Balayı...
06 Haziran 2012, 20.00 A- A+- Derin bir kabusun içindeydi sürekli rakamlar sayıklıyor ve terlemeye başlamıştı. “Merallllllll” diye bağırmaya başladı bir anda. Yatağından ok gibi fırlamıştı. Derin derin nefes alıyor ve korkusu gözlerinden okunuyordu. Sağına soluna bakmaya başladı. “su içmem lazım” dedi ve mutfağa doğru yöneldi. Saat sabahın 4’dü, pencere kenarına geldi ayakta duracak hali yoktu, tekrar yatağına yöneldi ve yatağına oturdu kaldı. Aslında son birkaç gündür böylesi birbirine benzer kabuslar görüyordu. Son zamanlar da evlilik hazırlıkları çok yormuştu Fırat’ı. 2 gün sonra evlenecekti. Ve şu balayı hazırlıkları. Ne kadar da zor bulmuştu Hande’nin istediği yolculuk biletlerini. Sanki bir an anda herkesin Mısır’a gidesi tutmuştu. Bu düşünceler eşliğinde tekrar uyumayı denediğinde saat 5’e geliyordu.
- “Bu gelinliğin içinde muhteşem gözüküyorsun canım” Gururlu bir şekilde bakıyordu kızına Nevin hanım. Ne de olsa aradığı damadı bulmuştu. Fırat tam istediği gibi bir damat adayıydı. Saygılı, dürüst ve Zengin. Kızının geleceğini sağlama almıştı aklı sıra. Aslında Fırat’ı çok da iyi tanıyor sayılmazdı. Hande ile Fıratın tanışması çok hızlı olmuştu. Bir gece bol müzik ve içkinin olduğu disko’da arkadaşları sayesinde birbirlerini tanımış. Kısa zamanda evlilik kararı almışlardı. Tanıştıkları güne dair pek bir şey hatırlamıyorlardı. Fırat sabah uyandığında Hande’yi çıplak vaziyette yanında gördüğünde şaşırmış ve neler olduğunu hatırlamaya çalışmıştı. Hande halinden memnun gibi görünüyordu, her gün Fırat’ın evinde kalıyor ve sevişiyorlardı. Kader ağlarını örmüştü. Örmüştü ama nasıl ?
- “Uzun ve yorucu bir yolculuk oldu ama değdi hayatım değil mi ?” diye sormuştu Hande. “Bunu zaman gösterecek tatlım” diye verdi cevabını Fırat ama Hande bu cevaptan pek memnun kalmamış ve tam bir kavga başlatacaktı ki. “Fırat Bey, sizi görmek ne kadar güzel.” seslenen kişi Fıratın Aile doktoru Kenan’dı. Sustu bir anda Hande. Şaşkın şaşkın bakıyordu. “Kenan abi, inanmıyorum senin ne işin var burada ?” halbuki düğüne davet edilmişti kenan, fakat acil bir hastası olduğu bahanesi ile düğüne gelemeyeceğini bildirmişti. “Acil bir hasta, mısır da” diye düşündü Fırat. “Hastalarım yakamı bırakmıyor Fırat bey, şu an mısır da olmamın sebebi de bu zaten” bu cevaptan pek bir şey anlamamıştı Fırat, “Nasıl yani?” der gibi baktı Kenan’a. “Müsadenizle sizi en güzel hastam ile tanıştırmak istiyorum Fırat bey” diyerek resepsiyon’da güzelliği ile herkesin dikkatini çeken kadını işaret etti.
- “Ağzının içine düşecektin az kalsın !!” sinirliydi Hande, Fırat ise sessiz bir şekilde güzel denizi korku dolu gözlerle seyrediyordu. Bir an Hande’ye dönüp “Meral’di ismi değil mi ?, Meral ?” diye sordu. “Bakıyorum da ismini ezberlemişsin canım !” çantasını bir kenara atmış ve sinirli bir halde banyonun yolunu tutmuştu Hande, ama hırsını alamamış halen banyodan Fırat’a bağırmaya devam ediyordu.
- “Canım, seni Fırat bey ve eşi Hande hanım’la tanıştırmak istiyorum.” Okuduğu dergiyi bir kenara bırakıp ayağa kalktı kadın, uzun sarı saçları ve sürmeli gözleri ile adeta afroditi çağrıştırıyordu. Güzelliği dikkat çekiciydi, ki Fırat, kadının güzelliğinden çok ismini duyduğun da dikkat kesilmişti. “Ben Meral, memnun oldum Fırat bey ve güzel eşi Hande”. “Merallll” diye sayıklamaya başladı içinden Fırat. Tekrar tekrar gözünün önüne geliyordu tanışma merasimi, böylesi bir tesadüf olamayacağını düşündü. Hande banyodan söylene söylene çıkmıştı. “Hande, başka bir yere gidelim mi ?” diye sordu Fırat. Şaşırmıştı Hande, kavga edeceklerini düşünürken böylesi bir soru beklemiyordu. Ki sorudan ziyade sanki Fırat çoktan kararını vermişti. “Neden ?” diye bildi sadece kısık bir sesle. Ne diyebilirdi ki Fırat, “Meral ismini rüyam da sayıkladım, şimdi karşıma çıktı, korkuyorum.” İnanırmıydı Hande ? “Beğenmedim burayı, pek içime sinmedi canım”. Hande, Fırat’a doğru yürümeye başladı ve beline sarıldı, Teninin kokusunu içine çekti. “Hep benim yüzümden, yok yere yüklendim aşkım’a, şimdi gitmek istiyor, sırf benim için” diye düşündü ve kendisini suçlu hissetti. Gözlerinin içine baktı “çok güzel vakit geçireceğiz aşkım, merak etme” dedi Hande ve sevişmeye başladılar.
