gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

EVİMİZDEKİ BÜYÜK TEHLİKE!...

30 Mayıs 2012, 20.12
A- A+

Son zamanlarda bir TV dizisi furyasıdır gidiyor. Yediden yetmişe herkes tv. dizisi tiryakisi olmuş, ya da yaptırılmış.  Kimin neyi seyredeceği ebetteki kişinin kendi seçimidir. Yalnız bu hakkı kişiye verirken olumlu ve olumsuz davranışları da gözlemlemekte bizim hakkımız olsa gerek. Toplumumuzun kültürü gözetilerek yapılmalı düşüncesindeyim. Değer yargılarımız gözetilerek, ihanetten yoksun geleceği entrika üzerine kurmayan bir gençlik yaratarak yapmak lazım. Bir zamanlar devlet kanalında yıllarca batı kültürünün yozlaşmış cıvık kültürüyle erozyona uğratıldık. Bizim aşırı Avrupa hayranlığımız, yolda yürürken bile Avrupalı gibi yürümek. Hep başımıza ne geldiyse özentiden gelmiyor mu? önce kendimiz olalım başkası bize özensin. Yoksa bu aşağılık kompleksinde hiç kurtulamayacağız. Öküzün boyundaki boyunduruk gibi hep takılı olacak. Hep sağrı mızı birileri kamçılayacaktır.

Önce DALLAS dizisiyle beyinler yıkandı. Batı kültürünün en iğrenç kanı damarlarımıza enjekte edildi.  J.r’ın acımasızlık yanları aile içi çarpık ilişkileri ile tanıştık. Herkes j.r gibi düzenbaz ticaret, baby gibi kadınları baştan çıkaran, su ellen gibi seksapel kadın tiplemelerin hayranları çoğaldı. Sonra yalan rüzgârı ile tanıştırıldık. Hele gençler hemen kanan kesimdir. İsmini hatırlamayacağım o yaşlı kadının aşk entrikaları, banyoda müzik eşliğinde sevişme sahneleri. İnanın koca nenelerimiz aşka gelen dedelerimizin hışmında zor kurtuldular.  Nerdeyse yatak odasında bastonla kovalamaca başlamıştı.:)

Zenci çocuklara has yürümek veya kovboy filmlere özenip hey! Babalık veya hey! Dostum gibi hitap etmeler ya da babasına peder demek.  Çok fanatik Anne ve babalar kendi çocuklarına lusy, pamela, maria ve ya baby isimleri takmadı mı? (kendi memleketimde okulda maria isminde olan bir kız okuldan uzaklaştırılmış ve gazetelere haber olmuştur)

