Yüreğinize emeğinize sağlık yazdıklarınız çok duygulandırdı beni Anne ve babamı yıllar önce trafik kazasında kaybettim bendısrarla şunu söylüyorum yanınızdakilerin kıymetini lütfen iyi bilin keşkelrin geri dönüşü yok ...!!!
evet haklısn dönşü yok eldekinleri kaybetmek çok zor başın sağ olsun
Oğlum lise 1. sınıfta iken aşık oldu,körkütük aşık ve hep düşünen adamı oynuyor,dersler kötüye gitmeye notlar düşmeye başladı derken bir gün geldi anne bi şey söylicem ama itiraz istemiyorum dedi, oturduk karşılıklı ben derslere kendimi veremiyorum kitabın üzerine ,defterin üzerine ....... geliyor oturuyor sanki, okuyamıyorum,anlatılanı anlamıyorum ben çok kötüyüm beni Ankara da ki akrabaların yanına gönder hiç olmazsa bu yılı orada tamamlayayım dedi.Eyvah naparız nasıl göndeririz gitmek istediği akrabaya nasıl izah ederiz karmakarışık bir durum ama içimden nasıl gülüyorum sadece kahkahalar atarak onu öpmek sıkmak hırpalamak istiyorum benim oğlum büyümüş aşık olmuş da bu aşkın bunalımına tahammül edemeyip şehir değiştirecek ama yapmadım tabi bunları onu hiç hafife almadım, veya belli etmedim oğlum dedim şu ailecegörüştüğümüz psikolog hanımı çağıralım bi anlatalım durumu gitsin derse gönderelim seni dedim ama sonuç olarak Ankara değil Amerikaya gitsen beynin ve kalbin seninle gelecek ve hiç bişey değişmeyecek bunun üstesinden ikimiz gelmeliyiz savaşacağız başaracağız dedim, psikolog hanım akşam geldi çok ciddi bir şekilde durumu anlattık böyleyken böyle Ankaraya gitsin dersen hemen gönderecez yarın ,psikolog beni ve babasını odadan çıkarttı ikisi yalnız kalarak başbaşa konuştular sonra bizi odaya çağırdılar bir müddet daha burada bizim yanımızda kalmasının gerektiğini daha sonru bu feci durum devam ederse göndermemizi söyledi, derken hayat akıp gidiyor bizimkinin aşkı acısı yavaş yavaş hafiflemeye başladı derken söndü ama tabi zaman aldı,o dönemde çektiğimi ben bilirim o düşünen adamı kendine getirene kadar neler çekmiştim, ahhh yavrumm benim ahhh kurban olduğum kuzum oysa hayatta daha ne acılar çekilecek ne ateşlerle oynanacak o zaman bilmiyordu, şimdilerde öğrenmeye yaşamaya başladı bunları....
Muhalif arkadaş elinize yüreğinize sağlık beni eskilere götürdünüz tebessümle okudum yazınızı Allah hiç bir anaya hiç bir baya evlat acısı tattırmasın , şu anda oğlumdan ayrı olmak, uzak olmak bile serçe kadar yüreğimin gökyüzü kadar büyük sancısıdır.Allah evladı ana babasından, ana babayı da evladından ayırmasın sevgilerimle....
Erkek arkadaşımın, aşkımı hiçe sayıp beni abimle aldattığını öğrendiğimde dünyam başıma yıkılmıştı..
Şaka şaka olmadı öyle bir şey. Hatta orta öğretim yıllarının tipik ergensel aşk acıları dışında hiç aşk acısı yaşamadım.
16 yaşındayken komşumuz olan benim yaşlarımda yeşil gözlü kumral minyon tipli o şeker romanyalı Katalin'in ülkesine döndüğü zamanki hislerim acı mıydı öfke miydi hala karar veremiyorum. Dahası tek ortak dilimiz bakışlardı. Okuldan dönüpte onu gitmek üzere gördüğümde inanabilmiştim ancak gideceğine, gözlerini dikip bana öyle bir bakmıştı ki ben de, "hem gidiyorsun hem ne bu" diyerek içimden, kapıyı öyle hızla kapatmıştım ki adeta yankılanmıştı sokak kapısının sesi sokakta.
Kimse bilmediğinden, teselliyi o sıra okuduğum Mai ve Siyah ta aradım. O gün de tam dramatik finaline gelmiştim. Ahmet Cemil le bütünleşip acı acıyı söker diyip koyverdim kelimelerin akışına kendimi.
Çok güzel bir yazı diliniz var, okumak keyifli.
