Merak etmeyin yakında organik ürün diye bir şey kalmayacak tozlaşma vs ile. Adalet yerini bulacak bulacak da kimin umurunda sanki?
Bu hassas ekolojik konudan yola çıkarak ben de bir konuya değinmek istiyorum.
BİLİNÇSİZ KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER
Evet maalesef ki ota boka antibiyotik kullanımı nedeniyle bir sürü bakteriyi dirençli hale getiriyoruz. Alınan antibiyotikler vücuttan atıldığında yok olmuyorlar kanalizasyona karışarak bir çok bakteriye ulaşıp onların evrim geçirip süper bakteri olmalarını sağlıyorlar. Sonra da vay efenim biyolojik silah bilmem ne zırvalıkları başlıyor.tamam onlar da var olabilir ama esas silah biziz. Mesela gereğinden fazla temizlik, titizlik süpersonic hijyen sağlayıcılar vs.
nedemişler "öldüremediğin şeyi güçlendirirsin"
Duyarlılığınıza sağlık...
GDO lu gıdalara izin verilirken denetlemenin zor olacağı düşünülmedimi? Yo düşünüldü bilerek önderlik edildi. Bir kaç tane firmaya getirisi için milletin sağlığı önemlimi.
GDO lu her besin sadece insana değil hayvanlarada kötü etki ediyor. Bu besinlerle beslenen yenilen hayvanlar GDO lu besin oluyor ve sofralarımıza et, süt, yumurta... olarak giriyor.
GDO lu besinlerin insanlara zararları ortalama bir insan ömrü kadar süre sonra ortaya çıkacak. Tabi o zamana kadar ucubelere dönmüş bir hal almamızda mümkün.
Konu uzun yorumu uzatmadan kısa bir örnek vereyim: İneklerde süt verimini artırmak için düşük önleyici hormon veren uyanık art niyetliler var. Kontrolsüz satılan bu ilaçların sütü artırdığını öğrenmişler normal hayvana içiriyorlar.
Süt-ürününü tüketen hamile bir kadınsa; doğacak bebeklerin ilk 20 yılda cinsel organ kanseri riski yüksek, bu çocuklarda cinsiyet kromozomlarının yanlış dizilimi mümkün(erkek görünümlü kız, kız görünümlü erkek, kısırlık ihtimali çok yüksek), ilk 20 yıl başka organ kanserlerine yakalanma oranlarıda yüksek.
Süt-ürününü tüketen annede kanser riski ile karşı karşıya.
Süt- ürününü tüketen erkekte kadınsı meme büyümesi, üreme organ kanseri ve diğer organ kanserleri riski oldukça yüksek.
GDO lu besinlerin büyük çoğunluğu hormonal aktiviteyi ve savunma sistemini kötü etkiliyor. Özellikle çocuklarda infertilite riskini artırıyor. Sizin örnekteki çocuk erken pubertaya girmese bile zorunlu olarak baskılayıcı hormon almak zorunda.
Üç çocuk doğurmanın ne anlamı var kısır olacaklarsa ))) Gülüyorum ama sinirden...
Konuya dikkat çektiğiniz için teşekkürler. İletişim araçlarında bu konulara pek yer verilmiyor. Magazinlerin reytingi daha yüksek. Çünkü halk duyarsız.
Şehitlerimize ALLAH'tan rahmet diliyorum. "Dadandırma darı gelin dadanırda yine gelir" Sözündeki gibi birilerini el üstünde tuttuğumuz sürece daha çok şehit vereceğiz... Malesef...
Evet çok doğru söylediniz...
Tozlaşma yolu ile malesefki kendimiz bile organik ürünler yetiştiremiyoruz... Organik olan ürünlerin pazarlarda satışı dahi yasaklanmış... Öğrendiğim kadarı ile en fazla GDO'lu ürünlerin satış yoğunluğu Türkiye'mizde olması da ayrı bir üzüntü verici olaydır.
Oysa diğer ülkeler kendi pazarlarına üretim yerlerine vs. GDO ürünleri sokmamaktadır...