 Dizilerde ki ana tema:  eş aldatma, kadına şiddet, babaya saygısızlık çapkınlık hile entrika ve kin nefret dolu sahneler…. Memlekettin her tarafında kadın cinayetleri olurken kadına şiddet dolu sahneler. Aile içindeki ensest ilişkiye kadar densiz davranışlar. Toplumumuzda hangi erkek sevdiği kadına yakın olmak için hasta kardeşiyle evlendirir(istisnalar hariç).  Yerli dizilerdeki çarpık mesajlar ayyuka çıkarken biz anne ve babalar bu tehlike karşısında nasıl ayakta durmaya çalışacağız. Vahim olan bu tehlikenin evimizde olmasıdır. Al eline kumandayı bas düğmeye istediğin tehlike tam karşınızda. Ali kaptan gibi gaddar babamı olmak isteriz? Her fırsatta kocasını aldatmaya çalışan caroline mı olmak isteriz? En çokta Ali kaptanın neden hiç Carolinayı dövmediği konuşuluyor aldatmasına rağmen. Dövemez çünkü o Avrupalı !! Yoksa Avrupa birliğine alınmayacağız.  Kim peki Cemile gibi koruyucu anne rolünü üstlenecek? Peki, ya Hürrem gibi olmak isteyen kız çocukları ne yapacağız? Her türlü entrikayı yapacak. İstediği zaman sülüman diyecek koynuna girecek istemediği zaman kapı önüne koyacak. Veya kendini kurtarmak için kanuninin önünde diz kıracak sadık olduğunu ispatlamak için cebinde taşıdığı zehri gösterecek. Ya da Mustafa yı zehirlemek için hep bu gece harekete geçeceğiz diyecek. Oğluyla kılıç talimi yapan Mustafa ya sende hiç vicdan yok mu diyecek?. (sözüm ona) Valide ile kedi köpek gibi boğuşacak, haremde öldürmedik cariye bırakmayacak, İbrahim paşanın çocuğunu zehirleyecek, sıra ona gelince tehlikeyi görünce benim masumluğumu öldürdünüz diyecek. Peki, bunun masumluğunu tarih mi öldürdü yoksa? Reyting hırsından başka bir şey düşünmeyen senaristler ve yapımcılar mı?  O zaman bu seyircinin masumluğunu niye katlediyorsunuz.  Ya kanunin tarihi kişiliğine ne olacak? ya da onun deyişiyle cihan padişahının!. Çok büyük bir sıfat vereceksin kanuniye ondan sonra Hürrem’e sözünü geçiremeyecek. Ve seyirciye böyle tanıtacaksın. işte bizde bu girdapta boğulup gidiyoruz Osmanlı hanedanın yabancı kadınlara zaaflığı devşirmelerin yönetiminde olduğunu biliyoruz. Tarihte hep okumuşuzdur. Bu tarihi kişiliği bu kadar Hürrem’in oyuncağı yapmanın kime fayda sağlayacak. İşte bu saydığım saçmalıklarla masumluklarımız elimizden alınıyor. Maazallah kanuni ile ilgili ÖSYM imtihanında bir soru çıksa bu öğrenci nasıl cevap verecek. Kitapta okuduğunu mu yoksa tv de seyrettiğini mi?.

 Biz dizi kahramanı için yas tutacak, karalar bağlayacak,  çelenk gönderecek gazetelere ölüm ilanı verecek kadar geri kalmışız. Kim akşam oturup aklı başında bir açık oturum programı seyrediyor. Düzeyli seviyeli öğretici program seyrediyor. Onlarda gittikçe seviyeyi düşürdü. Ya sinir bozucu bir konuşmacı çıkacak sinirden kumandayı fırlatacağım özellikle tv ye nişan almıyorum tv .ler pahalı.:) olan kumandaya oluyor.  Bereket yakınımızda  *1*. Tl lık A.V.M. varda pahalıya mal olmuyorJ

 Maç seyrettirmediği için kocası tarafında gözü morarmış bir kadın veya sevdiği dizi seyrettirmeyen dominant karısı tarafında yatağa alınmayan koca? İşte böylesi durumda kimin ne hali varsa görsün diyemiyoruz. Bu satırları okuyan biri de çıkıp sana ne kardeşim dizi kritiği yapmak sana mı düştü seyretmeyiver olsun bitsin?. görmeyen, duymayan konuşmayan bir milletiz kısacası üç maymun.. Zaten bizim başımıza ne geldiyse hep bana necilik yüzünden gelmedi mi? Hayatımız halen kadercilik ve kahve falına ve nefesi iğrenç kokan hoca üfürüklerine bağlı değil mi? Bu yazdıklarım olmayacak şeyler değil hayatın her aşamasında entrika düzenbazlık aldatma vardır. İşte benim isyanımda burada başlıyor. Neden tv. Dizileriyle hayatımıza servis ediliyor.

