gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

TAHAMMÜL(SÜZ)(ÜZ)

04 Haziran 2012, 12.56
A- A+

       Hiç lamı cimi yok,itiraz istemiyorum ve sonda söylemem gerekeni en başta söylüyorum.Son derece TAHAMMÜL(SÜZ)(ÜZ). Hangi konuda mı? Aklınıza gelebilecek her konuda.Birbirimizi ötekileştirdikçe tahammül sınırımız iyice minimum seviyeye düşüyor ve düşülen seviyede Askeri Eğitim'de olduğu gibi Alçak Sürün(dür)me yapıyoruz.''Efendim adam laik,eğer laik ise Dini inaçları zayıftır'',''Vay be adama bak Dini İtikad'i çok kuvvetli kesin Rejim düşmanıdır'',''Kızım bula bula Alevi Damat'mı buldun asla olmaz'',''Oğlum, Sünni Gelin bizim Sülalemize asla giremez'',''Baksana adamın evinde,dükkanında heryerde Türk Bayrağı var,bu adam olsa olsa Kafatascıdır'',''Aaaaa bak gördün mü hak,hukuk,adalet,sosyal Devlet falan diyo bu,sana demedim mi %100 komünist'',''Kıza baksana,nasıl etek giymiş kesin yolludur bu yollu'',''Eh be kardeşim bu kıyafetle Türkiye'de gezeceğine,İran'a git sen İran'a,''Abi Kadın Dul'muş dayanalım kapısına'' Birbirimizi Öteki olarak göstermek için ekleyin ekleyebildiğiniz kadar yeni diyalog.E baştan dedim ya Başkası,Senden olmayan olarak gördüğümüz kimseye karşı yeteri saygı ve tahammülü göstermiyoruz.

         Dini inançları kuvvetli,Cumhuriyet ilkelerine sonuna kadar bağlı,mezhep ayrımı yapmayan,aynı zamanda vatanını çok sevecek kadar Milli duyguları sağlam,aynı zamanda da özgürlükten yana,Sosyal Devlet'i savunan,milletin kılık-kıyafetiyle uğraşmayıp bunları kişisel tercih olarak değerlendiren bireyler var mıdır acaba? O kişi ''evet,varım,burdayım'' dese bile mutlaka tezlerini çürütecek argümanlar buluruz di mi? E bulacağız tabi,çünkü ayrışmamız lazım,tahammül gösteremeyeceğimiz durumları yaratmamız lazım.Bu yüzden Tribün'ler i çok seviyorum ben.Evet evet yanlış okumadınız ''hır-gür,kavga'' oluyor denen Tribün'ler i çok seviyorum.Çünkü o An'ın heyecanında sarıldığım,yeri geldiğinde öptüğüm kişiye ideolojisini,yaşam biçimini,mezhebini sormadan kucaklıyorum.Ha diyeceksiniz ki ''Aynı takımı tuttuğun için bu anlık sevgi'' E olabilir,belki ben Milli Piyango Biletini sadece Amorti çıksın diye alan,çekiliş yapıldıktan sonra heyecanla son rakamı öğrenmeye çalışan bir adamım ve 2 saatlik maç süresince,hiçbir özelliğini bilmediğim binlerce insanla sevinci,üzüntüyü paylaşmak züğürt tesellisi benim için.

