sayın hulk_um aslında tabiki görsel medya çok önemli ama bahsettiğiniz konu her çocuğun gelişme aşamasında genellikle yaşadığı olgudur.hatırlayın bakalım bir hiçmi komşu çocuğuyla evcilik oynamadınız:))ya da doktorculuk:))bu tür olgular tv olsada olmasada çocuk gelişiminde yaşanır ve normaldir.çocuk merak eder.etmemesi anormaldir.öğrenme süreci içinde merak etmeyen,sormayan,gözlemeyen,gözlediğini uygulamaya çalışmayan çocukta bir anormallik var demektir.kaldı ki Türk ulusal kanallarında rütük sayesinde hiçte abartılı şeyler izlemiyoruz.izleyemiyoruz.kaldı ki normal aile yaşamında çocuğun sağlıklı bir pskoloji ile gelişe bilmesi için anne babanın öpüşmesinde birbirlerine dokunmasında(sevişme tarzında değil tabi)sevgi ifade eden sözler kullanmasında sakınca yoktur.ama tv de izlenen kavga,dövüş,korku ve gerilim filmleri gerçek anlamda tehlikeli olabilir.yeni bloğunuzun konusuda ilginçmiş şimdiden merak erttim:)))
Ben yorum yapmıştım sanırım '' Kadınlar neden duygusal; erkekler neden gaddar'' başlıklı yazınıza.Merakla bekliyorum ucu açık bıraktığınız o bloğunuzu.
Nasıl ki siz bir babaya sahipseniz, bende bir anneye sahibim ve annemle babam arasında hiç ayrım yapmadım, hele de bu kadar uçlarda bir bakış açısı ile...
Kimsenin burda kaleme bile almadığı 2 gün önceki ''babalar günü'' nü, yad etmek varken , hemen öncesi ve muhtemel sonrası blogunuzla erkekleri hedefe otutturmanızı ne size nede birbaşkasına hatta hiç bir kuşak kadınımıza yakıştıramam.
Ben mi neden '' babalar gününü ?'' kaleme almadım. Siz hiç doğumgününüzde; '' arkadaşlar buğün benim doğum günün, hadi çıkalım da bana hediye alın '' dediniz mi? :) Kadın blogcularımızdan beklerdim açıkcası , bir kaç cümle ilede olsa küçük bir paylaşım. Bu vesile ile; anneler gününden sonra, tüm baba ve baba adaylarının ''babalar günü'' nü de en kalbi dileklerimle kutluyorum.Ve özellikle özel günlere önem verdiğini söyleyen kadınlarımıza sitemlerimi gönderiyorum.
Ben önceki bloğunuzun başlığı yüzünden sizi ve yine cinsiyet ayrımcılığına çanak tutanları şiddetle kınıyor, et tırnaktan ayrılmaz diyorum.
Yukardaki paylaşıma gelince; haklılık payınız var ve ben bu konunun eksisine artısına girmeyeceğim.Çünkü beni bir cümleniz çok güldürdü.'' lütfen sevgililerinizi kuytu köşelerde ya da çocukların göremeyeceği yerlerde öpünüz.... '' :))) Oda sıcaklığında ve elbise dolabinda saklayınız, beklenmeyen bir etki görüldüğünde avukatınıza başvurunuz :) Sende haklısın sevgililer ilaç gibidir, kullandığın cümlede ilaç prospektüsü gibi olmuş :))
Bizde gençtik ,ama sokaklarda bırakın öpüşmeyi konuşmaya bile çekinir utanırdık.şimdi ki gençelrde utanma kalmamış.yanından geçiyoruz aileyiz çoluk çocuk umurları bile değil.ne kızların ne erkeklerin.vay halimize.buna sebeb ailelerde yetişmemi yoksa toplum mu çözemedim.