- Uykusu çok ağır değil di Fırat’ın, kapının tıklatılmasını hemen işitti, gözü saat’e gitti “01:42 kim bu saatte?” dedi kendi kendine. Boxerını giydikten sonra kapıya doğru yöneldi. Kapıyı endişe ile açtı. Elinde bir şişe şarap ve 2 kadehle Meral duruyordu. “Fırat, canım sıkılıyor bir şeyler içelim mi ?” dediğin de gülümsemeye başladı Meral. Sarhoş olduğu her halinden belli oluyordu. Sarhoş olabilir di ama bu saatte burada ne işi var dı ? Neden şarabını Kenan’la içmiyor du ? Boş boş baktı yüzüne Meral’in. İçeri alsa Hande delirecek, Hayır de se belki de Meral sarhoşluğun etkisi ile bağıracak. “bir dakika” dedi kısık bir sesle. Kapıyı kapattı ve kıyafetlerini giyip hızlı bir şekilde odadan kendini dışarı attı. Meral’le birlikte havuz başına gitmeye karar verdiler. Cevaplardan korktuğu için hiç soru sormuyordu Fırat. Sadece Meral’i dinlemek istiyordu. Aslında dinlemekten ziyade amacı eşlik etmekti. Daha yeni Hande ile arası düzelmişti yeni bir sıkıntı yaşamak istemiyordu. Meral kahkahalar eşliğin de Kenan’la nasıl tanıştığını anlatıyor ve ardı sıra içmeye devam ediyordu. “Yeterince içmedin mi Meral ?, artık seni odana götüreyim istersen ?” diye sordu Fırat, “Sen beni sevmedin hemen kurtulmak istiyorsun, ne oldu sevgilin görür diye mi korkuyorsun yoksa ?” böylesi bir cevap beklemiyordu Fırat “hayır” diyebildi sadece. Gözgöze geldiler “Korkma, elimi tut, bu sevgilinin bizi son görüşü olacak.” Meral’in Artık iyice sarhoş olduğuna karar verdi Fırat ve Meral’in koluna girdi, bir an önce Meral’i odasına bırakmak ve bu zor durumdan kurtulmak istiyordu. 353 numaralı odanın kapısına geldiğin de kapının açık olduğunu fark etti Fırat, “Kenan abi uyandı” diye düşündü. Kapıyı yavaşça araladı, Meral neredeyse Fırat’ın omuzun da uyuya kalacaktı. Meral’i yatağına götürüp yatırdı. Fakat oda da Kenan yoktu. Balkon kapısının açık olduğunu fark etti. “Balkon da olabilir” diyerek oraya doğru yöneldi ama orada da yoktu Kenan. Tekrar odaya yöneldiğin de Meral’i yatakta oturur vaziyette buldu. “Ne arıyorsun canım ?” sarhoşluğundan eser yoktu Meral’in “Neden banyoya bakmıyorsun Fırat?” dedi Meral içten bir kahkaha atarak. İyiden iyiye korkmaya başlamıştı Fırat. Banyo’ya yöneldi ve hiç görmeyi istemediği o kötü tabloyla karşılaştı. Kenan yarı çıplaktı ve başı su dolu küvetin içindeydi. Korktu Fırat ama sesini çıkarmadı. Sessiz bir izleyişten sonra banyo kapısını kapattı, arkasını döndüğün de Meral oda da yoktu. Odanın kapısından nasıl çıktığını bile anlamadı hızlı adımlar ile kendi odasına doğru yöneldi kapı ardına kadar açıktı, hızlı bir şekilde odaya girdi. Hande ayakta yanında Meral vardı. Korku dolu gözlerle olan biteni seyrediyordu Fırat. “Yapma meral lütfen” Handenin gözleri kıpkırmızıydı “sana, bugün sevgilinin bizi son görüşü olacak demiştim canım” dedi ve tetiği çekti Meral. Olaylar o kadar hızlı gelişmişti ki ne, neden, niçin sorularını sormaya vakit bile olmamıştı. Hande’nin cansız bedeni yatağın üstüne düştü. Kanları tüm odanın duvarlarını kapladı. Geriye sadece Meral’in keskin kahkahası kaldı.
- Düğün beklenildiğinden çok daha kalabalıktı ve bir o kadar da eğlenceli geçiyordu. Herkes Fırat ve Hande çiftinin güzel ve mutlu bir hayatı olmasını umuyorlardı. Ki bu dilek için onlarca kez kadeh kaldırmışlardı. Fakat Fırat halen gördüğü rüyanın etkisindeydi. Ne gülebiliyor. Ne de düğüne gelen misafirleri gibi eğlenebiliyordu. Kalabalığın arasın da Aile doktoru Kenan Bey’i görmüştü. Yanına gitmeye karar verdi. “Kenan Abi, Hoş geldin, seni hiç beklemiyordum doğrusu, Avrupa da olacağını söylemiştin abi” şaşkınlığını gizleyemiyor du Fırat. Aslında Kenan Bey’de böylesi bir ilgi beklemiyordu. İkisi de şaşkın ifadelerle birbirlerini süzdüler. “Sormayın Fırat bey, aslında avrupa da olmam gerekiyordu fakat kızım Meral ikna etti beni, seni görmeden gitmek istemedik avrupaya.” , “MERAL mi ?!!!!”
YORUMLAR
Balayı başlamış, sevindim.
Heyecanlı başlangıç olmuş.
Bakalım ne gibi gelişmeler okuyacağız.
Teşekkürler.