CERN in atomaltı parçacığının izine rastlamasıyla toki evlerinin ne alakası var. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri dahi bu tür felaketler karşısında aciz kalabiliyor. Ayrıca Tanrı parçacığı denilen şeyin asıl ismi "higgs bozonu" dur. Bir fizikçinin Tanrı'nın cezası parça (goddamn particle) sözünü aklıevvel medyacıların Tanrı'nın parçası (god particle) diye çevirmesi sonucu bu adla anılır olup Allah'la yakından uzaktan alakası yoktur.
sonbahardan daha soğuk ilkbahar mı olur . memleketi nasıl kirletmişsek artık mikail yaz demiyor kış demiyor veriyor yagmuru.
Melek olmasına rağmen, şeytanın yaradana karşı çıkmasının en büyük nedeni,Allah'ın insanoğlunu meleklerden (şeytan dahil) üstün yaratmasıdır.Ve bu üstünlüğün en belirgin olanı öğrenme , sürekli kendini geliştirebilme yetisidir.Bu özellik ne meleklerde ne de şeytanda vardır.Bu durumu hazmedemeyen şeytanı Allah_u teala lanetlemiştir.
Okumayı, araştırmayı,öğrenmeyi Allah ibadettende üstün tutmuştur.Nitekim peygamber efendimize gönderdiği ayetlerde ki ilk sözü ve ilk emri de oku olmuştur.
Okumak gibi, hizmette ibadettir.ve niyet önemlidir. yoksa toki yapmış, digor mercimek yapmış bunun önemi yoktur.Asıl olan hizmettir ve niyettir.Kentsel dönüşüm projesine yaşanılan bir felaket yüzünden karşı çıkmak,yada Ankara'da göçük oldu diye metroya karşı çıkmak sağlıklı bir bakış açısı ve eleştiri değildir.Atomaltı parçacığını tanrının parçacığı olarak lanse ederken, yaşanılan doğal felaketi de toki'ye veya belli bir düşünceye maletmek yukardaki sağlıklı olmaz dediğim eleştirinin yansımasıdır.Yeterli yada yetersiz, elbette tedbirler alınıyordur, ama demiryolu raylarının hamur gibi olduğu görüntüleri az izlemedik.Allahın emri olmadan bir yaprağın bile kıpırdamayacağı gerceğini düşünürsek , tedbir-tevekkül doğal afetlerde insanoğlunun üst limit gerçeğidir.
Son olarakta '' tanrı'' kelimesine değinmek istiyorum.Vaaz verecek değilim.Haddimde değil.Ama belirtmek isterim şahsi düşüncemi. Allah insanoğlunu yaratmıştır, insanoğlu tanrıyı yaratmıştır. Kimine göre tanrı el yapımı oyma tahta parçası,kimine göre küçük bir heykel olmuştur.Hintlilere tanrı dediğinde inekler gelir akıllarına.Mısırlılarda da apis boğası gelir.Yani tanrı kelimesi hiç birzaman Allah kelimesiyle eş anlamlı olamaz.
Allah yardımcımız olsun.
böylesine riskli bi yere yapılması affedilmez bi hata. mutlaka hesabı sorulmalı. amma bu toki evlerinin hayırlı bi hizmet olduğu gerçeğini değiştirmez. garibanını ev sahibi yapmayı beceremezken parçacık marçacık keşfedemeyiz.
Dünyanın yörüngesini
değiştiren kara düşünceliler veya her şeyi kadercilikle bağdaştıranlar. Sanki doğa
felaketlerinde bizim kaderimiz bizde ölmek zorundayız. Deprem olacak biz
kafamızı taşın altına koyacağız, sel olduğunda kendimizi vahşi suların önüne
katacağız ve oturup Alah’tan yardım dileneceğiz. Bizim hatalarımız sonucu
devamlı olarak felaketlere dönüşüyor. Ondan sonra oturup vijdan azabı çekiyoruz.
Kim ne zaman toplum içerisinde yarar düşüncesi oluşturmaya çalışmış, bunları
isteyen yada tavsiye eden erdemliler nerede.