Çocukluğumda bugünkü gibi diziler yoktu, Perihan abla vardı, Bizimkiler vardı, hep ders veren, iyi insan olmayı öğreten, mesaj veren dizilerdi ama ben yine de evcilik oynarken, kızları sıkıştırırdım öpmek için. Nasıl olacak şimdi? İlkokul bir de platonik sevgilim vardı, keşke platonik olmasaydı da gidip söyleyebilsem, kuytuda da olsa öpebilseydim.
Öpüşmeyi, cinselliği bu kadar ayıp, yapılmaması gereken bir şey olarak sunar, bunu yapan çocukları gördüğümüzde ayıplarsak, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum değil, sapık, cinselliği tabu olarak gören, öpüşmenin çok ayıp, ahlaksızlık sayıldığı bir toplum olur çıkarız ki, öyleyiz.
Ayrıca, Beymen33'e [33 nedir allah aşkına, o nicki alırken hep 33 yaşında mı kalacağını zannediyordun :))] tüm çocukluğu boyunca, 5 vakit namaz kılmayı öğreniyorum kitabını okutmuş olsalar da, Perihan ablanın kardeşine, hep alıcı gözüyle baktığını biliyorum ben.
aslinda yazdim yazdim sildimmmm haklisiniz.. ancak tv nin olmadigi donemlerde sokaklarda serbestligin bunca kotu olmadigi donemlerdede vardi bu kizlar anneyi oglanlar babayi hep taklit eder kendine ornek secer bu boyle oncede bugunde yarinda olucak; evcilik oynarken veya cocuklari ayni cinsden dahi olsa odalarinda oynarken aman canim guzelcene oynuyolar dememeliyiz asla ,surekli gozumuz uzerlerinde olmali ve sorularini ayyyyy yavrum isim var sonra telefondayim gormuyormusun subu demek yerine en onemli herseyden onemlimiz olan evlatlarimizin sorularini dogru sekilde ve anliyacaklari sekilde anlatmaliyiz sadece kestirmeden degil sonuclarinida sebeplerinideki anliyabilsinler. cocuga ayip deniyor gunah deniyor peki ayibin gunahin ne anlama geldigini biliyormu o cocuk? adi ustunde cocuk .cocuklarin sorularina kacamak ustu kapali cevap verip basimizdan savarsak ergenlik veya yetiskin oldugunda sinifta kaldigimizi anlarizda zaman gecmis olur. rabbim hepimizin evlatlarini koruyup kollasin en guzel koruyucu ve ogretici odur.
gmsnn; 3. parağrafla çocukluk sırlarımı 7sinde neyse...33 ünde de odur diyerek afişe edene kadar, yorumunda gecen günlerde yaşamış olduğun acı dolu hastane günlerine parmak! bassaydın:)) Hem ben bizimkiler dizisindeki Ali'nin ablası ile ilgileniyordum:) Oda bana karşı boş değildi, bizim tv ekranının yalancısıyım :))
Şaka bir yana çok geçmiş olsun . Özellikle geçirdiğin operasyondaki manevi acı içimi burktu.::))
33.. yaşım değil; telafuz ederken dudakların aldığı şekille, kuytularda olması gerekeni değil, masum olan öpücüğü simgeliyor :))
Ne televizyonmuş, ne dizilermiş ha.
Önüne gelen, her olumsuzluğu buraya atfedip kırbaçlıyor.
"Hırsızın hiç suçu yok mu?" derler adama.:)
Televizyonun olmadığı zamanlarda da vardı o çocuk eylemleri.
hominem te memento ve gmsnn çok güzel açıklamış benim de düşündüklerimi.
Onlara ek olarak bir iki diyeceğim var bu konuda.
"Eşeğini dövemeyen semerini döver" demiş atalar.
Çocuk yetiştirmek zor iştir, incelik ister, özen ister; -verdiğiniz dizi örneğinden yola çıkarak derim ki- bir çocuk büyütüyorsanız öyle tv karşısına yayılıp her şeyi izleyemezsiniz. İzliyorsanız da "Kahrolsun bu diziler" demekle sadece kendinizi kandırırsınız.
