GAMYUN İLE GEÇMİŞE YOLCULUK..!
04 Haziran 2012, 18.15 A- A+Bugünde canım GAMYUN’un özel salonlarına takılmak istedi. Çoğu insanın vaktinin hoşça geçirdiği bir eğlence sitesidir. Bende ilk bu siteye geldiğimde boş zamanımın geçtiği günlük setresinin geçtiği, hafiflediği açıkça söyleyebilirim. Ama beni en çok cezp eden Blog sayfası oldu. En azında aklımdan geçenleri yazıp insanlarla paylaşmak herkesi mutlu ettiği gibi beni de mutlu ediyor. Bazen de tanıdığım arkadaşlarla özelde sohbet, inanın en çok özlem çektiğim yanlarıdır. İnsan devamlı monoton hayat yaşayamaz. Kitap okursun t.v seyredersin, yaramazlık yapan çocuğu susturmaya çalışırsın, derken iyice yağmur bulutu gibi gerilimin artar yağmak istersin boşalır rahatlarsın. Oyun oynamak ya da sohbet etmek. Genç sevgililerin lobide birbirlerine öpücük göndermeleri çiçek vermeleri, insanı daldan dala fırlatıp duruyor. Arada özeline yanlışlıkla gelen sevgi dolu mesaj ardında özür, yanaklarının kızardığını his edebiliyorum. Bir itiraftan bulunmak istiyorum. Bir sene öncesine kadar fıstığın ne işe yaradığı, nasıl kullanıldığını, nerede toplandığını bile bilmiyordum?. Çünkü işten sonraki stres beni buraya itiyor ve fıstık pek beni ilgilendirmiyordu.. Ne olduysa ayağımı kırdıktan sonra oldu daha sık girmeye başladım.. Yakında ayağım tamamen iyileşecek ben de gene işe gideceğim.
Geçmişe doğru bir gezinti yaparsak aklımdan kalanlar. Kanser hastalığına yakalanan genç bir kızın öldüğü güne kadar benimle irtibatını kesmemesi. İnsanların zaafından faydalanıp kuzu postuna bürünüp kurt gibi dolaşanlarda en çok beni kızdıran olaylardır. Özelikle bayanlar konuştukları kişiye çok dikkat etsinler. Yada kandırılmaya müsait genç kızlarımız. Resimli özeline bir kişi gelir ne kadar yakışıklı olduğunu söyler hayretle ne söyleyeceğini bilemezken kendini gizli gay olarak tanıtır. Bu kez ağzın bir süre açıkta kalmıştır. Bunlarda beni hayrete düşürenlerdir. Oyunu bırakıp utu yapmayaı gidende en çok güldürendir.
Masadan atılmalara hiç tahammülüm yok. Bende atmışım. Hemen kızmayın canım anlatacağım niye attığımı hak verir ya da vermezsiniz. Onun için genellikle masayı ben kurarım hâkimiyet kayıtsız şartsız bende. .) ama mutlaka attığım üç kişi bir masada yakalayıp beni feci şekilde yeniyorlar. İnanmazsınız ama sanki eğleniyorum, hoşuma gidiyor. Bu birazda kişinin nasıl değil de neye mutlu olduğuna bağlı. Nasıllar bulunana kadar en kestirme yol neye mutlu olacağınıza bağlı?. Sonuçta oyun oynamışsınız yenmekte yenilmekte var.