NİETZSCHE nin TÜRK toplumu için yazdığı bir yazıyı herkesle paylaşmak istiyorum:
Çoğu insanın iradesine dair öğretiye karşı duyduğu korku, Türk'lerin kaderciliğine
karşı korku duyduğudur. İnsanın, hiçbir şeyi değiştiremeyeceği için , geleceğin
önünde zayıf, boyun eğmiş ve ellerini bağlamış bir şekilde duracağını yada
önceden belirlenmiş olanın artık kötü olamayacağından emin olduğu için
huysuzluğundan dolayı dizginleri elinden bırakacağını düşünürler. İnsanın aptallıkları
tıpkı, akıllıkları gibi kaderin bir parçasıdır. Kadere karşı duyulan inançta
kaderdir. Sen zavallı korkak, gelecekteki her şey için tanrıların üzerinde
duran kader,kısmet,baht ta kendisinin..iyilikte sensin,lanette en azında en güçlünün
bile elini kolunu bağlayan prangasın. İnsan dünyasının tüm geleceği senin
içindedir. Kendinden korkma hiçbir işe yaramazsın……birde şu insanların yazılanı
anlayabilme yeteneği biraz daha gelişmiş olsaydı…..
sessiz_soluk. size yanit vermek istedim sadece.Allah insanogluna akil vermis.'''Allahin emri olmadan yaprak kimildamaz'' gibi absurtce dayatmalar yuzunden bu gun tokilerin mantar gibi cogalmalari ve buna benzer vs seylerinde yikima, felakete ugramasi hep bu dayatmalar yuzundendir cunki insanimiz INSAN eliyle yapilmis biryigin ( kocaeli depremindeki evler) yapilarin yikilmasini,cokmesini Allahin emrine,cezasina bagliyor.Allah sana akil vermis ve kullan demis bu akli zeka seviyesine getirmektense kurnazliga cekenlerin insan soyuna yaptiklari zulmu ne allah ne peygamber kabul eder.Tedbire gelince,imar bakanligi yapabilirsin diye izin veriyorsa dere yataginada yaparlar ormanlari yakip imar duzeyinede getirirler.Ayrica her sozum ona dogal felaket birkac milyarder daha yaratir.( bakiniz VAN )Millet olarak ''dinciligi ve dindarligi''ayirdedebilirsek cok seyin ustesinden gelecegiz.
DİGOR un yazdıklarına katılarak
"yeterli yada yetersiz, elbette tedbirler alınıyordur, ama demiryolu
raylarının hamur gibi olduğu görüntüleri az izlemedik.Allahın emri
olmadan bir yaprağın bile kıpırdamayacağı gerceğini düşünürsek
, tedbir-tevekkül doğal afetlerde insanoğlunun üst limit gerçeğidir."
demişsiniz ama amerikada, japonyada bilmem kaç büyüklüğünde depremden raylı sistemler vs ile bilmem kaç katlı binalar sapasağlam çıkarken bizim binaların içinden çimento kağıtları çıkmıştı yıkıldıklarında. Kader mi? Bence değil. Zaten en güzel kaçışlarıdır kader, hata yapanların.
"CERN in atomaltı parçacığının izine rastlamasıyla toki evlerinin ne
alakası var. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri dahi bu tür felaketler
karşısında aciz kalabiliyor. Ayrıca Tanrı parçacığı denilen şeyin asıl
ismi "higgs bozonu" dur. Bir fizikçinin Tanrı'nın cezası parça (goddamn
particle) sözünü aklıevvel medyacıların Tanrı'nın parçası (god particle)
diye çevirmesi sonucu bu adla anılır olup Allah'la yakından uzaktan
alakası yoktur. "
demişsiniz de zaten bizim milletimiz üzerinde Allah yazmayan bir şeyin O'ndan geldiğine iman etmez, rahat olun siz.bknz. üzerinde Allah yazan koyunlar ağaçlar vs.
Amaannn! Koca Bakan açıkladı ya işte, öteki Bakan da destek verdi ya;
Onlarda hata yokmuş, eğer o konutları yapmasalarmış "daha çok facia" olurmuş.(!)
Şükredelim yani. (!)
Koca Bakanlar acıyı da paylaştı, rahmet de diledi, daha n'apsınlar?
Siz neyi kurcalıyorsunuz ki?
Şükredip biz de rahmet dileyelim, "Amin" diyelim, Acımız büyük" falan da diyelim, "Yağmur çok yağdı böyle oldu. Yağmur çok yağınca akıntı oldu,o akıntı olunca körolası molozlar, taşlar, ağaç parçaları gidip köprüyü tıkadı. Yoksa hata mata yok. Kader işte n'apcan?"diyip, halimize şükredip işimize bakalım.(!)