İzleyebileceğiniz ya da tv izlemeden çocuğunuzla birlikte yapabileceğiniz yığınla alternatif var.
Çocuğu doğru büyüten tv dizileri değil bilinçli ana babalardır.
Dar kalıplara hapsolunmuşluk ve dar düşünce, sürekli birbirini besleyen bir garip döngüdür.
BEYMEN'E NOT: Bildiğim kadarıyla babalar günü henüz gelmedi, 17 Haziran'da kutlanacak sanırım.:)
Ben özellikle özel günleri, özellikle de bu anneler, babalar günlerini sevmesem de kutlu olsun deme nezaketini göstereyim şimdiden.:)
Her gün düzenli gazete okuyorum bende. Keşke o kadar şiddet kan gözyaşı tecavüz taciz haberleri yerine tüm haberler öpüşmek ve sarılmaktan ibaret olsaydı. Daha güzel olmaz mıydı? Kendi cocugunun başını bile okşamayı onu sevdiğini göstermeyi beceremeyen bir anlayışın bunu anlaması biraz zor elbette. Ahlaksızlık sayması da normal.Öpmek sarılmak sevgi ile ilgili bir şey. Sevginin gösterilmesi ifade edilmesi ile ilgili. Bence sarılan öpüşen ciftler yerine onlara bakış açımızı yargılamak daha dogru. İnsanın sevdiğini öpmesinden ona sarılmasından daha güzel daha doğru ne var ?
Çok özür dilerim. Gayet kibar bir şekilde uyarıldım. ''Babalar Günü'' ile ilgili sitemlerimi geri alıyorum. Babalar günü, haziran aynının 3. pazarıymış:)) Neyse en azından o güne blog sipariş etmiş oldum :)) Tekrar özür diliyorum.
vaaaayyyyybeeeeee,ilk defa görüyorum bu blogları,müthiş etkilendm
,one herbiri edebiyat derslerine konu olacak metinler öle,one kırk anlam içeren toparlamakta güçlük çektiğim devrik cümle klasikleri öle
,sizler benm yaşadığım topluma ait sıradan insanlarsanz eğer, artık ölsemde gam yemem
,,
! нσмιηєм тє мємєηтσ [12.06.12, 19:39 Salı]
sayın hulk_um aslında tabiki görsel medya çok önemli ama bahsettiğiniz konu her çocuğun gelişme aşamasında genellikle yaşadığı olgudur.hatırlayın bakalım bir hiçmi komşu çocuğuyla evcilik oynamadınız:))ya da doktorculuk:))bu tür olgular tv olsada olmasada çocuk gelişiminde yaşanır ve normaldir.çocuk merak eder.
CEVAP : Evet bizlerde küçükken oyunlar oynardık bahsi gecen oyun türlerinde hatırlatmak istediğim şu ...siz ne kadar ileri gittiniz ? Hangi yaşta iken ? peki ya şimdikiler ...şimdiki yakın sahneler ? haydi bizde dizilerde ki gibi film yapalım mı onlar şöyle yapıyor dediniz mi ?
Düşüncelerinizi eski ile yeniyi ayırt ederek sentez yapmanızı rica eder biraz daha geniş geçmiş ve bugünü ayırt ederek ve ona göre tekrar düşünmenizi öneririm...
Sadece hatırlatma olarak yazıyorum... daha önceki yıllarda sokakta en fazla (o da kuytu köşede ) kaç tane çocuk çift görüyordunuz ? Şimdi bunlara bu cesaret kimlerden geldi ?
Anne ve babalar ne zaman çocuklarını yetiştirmek için zaman harcadı çaba gösterdi.
Sevgili büyüklerimiz artık ne zaman silkelenecek ? Ne zaman bilinçlenecek....