Birinci neden masadaki bayanlara sözlü sataşma ve tacize kadar varan ahlaksızlık. Buna nedense tahammülüm kalmıyor. Şuna inanırım kişi kendi egosunu karşı Çinsin güçsüzlüğünde faydalanıp üzerinde tatmin edemez. İtirazı olan var mı? varsa yandı kesin onu da masadan atacağım.:) Hiç kimse ahanda bu kadın söz atılmaya müsaittir deyip harekete geçemez. Hakkı yok bir kere. Buna en azında kadının onuru engel koyar. Bir kadının onuru ile oynamak, onun cinselliğinde faydalanmak aynen ininde yavrusunu almaya çalıştığınız kaplana dönüşür tek pençeyle sizi korkuluğa dönüştürür. Ben sadece duygudaşlık yapıyorum. Beni bir gün hem’’cins’’lerim bir yerde kıstıracaklar ama ne zaman?....:)
Asıl anlatmak istediğim konu şu; özel salonlar. Bu yazıyı okuduğunuzda her halükarda yönetici onayında çıkmış olacaktır. Kimseyi yermek ya da ispiyonlamak gibi kastim yok. Belki yöneticilerimiz bu yazıyı okuduğunda ispiyon olmadığına, onları uyarma gereğini bulacaklardır. Benim görüşüm; özel salonlar… Bir bal arısı kovanını düşünün içinde binlerce arı var. O arıyı dumana verirsen sersemletirsin yada süpürge ile kaçırmaya çalışırsın o da gelir senin gözüne sokar. Onun için bu yazı onlar için daha önemli. Özel salonlar, en çok uğradığım salonlardır. Kimisine söylenecek tek kelime yok teşekkürü sonuna kadar hak ediyorlar. Salona girdiğinizde mutlaka çiçekle karşılarlar. Hele o salonda tanınıyorsan değme sohbetin keyfine. İsimlerini yazmanın bir anlamı yok. Hemen herkes biliyor hangileri olduklarını. Benimde devamlı olmasa da öncelikle gittiğim salonlar var elbette.
Tam bir fıstık savaşı başladı desem yeridir. İş fıstık vermekle ya da almakla bitmiyor. Tur saati yaklaştığında tam bir hengâme renge renk rumuzlar salona girenin çıkanın haddi hesabı yok, her kafadan bir ses dalga geçen küfür eden, en çokta bu saatler de salondan atılmalar oluyor önce atılıyor hemen peşinde çevrim dışı yasaklanma. Ya bir bayana cinsel tacizden bulunmuş ya OP’a neden tur saati geçti dediği için atılmıştır. Sabırsızlık olunca op’larında tahammül sınırı zorlanıyor. Lobideki karmaşa mevsimi geldiğinde verimli çayırlara gitmek için göç eden antiloplar gibi şuursuzca suya atlayacak ya bacağını kıracak ya da timsahlara yem olacak. Bu aynen üye ile OP arasındaki diyalog gibi. Salon kurallarına uymayan anında farenin acımasızlığına uğrayıp lobinin derinliklerinden kayboluyor.:)) küfür edip kaçanların hiç şansı yok o jerry gibi kaçacak diğeri tomm çevikliğiyle yakalayıp yasaklayacak bu kovalamaca hep devam ediyor..edecekte..
Kendini bilmeyenleri atılması elbette ki iyi, salonun huzuru için, seviyeli bir ortam yaratmak hepimizin ortak görüşüdür. Ama iş bu kadarla kalmıyor ne yazık ki. Bazense özel salon OP’ların çok bariz hataları oluyor. Herkes bir emek için çalışıyor, üyeyi memnun etmek için her gün fıstık dağıtan salonların emeğini inkâr etmek kişinin kendini inkarı demektir. Bunları tenzih ediyorum. Birde bunu art niyetle yapanlara isyanım var. Op seçiminden tutun tur saati belirlemeye varana kadar her şey keşmekeş. Tahammülsüzlük tam gaz şahit olduğum bir konu masada düşen oyuncuyu yerine çağıran masadaki diğer oyuncu sen neden karışıyorsun deyip bir gün ceza alanlar bile var. Ya da final oyununa iki masa var masaya gelir; önce tandırda pişmiş kelleyi gösterir sonra aynen şöyle der; ‘’bu masada kim fazla’’? Beş kişi var Op’um Nasrettin hoca gibi kendi (!)ni saymaz fareye kim takılırsa takılsın fark etmez salondan atar. Ve kendisi oturur hakkını arayan üye ne yazık ki çevrim dışı yasaklanır. Neden ve sonuç gözetilmeksizin o kişinin kendine olan onuru salondaki tüm insanların ayakları altında eziliyor. Hiç kimse bir insanın kişilik hakkını işe yaramayan okey taşı gibi fırlatıp atamaz
Bir başka önemli konuda şu; masada oyun oynuyoruz, masada bir bayan; masadaki bayan duraklıyor herkes ‘’seri’’ diye bağırırken bayan ‘’biri bana cinsel tacizden bulunuyor, ben OP’a ispiyonlayım oyuna devam edeceğim’’ diyor. Birkaç saniye sonra tacize maruz kalan bayan salonda atılıyor. Tam şoku atlatmaya çalışıp genelde o bayanı neden attınız derken? Eyvah! Bu sefer benim altımdan zemin kayıyor. Donkişotlu yapmanın bedelini uçurumdan yuvarlanmaktan buluyorum.. Salona tekrar geliyorum genelde ‘’neden atıldık’’ diyorum? Tacizci masada halen oyun oynuyor. ‘’Kusura bakma yanlışlıkla atıldınız’’ iyide canım kardeşim sen niye kör fare kullanıyorsun? Hemen saygıyı hak eden başka bir Bayan OP senden özür dileyip gönlünü alıyor.