Vicdanın önüne paranın geçmesi insanlığın tamamen öldüğünü hatta mezarda çürüdüğünü göstermektedir....
Paraların içinde boğulmalarını dilerim...
konuyla ilgili aslında çok konuşmaya gerek yok..üretim gıdalarından mümkün olduğu kadar uzak durabilmek sağlığımız ve sağlıklı çocuklar yetiştirebilmek için şart..ama nasıl ve nereye kadar durabiliriz onuda bilmiyorum..hele bilge güneş'in yorumuna katılmamak mümkün değil.en azından bu konuda daha dikkatli olabiliriz.
Duyarlılığınızı taktirle karşılıyorum.Ve hatta alkışlıyorum.Emeğinize gölge düşürmek yada eleştirme amacı güdmeksizin bir konunun altını çizmek istiyorum.
Gdo kapsamlı ve kendi içinde çeşitlilik barındıran bir konu.Beslenme konusundaki hassasiyetimi beni tanıyanlar bilir.Esasen Akdenizli olmama rağmen ,Ege mutfağını esas olarak benimsemiş olmam, kendi yol haritam içinde zamanla yukardaki GDO konusu üstüne beni düşünmeye ve meraklı sorular sormaya yöneltti. önce ideolojik, sonrasında ekonomik nedenlerle dayatıldığını zaten biliyorum bu ayrı konu.
GDO' nun çeşitliliğinden bahsetmiştim.Bir örneğini paylaşayım. Karpuz gelişimini 2 ayda tamamlıyorsa, kabak 20 günde tamamlar.Kar payını arttırmak ve zamandan kazanmak için napıyor üretici? Öncelikle kabağı ve karpuzu dikiyor.. ve meyve dönemine yakın karpuzların uzamış budaklarını kesip,kestikleri kök halindeki kabakların uzantılarına çok basit bir işlemle, hatta bildiğimiz çamaşır mandalı ile tutturmak suretiyle aşılamış oluyor.Ve 2 ayda olgunlaşması gereken karpuz,kökü kabak olduğu için kendini kabak zannedip 20 günde olgunlaşıyor:) İşte ilaç bile kullanmadan soframıza gelen ve genetiği ile oynanmış besin.Gdo kapsamında ve kanserojen maddeler içeriyor.
Asıl konuya gelince; Gdo'lu ürünlerin kanserojen ve zararlı yönlerinin varlğına dikkat çekiliyor.Ama çok balık yiyen bir insanın süzgeçleri çıkmıyorsa , yada çok yumurta yiyenler gıdaklamıyorsa, bir dizi işlemle erken olgunlaştırılmış gıdaları tüketmekte insanları erken olgunlaştırmaz yada ergen yapmaz kanaatindeyim. Ozaman yukardaki verdiğim aşı örneğinde, yaşlı kabak köküne genç karpuz fidanını aşılayarak elde edilen karpuzu yemek yaşlı insan cildini gençleştirir sonucu çıkması gerekirdi.Bu nedenle verdiğiniz örneği bilimsel bulmamakla birlikte, hastalığın nedenleri üzerine tartışacak bilgiyede sahip olmadığımın altını çizmek isterim.
En az tarım ilaçları kadar genetiğiyle oynanmış gıdalarında denetlenmesi ve Tarım Bakanlığının gözetiminde sağlıklı koşullarda yetiştirilmesi önce insan diyebilmenin gereğidir.
Emeğine sağlık.Duyarlılık; bağış yapmak gibidir ve bu bağışın makbuzu yoktur. Kimlere , ne zaman ulaşacağını bilmeden, bu bağışları yapmak; zengin gönüllere hastır.Kalemindeki cömertliğinin yüreğinden geldiğine inanıyorum.
beymen33
CEVAP: Malesefki bilimsel olarak kanıtlanmıştır söylediklerim ve malesefki hormon bozukluğuna yol açan GDO'nun gelişmekte olan bir bebeği etkilemesi de normaldir.. Erken yaşta vücudunun bir kadına dönüşmesini görmekte bir anne ve babaya verdiği acıyı ancak yaşayan bilir... Amacım bir nebze de olsa bilinçlendirmek
'' Çocuğum kilolu ,ama sevimlide '' diyen anneler ve babalara sadece küçük bir uyarıdır...