Yazınızın son cümlelerindeki dileğinize yürekten "Amin" demeyen hiç kimse yoktur eminim.
Böyle acıları yaşayanlara sabır ve güç diliyorum.
Ancak ilk iki cümledeki ince siteminize kesinlikle katılmıyorum.
Etrafımız politikayla çevriliyken, olumsuzluklarla kuşatılmışken ara ara kaçıp soluk almak istiyor insanlar. Bu site bir oyun sitesi, hoş bir düşünceyle de bloglara yer verilmiş. Buraya kafa boşaltmaya gelmiş insanları bir de burada politikanın içine içine itelemek, zaten bunalmış insanları daha bir boğar.
Şu tip cümleler de itici geliyor bana:
"Çünkü benim bildiklerim, aslında onların da
bildikleri ama ısrarla bilmezden geldikleri şeyler.."
Bunu yapmayalım ne olur; "Bır tek ben farkındayım, ben diilendirebiliyorum, ben cesurum, be heyyy aymazlar! Gerçekler rahatsız ediyor tabii ki sizi." gibi tavırlardan kurtulalım.
Kimse kimsenin, neyi ne kadar bildiğini,buradaki hayatı dışında neler yaptığını bilemez.
"Onlar" diye kümelediğiniz diğer insanlar belki sizden çok fazla şey biliyordur ama politikanın P harfinden bile kusacak hale gelmiştir, bilemiyoruz...
Ben Gamyun yönetiminin bu tutumundan; tartışmaya çok açık politika, din gibi konulara kısıtlama getirmesinden çok memnunum şahsen. Burası soluk alma alanı benim için de.
Varsa söyleyeceklerim,yığınla forum sitesi var, gider oralarda dillendiririm fikirlerimi.
Burası fazla sayıda üyesi olan bir site.Bırakalım da buralarda kısa
soluklar alsın insanlar, rahatsız olunmuşluklarından rahatsız olup
sitemler yağdırmayalım.
Yazı girişi ile konusu arasında bağlantı kurduğumda aşkın nazire olarak özellikle seçildiğini; "Politikadan rahatsız oldunuz, şimdi aşka koşarsınız,sizi gidi siziii!." tarzı düşünülmüş olabileceğini aklımdan geçirdiğimi de itiraf ediyorum.:)
Güzel kaleminizi bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.
Öncelikle yorumların hepsine çok teşekkür ediyorum.. İlk satırdan son satıra kadar okuyup, emeğe-düşünceye saygısını göstermek için yorum yazmaya vakit ayıran herkesin ömründen çaldığım sâniyeler için ayrıca şükran sunmalıyım.. Tek tek cevap vermek istesem yazıdan daha uzun olur.. :) O yüzden şunu söylesem yeter; demek ki acının dili ortakmış.. Düğünlere bile gitmemek için bahane üreten insanlarız çoğumuz, ama cenâzede saf tutup acıya ortak ve birbirimize destek verişimiz gerçekten insanı umutlandırıyor..
Sat_Agraha için ufak bir parantez açmak isterim:
Rap'le ilgilenir misiniz bilmem ama ben hem icrâcı hem de dinleyici olarak işin içindeyim.. Dinlemeyi sevdiğim Pit10 bir sözünde "Toplum farklı olanı dışladığını sanarken aslında farklı olan dışlamıştır toplumu" der.. Benim durumum bundan ibâret.. Farkında olamadıklarını düşündüğüm insanları aslâ aşağılamak istemem.. Asıl hedefe koyduğum insanlar ikircikli tavır içinde olanlar.. Ve girdiğim birçok ortamda gerçekten benim söylediklerimi söyleyemiyor çoğu insan, bildiğini susan bir toplum hâline gelmişiz ya da getirilmişiz.. Benim bahsettiğim "onlar" bizzat gördüğüm, tanıdığım, sohbetim ve hattâ kan bağım olan insanlar.. Kesinlikle sizin için söylemiyorum; uyarı ve önerilerinizi mutlakâ dikkate alacağım burası için.. Adım attığım her mekâna fikirlerimi de peşimden sürüklediğim için "muhalif" dedim kendime.. :) Sık olmasa-yayınlanmayacak olsa da ara sıra politik yazılarım olur o yüzden.. :D
Son olarak bilmediğim bir konuda tek cümle kurmayacağımı belirtmiş olayım.. Bildiklerim bâzen ağır geliyor ve yazıp ya da sesimle kaydedip insanlarla paylaşmak ve hafiflemek istiyorum.. Yoksa çıldırabilirim.. Kendim delireceğime sizleri delirteyim diyorum ben de... :)
Verdiğim ve vereceğim rahatsızlıktan ötürü özür dilerim, ilginiz-beğeniniz-görüş ve eleştirileriniz için hepinize tekrar teşekkür ederim..