İsyanı derinleştiren saati kurup uyuyan üyeler OP farenin dişlerini bileyip uyuyan herkesin kulağını kemirir kaç kişinin salondan atıldığını sayamazsınız bile. Şayet atılan üye cebren OP’a ulaştıysa vay o özel salonun haline ulaşamadıysa bir dahaki turda atılana kadar beklemek zorunda.
Sanırım bundan sonra daha dikkatli olmam gerekecek. Bu yazıyı okuyan özel salon!! Sahipleri umarım giriş biletimi iptal etmezler:)
Herkese iyi oyunlar hoş sohbetler..
Saygılar…
YORUMLAR
geçmişe götürdünüz beni, gülsem mi ağlasam mı dalga mı geçsem. dalga geçmeyi seçiyorum. özel salonda ilk yasaklanışım geldi aklıma. çok iyi hatırlıyorum hatta. özel salonun tekinde 101 oyunu oynuyordum, şansım süper gidiyordu. masadaki kimseyi tanımıyorum, biri op. bir de izleyici var, opun arkadaşı konuşmalarına bakılırsa. op, arkdşıyla masada gevezelik ederken ben büyük farkla öndeyim.
derken birden yasak aldım, direkt yasak verdi. ne olduğunu anlayamadan, tekrar salona girmeye çalıştım, olmadı. karşıma çıkan yazıları okudum. yasaklanış sebebim, hiç abartmıyorum: "doğa kurallarına aykırı davranmak". nasıl yani ya? bu ne demek? doğa kuralları dediğin nedir, kardeşim? sen ne tür bişeysin ki acep, hem bahsettiğin doğa da nemola? sen, bana basitçe de ki: "burası benim çöplüğüm, burda beni yenemezsin, yasak" ben de senin o vahşi anlamsız doğana adım atmıyayım. tabi o zamanlar genel oplar kimler, nerdedirler bilmiyorum, gamyun acemisiyim. ama şikayet etme hakkımın olduğunu ve onun gereksiz yasağının karşılığını alacağını bilseydim genel opların kapısında yatardım heralde :)
her neyse güzel bi anmış oldum. doğanda serbest misin ey op!, oralarda mısın hala? ses ver bana nolur, meraklardayım, ölciim kahrımdann, unutamıyorum senii... senin doğanın kurallarını ezmeye gelicem, ses ver banaa..