Her dizide öpüşme sahnesi.... bunlar masumluk değildir....Anlamaz küçüktür.... demeyin ...LÜTFEN...
Ben küçükken tutti frutti vardı, izliyoduk da büyükler uyuyunca. Sonra başka şeyler de izliyoduk ama hiç gidipte aynısını tekrar etmiyordum.İçinde olacak insanın içinde. Herşeye rağmen bakın ne kadar düzgün, örnek alınası biri oldum çıktım.Mükemmel hayat felsefeme ve çözümleyici kişiliğime girmiyorum bile.
Öpüşmeye ben de karşıyım aslında, gerek çocuklar gerek yetişkinler için son derece gereksiz bir eylem. Hijyen değil bir kere. Yasaklansın bence. Hatta üreme de çeşitli merkezlerde bilim adamları kontrolünde bilimsel yöntemler yoluyla yapılsın. Kadınlar erkeklerle aynı ortamlarda yaşamasın. Yaşayınca görüyoruz işte milletin ahlakı bozuluyor.
Bakın mesela haremlik selamlık toplumlarına, gizli eşcinsel ilişkileriyle, farklı türlerle ve hayvanlarla olan münasebetleriyle, pedofiliye kadar uzanan garip eğilimleriyle ne kadar ahlaklı bir profil sergiliyorlar.
çocukları, çocuklardan koruyana kadar onları yetişkinlerden koruyun önce.
Büyükler yeterince büyük laf etmişler. Ben başka boyutuna dikkat çekmeye çalışayım. Evinizde yaşı önemli değil çocuk varsa ve siz 5 dakikadan uzun süre sessizliğini farkettiyseniz mutlaka ne yapıyor diye uzaktan bakın derim.
Genellikle depresyondakilerin etrafta insan yokken ve kimse onlara yardım edemeyecekken denedikleri gibi. Çocuklarda büyükler derin sohbetlere, dizilere, misafir ağırlamaya yada dikkatlerini yoğun bir konuya verdiklerinde denemeler yaparlar.
Denemeler o kadar farklıdırki siz bile şaşırır kalırsınız. Babasının elbise dolabında ateş yakanlar(babası takım elbise giyince işe gittiği için), kendi yatağını yorganın altına kağıt doldurarak yakanlar (yatağını beğendiği yatakla değiştirmek için), yemeği ateşe koyup uykuya yatanlar(sevmediği yemeği yakmak için bitince yemeyecek ya ), annesinin ebliselerini kesenler (sanırım yine işe gitmesin diye), kardeşinin oyuncaklarını yada elbiselerini yakanlar ( annesini ve kardeşini kıskandığı için) örnekler uzayıp gidiyor. Mantığını sadece çocukla konuşunca öğreniyorsunuz.
Diğer taraftan 4 yada 5 yaşında bir çocuk birden bire konuşmamaya başlıyor. Doktorlar bir sebep göremiyor. Çocuk psikoloğa götürülüyor. Uzun süre terapi alıyor. Çocuğa aile resimleri çizdiriliyor. Tüm resimlerde kardeşleri ve kendisi var. Anne ve babası sorulduğunda üç aydan uzun süre resim çizmiyor. Yavaş yavaş farklı konular verilerek resimler çizdiriliyor ( oyun terapisi ile). En son çizdiği resimde anne babasını çiziyor (bu süre bir yılı aşıyor).
Psikolog aileye çocuğun büyük bir suçluluk duygusu ve bir sırrı ağzından kaçırmak korkusu ile konuşmadığını bunu bilerek yapmadığını belirtiyor. Çünkü çocuk anne ve babasını farklı ve ayıp söylenen bir durumda görmüş. Başkalarının yanında konuşurum diye korkudan yada belki utandığı için susmayı denemiş.
Çocuklar asla anne baba ile aynı yatakta olmamalı. Özellikle cinsellik takıntılarının olduğu 3 yaş sonrası odaları ayrılmalı.