Ergenliğin son evresi regl dir. Bu evreden sonra yapılacak hiçbir şey olmayıp,5 yaşındaki çocuğunuzu malesef ki 17 yaşında bir çocugun duyguları ile hareket ettiğini görmeniz de normal olacaktır... Yani çocukların bu güzel yıllarını dahi görmek mümkün olmayacaktır....
Bu dönemde;
1.Evre çocukta vücudunda tüylenmelerin olması (genelde bu sebeble doktora götürülmez)
2.Evre vücunda meme büyümesi
3.Evre hemen ardından regl olması'dır
Bu evreleri yaşayan 6 yaşında bir çocuk ve bunları yaşarken anlamayan bir aile ....
Balık baştan kokarmış,bu iş bizlerin bir kaç ürünü almamamız ile çözümlenecek bir olay değildir.Hangisini almıyalım,MISIR mı,pirinç mi,badem mi,ceviz mi?Tavuk veya kırmızı etmi yemiyelim.Unlar öyle,ekmekler lastik gibi ,Ballar ,sucuklar ,sütler,yoğurtlar......... Allah aşkına yenecek ne kaldı geriye söyler misiniz? Yabancı ülkelerin geriye gönderdikleri armutları biz yemezsek kimler yiyecek.Bir gecede kızaran çilekleri,et gibi kirazları.Saydıkça tansiyonum yükseliyor.Gemilerle gelen angusları .Yapmayın ya insaf vallahi insaf .
etrafimiz kanser iceren risklerle dolu bunlarda eklendi ohhh omur yasi git gide kisaliyo okuyunca ne geldi aklima rahmetli babannem bahce ekerken genc gelinler kizlar evlenirken bahce isi yapmam sarti kosmuslardi tabi herkes degil koyde yasayim ekmiyenmi vardi, tabi benim zamanimda sonra babannem demistiki okucagim diye tirnaklari kirilcak diye topraga deymiyo elleri vah vahhhhhhhhhh manavdan alin gidinde sen ekme ben ekmim kim ekcek manava kim getircek:D pazara kim getircek ciftci milletin efendisidir herkes armut pis agzima dus diyoda kim pisircek , eskiden kose bucak bos yer kalmazdi suraya bak butun bahceler bos orman olmus bag olacagina dag olmus diye hayiflanirdi rahmetli.erkeklerimiz iste bayanlarimiz bahcelerdeydi eskiden tabi bu koy hanimlari icin diyorum. simdi ise yumurtayida, sutude, sebzesinide,meyvesinide, herseyi marketten aliyoruz eeeeeeeee:) kusura bakmayin gulmemin sebebi rahmetli babannemin genc kiz ve gelinlere hem ekip hem soylenirkenki hali geldi gozumun onune siz anca naylon kari olursunuz diye soylemleri allahim daha neler neler.neyse dalga gectigimi dusunceniz ama sinirimden guluyorum ne varsa eskilerde varmis derlerdide bir kulagimizdan cgirip digerinden cikardi heh simdi geldi zamani iste.eski yiyeceklerinde, sevgininde, saygininda, guvenli yasamaninda, saglikli beslenmeninde, herseyin hakikatinin arar olduk herseyin sahtesiyle avunur olduk:((( offffffffff rabbim muhafaza etsin insallahhh cumlemizi . insana degilde paraya tapan insan hayatiyla oynuyanlarinda yanlarina kar kalmasin.
evet arkadaşlar malesef yenecek pek birşey kalmadı.gelecek nesil için gerçekten bu olaylar dahada korkutucu boyutlarda olacaktır
YORUMLAR
Bu hassas ekolojik konudan yola çıkarak ben de bir konuya değinmek istiyorum.