       Ha bu arada sanki  bahsettiğim konuyla ilgili şu günler  iyi günlerimizmiş gibi geliyor,tahammülsüzlük pompalanıyor bedenlerimize her geçen gün daha fazla.Ya Allah Aşkına şu Trajikomik durumu düşünün.Paylaştığımız Blog ortamında,çoğumuz birbirimizi şahsen tanımıyoruz,açılan bir pencere aracılığı ile bile ''selam,merhaba'' demişliğimiz bile yok,hal böyleyken yeri geldiğinde birbirimize kılıç çeker duruma gelebiliyoruz.Neden ? İşte saydığım sebeplerden,bir şekilde ötekileştirip,ötekileşdirilmişiz,bu durumda tahammülümüzü sıfırlamış.Düşünsenize bir ortama topladıklarını bizi,reel ortam ama,kocaman bir yerde,boynumuza büyük harflerle rumuzlarımızı yazıp asmışlar,kime bilendiysek O'na saldırıyoruz ''Sen benim yazıma sert yorum yapmıştın al sana'',''Ben senin her yazına yorum yapıyorum ama sen yapmıyorsun al sana'',''Ordan yazmak kolay,yorumda yazdıklarını yüzüme karşı da söylesene al sana'' Çoğalt örnekleri çoğaltabildiğin kadar.

            Kısaca hepimiz birbirimiz için ''diğer cephenin Asker'i'' gibiyiz gerek sosyal yaşamımızda,gerekse bulunduğumuz, ''sanal'' diye isimlendirdiğimiz ortamda.Hani Tıp'ta Teşhis-Tedavi kavramları vardır.''Kardeşim tamam,eyvallah yazdıklarında haklı gözüküyorsun,teşhisi koymuşsun da,tedavin nedir?'' diye soracak olursanız ''Erken teşhis hayat kuratırır,teşhis için geç kaldık hasta çok zor durumda'' derim,derim de yanına yinede kendi bakış açıma göre küçük bir reçete eklerim.''Hepimiz kardeşiz bu öfke ne diye'' demiyeceğim ya da ''We are the world,we are the children'' deyip UNICEF şarkılarına bağlayıp duygusal bir ortam yaratmayacağım.Ben,yani bu ortamda tanınan halimle TRAPPER_4EVER olarak diyorum ki: ''Birbirimizle çatışacak,ideolojimizin,fikirlerimizin uymadığı noktaları arkeolojik kazı yapar gibi arayıp deşeceğimize,ortak paydalarımızı ince ince araştıralım,illa ki vardır,buluruz ortak bir payda,tuttuğumuz takımdan yakalarız,müzik zevkimizden yakalarız,sevdiğimiz bir filmden yakalarız,hiç olmadı genel ortak özelliğimizi,İNSAN olduğumuzu ve paylaştığımız Gökyüzü'nün aynı olduğunu hatırlarız en azından belli zamanlarda.Bardak ne kadar boş gibi gözükse de,içine su bir kere girdiyse,bir damla da olsa kalır be arkadaşım,işte o DAMLA'yı görelim,görmeye çalışalım yeri geldiğinde''...Sevgi ve Saygılar...

       NOT:Şunu bilmenizi isterim ki,ben bu yazıyı önce kendime yazdım,eğer UKALA'lık yaptığım bölümler varsa o UKALA'lık da sizlere değil kendimedir.Karşımda AYNA olsun istedim belkide,burnumun ucunu göremediğimden.Ben AYNA'nın yansıttıklarından kendi adıma birşeyler almaya çalışacağım elbet,yazdıklarımdan sizler de kendinizden birşeyler bulursanız ne ala.NOT'u bile neredeyse BLOG kadar uzun olan ve yazarken, kendimden bile sıkılıp TAHAMMÜL gösteremediğim:) bu yazıyı GAZALİ'nin çok sevdiğim bir söz ile sonlandırmak istiyorum.

       ''CEVİZ'in KABUĞUNU KIRIP ÖZÜNE İNMEYEN,CEVİZİN TAMAMINI KABUK'tan İBARET ZANNEDER''.NOKTA...

