2 simit 2 ayran 4 çocuk
02 Temmuz 2012, 17.50 A- A+Annem 2 simit 2 ayran parasına ek , yazları 2 de dondurma parası verirdi benden 2 sınıf büyük olan abime. 2 ci teneffüsde abim elinde 1 ayran 1 simitle merdivenlerin başında bekler elime tutuştururdu. Her seferinde simidim koca bir parçası eksik ayranında yarısı içilmiş olurdu. Ama o bıkmadan şişko bir çocuk olmama rağmen sana çok gelir der topuklarının üstünde kaya kaya giderdi. 4 sene boyunca ne okul harçlığımı alabildim elinden ne annemi ikna edebildim. Bir gün evde çıkan korkunç bir kavga sonucunda annem harçlıklarımızı ayırmak zorunda kaldı.
Sabahları birlikte kahvaltı edip abimin peşinden koştura koştura okula giderdim. Soğuk bir kış günü abimin kızarmış ekmeği naylon poşete sarıp cebine koyması oldu ilk dikkatimi çeken, cezalıydı montunu ve botlarını kaybetmişti beden dersinde belki annem de harçlığını kesmişti. Bir sabah yemediğim için annemin kızacağını bildiğim yumurtayı abime verdim bunu da poşete koy abi dedim. Hiç bir şey demedi alıp poşete koydu. Ben sabahları annemin dırdırından kurtulma yolunu bulmuştum bildiğim tek şey buydu. 10 belki 11 yaşında bir kız çocuğu anne ve babası ile sıcak evinde sıkıntısı olmayan derdi kim ne almış, ne demiş, of bu çocuk çok tatlı ya dan başka bir şey düşünmeyen pembe dünyada yaşarken tek sıkıntısı olan annesinden de kurtulmuştu işte.
Bir sabah evin kapısına dayanmış olan abim senle konuşmamız gerek ufaklık dedi. Hayret bir şeydi ilk defa önden gitmemiş ve beni beklemişti. Elini omzuma atıp yavaş yavaş yürüdük, okul yolu uzundu ritimli yürümek zorunda kalırdık hatta bazen koşmak oysa şimdi yavaş yavaş yürüyorduk abim bana hayattan paradan insanlardan bahsediyordu. Allah dedim içimden hoşlandığım çocukdan haberi var. Şimdi beni tehdit edecek. Bu düşünce ile adımlarım daha da yavaşlıyor acaba dayak yermiyim diye korkuyor evden çok uzaklaşmamaya gayret ediyordum . Oysa abim parkın oradaki bir banka oturup eliyle banka vurdu. Gel bakalım babel artık emindim abim ilk defa ufaklık dememiş adımla hitap etmişti. Dudaklarım büzülmüş yüzüm gözüm karışmış olmalıydı ki abim korkma gel otur dedi.
Bir mayıs sabahı çiçek açmış ağaçların altındaki bankta otururken astım okulu. İlk defa o gün okula gitmedim ne de olsa hayata dair ilk gerçeklerden haberim olmuştu. Abim ve ben kuşların sesleri ağaçların rüzgarda sallanan dalları ve parkı süpüren ihtiyar adamın tuhaf bakışları altında ağladık.
Ben abim ağlıyo diye ağladım, her yarım simitte içilmiş ayranda ona kızdım diye ağladım kötü bir kız olduğumu düşündüğüm için ağladım…..
Abimin sınıf arkadaşı ve benden 1 sınıf küçük olan kardeşi bizimle aynı okula gidiyorlardı. Babaları yoktu anneleri hastaydı. Okuldan sonra sınıf arkadaşı sanayide çalışıyordu. Ve abim yıllarca okul harçlığını onlarla paylaşmıştı. Kendi aç kalarak hem de. Onlar sabah kahvaltı yapmıyordu dedi. Montun dedim botların kaybolmadı dimi hayır dedi sustuk … sonra bana dönüp bak babel dedi biz mezun oluyoruz kardeşi sana emanet. Harçlığını paylaşacaksın artık senin görevin bu.. sen kollayacaksın. Cevap veremedim sadece boynuna sarılıp ağladım.
Annem evde kızım sorumlulukların var derdi masayı ben kurar ben toplardım, evin akıllı küçük kızı idim bunu sorumluluk kabul ederdim. Oysa şimdi hayata dair ilk sorumluluğumu abim vermişti.
O gün o parkta bir mayıs sabahı çiçek açmış ağaçların altında bir parkta aldım ben hayata dair sorumluğu ve o yıl öğrendim ne kadarda zor bir şeydir sorumluluk. Ve büyüdüm o gün, o parkta bir mayıs sabahı çiçek açmış ağaçların altında…………
BABEL
YORUMLAR
vay vay blog yazılarını bırakmak iyi olmamış mı ne
Sizinle ilgili her hangi bir duygum olmadıgı için sadece saygılar efendim.. Kalın sağlıcakla
BABEL
Elinize,yüreğinize sağlık uykulu bir halde okuyordum irkildim.uyku falan kalmadı
eminim bu güzel kalbin çok seveni vardır.ama illaki bir yer vardır bu güzel gönülde.....
Bir şeyiniz olayım sizin
Hani nasıl isterseniz
Oğlunuz kiracınız sevgiliniz;
Dünyanın bir ucuna
Birlikte gider miyiz?
CEMAL SÜREYYA