BİLİNÇSİZ KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER
Evet maalesef ki ota boka antibiyotik kullanımı nedeniyle bir sürü bakteriyi dirençli hale getiriyoruz. Alınan antibiyotikler vücuttan atıldığında yok olmuyorlar kanalizasyona karışarak bir çok bakteriye ulaşıp onların evrim geçirip süper bakteri olmalarını sağlıyorlar. Sonra da vay efenim biyolojik silah bilmem ne zırvalıkları başlıyor.tamam onlar da var olabilir ama esas silah biziz. Mesela gereğinden fazla temizlik, titizlik süpersonic hijyen sağlayıcılar vs.
nedemişler "öldüremediğin şeyi güçlendirirsin"
Duyarlılığınıza sağlık...
GDO lu gıdalara izin verilirken denetlemenin zor olacağı düşünülmedimi? Yo düşünüldü bilerek önderlik edildi. Bir kaç tane firmaya getirisi için milletin sağlığı önemlimi.
GDO lu her besin sadece insana değil hayvanlarada kötü etki ediyor. Bu besinlerle beslenen yenilen hayvanlar GDO lu besin oluyor ve sofralarımıza et, süt, yumurta... olarak giriyor.
GDO lu besinlerin insanlara zararları ortalama bir insan ömrü kadar süre sonra ortaya çıkacak. Tabi o zamana kadar ucubelere dönmüş bir hal almamızda mümkün.
Konu uzun yorumu uzatmadan kısa bir örnek vereyim: İneklerde süt verimini artırmak için düşük önleyici hormon veren uyanık art niyetliler var. Kontrolsüz satılan bu ilaçların sütü artırdığını öğrenmişler normal hayvana içiriyorlar.
Süt-ürününü tüketen hamile bir kadınsa; doğacak bebeklerin ilk 20 yılda cinsel organ kanseri riski yüksek, bu çocuklarda cinsiyet kromozomlarının yanlış dizilimi mümkün(erkek görünümlü kız, kız görünümlü erkek, kısırlık ihtimali çok yüksek), ilk 20 yıl başka organ kanserlerine yakalanma oranlarıda yüksek.
Süt-ürününü tüketen annede kanser riski ile karşı karşıya.
Süt- ürününü tüketen erkekte kadınsı meme büyümesi, üreme organ kanseri ve diğer organ kanserleri riski oldukça yüksek.
GDO lu besinlerin büyük çoğunluğu hormonal aktiviteyi ve savunma sistemini kötü etkiliyor. Özellikle çocuklarda infertilite riskini artırıyor. Sizin örnekteki çocuk erken pubertaya girmese bile zorunlu olarak baskılayıcı hormon almak zorunda.
Üç çocuk doğurmanın ne anlamı var kısır olacaklarsa ))) Gülüyorum ama sinirden...
Konuya dikkat çektiğiniz için teşekkürler. İletişim araçlarında bu konulara pek yer verilmiyor. Magazinlerin reytingi daha yüksek. Çünkü halk duyarsız.
Şehitlerimize ALLAH'tan rahmet diliyorum. "Dadandırma darı gelin dadanırda yine gelir" Sözündeki gibi birilerini el üstünde tuttuğumuz sürece daha çok şehit vereceğiz... Malesef...
Evet çok doğru söylediniz...
Tozlaşma yolu ile malesefki kendimiz bile organik ürünler yetiştiremiyoruz... Organik olan ürünlerin pazarlarda satışı dahi yasaklanmış... Öğrendiğim kadarı ile en fazla GDO'lu ürünlerin satış yoğunluğu Türkiye'mizde olması da ayrı bir üzüntü verici olaydır.
Oysa diğer ülkeler kendi pazarlarına üretim yerlerine vs. GDO ürünleri sokmamaktadır...
Vicdanın önüne paranın geçmesi insanlığın tamamen öldüğünü hatta mezarda çürüdüğünü göstermektedir....
Paraların içinde boğulmalarını dilerim...
Duyarlılığınızı taktirle karşılıyorum.Ve hatta alkışlıyorum.Emeğinize gölge düşürmek yada eleştirme amacı güdmeksizin bir konunun altını çizmek istiyorum.