:))
Geçmiş:yıl 1999 sonu site kurulur sadece okey ile diye devam eden bir yazı bekledim sizden ama gelmedi Sonralrı büyüyen site kendini aşmış özel salonu elit ve diğer özellikleri eklenmiş bir şekilde şu an online oyun siteleri arasında kendine cok iyi bir yer etmiş deseniz ve
özel salonlarda ve masalarda haksız yere atılıyorum fıstık savaşları aldı başını gidiyor ama allahtan tombala var ve iyi oluyo eğleniyoruz
gibi sözler de eklenebilirdi
(daha fazla detaya inmeden sadece kabaca ben geçmişe gidemedim doğrusu)
Biraz bilgegüneş vari yorum oldu ama cidden pek bi geçmiş özelliği olmayan bi yazı olmuş
Bir tek blog bölümü hakkındaki sözlerinize yorum yok :)
Evet dogru bircok haksizliklara sahit oluyoruz yanlisliklara tahammulsuzluklerede. gamyunu seviyorumya sanal degil burasi reelll hehehe gercek hayatta ne varsa burdada var:D.
yureginize saglik
Küçük çocuklarla büyük adamlarmış gibi sohbet ederim. Yeğenim 5 yaşlarındaydı. Onlada aynı şekil akranımmış gibi sohbet ederdim.Bir kaç gün önce oynadığımız oyunları kastederek '' amca eskiden senle saklambaç oynardık '' cümlesini sık sık kulanırdı.Bayılırdım o 5 yaşındaki yeğenimin '' eskiden '' ile başlayan cümlelerine :)) 5 Yaşındaki bir çocuğun mazisini olması cümle içinde çok sevimli gelirdi bana.
Bloğunuzu okuyunca içerikten çok gamyun mazisine yolculuğun kısalığı, gamyunda neredeyse dede olduğumu hissettirdi bana.Gamyun hayatınızın kısalığı ile anlattıklarınız ,korkularınız, mutluluklarınız çocuk masumiyetinde geldi bana.'' Oysa ben neler gördüm neler'' le başlayan bir yorum yakışırdı bloğunuza ama kıdem göstergesi yapıp dedeliğimi tescil etmek istemiyorum:))
Emeğinize sağlık.
İlk internet oyunları ile tanıştığım yer gamyun değil ancak; tanıştıktan sonra başka site aramadığım tek yer gamyun. Tanıştıktan sonra diyorum çünkü ben çok uzun zamanda bireyleri oyundaki kimlikleri ile ve yavaş yavaş kendi kimlikleri ile tanırım. Samimiyetsiz canım cicimler yerine, samimi ancak resmi davranmak daha dürüstce geliyor. Gizli açık rakiplerimle oyunda kapışmak güzel oluyor. Burada bloglardada kapışıyoruz )))
Masaya yüksek puanlı ve eksi puanlı kişi gelince azcık fesatlık uyanıyor. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum oyunun bir aşamasına kadar düşük puanlı gizli ortağına oynuyor ve sonra küt düşüyor. Son zamanlarda en azından düşme rekoru kırmayan ve oyun sayısı ile orantılı puanı olan oyuncuları tercih ediyorum.
Hiç tanımadığım biri geliyor masaya; laubali konuşmalar, sorular, kendi kendine ortaya laf atmalar... hopppp masa sohbete kapanıyor (ben boş konuşanları, sırnaşanları sevmem).
Tanıdık dümeni ile masaya gelip muhabbet kuşu özelliği ile dikkat dağıtanlar için izlemeyi kapatıyorum ( hariçten gazeller güzel olmuyor )
Masaya gelip bir iki dakikadan sonra canım cicim, aşkım bitanem moduna girenlere hiç tahammülüm yok (yahu buldumcuk olmuşlar bi susun aranızda konuşacak bir şeyleriniz kalsın )))
Eşli masaya girmem, özeli açık masa açmam, (aslında ben hiç özelli masa açmam). İki saat kağıt yada taş söylemelerini bekle işin yoksa ...
Tüm derdi bir iki oyun oynamak olan için belli kriterler (sakinlik açısından) gerekiyor. Maksat eğlence ise eğlenecek yeterince kişi var. Yasaklı masalara gelmelerine gerek yok.
Sayenizde geçmişte gamyunu tanıdık. Bende pek yeni sayılmam ( küçük yaştan müdavim olunca biraz iyi kötü tanıyor insan neti ve netin getireceklerini - götüreceklerini) biraz biliyorum gibi.
Paylaşım için teşekkürler.