YORUMLAR

04 Haziran 2012, 14.31
yahu ben kendi özgür irademle çıkıp --ben bu konuda böyle düşünmüyorum, tam senin düşündüğünün zıddıyım-- diyorum ama ordan kalkıp ---nie benim gibi düşünmüyorsun, nie beni şakşaklamıyorsun diyor. ben burada şakşaklayıncamı adam olacam. işte ben o adamlığı reddediyorum. aynen sen gibi, en son söylemem gerekeni en başta ve net ifade ediyorum vee onca insan ben gibi düşünüp yorumlarken bitek bana hitap edilmesi tuhafıma gidiyor. ben burda kimseyi tanımam. beğendiğim beğenmediğim blog yazarları vardır. o an yorum yapmalıyım ya da boşverrr gerek yok dediğim yazılar var amma bu tümden o insana karşı durduğum anlamınada gelmiyor, gelmemeli. bazen beni çileden çıkaran yazılarda olmuyor değil. o zamanda tahammülsüzlüğüm tavan yapıyor. insan her konuda kendini kontrol edemiyor.
yukarıda siyah harflerle yazdığın şeyler bana göre ÖNYARGI dır. birbirimizi tanıma zahmetine girmeden kendi şeyimizden ürettiklerimizdir. burada iki üç kelimeyle birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. az fikir sahibi oluncada gerisini kendi düşüncelerimiz doğrultusunda tamamlayıp hüküm veriyoruz. yanii iki kelimeyle asmak kesmek tam bize göre
04 Haziran 2012, 14.36
tamamen katiliyorum   ve tesekkur ediyorum paylasiminizadan dolayismile Resmi.  ceviz gibi kestaneyide ornek gosterelim :D gercekten tahammulsuzluk, sabirsizlik, herseyi ben bilirim ben yaparim, su benler  bencillikler okadar cogaldiki sabir, hosgoru ,  karsi fikre saygi malesef kalmadi neyse soylencek cok soz varda , yuce Yaradanan hayirlisi insallah.
04 Haziran 2012, 14.43

  Yazdıklarının  büyük bir bölümüne  katılıyorum.Zaten biraz önce  yaptığım bir  yorumda da   yazdıklarına  paralel bir düşünce sergiledim.

 Gündemdeki konuya  yaptığın yorumda da  kişisel fikrini ideolojiye kurban etmeyerek , sergilemiş  olduğun  duruş  sağlam bir  duruşun resmiydi.Bu yüzden öncelikle  taktir ediyorum seni.Bana yanlış  gelen bir konuyu sırf  Z partiliyim diye  körü kürüne savunmak kişisel fikirlerimi  mahkum ettirmektir diye düşünenlerdenim.Aynı duruşu  yorum yapmasa da  bir başka arkadaşta  beyan etmiş  ve aynı  taktiri almıştı benden.

  Benim  rengimin ne  olduğu önemli  değil.Ama  klavyenin başına geçip,  mavi renk kaka dediklerinde,yaptığım   yorumlarda benim rengim mavi olur.Çünkü hiç kimse birbaşkasını ideolojik  rengi yüzünden sorgulama,iradesini  aşağılama   hakkına sahip değildir.İşte burda  benim tahammülsüzlüğüm çıkıyor  ortaya  ve sataşılan renge  bürünüyorum.

  Gökkkuşağı  renkleriyle güzeldir.

  Emeğine sağlık  Trapper.. Ayrıca ukalalık   değil, düştüğün notla  tevazu bile  göstermişsin  paylaşımında :)

04 Haziran 2012, 14.52

Öncelikle kocaman ellerinize sağlık diyorum neden? büyük tahammül gösterek uzunca  bir yazı,örneklemeleri geniş, insanı okurken sıkmadığı gibi her paragrafta başka pencereler açtığınız için...Eğer insanın kendince acıyacak ufacık bir yarası dahi varsa tahammülsüzlük peydah oluveriyor.Hemen gardımızı alıyoruz, ya bekliyoruz savunmak için ya da saldırıya geçmek için en uygun zamanı kolluyoruz.Sonrasında zafer kazanmış edasıyla kendimizi hiç sorgulamıyoruz bile kasıla kasıla geziniyoruz..

