Uyu hadi...
24 Haziran 2012, 04.31 A- A+
Uyuyorsun ya hani, şimdi sevgili. Beşik gibi sallanması var hayallerimin. En tatlı masala, ninni söyler gibi ağıt yakması...
Hani uyuyorsun ya, baş ucunda bir çehre ile, gölgesi yansımadan duvarına, rahatsız etmeden benliğini, sessizce bakan bir çift gözün önünde. Arkasına geçemeden hayalinin, rüyana ortak olamadan, bilemeden gördüğün şeyleri..
Uyuyorsun ya hani...
Uyumadığım bir vakitte çıksan mesela karşıma. Seslenip bana, arkamı döndüğümde sarılsan bir kucak dolusu haykırışınla. Aşkım desen ara sıra, ara sıra yine gözlerini kaçırıp insanlardan, sadece benim olsan. Orta yerde, bir kalabalık peşinden koşsak ikimiz. Sen yine seni oynasan, ben yine sen olsam. Biraz delirip, avucumuza bakıp sen senin falından beni, ben benim falımdan seni çıkarsam. Ama inanmasak falımıza. Sen, beni başkası ile hayal ederken, kapatsan tabağını, süzsen şöyle beni, biraz kaşlarını çatarak, bir iki damla göz yaşı akıtarak, tebessümüme ortak olarak beni çok sevdiğini söylesen. Kalkıp ayağı, yanına iki adıma kırbaç vurarak yaklaşsam. Kaldırıp belinden tüm benliğini,boynunu eğerek nabzıma, biraz da senin yardımınla , sarılsak herkesi kıskandırarak. Kimse görmeden, sıvışıp geceden, gündüzün verdiği çileden, yoksunluğumuza, sana, bana, bize ilerlesek. Bir biz olsak, biz birinde kaybolsak. Adına " AŞK " koysak mesela. Sıradan bir şey belki. Herkesin yaşadığı, herkesin yaşamak istediği. Yaşarken, sıradanlığını kaybettiği..
Örneğin, yetim kalsak. Sırıtarak somurtkanlığımıza, başımızı okşatsak AŞK'a...
Hani sevgili ;
Uyuyorsun ya sen şimdi...
"Arkasına geçemeden hayalinin" , arkana koyuyorum hayalimi... Gölgemi yansıtamadığım duvarının dibine, saçlarının değdiği yere, kokundan biraz öteye, başının başımla birleşemediği yere... Yastığının dibine işte.
Kalktığın vakit, uyanamadığım düşlerime sövme. Söveceksen illa bir şeylere, söv ! falında çıkardığın haram tene.
İlla söveceksen bir şeylere ... Gecede bırakılmış ve hiç ısıtılmamış hayallerime söv. Söv ki, Ağzından çıkacak her bir harfin narinliği, başka bedenleri delsin. Unutma sevgili ; Uyusan bile, sen benimsin...
B.A
B.A
Hani uyuyorsun ya, baş ucunda bir çehre ile, gölgesi yansımadan duvarına, rahatsız etmeden benliğini, sessizce bakan bir çift gözün önünde. Arkasına geçemeden hayalinin, rüyana ortak olamadan, bilemeden gördüğün şeyleri..
Uyuyorsun ya hani...
Uyumadığım bir vakitte çıksan mesela karşıma. Seslenip bana, arkamı döndüğümde sarılsan bir kucak dolusu haykırışınla. Aşkım desen ara sıra, ara sıra yine gözlerini kaçırıp insanlardan, sadece benim olsan. Orta yerde, bir kalabalık peşinden koşsak ikimiz. Sen yine seni oynasan, ben yine sen olsam. Biraz delirip, avucumuza bakıp sen senin falından beni, ben benim falımdan seni çıkarsam. Ama inanmasak falımıza. Sen, beni başkası ile hayal ederken, kapatsan tabağını, süzsen şöyle beni, biraz kaşlarını çatarak, bir iki damla göz yaşı akıtarak, tebessümüme ortak olarak beni çok sevdiğini söylesen. Kalkıp ayağı, yanına iki adıma kırbaç vurarak yaklaşsam. Kaldırıp belinden tüm benliğini,boynunu eğerek nabzıma, biraz da senin yardımınla , sarılsak herkesi kıskandırarak. Kimse görmeden, sıvışıp geceden, gündüzün verdiği çileden, yoksunluğumuza, sana, bana, bize ilerlesek. Bir biz olsak, biz birinde kaybolsak. Adına " AŞK " koysak mesela. Sıradan bir şey belki. Herkesin yaşadığı, herkesin yaşamak istediği. Yaşarken, sıradanlığını kaybettiği..
Örneğin, yetim kalsak. Sırıtarak somurtkanlığımıza, başımızı okşatsak AŞK'a...
Hani sevgili ;
Uyuyorsun ya sen şimdi...
"Arkasına geçemeden hayalinin" , arkana koyuyorum hayalimi... Gölgemi yansıtamadığım duvarının dibine, saçlarının değdiği yere, kokundan biraz öteye, başının başımla birleşemediği yere... Yastığının dibine işte.
Kalktığın vakit, uyanamadığım düşlerime sövme. Söveceksen illa bir şeylere, söv ! falında çıkardığın haram tene.
İlla söveceksen bir şeylere ... Gecede bırakılmış ve hiç ısıtılmamış hayallerime söv. Söv ki, Ağzından çıkacak her bir harfin narinliği, başka bedenleri delsin. Unutma sevgili ; Uyusan bile, sen benimsin...
B.A
B.A
YORUMLAR
Bazı yazılar çok yalındır, tek okuyuşta anlarsın sürükler seni, oldukça da keyif verir, okuyucuyu yormaz. Bazı yazılar vardır her cümlesnde ayrı bir şeyler bulursun, defalarca okursun, durup düşünürsün, çıkardığın anlamlara ayrı ayrı senaryo yazarsın. Aldığın tat kat be kat artar, her satırında kendinden birşeyler bulursun, ya da öyle olsun istersin.
Sizin yazılarınızı okurken, bir defa ile yetinmedim hiç, okudukça yeni bişeyler kattı belleğime...Okumanın keyif verdiği, durup düşünmenin iyi geldiği, aslında kimseye yabancı olmayan fakat dile kağıda dökmede fark olduğu, bi yerde beyin ile kalp arasındaki yolculuklara mola verdiren duyguların mükemmel serpilişi bu olsa gerek...Yazmaya devam edin biz de sık sık mola verelim, yüreğinize sağlık...