millet gider mersine ben giderim tersine hesabı sizin blogları tersten okumaya başladım:D ve bu ilk yazdığınız bloga kadar sıkılmadan geldim..aşkla ilgili bloglarınızda konuyu ne yapıp edip bi şekilde anne-babaya getirmeyi başarmışsınız.anneniz bu blogları okusa eminim çok memnun olurdu..bizde hep bi şeyi kaybedince kıymeti anlaşılır ya umarım siz de durum bundan ileri gelmiyordur..bi de şu bolca kullandığınız şapkalı a'larla aranızda ne var merak ettim:)
YORUMLAR
Oğlum lise 1. sınıfta iken aşık oldu,körkütük aşık ve hep düşünen adamı oynuyor,dersler kötüye gitmeye notlar düşmeye başladı derken bir gün geldi anne bi şey söylicem ama itiraz istemiyorum dedi, oturduk karşılıklı ben derslere kendimi veremiyorum kitabın üzerine ,defterin üzerine ....... geliyor oturuyor sanki, okuyamıyorum,anlatılanı anlamıyorum ben çok kötüyüm beni Ankara da ki akrabaların yanına gönder hiç olmazsa bu yılı orada tamamlayayım dedi.Eyvah naparız nasıl göndeririz gitmek istediği akrabaya nasıl izah ederiz karmakarışık bir durum ama içimden nasıl gülüyorum sadece kahkahalar atarak onu öpmek sıkmak hırpalamak istiyorum benim oğlum büyümüş aşık olmuş da bu aşkın bunalımına tahammül edemeyip şehir değiştirecek ama yapmadım tabi bunları onu hiç hafife almadım, veya belli etmedim oğlum dedim şu ailecegörüştüğümüz psikolog hanımı çağıralım bi anlatalım durumu gitsin derse gönderelim seni dedim ama sonuç olarak Ankara değil Amerikaya gitsen beynin ve kalbin seninle gelecek ve hiç bişey değişmeyecek bunun üstesinden ikimiz gelmeliyiz savaşacağız başaracağız dedim, psikolog hanım akşam geldi çok ciddi bir şekilde durumu anlattık böyleyken böyle Ankaraya gitsin dersen hemen gönderecez yarın ,psikolog beni ve babasını odadan çıkarttı ikisi yalnız kalarak başbaşa konuştular sonra bizi odaya çağırdılar bir müddet daha burada bizim yanımızda kalmasının gerektiğini daha sonru bu feci durum devam ederse göndermemizi söyledi, derken hayat akıp gidiyor bizimkinin aşkı acısı yavaş yavaş hafiflemeye başladı derken söndü ama tabi zaman aldı,o dönemde çektiğimi ben bilirim o düşünen adamı kendine getirene kadar neler çekmiştim, ahhh yavrumm benim ahhh kurban olduğum kuzum oysa hayatta daha ne acılar çekilecek ne ateşlerle oynanacak o zaman bilmiyordu, şimdilerde öğrenmeye yaşamaya başladı bunları....
Muhalif arkadaş elinize yüreğinize sağlık beni eskilere götürdünüz tebessümle okudum yazınızı Allah hiç bir anaya hiç bir baya evlat acısı tattırmasın , şu anda oğlumdan ayrı olmak, uzak olmak bile serçe kadar yüreğimin gökyüzü kadar büyük sancısıdır.Allah evladı ana babasından, ana babayı da evladından ayırmasın sevgilerimle....
Şaka şaka olmadı öyle bir şey. Hatta orta öğretim yıllarının tipik ergensel aşk acıları dışında hiç aşk acısı yaşamadım.
16 yaşındayken komşumuz olan benim yaşlarımda yeşil gözlü kumral minyon tipli o şeker romanyalı Katalin'in ülkesine döndüğü zamanki hislerim acı mıydı öfke miydi hala karar veremiyorum. Dahası tek ortak dilimiz bakışlardı. Okuldan dönüpte onu gitmek üzere gördüğümde inanabilmiştim ancak gideceğine, gözlerini dikip bana öyle bir bakmıştı ki ben de, "hem gidiyorsun hem ne bu" diyerek içimden, kapıyı öyle hızla kapatmıştım ki adeta yankılanmıştı sokak kapısının sesi sokakta.