Hele hele evlenme programları tam bir postmodern köle ticareti. Vicdanı tam, maddi durumu iyi evi olacak. Çocuklarıma iyi anne-baba olacak adaylarımı bekliyorum. Arkadaşlar sevgi aşk karı koca ilişkisi bu kadarmı seviyesizleşti. Bu kadarmı vicdansız ellere düştü. Başka gezegenden gelsem evliliğin böyle yapıldığını görsem hayatta evlenmem. En kutsal muessemiz bu kadarmı alçaltılabilir. Sert konuşmalara suncunun lütfen seviyeyi düşürmeyin deyişi sanki çok seviyeli bir şey yapıyorlarmış gibi. Kadının için memleketin bütün erkekleri geldi nıççç! Elektrik almadım iyi o zaman Keban barajına götürün daldırın suya sonra asın direğe iyice elektrik yükleyin öyle gelsin. Stüdyoya gelen kadınların sayısı bilinmiyor. Er’’kek’’  şiirle karşılıyor gözyaşıyla uğurluyor.

Doğu kültüründe; kadına şiddet, ağaya boyun eğen, çocuk yaşta evlendirmeler töre kurallarına uygun infaz!. Kocasının şerefini kurtarmak için kumasının sapığını öldürmek. İlle de olmaz olmaz olan köyden gelen fakir bir ailenin masum kızını yoldan çıkartmak sebep ve neden gözetilmeksizin. Ya ne istiyorsun elin kızından diyen yok. Sanki memleketin trenini doğulular raydan çıkarmış. Bu söylediklerimin yok olduğunu, olmadığını iddia etmiyorum. Var olan bir şeyi göstermeyin diyorum. Bilinçlendirin bunun çok vahim sonuçlar doğuracağından korkuyorum. Mümkün olduğu kadar özentiden uzak tutmak gerekmiyor mu?

Bundan sonrası ne olacak ben bir felaket tellalı değilim. Kimse bana yan yan bakmasın. Silik, dejenere edilmiş bilinçsiz bir gençlik, özellikle gençlik diyorum çünkü bunların seyretme oranı daha yüksek.  Büyüklere saygısı kalmayan, amcasının karısını ayartmaya çalışan. Ya da yanında çalışan adamın şerefini kurtarmak için sevgilisi tarafında hamile bırakılmış çaresiz bir <<çocuk>> seveceğiz. Üçkâğıtçı bir taksici, yabancı bir kadına sevdamız yüzünde çocuklarımızı evden atacağız. Kendilerine eziyet eden babamızı döveceğiz, evini yakacağız. Çömlekçi İsmail gibi herkesi tokatlayacağız.  Ama Cemile gibi koruyucu anneler aralarda hiç hatırlanmayacak. Hayatımıza  üç İsmail karıştı.  Ağrıdan tutun İstanbul’ a kadar sağ sol fark etmiyor tokatlamadığı insan bırakmayan çömlekçi İsmail. Eve geç kalan çocuğu annesinin isteğiyle ensesine terlikle vuran getir götür İsmail. Şimdide iki yaka bir İsmail. Bizim iki yakamız ne zaman bir araya gelecek onu da bilmiyorum. Tanrı bizi dördüncü İsmail’den korusun J

Üzülerek söylüyorum ki ülkemizin en yeteneklisi bir köpek! Akılanalım yada yeteneklerimizi geliştirelim demekten başka elimden bir şey gelmiyor ne yazık ki. Şimdi sende çok dizi seyretmişsin diyen çıkacak Sıkıysa seyretme diyemeyeceğim çünkü tüm kanallara virüs gibi bulaşmış. kanal değiştirene kadar bir kaç saniye geçiyor.bu yüzdendir ki sıkıysa bakma diyeceğim. Kemal Sunal’ın bir repliği: hâkim bey söyleyin kim suçlu?J  Tek temennim çocuklarınızı bu tehlikeden korumak.