    İlk yorum dikkatimi çekti ve TAHAMMÜLSÜZLÜK konusuna çok iyi bir örnek oldu bence yazının içeriği itibariyle.Tam anlamıyla yazıyı okumadan ki okumadan da anlaşılması güç. İçindne bir kaç cümle, başı veya sonuna bakarak ya da siyah harflerle belirtilmiş yerleri içinden çekerek yorumlamak ne kadar sağlıklı bilemiyorum.

   Yazının içeriği çok kapsamlı ve tespitler son derece doğru teşkr ediyorum kendi adıma. Dönüp bakalım bir tahammül sınırımız hangi noktada:) Bunun bir sınırı var mı? Hoşgörü dediğimiz şey devrede mi?

04 Haziran 2012, 15.01


konudan alakasız yorum yapabilirim. demiştim ya; bazen, sanki konuşmuşuz, anlaşmışız da sonucu konuşuyoruz gibi yorum yapabiliyorum, her neyse. asıl çözüm şu olmalı, yani çözüme varılamayacak gibi görünen konularda:

dar çerçeveli gözlüklerimizi çıkarıp, geniş çerçeveli gözlüklerimizi takmalıyız daha iyi görebilmek adına, biraz da genele bakmalıyız. yani; giriş, gelişme, sonuç. tabi, gelişmenin içinde amaçta vardır. lütfen, amacı gözardı etmeyelim, çünkü amaç asıl sebebe götürür.

örnek vermem gerekirse; ben sanmıyorum ki gündemin asıl problemi kürtaj olsun. gündem, bu gibi lüzumsuz ( yani insanların inançları ile oynamaya yönelik ) konularla meşgul edilip asıl amaçlarını gerçekleştiriyor olabilirler. ki ASELSA'nın %51'i İsrail'e satıldı, THY işçilerinin grev hakkı kaldırıldı  bile... umarım, ne demek istediğimi anlatabilmişimdir... 

dini ve inançları kullanarak yapılan siyasete kusura bakmayın ben siyaset diyemicem.

tahammülsüzlük konusuna gelince; önce dinleyip, araştırıp, sonra konuşmayı tercih edenlerdenim. ne zaman biri boş yere gevezelik yaptı o zaman tahammülsüzlüğüm had safhaya ulaşır ( gevezelik, başlı başına boştur zaten. )


04 Haziran 2012, 15.20
Sevgili Trapper, o kadar güzel dile getrmişsinz ki, öyle  isabetli paylaşımlarda bulunmuşsunuz ki gerçekten emeğinize, kaleminize sağlık.. Tamamen katılıyorum size. Beymen in dediği  gibi notlada  ukalalık değil tersine tevazu göstermişsin.. Yazılarınızı  çok beğenerek okuyorum. İyi ki aramızdasınız. Tekrar teşekkürler bu güzel hatta daha da doğrusu harika paylaşım için...
04 Haziran 2012, 16.38
bala__ diyelimki ben bu yazıyı okumadan yorum yaptım (ki okudum) sen benim kısacık yorumumu okumadan benim hakkımda yorum yapıyorsun. ben ne demişim orda? BANA GÖRE demişim dimi. hayırrr sen yanlış biliyorsun bunun adı tahammülsüzlük değildirrr önyargıdır mı demişim. bu konuda kendi fikrimi söylemişim. ben trapper ı rencide edici bişey demişmiyim? yazıya ters düşecek bişey demişmiyim? böyle bir niyetim varmışta benmi görmemişim? işte ben senin gibi okumadan ya da okuduğunu anlamadan yorum yapanlara tahammül edemiyorum. benim yazdığım yorum tamamen başlık ile ilgiliydi ve burada birine yazdığım yorumlara gelen cevapları baz alarak yazmıştım. neyse sen anlamasanda trapper yorumu okuduğunda nasıl olsa anlayacaktı.
04 Haziran 2012, 17.00

Herşeye tahammül  edeceğim  artık.Sabırla   ve hoşgörüyle:))

  Özgece;  ASELSAN  hisselerinin  %85 i Türk Silahlı  Kuvvetlerine ait.  Geriye  kalan  %15 te  borsada.  Ve hiç bir  şekilde devredilemez. 