Kimse bilmediğinden, teselliyi o sıra okuduğum Mai ve Siyah ta aradım. O gün de tam dramatik finaline gelmiştim. Ahmet Cemil le bütünleşip acı acıyı söker diyip koyverdim kelimelerin akışına kendimi.
Yazınızın son cümlelerindeki dileğinize yürekten "Amin" demeyen hiç kimse yoktur eminim.
Böyle acıları yaşayanlara sabır ve güç diliyorum.
Ancak ilk iki cümledeki ince siteminize kesinlikle katılmıyorum.
Etrafımız politikayla çevriliyken, olumsuzluklarla kuşatılmışken ara ara kaçıp soluk almak istiyor insanlar. Bu site bir oyun sitesi, hoş bir düşünceyle de bloglara yer verilmiş. Buraya kafa boşaltmaya gelmiş insanları bir de burada politikanın içine içine itelemek, zaten bunalmış insanları daha bir boğar.
Şu tip cümleler de itici geliyor bana:
"Çünkü benim bildiklerim, aslında onların da bildikleri ama ısrarla bilmezden geldikleri şeyler.."
Bunu yapmayalım ne olur; "Bır tek ben farkındayım, ben diilendirebiliyorum, ben cesurum, be heyyy aymazlar! Gerçekler rahatsız ediyor tabii ki sizi." gibi tavırlardan kurtulalım.
Kimse kimsenin, neyi ne kadar bildiğini,buradaki hayatı dışında neler yaptığını bilemez.
"Onlar" diye kümelediğiniz diğer insanlar belki sizden çok fazla şey biliyordur ama politikanın P harfinden bile kusacak hale gelmiştir, bilemiyoruz...
Ben Gamyun yönetiminin bu tutumundan; tartışmaya çok açık politika, din gibi konulara kısıtlama getirmesinden çok memnunum şahsen. Burası soluk alma alanı benim için de.
Varsa söyleyeceklerim,yığınla forum sitesi var, gider oralarda dillendiririm fikirlerimi.
Burası fazla sayıda üyesi olan bir site.Bırakalım da buralarda kısa soluklar alsın insanlar, rahatsız olunmuşluklarından rahatsız olup sitemler yağdırmayalım.
Yazı girişi ile konusu arasında bağlantı kurduğumda aşkın nazire olarak özellikle seçildiğini; "Politikadan rahatsız oldunuz, şimdi aşka koşarsınız,sizi gidi siziii!." tarzı düşünülmüş olabileceğini aklımdan geçirdiğimi de itiraf ediyorum.:)
Güzel kaleminizi bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.
Sat_Agraha için ufak bir parantez açmak isterim:
Rap'le ilgilenir misiniz bilmem ama ben hem icrâcı hem de dinleyici olarak işin içindeyim.. Dinlemeyi sevdiğim Pit10 bir sözünde "Toplum farklı olanı dışladığını sanarken aslında farklı olan dışlamıştır toplumu" der.. Benim durumum bundan ibâret.. Farkında olamadıklarını düşündüğüm insanları aslâ aşağılamak istemem.. Asıl hedefe koyduğum insanlar ikircikli tavır içinde olanlar.. Ve girdiğim birçok ortamda gerçekten benim söylediklerimi söyleyemiyor çoğu insan, bildiğini susan bir toplum hâline gelmişiz ya da getirilmişiz.. Benim bahsettiğim "onlar" bizzat gördüğüm, tanıdığım, sohbetim ve hattâ kan bağım olan insanlar.. Kesinlikle sizin için söylemiyorum; uyarı ve önerilerinizi mutlakâ dikkate alacağım burası için.. Adım attığım her mekâna fikirlerimi de peşimden sürüklediğim için "muhalif" dedim kendime.. :) Sık olmasa-yayınlanmayacak olsa da ara sıra politik yazılarım olur o yüzden.. :D
Son olarak bilmediğim bir konuda tek cümle kurmayacağımı belirtmiş olayım.. Bildiklerim bâzen ağır geliyor ve yazıp ya da sesimle kaydedip insanlarla paylaşmak ve hafiflemek istiyorum.. Yoksa çıldırabilirim.. Kendim delireceğime sizleri delirteyim diyorum ben de... :)
Verdiğim ve vereceğim rahatsızlıktan ötürü özür dilerim, ilginiz-beğeniniz-görüş ve eleştirileriniz için hepinize tekrar teşekkür ederim..