Yeğenim makyaj malzemelerine çok meraklı olduğu için ona makyaj yaptık ve nasıl yapacağınıda öğrettik(sanırım kreşe gittiği ilk yıl idi). Kesin sınırlar çizseydik her gün bizim malzemeleri gizli kullanacak ve daha kötü alışkanlıklar edinecekti. Zaten o merak ve ilgisi bir kaç ay sürdü. Hatta palyaço gibi boyanmaması için telkinlerim bile olmuştu. Aşırı kaçmasını önlemek için şöyle etrafına bir bak hiç bir doğal renk aşırı göze batmaz. Önemli olan makyaj yaptığın halde senin doğal halinmiş gibi durması demiştim. Artık makyaj yaptığında düzeltme yaparak fazlasını alıyor ))) Yanlız bu tarz her durum için geçerli olamaz.
Her merak ettiğini denerse ve yapmaya çalıştığında engel olunmazsa sanırım durum değişir. Gündem ve paylaşım için teşekkürler.
YORUMLAR
Ben yorum yapmıştım sanırım '' Kadınlar neden duygusal; erkekler neden gaddar'' başlıklı yazınıza.Merakla bekliyorum ucu açık bıraktığınız o bloğunuzu.
Nasıl ki siz bir babaya sahipseniz, bende bir anneye sahibim ve annemle babam arasında hiç ayrım yapmadım, hele de bu kadar uçlarda bir bakış açısı ile...
Kimsenin burda kaleme bile almadığı 2 gün önceki ''babalar günü'' nü, yad etmek varken , hemen öncesi ve muhtemel sonrası blogunuzla erkekleri hedefe otutturmanızı ne size nede birbaşkasına hatta hiç bir kuşak kadınımıza yakıştıramam.
Ben mi neden '' babalar gününü ?'' kaleme almadım. Siz hiç doğumgününüzde; '' arkadaşlar buğün benim doğum günün, hadi çıkalım da bana hediye alın '' dediniz mi? :) Kadın blogcularımızdan beklerdim açıkcası , bir kaç cümle ilede olsa küçük bir paylaşım. Bu vesile ile; anneler gününden sonra, tüm baba ve baba adaylarının ''babalar günü'' nü de en kalbi dileklerimle kutluyorum.Ve özellikle özel günlere önem verdiğini söyleyen kadınlarımıza sitemlerimi gönderiyorum.
Ben önceki bloğunuzun başlığı yüzünden sizi ve yine cinsiyet ayrımcılığına çanak tutanları şiddetle kınıyor, et tırnaktan ayrılmaz diyorum.
Yukardaki paylaşıma gelince; haklılık payınız var ve ben bu konunun eksisine artısına girmeyeceğim.Çünkü beni bir cümleniz çok güldürdü.'' lütfen sevgililerinizi kuytu köşelerde ya da çocukların göremeyeceği yerlerde öpünüz.... '' :))) Oda sıcaklığında ve elbise dolabinda saklayınız, beklenmeyen bir etki görüldüğünde avukatınıza başvurunuz :) Sende haklısın sevgililer ilaç gibidir, kullandığın cümlede ilaç prospektüsü gibi olmuş :))
gmsnn; 3. parağrafla çocukluk sırlarımı 7sinde neyse...33 ünde de odur diyerek afişe edene kadar, yorumunda gecen günlerde yaşamış olduğun acı dolu hastane günlerine parmak! bassaydın:)) Hem ben bizimkiler dizisindeki Ali'nin ablası ile ilgileniyordum:) Oda bana karşı boş değildi, bizim tv ekranının yalancısıyım :))
Şaka bir yana çok geçmiş olsun . Özellikle geçirdiğin operasyondaki manevi acı içimi burktu.::))
33.. yaşım değil; telafuz ederken dudakların aldığı şekille, kuytularda olması gerekeni değil, masum olan öpücüğü simgeliyor :))
Önüne gelen, her olumsuzluğu buraya atfedip kırbaçlıyor.