Öte yandan Deprem Fonu'nda biriken paraları başka yerlere harcayalım, yeni makam uçağı falan alalım örneğin. Yakışır havamıza.(!)
Bu ülkede, hata üstlenmeyi zul sanan, hep bahaneler üretip kendini aklayan zihniyet değişmedikçe biz bu üzüntüleri daha çok yaşarız...:(
Yazılanları sadece kendinin anlayabildiği teorisi üstadın NİETZSCHE nin öğretileriyle bire bir uyuşuyor DIGOR. Aynı NİETZSCHE, üstinsan profilinde kadına yer vermez ve kadınları tanımlarken " onların en büyük sanatı yalandır ve en büyük derdi görünüş ve güzelliktir" der.Aynı zamanda kadının düşünen bir varlık olamayacağını belirtir.Bu sebeplerden olsa gerek kızkardeşi hariç hiç bir kadınla yakınlaşma sağlamamıştır.Bilmiyorum bu fikirlerine de katılıyor musun?Yine o niçe denilen adamın bahsettiği Türk milleti dini değerlerine bağlı kaldığı için yüzlerce yıl dünyaya hükmeden, eşi benzeri olmayan bir imparatorluğun sahibi oldular.Burada Tokiyi savunduğum yok.Bir yanlış yapıldıysa sorumlular cezasını çekmeli. Ancak bunu Türk milletinin zaafı gibi gösterip batılıları göklere çıkarmanın bir mantığı yok. Unutmamalı ki daha bir sene önce İtalya da sel felaketinden, ABD'de kasırgadan dolayı onlarca kişi hayatını kaybetti. İnsanoğlu gereken tedbirleri cüz-i iradesiyle alacak. Ancak afet gibi durumlarda çaresiz kaldığı dünya üzerinde yüzlerce örnekle sabittir.CERN in büyük deneyinde 100 küsür Türk bilim adamının görev aldığınıda unutma.
YORUMLAR
Melek olmasına rağmen, şeytanın yaradana karşı çıkmasının en büyük nedeni,Allah'ın insanoğlunu meleklerden (şeytan dahil) üstün yaratmasıdır.Ve bu üstünlüğün en belirgin olanı öğrenme , sürekli kendini geliştirebilme yetisidir.Bu özellik ne meleklerde ne de şeytanda vardır.Bu durumu hazmedemeyen şeytanı Allah_u teala lanetlemiştir.
Okumayı, araştırmayı,öğrenmeyi Allah ibadettende üstün tutmuştur.Nitekim peygamber efendimize gönderdiği ayetlerde ki ilk sözü ve ilk emri de oku olmuştur.
Okumak gibi, hizmette ibadettir.ve niyet önemlidir. yoksa toki yapmış, digor mercimek yapmış bunun önemi yoktur.Asıl olan hizmettir ve niyettir.Kentsel dönüşüm projesine yaşanılan bir felaket yüzünden karşı çıkmak,yada Ankara'da göçük oldu diye metroya karşı çıkmak sağlıklı bir bakış açısı ve eleştiri değildir.Atomaltı parçacığını tanrının parçacığı olarak lanse ederken, yaşanılan doğal felaketi de toki'ye veya belli bir düşünceye maletmek yukardaki sağlıklı olmaz dediğim eleştirinin yansımasıdır.Yeterli yada yetersiz, elbette tedbirler alınıyordur, ama demiryolu raylarının hamur gibi olduğu görüntüleri az izlemedik.Allahın emri olmadan bir yaprağın bile kıpırdamayacağı gerceğini düşünürsek , tedbir-tevekkül doğal afetlerde insanoğlunun üst limit gerçeğidir.
Son olarakta '' tanrı'' kelimesine değinmek istiyorum.Vaaz verecek değilim.Haddimde değil.Ama belirtmek isterim şahsi düşüncemi. Allah insanoğlunu yaratmıştır, insanoğlu tanrıyı yaratmıştır. Kimine göre tanrı el yapımı oyma tahta parçası,kimine göre küçük bir heykel olmuştur.Hintlilere tanrı dediğinde inekler gelir akıllarına.Mısırlılarda da apis boğası gelir.Yani tanrı kelimesi hiç birzaman Allah kelimesiyle eş anlamlı olamaz.
Allah yardımcımız olsun.