Saygılar

YORUMLAR

31 Mayıs 2012, 11.23
yanılıyorsun digor. gençler dizi izlemiyor. dizileri analar babalar sayesinde küçük çocuklar izliyor. etrafımdaki onlarca arkadaşım ve ben genellikle sinema filmleri izliyoruz. şimdiki gençlik bu dediğiniz şeyleri izlemediği için örnek almaz amma çocuklar için büyük tehlike. bahsettiğin dizilerin hiç birisini izlemediğim için bilmiyorum. diyelimki izledim, gülerim sadece. bir çocuk için bu geçerli değil elbette. o yüzden ana ve babalar, dizi başladığında ekranın sağ üst köşesinde yer alan +7 logosunu biraz daha dikkate alsalar iyi olacak. bide şey var, oraya +7 şiddet falan filan yazıyorlarda yanına ahlaksız olduğunu belirtecek bişey yazmıyorlar. ana baba çocuğu için o an sadece şiddeti düşünüyor. keşke durum sadece şiddet olsa ama değil. demekki neymişşş..çok okumalı ve tarihi dizilerden değil kitaplardan öğrenmeliymişiz. konu güzel emeğine sağlık.
31 Mayıs 2012, 11.30

Evet işte yaratıcı olmak budur ;

Bir şeyleri kendi içinizden geldiği gibi insanlara aksettirmek emek vermek hiçbir düşüncenin ve fikrin etkisinde kalmadan özgün yazı yazabilmek hatta kendi düşünce ve öz eleştirinizle birlikte olaylara objektif olarak bakabilme yeteneği budur. ve bu bakış açısı sizin ilerde daha iyi saptamalar yapmanızı  sağlayacağı gibi  yaptıgınız  saptamalarla birlikte daha geniş kitlelere ulaşabileceginiz anlamına gelir..

Son zamanlarda emek vererek paylaşmış oldugunuz en güzel yazı olmuş tskler.

Emek vermek alın teridir; alın terinin değeri  hiç bir değerle paha biçilemez..


Saygılar.

31 Mayıs 2012, 14.00
Hedef izleyici sayısına ulaşamadığı için yayından kalkan harika dizilere ne diyelim peki ? Onları neden ve kimler seyretmedi de yayından kaldırıldı acaba ? Oysa çok güzel konular işleniyordu çoğunda . Demek ki şu sonuca varıyoruz ; Burada arz durumunu talep belirliyor . Arz ederim ... Kişisel önlemler dışında yapabilecek pek de bir şey kalmıyor , aileler bunu kendileri halledecek kısacası . Resmin tamamını oluşturan da aile değil midir bir çocuk için hem ? Ellerinize sağlık DIGOR , güzel bir konuya çok emek harcamışsınız .  
31 Mayıs 2012, 14.11

Yoruma gerek bile yok aynen öyle.. Artık her şey o kadar olağan ki, kızlarının kayıt için okula gelmediğini başka bir şehirde olduğunu öğrendiğimizi söylediğimiz aileler bize kafa tutuyor ))) 18 yaş tiplemesi o kadar yoğunki. Adam başka ilde okul başka ilde kızı başka ilde bilinmeyen biri ile. Aile çok rahat !!! Esnaf öğrenciden alacaklı bize bildiriyor. Parasını alamamış... Ailesine bildirdik "bir şekilde öder" diyor. Sonralarından bahsetmiyorum... Hepsi öyle değil tabi. Ancak bunudamı duyacaktık dediğimiz çok şeye tanık oluyoruz. Çünkü biz genç arkadaşlarla öyle yada böyle diyaloğa giriyoruz. İçtenlikle anlatanlar, duygu sömürüsü için kullanmaya çalışanlar vs. sebeplerle bile olsa öğrenciler bir noktadan sonra kaldıramadıkları bu çarpıklıkları paylaşmak zorunda kalıyorlar ( öz kıyım, toplumdan soyutlama, sadece derslere yoğunluk verme gibi yöntemlerle günlük hayattan kendilerini silenlerde var).


Yıllardır dayatılan diziler ve filmlerin ürünü bu değilmi? Bazı ekran karelerinin insan pisikolojisinde önemli izler bıraktığı bilim adamlarınca kanıtlandı. Teletabilerin cinsel duygulanım bozukluğu yaptığı, pokemonun gerçekle hayali karıştırdığı (balkondan atlayan çocuklar) kesinleşti. Görsel objeler ve sahneler bazen birebir taklit ediliyor. Sokak ortasında birbirini öldüren insanlar görüntüsü çokmu yabancı bir kare?


