ve sevincini yaşamaktır. Ve böylece kendini yeryüzünün en mağrur hayvanı olarak ilan eder. Bu tur insanların ruhu hiçbir evreden geçmeden günün birinde bu dünyadan utançlarıyla göçüp gidecekler. En ağır şeyde kendilerine kahramanlık payesi çıkarmaya çalışmalarıdır. Bunlar gerçekten kendi kirli sularında boğulmaları an meselesidir. Attığı dayaktan yükünü almış deveden farkı olmayanlardır. Hırsız bile kendi yaptığından utanç duyarken bunların yüzü bile kızarmaz.
İnsan geceleri eve geldiğinde, içeri girdiğinde yemeğin nefis kokusunu, karısının hoş geldin, çocuklarının bağırışları arasında, mutluluğu bulmalı. Yağmur yüklü mevsim bulutları gibi gözyaşı değil. Acının yürek burkan sesi karşısında boyun eğdirici ve zincire vurulmuş dehşet saatleri değil. Bulutların arasına gömülmüş bir yıldız gibi sönmesin. Öldürebilirde bu, ayaklar altında çiğnenebilirde, acımasız bir kuduz köpek gibi yutabilirde, geriye ne kalacak kundaklanmış bir evi tepene çökertmiş olmaz mısın? Evini nefret kanunlarıyla mı yönetmek istiyorsun?, iğrenç gülüşlerinle mi şenlendirmek istiyorsun, sen o zaman dönüşü olmayan bir eylemin içindesin. Çok az insan senin yaptığını yapar. Az gelişmişliğinle kendi hükümlerini bir sokak öteye çıkaramazsın. Sağduyu şayet senin gerindeyse, kendi kavga kılıcına yaslandıysan karartma geceleri hiçbir zaman bitmeyecektir. Sevdiklerinin ıstırapları seni sevindirmesin ayağa kalk dünyada sürdürmek istediğin kavgan olmasın şefkatin merhametin yüreğinde sevgi rüzgârı eksik olmasın. Bunun için savaş…
Yusuf…
YORUMLAR
Öğrenciler son sınıf araştırma ödevinde şiddet konularını seçtiklerinde çok sinirlenmiştim. "Yıllardır işleniyor bir arpa boyu yol alınmadı, başka konu bulun"diye sitem etmiştim. Malesef her geçen gün bu şiddet giderek artıyor. Yeğenimin hıçkırıklarla ağlayarak eve geldiği gün çok etkilenmiştim. Arkadaşı vefat etmişti. Günlerce kendine gelemedi.
Çocuğun babası ekmek almak için bakkala göndermek istemiş. Çocuk mızmızlanmış yada bilgisayarda oyalanmış. Adam elindeki bıçağı o sinirle çocuğa fırlatmış. Oracıkta kaymış hayattan o küçük beden....
Bize bir şeyler oluyor. Haber izleyemiyorum mutlaka ağlayarak bitiyor her seferde. Herkez ama herkez şiddete başvuruyor. Sonuçta ne değişiyor. Şiddet olunca, bir yada iki taraf hayatını kaybedince ne değişiyor. Düzelen ne? Ben aşamıyorum bu soruları. Sebep ne olursa olsun insan hayatına son vermenin bir sebebi olmaz. Kimse bir başkasının efendisi yada kölesi değildir. İstemediğini zorla yaptıramaz ve değiştiremez. Klasik bir deyim belki ŞİDDETİN HER TÜRÜNE HAYIR!!!