Gdo kapsamlı ve kendi içinde çeşitlilik barındıran bir konu.Beslenme konusundaki hassasiyetimi beni tanıyanlar bilir.Esasen Akdenizli olmama rağmen ,Ege mutfağını esas olarak benimsemiş olmam, kendi yol haritam içinde zamanla yukardaki GDO konusu üstüne beni düşünmeye ve meraklı sorular sormaya yöneltti. önce ideolojik, sonrasında ekonomik nedenlerle dayatıldığını zaten biliyorum bu ayrı konu.
GDO' nun çeşitliliğinden bahsetmiştim.Bir örneğini paylaşayım. Karpuz gelişimini 2 ayda tamamlıyorsa, kabak 20 günde tamamlar.Kar payını arttırmak ve zamandan kazanmak için napıyor üretici? Öncelikle kabağı ve karpuzu dikiyor.. ve meyve dönemine yakın karpuzların uzamış budaklarını kesip,kestikleri kök halindeki kabakların uzantılarına çok basit bir işlemle, hatta bildiğimiz çamaşır mandalı ile tutturmak suretiyle aşılamış oluyor.Ve 2 ayda olgunlaşması gereken karpuz,kökü kabak olduğu için kendini kabak zannedip 20 günde olgunlaşıyor:) İşte ilaç bile kullanmadan soframıza gelen ve genetiği ile oynanmış besin.Gdo kapsamında ve kanserojen maddeler içeriyor.
Asıl konuya gelince; Gdo'lu ürünlerin kanserojen ve zararlı yönlerinin varlğına dikkat çekiliyor.Ama çok balık yiyen bir insanın süzgeçleri çıkmıyorsa , yada çok yumurta yiyenler gıdaklamıyorsa, bir dizi işlemle erken olgunlaştırılmış gıdaları tüketmekte insanları erken olgunlaştırmaz yada ergen yapmaz kanaatindeyim. Ozaman yukardaki verdiğim aşı örneğinde, yaşlı kabak köküne genç karpuz fidanını aşılayarak elde edilen karpuzu yemek yaşlı insan cildini gençleştirir sonucu çıkması gerekirdi.Bu nedenle verdiğiniz örneği bilimsel bulmamakla birlikte, hastalığın nedenleri üzerine tartışacak bilgiyede sahip olmadığımın altını çizmek isterim.
En az tarım ilaçları kadar genetiğiyle oynanmış gıdalarında denetlenmesi ve Tarım Bakanlığının gözetiminde sağlıklı koşullarda yetiştirilmesi önce insan diyebilmenin gereğidir.
Emeğine sağlık.Duyarlılık; bağış yapmak gibidir ve bu bağışın makbuzu yoktur. Kimlere , ne zaman ulaşacağını bilmeden, bu bağışları yapmak; zengin gönüllere hastır.Kalemindeki cömertliğinin yüreğinden geldiğine inanıyorum.
beymen33
CEVAP: Malesefki bilimsel olarak kanıtlanmıştır söylediklerim ve malesefki hormon bozukluğuna yol açan GDO'nun gelişmekte olan bir bebeği etkilemesi de normaldir.. Erken yaşta vücudunun bir kadına dönüşmesini görmekte bir anne ve babaya verdiği acıyı ancak yaşayan bilir... Amacım bir nebze de olsa bilinçlendirmek
'' Çocuğum kilolu ,ama sevimlide '' diyen anneler ve babalara sadece küçük bir uyarıdır...
Ergenliğin son evresi regl dir. Bu evreden sonra yapılacak hiçbir şey olmayıp,5 yaşındaki çocuğunuzu malesef ki 17 yaşında bir çocugun duyguları ile hareket ettiğini görmeniz de normal olacaktır... Yani çocukların bu güzel yıllarını dahi görmek mümkün olmayacaktır....
Bu dönemde;
1.Evre çocukta vücudunda tüylenmelerin olması (genelde bu sebeble doktora götürülmez)
2.Evre vücunda meme büyümesi
3.Evre hemen ardından regl olması'dır
Bu evreleri yaşayan 6 yaşında bir çocuk ve bunları yaşarken anlamayan bir aile ....