  İtfaiye, şehiriçi deniz, kara ve demiryolu ve diğer raylı toplu ulaştırma hizmetlerinde de  grev ve lokavt yasağı bulunuyor.Ayrıca can ve mal kurtarma işlerinde, cenaze işlerinde de aynı durum söz konusu iken  THY  ' nı  ayrıcalıklı kılan  nedir ki ?  Ayda aldıkları  2.5  memur ücreti mi:))

  

04 Haziran 2012, 17.23
İkazı uyarıyı sevmiyoruz.herkesin ben bilirim ..ben herşeyi bilir en iyisini  yaparım  düşüncesi mütavazilikten olgunluktan .sabırdan uzak bir ruh hali...Ben soylerim ama bana soylenmesin yazarım  ama eleştirilmesin.. başka kişi yaparsa yanlış eleştiririm ama bana yanlışta olsa tepki gelmesin...Varlığın amacını bilmeden  yaşayan bazı insan lar gibi kibirle  nefretle dolanıp duruyoruz....Oysa  terazinin dengesi bozulduğunda bir taraf dibe çöker..iyi  niyetlerimizle dahi yaşama bakışımız bu dengenin  ışığında şuurla yansımalıdır... 
 Her insan değere  layıktır...kişi karşısındaki insanın değerlerine hakaret  ettiğinde .Aynı davranışı karşısandakide  yapacaktır...ve sonuçta tartışma kaçınılmazdır.hiç duydunuzmu tartışan kimse karşısındaki insanı ikna ettiğini.. saygıyla olursa karşı taraf saygılı olacaktır...insanları ikna etmenin yolu insanlara  saygı duymak ve bu yolla insanların güvenini kazanmaktır....insanlara  karşı yakışıksız uygunsuz  münasebetsiz  laflar ederek kalpleri yaralayan  insanlar..Baldanda  söz etseler bile karşısındaki insanlar üzerinde olumsuz etki bırakır........HER  İNSAN  SAYGIYA  DEĞEN BİR VARLIKTIR.....        SAYGILARIMLA.......
04 Haziran 2012, 17.50


işte bahsetmek istediğim buydu... :) Hatice'ye değil neticeye bakalım :))



04 Haziran 2012, 18.07
"Dini inançları kuvvetli,Cumhuriyet ilkelerine sonuna kadar bağlı,mezhep ayrımı yapmayan,aynı zamanda vatanını çok sevecek kadar Milli duyguları sağlam,aynı zamanda da özgürlükten yana,Sosyal Devlet'i savunan,milletin kılık-kıyafetiyle uğraşmayıp bunları kişisel tercih olarak değerlendiren bireyler var mıdır acaba?"

Yazıdaki fikirlerin nerdeyse tamamına "evet" çıktı benden de bir tek şuna takıldım. "Maalesef ki böyle bir insan mevcut durumda önce kendini kandırır" diyerek ilk örneği veriyorum :)

    Bir de ne zaman hak, hukuk desem, eşitlik desem yapıştırdılar komünist damgasını, yaftasını, tanımını vs vs. Burdan en azından buradakilere seslenmek istiyorum youtube daki "fake diilim ben" diyen kız gibi videodaki fake yerine komünisti koyuyorum aynen devam ediyorum...
   Blogunu buna alet ettiğim için kusura bakma ama tam yeri geldi dayanamadım.
 