"Hırsızın hiç suçu yok mu?" derler adama.:)
Televizyonun olmadığı zamanlarda da vardı o çocuk eylemleri.
hominem te memento ve gmsnn çok güzel açıklamış benim de düşündüklerimi.
Onlara ek olarak bir iki diyeceğim var bu konuda.
"Eşeğini dövemeyen semerini döver" demiş atalar.
Çocuk yetiştirmek zor iştir, incelik ister, özen ister; -verdiğiniz dizi örneğinden yola çıkarak derim ki- bir çocuk büyütüyorsanız öyle tv karşısına yayılıp her şeyi izleyemezsiniz. İzliyorsanız da "Kahrolsun bu diziler" demekle sadece kendinizi kandırırsınız.
İzleyebileceğiniz ya da tv izlemeden çocuğunuzla birlikte yapabileceğiniz yığınla alternatif var.
Çocuğu doğru büyüten tv dizileri değil bilinçli ana babalardır.
Dar kalıplara hapsolunmuşluk ve dar düşünce, sürekli birbirini besleyen bir garip döngüdür.
BEYMEN'E NOT: Bildiğim kadarıyla babalar günü henüz gelmedi, 17 Haziran'da kutlanacak sanırım.:)
Ben özellikle özel günleri, özellikle de bu anneler, babalar günlerini sevmesem de kutlu olsun deme nezaketini göstereyim şimdiden.:)
Çok özür dilerim. Gayet kibar bir şekilde uyarıldım. ''Babalar Günü'' ile ilgili sitemlerimi geri alıyorum. Babalar günü, haziran aynının 3. pazarıymış:)) Neyse en azından o güne blog sipariş etmiş oldum :)) Tekrar özür diliyorum.
vaaaayyyyybeeeeee,ilk defa görüyorum bu blogları,müthiş etkilendm
,one herbiri edebiyat derslerine konu olacak metinler öle,one kırk anlam içeren toparlamakta güçlük çektiğim devrik cümle klasikleri öle
,sizler benm yaşadığım topluma ait sıradan insanlarsanz eğer, artık ölsemde gam yemem
,,
CEVAP : Evet bizlerde küçükken oyunlar oynardık bahsi gecen oyun türlerinde hatırlatmak istediğim şu ...siz ne kadar ileri gittiniz ? Hangi yaşta iken ? peki ya şimdikiler ...şimdiki yakın sahneler ? haydi bizde dizilerde ki gibi film yapalım mı onlar şöyle yapıyor dediniz mi ?
Düşüncelerinizi eski ile yeniyi ayırt ederek sentez yapmanızı rica eder biraz daha geniş geçmiş ve bugünü ayırt ederek ve ona göre tekrar düşünmenizi öneririm...
Sadece hatırlatma olarak yazıyorum... daha önceki yıllarda sokakta en fazla (o da kuytu köşede ) kaç tane çocuk çift görüyordunuz ? Şimdi bunlara bu cesaret kimlerden geldi ?
Anne ve babalar ne zaman çocuklarını yetiştirmek için zaman harcadı çaba gösterdi.
Sevgili büyüklerimiz artık ne zaman silkelenecek ? Ne zaman bilinçlenecek....
Her dizide öpüşme sahnesi.... bunlar masumluk değildir....Anlamaz küçüktür.... demeyin ...LÜTFEN...
Öpüşmeye ben de karşıyım aslında, gerek çocuklar gerek yetişkinler için son derece gereksiz bir eylem. Hijyen değil bir kere. Yasaklansın bence. Hatta üreme de çeşitli merkezlerde bilim adamları kontrolünde bilimsel yöntemler yoluyla yapılsın. Kadınlar erkeklerle aynı ortamlarda yaşamasın. Yaşayınca görüyoruz işte milletin ahlakı bozuluyor.