Dünyanın yörüngesini değiştiren kara düşünceliler veya her şeyi kadercilikle bağdaştıranlar. Sanki doğa felaketlerinde bizim kaderimiz bizde ölmek zorundayız. Deprem olacak biz kafamızı taşın altına koyacağız, sel olduğunda kendimizi vahşi suların önüne katacağız ve oturup Alah’tan yardım dileneceğiz. Bizim hatalarımız sonucu devamlı olarak felaketlere dönüşüyor. Ondan sonra oturup vijdan azabı çekiyoruz. Kim ne zaman toplum içerisinde yarar düşüncesi oluşturmaya çalışmış, bunları isteyen yada tavsiye eden erdemliler nerede.
NİETZSCHE nin TÜRK toplumu için yazdığı bir yazıyı herkesle paylaşmak istiyorum:
Çoğu insanın iradesine dair öğretiye karşı duyduğu korku, Türk'lerin kaderciliğine karşı korku duyduğudur. İnsanın, hiçbir şeyi değiştiremeyeceği için , geleceğin önünde zayıf, boyun eğmiş ve ellerini bağlamış bir şekilde duracağını yada önceden belirlenmiş olanın artık kötü olamayacağından emin olduğu için huysuzluğundan dolayı dizginleri elinden bırakacağını düşünürler. İnsanın aptallıkları tıpkı, akıllıkları gibi kaderin bir parçasıdır. Kadere karşı duyulan inançta kaderdir. Sen zavallı korkak, gelecekteki her şey için tanrıların üzerinde duran kader,kısmet,baht ta kendisinin..iyilikte sensin,lanette en azında en güçlünün bile elini kolunu bağlayan prangasın. İnsan dünyasının tüm geleceği senin içindedir. Kendinden korkma hiçbir işe yaramazsın……birde şu insanların yazılanı anlayabilme yeteneği biraz daha gelişmiş olsaydı…..
"yeterli yada yetersiz, elbette tedbirler alınıyordur, ama demiryolu raylarının hamur gibi olduğu görüntüleri az izlemedik.Allahın emri olmadan bir yaprağın bile kıpırdamayacağı gerceğini düşünürsek , tedbir-tevekkül doğal afetlerde insanoğlunun üst limit gerçeğidir."
demişsiniz ama amerikada, japonyada bilmem kaç büyüklüğünde depremden raylı sistemler vs ile bilmem kaç katlı binalar sapasağlam çıkarken bizim binaların içinden çimento kağıtları çıkmıştı yıkıldıklarında. Kader mi? Bence değil. Zaten en güzel kaçışlarıdır kader, hata yapanların.
"CERN in atomaltı parçacığının izine rastlamasıyla toki evlerinin ne alakası var. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri dahi bu tür felaketler karşısında aciz kalabiliyor. Ayrıca Tanrı parçacığı denilen şeyin asıl ismi "higgs bozonu" dur. Bir fizikçinin Tanrı'nın cezası parça (goddamn particle) sözünü aklıevvel medyacıların Tanrı'nın parçası (god particle) diye çevirmesi sonucu bu adla anılır olup Allah'la yakından uzaktan alakası yoktur. "
demişsiniz de zaten bizim milletimiz üzerinde Allah yazmayan bir şeyin O'ndan geldiğine iman etmez, rahat olun siz.bknz. üzerinde Allah yazan koyunlar ağaçlar vs.
Onlarda hata yokmuş, eğer o konutları yapmasalarmış "daha çok facia" olurmuş.(!)
Şükredelim yani. (!)
Koca Bakanlar acıyı da paylaştı, rahmet de diledi, daha n'apsınlar?
Siz neyi kurcalıyorsunuz ki?
Şükredip biz de rahmet dileyelim, "Amin" diyelim, Acımız büyük" falan da diyelim, "Yağmur çok yağdı böyle oldu. Yağmur çok yağınca akıntı oldu,o akıntı olunca körolası molozlar, taşlar, ağaç parçaları gidip köprüyü tıkadı. Yoksa hata mata yok. Kader işte n'apcan?"diyip, halimize şükredip işimize bakalım.(!)
Öte yandan Deprem Fonu'nda biriken paraları başka yerlere harcayalım, yeni makam uçağı falan alalım örneğin. Yakışır havamıza.(!)
Bu ülkede, hata üstlenmeyi zul sanan, hep bahaneler üretip kendini aklayan zihniyet değişmedikçe biz bu üzüntüleri daha çok yaşarız...:(