04 Haziran 2012, 20.12
Bana bir kelime yetiyor aslında bu konuyu özetlemem için... Kabullenmek, tabi bunu okuyan kişi ayrımcılar ülkesinde ise doğal olarak ne kastettiğimi anlamıycaktır.
Her insan aynı amaç uğruna dünyaya gelsede, hepimizin farklı huy, karakter, düşünce yapısı, tenimiz, soyumuz sopumuz, yaşam biçimlerimiz vs. lerimiz var. Bunlar bizi diğer insanlardan farklı kılan nedenler.
Kabullenmekten kastım ise, insanların farklılıklarını, yapılarını, düşüncelerini... olduğu gibi kabullenebilmek. Gerektiği yerde onlara tevazu gösterebilmek, çok zor ama böyle olması gerektiğine inanıyorum.
Hoş bende zaman zaman bunları yapamayanlardanım. Ortak yönlerimizi de arayıp bulmak bizim elimizde tabikide.

Maç muhabbetine değinmişsin ama orada da, karşı takım taraftarı yani yine bir karşı cephe var :) Karşı takıma karşı gruplaşma sözkonusu... Tabi bunlar, şiddet olmadığı sürece tatlı gruplaşmalar/ayrışmalar.

Her nekadar üstü örtülsede, hassas dönemler yaşıyoruz. Gözardı edilen, aslında gözardıda değil yok sayılan bişeyler var. Bu ülke birçok etnik köken ile bu günlere gelmiş. Sadece ondan bundan ibaret değil.
Bizde genel olarak şu var, ezbere hareket, geçmişi yaşatmak bu yüzden etrafımızdaki gerçekleri görmekte ve yeni çözümler üretmekte kısırlaşıyor, birbirimize dolaşıyoruz. Düşünce yapılarımız bile suç haline gelmiş durumda, konuşmak bile cambazlıkla eşdeğer durumda.
Daha önce yaşadığım yeri elealdığımda, sen bu'sun, şu'sun demeden geçen bir çocukluğum vardı. Orada herkes arakdaştı, arkadaştık ne değişti bilemiyorum.
Bu konu bitmez bence :)
Eline, yüreğine sağlık..........

04 Haziran 2012, 20.59

Merhaba Trapper,

Paylaşımından dolayı teşekkür ederim.

İnsanların yanlızca ilişkilerindeki tutumları değil, tüm davranışları Sevgiye ya da Korkuya dayanıyor. Kararlarımız: iş, endüstri, politika, din, gençlerin eğitimi, ülkelerin sosyal kurumları toplumumuzun ekonomik hedeflerini etkiler. Savaş, barış, saldırı, savunma, saldırganlık, boyun eğme, alma, verme, biriktirme, paylaşma, birleşme ya da bölünme.... her türlü seçimimiz ya Sevgi ya da Korku düşüncesinden kaynaklanıyor. Bir başkasının seçtiği yolu yargılama, kıskanma, başarısızlığa acıma hep var. Önce suçlama ve yargımızı yok etmeliyiz. Çünkü suçladığımız herşey bir gün bizi suçlayacaktır. Yargıladığımız şeyler ise bir gün kendin olacaksın. Açı besliyelim, fakire onur verelim. Bizden daha az koşullara sahip olana imkan verelim. Kitleleri birbirine - kızgınlıkla - düşüren ırk, din, cinsiyet ayırımına son verelim.

Yanlış kararlar alabiliriz, hata da yapabiliriz. Ama "böyle geldi böyle gider" diyemeyiz! Hatalar ders almak içindir. Tüm duygular insana dairdir. İyi de kötü de.. Önemli olan saygı ve sınırlardır.

Hayatta kalıcı güzellikle bırakmak umuduyla..,

SEvgilerimLe...