İki gün önce sabah haberi; Yabancı bir ülkede gerçek yamyam görüntüsü, iki adam çıplak yol kenarında, biri diğerini ısırarak parçalıyor, yaralı olan çırpınıyor, polisler yiyeni vurarak öldürüyor. Acaba zombi filmlerinden bir karenin taklidi olamazmı? Uyuşturucunun etkisinde yapılmış olabileceği savunulsada; İnsanlar bilinç altına ittiklerini bilinçleri bulanıkken daha rahat yaparlar. Sarhoşların rahat davranmaları gibi.


Zaten bir ülkede gündem şaşırtmak için tv'ler; evlendirme(amaçları şüpheli), eğlence(şaklabanlık), özellikle bazı kitleleri kışkırtacak yada motive edecek diziler(etnik, tarihi çarpıklık, ahlaka aykırı...), gündemi ne olduğu belirsiz tartışma - forum programları, artık hava durumu bile magazinle sunuluyor, örneklerin ardı arkası yok....


Ben sadece kısacık yorum yazacaktım yine kendimi tutamadım. Lise öğrencilerini okul çıkışlarında 5 dakika izleyin. Yürümeleri, konuşmaları, mimikleri ve birçok davranışları tv karelerinden kopan artist, aktör, jön=magazin sanatcıları ( gerçek sanatçıları halka her yönü ile topluma olumlu örnek olanlardır, gerçek sanatkarları ve sanatçıları ayrı tutuyorum) göreceksiniz.


Emeğinize sağlık sizinle aynı fikirdeyim.

31 Mayıs 2012, 16.18
İşte budur.... Emeğine ve kalemine sağlık DIGOR. Ben hala sanat ve edebiyatın sanat için yapılmasını lüks bulanlardanım. Aşk meşk, çiçek böcek yazmanın ve okumanın kimseye bir katkısı olmadığını düşünenlerdenim. Güçlü kalemlerin de insanları uyarma, uyandırma ve eğitme misyonunun öncelikli olduğunu düşünüyorum. Ok hedefi bulmuş. Kutluyorum.
31 Mayıs 2012, 16.55

yureginize saglik guzel konuya parmak basmissniz .

yanliz genclerimiz boyle dizileri izlemiyor dersten arta kalan zamanlari   cogunluk face de unutttugunuz net dalgasida var. hersey ailelere dusuyor takip etmek sinir koymak gerekiyor  hade dizilerden kacirdikta, ya cizgi filmler, onlarda ya siddet yada  o yastaki cocugun ilgisini cekecek  terbiyesizce seyler, ondanda gectik reklamlar dahi tehlikeli daha dogrusu bu hayat tehlikeli .ben ufakken anlatirlardi eski zamanlar soyle boyle ne guzeldi diye  bizlerde  hicte degil simdi soyle boyle derdik :)) babannemin en guzel lafiydi vardim senin yasinda varirsin benim yasima:) allah rahmet etsin  onlarin korkusunu simdi bizler yasiyoruz evlatlarimiz icin ozamanda gecim sikintisi vardi simdiki zamanda lux sikintisi   gecim  derdi diye kimse haykirmasinki o agliyanlarin bircogunun durumu  benden iyi, hamd sukur unutuldukca neden  dunyanin kuruldugu unutuldukca gelisimizin nedeni gidecegimiz yer unutuldukca cokkk ah vah edecegiz, bizler  hep gecmise bi hasretle omur tuketecegiz belli bu sahsen benim burnumda tutuyor cocuklugum ki ozamanlarda boyumdan askin sorunlarimin olmasina ragmen en azindan guven vardi   yastiga rahat koyuyorduk basimizi uykumuz kabuslarla degil  guzelliklerleydi bir citirtida aniden firlamiyorduk  ne hirsizlik bukadardi ne afetler nede sapiklar ne insan ticareti kacan yada kacirilan tek guzel kizlardi  aileleri izin vermiyor sevdigi gencle evlenmesine diye kacarlardi simdi ise,  besikteki bebegimizden tutunda eli bastonlu nenelerimize kadar goz dikilmis  sevdiklerinden degil, yasarken  organlarini alip paraya cevirmek adina ozgurlugumuz yok evlatlaimizin ozgurlugu yok bizler gibi   guven icinde uyuyup uyanamiyorlar ayni sekilde ebeveynler bunlari dusununce tv programlari hafif kaliyor malesef tv pc  subu kontrol edebiliyoruz dikkatli olabiliyoruz isin gercegini dogrusunu anlatabiliyoruzda ya disardaki tehlikeden nasil koruyacagiz babasinin elinden babannesinin elinden cocuklari kapan canilerden. birakin yanliz oynamalarini biraz dislerine kestirdikleri ebeveynlerin yaninda bile  ozgur degiller cocuklarimiz:((