Bakın mesela haremlik selamlık toplumlarına, gizli eşcinsel ilişkileriyle, farklı türlerle ve hayvanlarla olan münasebetleriyle, pedofiliye kadar uzanan garip eğilimleriyle ne kadar ahlaklı bir profil sergiliyorlar.
çocukları, çocuklardan koruyana kadar onları yetişkinlerden koruyun önce.
Büyükler yeterince büyük laf etmişler. Ben başka boyutuna dikkat çekmeye çalışayım. Evinizde yaşı önemli değil çocuk varsa ve siz 5 dakikadan uzun süre sessizliğini farkettiyseniz mutlaka ne yapıyor diye uzaktan bakın derim.
Genellikle depresyondakilerin etrafta insan yokken ve kimse onlara yardım edemeyecekken denedikleri gibi. Çocuklarda büyükler derin sohbetlere, dizilere, misafir ağırlamaya yada dikkatlerini yoğun bir konuya verdiklerinde denemeler yaparlar.
Denemeler o kadar farklıdırki siz bile şaşırır kalırsınız. Babasının elbise dolabında ateş yakanlar(babası takım elbise giyince işe gittiği için), kendi yatağını yorganın altına kağıt doldurarak yakanlar (yatağını beğendiği yatakla değiştirmek için), yemeği ateşe koyup uykuya yatanlar(sevmediği yemeği yakmak için bitince yemeyecek ya ), annesinin ebliselerini kesenler (sanırım yine işe gitmesin diye), kardeşinin oyuncaklarını yada elbiselerini yakanlar ( annesini ve kardeşini kıskandığı için) örnekler uzayıp gidiyor. Mantığını sadece çocukla konuşunca öğreniyorsunuz.
Diğer taraftan 4 yada 5 yaşında bir çocuk birden bire konuşmamaya başlıyor. Doktorlar bir sebep göremiyor. Çocuk psikoloğa götürülüyor. Uzun süre terapi alıyor. Çocuğa aile resimleri çizdiriliyor. Tüm resimlerde kardeşleri ve kendisi var. Anne ve babası sorulduğunda üç aydan uzun süre resim çizmiyor. Yavaş yavaş farklı konular verilerek resimler çizdiriliyor ( oyun terapisi ile). En son çizdiği resimde anne babasını çiziyor (bu süre bir yılı aşıyor).
Psikolog aileye çocuğun büyük bir suçluluk duygusu ve bir sırrı ağzından kaçırmak korkusu ile konuşmadığını bunu bilerek yapmadığını belirtiyor. Çünkü çocuk anne ve babasını farklı ve ayıp söylenen bir durumda görmüş. Başkalarının yanında konuşurum diye korkudan yada belki utandığı için susmayı denemiş.
Çocuklar asla anne baba ile aynı yatakta olmamalı. Özellikle cinsellik takıntılarının olduğu 3 yaş sonrası odaları ayrılmalı.
Yeğenim makyaj malzemelerine çok meraklı olduğu için ona makyaj yaptık ve nasıl yapacağınıda öğrettik(sanırım kreşe gittiği ilk yıl idi). Kesin sınırlar çizseydik her gün bizim malzemeleri gizli kullanacak ve daha kötü alışkanlıklar edinecekti. Zaten o merak ve ilgisi bir kaç ay sürdü. Hatta palyaço gibi boyanmaması için telkinlerim bile olmuştu. Aşırı kaçmasını önlemek için şöyle etrafına bir bak hiç bir doğal renk aşırı göze batmaz. Önemli olan makyaj yaptığın halde senin doğal halinmiş gibi durması demiştim. Artık makyaj yaptığında düzeltme yaparak fazlasını alıyor ))) Yanlız bu tarz her durum için geçerli olamaz.
Her merak ettiğini denerse ve yapmaya çalıştığında engel olunmazsa sanırım durum değişir. Gündem ve paylaşım için teşekkürler.