04 Haziran 2012, 21.02
Herkez benim gibi düşünüp,benim gibi yaşayamaz.Eee öyle olsaydı farklılıklar olmazdı.Önemli olan herşeyi dozunda yaşamak ne aşağılarda ne  de yukarılarda olmamaktır.İnsanları oldukları gibi kabul ediyorsak,yaşam tarzı birilerine zarar vermiyorsa varsın bildiğini yapsınlar..  Olmaz kardeşim böyle dediğimiz yerde tahamülsüzlük  başlar.Karşıt görüşlere  de  haddini aşmadığı sürece saygı duymalıyız..Buda benim hayalim:))    Şurda bile biri blog yazıyor altda yorumlarda sana katılmıyorum diyene yorumlardan cevap yetiştirmeye çalışanlar varken tahammül (süz)(üz) den bahsetmek de güzeldi. Teşekkürler traper eline yüreğine sağlık..                                                     
04 Haziran 2012, 21.53
Dedim ya  tahammül edeceğim  herşeye.:))  2011  ilk  cümlene katılıyorum.:))  Sonrası için ise yardımını bekliyorum.Çünkü  dün  devlet bakanının ağzından  bizzat  duyduğum  sözleri  yüzdeleriyle aktardım. Demek ki devlet bakanı   bilmiyor, sen biliyorsun.Aydınlatırsan  sevinirim.Şimdiden teşekkür ederim.
04 Haziran 2012, 22.08
Maalesef günümüzde yaşam standartları ve koşulları hepimizi tahammülsüzlüğe  itiyor, herkesin acelesi var herkes öncelikli olmak istiyor vb. örnekler çoğaltılabilir benim tahammül edemediğim ise aptal insanlar maalesef, herkesten leb demeden leblebiyi anlamalırını istiyorum nedense 3 kez 5 kez 10 kez tekrarlanarak anlatılanları anlamayanları boğamak geliyor içimden, yazdıklarınızın bir çoğuna katılıyorum ama  yazınızı okuyup kendimi düşündüğümde evt tahammülsüzüm bende elinize sağlık çok güzeldi zevkle okudum
04 Haziran 2012, 23.07
Yine çok güzeldi yazdıkların.
Üslup ve fikir paralel giderek sağlam bir duruş sergiliyorsa insan olan da "Amaann sen de!" demek yerine ufaktan ufaktan silkelenip şöyle bir kendine bakabiliyor.
Senin yazdıklarını, düşünmeye de yönelttiği için çok seviyorum.
Yine öyle oldu. Kendime baktım uzaktan.:)
Zaman zaman sert şeyler söyleyip yazabiliyorum.
Yalnız özellikle, senin bu blog aracılığı ile bilinmesini istiyorum ki, en azından bu portalda kişilerle ilgilenmiyorum. Yazı içerikleriyle alakalıyım.

Her fikre, her kişiye saygı duymak gibi bir yapım yok benim.
Tahammül sınırlarımı zorluyorum sadece ama saygı duymuyorum, bu gerçek.

Aslında herkes için aynı şey geçerli ancak kimi sessiz kalabiliyor, kimi saygı duyuyorum diyip içinden saydırıyor, kimi kavgaya döküyor, kimi de benim gibi açık açık fikrini yazıyor, zaman zaman üslubu sert olsa da.
Genellikle baştan nazik biçimde yazmaya çalışıyorum karşı görüşümü ancak bazı insanlar işi anlamazlığa döküp bir de pişkinleşince insan zıvanadan çıkabiliyor.:)

Tekrar ediyorum; burada tam olarak tanımadığım için hiç bir kişiye karşı tavrım yok. Olan tavrım tamamen yazdıkları ile alakalı.
Senin gibi sevdiklerim de var, o ayrı.:) Bu da insani bir durum.
Bu sevginin kaynağı da yine yazdıklarınız ve yazılanlardaki samimiyeti hissetmek tabii en baştan.

Açık ve net yazmaya çalışsam da -en son beymen'le alakalı olduğu gibi- benden kaynaklı yanlış anlaşılmalarım olsa da telafi eder özrümü dilerim, gocunmam bundan.