31 Mayıs 2012, 21.09
   O değilde Feriha yı unuttun, O Feriha ki  sosyetik bir playboya eve girerken ayakabılarını çıkarttırdı Türk örf  adet ve geleneklerine göre. Çok reca ederim bunları es geçmeyiniz. Bu diziler öyle bir çırpıda çöpe atılamaz. atılmamalı, attırmayacağım!
    Ben bu halkımı anlamıyorum, gençlerimiz:
    Dizi izleseler, alemlere aksalar popüler kültürün nimetlerinden faydalansalar, yozlaşmış gençlik
    Politik oluşumlara katılsalar bir şeyleri değiştirmek adına, solsa "anarşist", sağsa "sömürücü", muhafazakarsa "dinci gerici"
    Avrupai bir şeyler yapsalar:"özenti"
    Geleneksel bir tarzları olsa: "tutucu"
   .... vs vs yaftalanıyorlar
    Dünyanın başka yerlerindede bu kadar geniş bir yelpazeye sahip midir etiketlemek merak ediyorum

   Ayrıca kitap okudular, sanat filmleri izlediler de ellerinden mi alındı? Alan razı veren razı sana ne oluyor hacı

   Dizilerdeki abartıya, gerçeklikten uzak fantezi dünyalarına gelen her tür eleştiriye açığım. Gerçeklikten uzaklaşılacaksa bunu Osmanlıya dekolte kıyafet giydirerek değil Bilim kurgu eserler vererek yapılmalı da derim. Ama  aşk sahneleri var, ay kaka, bilmem ne gibi söylemlerle gelmeyin artık derim. Yani hiçbirinizi leylekler getirmedi. E daha ne?

  Son olarak öyle bir geçer zamankide bir Ahmet gerçeği vardır ki o yeşil gözlü gerçek yadsınamaz. Çok tatlı yaa, insan baktıkça içi açılıyor, nur doğuyor, ferahlıyor kalbi :)
 
   
   
  


31 Mayıs 2012, 21.54
Bravo Digor, ayakta alkışlanacak bir yazı yazmışsın, tam umutlarımı yitirmişken hala akıllı bir insan görmek;  başkalarının da olduğuna inandırdı beni. Teşekkürler.
01 Haziran 2012, 10.31

Benim özenti anlayışım aynen şu: git Avrupa’ya onun biliminden daha iyisini yap. Uzaya çıkma ama ekonomini düzeyini en üst seviyeye çıkar. Ameliyat masasında hasta kalmasın Oradaki işçinin kazandığını senin işçin altı ayda kazanmasın. Ama onun kültürünü alma alamazsında. Kimse kendi toplumuna bütünleşmesi için kültür ithalinde bulunamaz. Kültür bir toplumun yaşam biçimidir namusudur ahlaki değerlerin, temel değerlerin örf, adet, gelenek, göreneklerin korunması ve muhafaza edilmesidir. Sen eğer Avrupa plajlarda çıpıldak dolaşıyor neden ben dolaşmıyorum diye isyan ediyorsan senin için yapılacak bir şey yok ‘’hacı’’ ruhuna el Fatiha:) dilerim yeşil gözlüleri daha çok ekranda görme şansımız olur:..:)

Saygılar… 

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın