GARİP HİKAYELER
20 Haziran 2012, 14.57 A- A+
Hikayenin sonunu korku ve merak dolu gözlerle kulağımızı dört açarak
dinlerdik .Savaş yıllarıydı diye başlardı babannem hikayeye, ekmek
karneye bağlıydı....
(ekmeğin karneyle ne alakası olduğunu o yıllarda çözemezdim çocuk aklımla, sadece sınıfını geçen çocuklara mı ekmek veriliyordu diye düşünürdüm...)
Çocukların ekmek diye tuturduğu ağladığı günlerden biriydi......... ( dikatinizi çekerim bilgisayar bisklet son moda telefon falan değil ...EKMEK...).....
Dedeniz rahmetlinin çocuklarını birazda avutabilmek için gideyim size ekmek alayım bahanesiyle evden kaçtığı günlerden biriydi ..(Yoktu yokluktu ama vatanı için kulağındaki annesinden yadigar küpesini vermişti i babannem, mehmetçikler aç kalmasın vatanımızı korusunlar diye)
Olayı dedemin ağzından o anlatıyormuş gibi düşündüm...
Yola çıktım çocukların ağlayışları hala kulağımda dalgın dalgın yürüyorum karşıdan asker kıyfetleriyle biri yanıma yanaştı ve Ali Ustanın evini arıyorum biliyormusunuz dedi. Benim dedim, bu çıkını komutanım gönderdi ekmek var içinde karakola yaptığınız iyiliğin karşılığıymış dedi, çıkını aldım çocuklarıma ekmek götürmenin sevinciyle sadece 1 anlık arkamı döndüm, tekrar askere döndüğümde yoktu acaba ara sokağamı girdi diye düşündüm ama yoktu sanki buharlaşmıştı ...Ekmekleri aldım eve geldim kapıdan, hatun bu ekmekleri al kur sofrayıda yemek yiyelim diye seslendim ..babannemin rabbim sen büyüksün kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş sözü hala kulaklarımda..Sabah ekmekleriin sarılı olduğu yeşil örtüde yok olmuştu diye hikayeyi noktaladı..
Buna benzer çok hikayeler anlatırdı babannem sizlerle paylaşmak isterim okumayı seven tüm arkadaşlara sevgiler....
(ekmeğin karneyle ne alakası olduğunu o yıllarda çözemezdim çocuk aklımla, sadece sınıfını geçen çocuklara mı ekmek veriliyordu diye düşünürdüm...)
Çocukların ekmek diye tuturduğu ağladığı günlerden biriydi......... ( dikatinizi çekerim bilgisayar bisklet son moda telefon falan değil ...EKMEK...).....
Dedeniz rahmetlinin çocuklarını birazda avutabilmek için gideyim size ekmek alayım bahanesiyle evden kaçtığı günlerden biriydi ..(Yoktu yokluktu ama vatanı için kulağındaki annesinden yadigar küpesini vermişti i babannem, mehmetçikler aç kalmasın vatanımızı korusunlar diye)
Olayı dedemin ağzından o anlatıyormuş gibi düşündüm...
Yola çıktım çocukların ağlayışları hala kulağımda dalgın dalgın yürüyorum karşıdan asker kıyfetleriyle biri yanıma yanaştı ve Ali Ustanın evini arıyorum biliyormusunuz dedi. Benim dedim, bu çıkını komutanım gönderdi ekmek var içinde karakola yaptığınız iyiliğin karşılığıymış dedi, çıkını aldım çocuklarıma ekmek götürmenin sevinciyle sadece 1 anlık arkamı döndüm, tekrar askere döndüğümde yoktu acaba ara sokağamı girdi diye düşündüm ama yoktu sanki buharlaşmıştı ...Ekmekleri aldım eve geldim kapıdan, hatun bu ekmekleri al kur sofrayıda yemek yiyelim diye seslendim ..babannemin rabbim sen büyüksün kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş sözü hala kulaklarımda..Sabah ekmekleriin sarılı olduğu yeşil örtüde yok olmuştu diye hikayeyi noktaladı..
Buna benzer çok hikayeler anlatırdı babannem sizlerle paylaşmak isterim okumayı seven tüm arkadaşlara sevgiler....
YORUMLAR
Benim büyük dede de rus harbine gitmiş bir daha geri dönmemiş. Öldü haberi de gelmediğinden 25 yaşındaki nine de hep yolunu beklemiş tek oğluyla beraber. Nasıl bir sevgiyse artık onca talibi geri çevirmiş bi daha evlenmemiş.
Annemin teyzesinin eşi de cumhuriyet dönemin de askerlik yapmış. Hep anlatırmış askerlikten kaçmak için hoca kılığına girenleri falan.
Bu hikayeleri tekrar tekrar okusam doyamam. Babamın anlatırken o maviş gözlerindeki duyguyu görmemek mümkün değildi. Mekanın cennet olsun canım babam. Şimdi senin kaleme alıp anlatman beni yine o günlere götürdü. Seni seviyorum Ablam. Eline yüreğine sağlık.