Yazdıkların çok doğru şeyler ama artık tahammülsüzlük bulaşıcı hastalık gibi yaygınlaşır oldu toplumumuzda.
"Balık baştan kokuyor" doğal olarak; sürekli bağırarak, hakaret ederek, aşağılayarak konuşan, kavga eden, yumruklaşan "yengeç yürüyüşlü" liderlerce, onların zort diye gündemin ortasına yapıştırarak bizleri şak diye ikiye bölüveren söylemleriyle yönetiliyoruz. Ve hatta onların bu hallerini alkışlıyoruz çoğunluk olarak...

Yine de "Biz balık değil insanız." görüşleriyle umut tazeliyor aklıselimlerimiz.
Senden her topluma lazım sevgili arkadaşım.
Sen gibilerin çoğalması dileği ile teşekkürler,sevgiler.
05 Haziran 2012, 00.06

erdem86; Öncelikle yazdıklarımı doğru anladığınızdan emin olamadığım için cevap vermek istedim. Yoksa bugüne değin gerek yazılarımda olsun gerekse yaptığım yorumların sahibi yazarlara olsun ve yine gerekse diğer yorumlarıyla katılanlara olsun asla bir tahammülsüzlük göstermedim. Çünkü yorumlarım hep yazı içeriğine dönüktü kişilerin kişiliklerine yönelik veya birey olarak onları eleştirmek olmadı hiç..Birebir kimseyle tanışmasakta bloglar sayesinde az çok bir şeyler öğrenebiliyoruz tanıyor olsam bile o hakkı görmem kendime.

Sizin yorumda belirttiğiniz şeyler tam da yazı başlığı ve doğal olarak yazının içeriği ile alaklı olduğundan dikkatimi çekti dedim ve başka yorum yoktu o an itibariyle.Benim orda örnek verdiğim siz değil aynı konudan bahsettiğimiz tahammül sınırlarımızdı. Yanlış anlaşılmak istemem bu konuda. Okuduğumuz tüm yazıları beğeniyoruz ya da beğenmiyoruz diyerek kategorize edemeyiz, herkesin özgür tercihidir ve yorum hakkı verildiğine göre blog dahilinde kişiliklere saldırmadan yapabiliriz..Yani konunun sizle erdem86 ile alakası yoktu bunu ayırt etmenizi isterim.

05 Haziran 2012, 01.36

   Egemen Bağış' ın yalancısıyım diyecektim ama  Umarım   bizim   diyaloğumuz  şuna  benzemez.

   - Aloooo,  orası;   onbir onbir  onbir  mi?  (  11  11  11 )

    -  yok   yanlış numara .. burası  yüzonbir yüzonbir (  11 11 11 )    :))

   Ben kaynağımı verdim.Herkes bakabilir. Ama senin kaynağın senin sözlerinden  ibaret şu an . Ve baktım hiç bir yerde bulamadım henüz.  Fakat araştıracağım.Hafta içi bu konuda  kesin  bilgi edinirim ve  burda  paylaşırım .

   

05 Haziran 2012, 09.09
Paylaşımda yazılanlara hak vermemek mümkün değil.Bizler birbirimize ötekileştiriliyoruz.Biz birbirimize düşman olup birbirimizle incir çekirdeğini doldurmayacak sebepler yüzünden uğraşırkende Aselsan gibi bir kurumun hisseleri devlet elinden elinden çıkabiliyor.Hatta bu kadar önemli bir konu  geçiştirilebiliyor.2bin10bir in dediklerini borsadaki bir arkadaşımdan da duydum ne yazık ki. Esas amaçta bu değil mi dedirtiyor bu olanlar.
Bu millet birbirine sabredemeyecek saygı duyamayacak noktaya gelsin ki, birbirine karşı tahammülsüz olsalar da her kesin itiraz edeceği bu tip satışlar yada değişiklikler daha rahat yapılabilsin.Herkes başkasıyla uğraşmayı bırakıp durumu anlayana kadarda atı alan ÜskÜdar'ı geçmiş olsun.TABİ TÜM BUNLAR BENİM FİKRİM.. 
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın