Vazgeçmeyelim..
05 Temmuz 2012, 12.23 A- A+Saatin sesiyle uyandım erkenden , bugün çok mutluyum.Ayaklarım yerden kesilmişcesine koşuşturuyorum evin içinde oradan oraya. Odama dolan güneşin gülen yüzü karşılıyor beni, şarkılar mırıldanıyorum içimdeki coşkuyla.. Bugün ilk günüm olacak , uzun zamandır beklemiştim bu haberi almak için .. ve evett sonunda oldu işte , keşkelerimden biri olmayacak artık..
Özenerek seçiyorum kıyafetlerimi ve hatta biraz renkli olmasını istiyorum her zamanki halimden farklı olarak , renklenmek istiyorum bugün hep uzak kaldığım, içimdeki sevinci yansıtmak istiyorum. Hafif bir makyaj gülen gözlerimi daha bir belirginleştiriyor, _ dur be kızım sakin ol , bak heyecadan parmakların bile birbirine dolandı rimeli de bulaştırdın işte ve hazırım sonunda kendimi neşe içinde yürürken buluyorum yolda, içim coşmuş ya , sanki gördüğüm herşey ortak sevincime.
Cadde de yürüyen, sakinliğin heyecanına kapılmış ayaklar benim. Topuklarımdan çıkan hafif tık tık sesleri nağme gibi kulaklarımda ve ben bugün istifa etmek zorunda kaldığım işime başlıyorum hiç başlayamadığım..
Gözlerim ayaklarıma takılıyor bir an , gitmesi gereken hedeften ayrılıp başka yöne gidiyor benden bağımsız. _ Dur diyorum nereye gidiyorsun bugün ilk günüm geç kalmamalıyım , haykırmalarımı duymuyor bile..
Büyük bir demir kapı var önümde , amacına başkaldırmak istercesine isyanda , soğukluğunu hissettiriyor bana, içim ürpererek giriyorum içeri. Her taraf bakımlı süslenmiş gelin gibi , birilerini cezbetmek istercesine. .büyük bir bahçe sonunu göremiyorum , rengarenk çiçekler ,ağaçlar , oturma alanları , daha ileride çardak bile var, her bir ağacın altına serpiştirilmiş banklar.
Büyük bir binanın önünden geçiyorum , kasvet akıyor duvarlarından , yıllanmış gözyaşlarının izlerini görüyorum kimselerin farketmediği.. Her yer boş gibi ama dolu ,rengarenk gibi ama solmuş , hayat var gibi ama ölü.. kandırılmış masum gözlerle dolu kuytuluklar..
Anlayamadığım , ifade edemediğim bir şey var burada , içimi bir hüzün kaplıyor nedenini henüz bilemediğim , sanki her köşe ağlıyor sessiz sessiz , koca ağaçlar bile boynunu bükmüş , bana anlatmak istediklerini bir anlayabilsem. Bahar olduğu halde şaşırtıyor yeşilin solmuş hali , içimdeki baharda solmaya başlıyor , kuytunun karanlığı hakim sanki her tarafa güneş parladığı halde.. ilerliyor ayaklarım bana isyan ederek , yavaş yavaş seçiyorum ilerdeki gölgeleri.
Her biri bir köşede, kimi bir bankın köşesine ilişmiş gözleri çimlerin arasında kaybolmuş, kimileri de hedefsizce yürüyor ölü debenler gibi.. Sevinçleri grileşmiş , gözleri artık parlamayan anne , babalar , nine ve dedeler bunlar..
Artık anlıyorum nerede olduğumu , ve bir ses geliyor kulaklarıma o an.
Nasıl anlatsam nasıl tarif etsem beceremem ki , keşke sizde duyabilseydiniz benimle birlikte şu an o sesi . Ağıt yakar gibi ağlıyordu bu ses , ama ağlama değil , konuşur gibi ama konuşma da değil , öyle bir hüzün var ki o seste içimi deldi geçti .. soğuğa terkedilmiş ama sıcacık , sefkat esirgenmiş ama o hep içinde saklamış . hala etkisindeyim o sesin ıslanan kirpiklerimde..
Artık görebiliyorum o sesin sahibini , büyük bir ağacın yanında , gözlerden saklanmak isteyen ama ortada, hayat dolu yanını görebiliyorken , sol yanının çöküklüğü daha ağır basan , kimsesizliğinde kaybolmuş bir nine..
Boynuna doladığı flar çekiyor dikkatimi , uçuk krem renginde şeffaf , burada her şey gibi oda solmuş , hem boynuna hemde yüzünün bir kısmına dolanmış , serbest kalan ucu buradan kaçmak ister gibi yön tutmuş rüzgara..
Yavaş adımlarla ona yaklaşırken sesi daha net geliyor kulaklarıma, öyle kederli , öyle çaresiz ki ve öyle yumuşak , o halinde bile şefkati hissedebiliyorum sözlerinden. Yıllarca beklediği , burada kalmaya sabrettiği, sevdiğinin varlığını kaybettiği haberini aldığını anlatıyor ağıtında. Artık bekleyecek hiçbir şeyi olmadığını , yıllarca yalnızlıkları biriktirdiğini..
Bu son vedam sana,
Bırakıp gittin beni kimsesizliğime,
Artık gitmek zamanı buralardan,
Haydi uğurla beni..
O an bende hissediyorum onun acıısını , içimde hüznü , dizlerim artık beni taşımıyor çöküyor olduğu yere . Sevdiğinin yokluğuna ağlayan ninem , artık yapayalnız kalmıştı bu dünyada , sahte gülücükler ondan çok uzaktı..
Ninem orada ağlıyordu ben çöktüğüm yerde , ellerimi uzatsam tutacak kadar yakındım ona.. teselli sözcükleri neye yarardı ki şimdi..
Yapamadım , herkes kadar suçluydum bende, az önce sevinçlerin zirvesinde uçuşan ben şimdi kederlerdeydim. O ağlıyor ben de ağlıyordum..
NEDEN! neden ! neden dedim , neden terkediyoruz onları , kocaman evlerimize mi sığdıramıyoruz bir bedeni , herşeyin olduğu ama hiçbirşeyin olmadığı bu evlere teslim etmekle rahat mı içimiz hiç olmadığı kadar..Asla ve asla vazgeçmeyelim onlardan..
Ve bir sıcaklık hissettim yanaklarımdan boynuma süzülerek yol alan, gözlerimi açtığımda... Güneş yeni doğuyordu..
YORUMLAR
Öylesine güzel anlatıyorsun ki, duygularını...
Evet, vazgeçmemek lazım onlardan, asa, ama hayat var ya şu yaşadığımız, neleri eksik yaptırıyor bize,neleri...Vakit yok hiç bir şeye...Ama ayırmalıyız, sonrası yok çünkü...
Sevgilerimle...
Bu son vedam sana,
Bırakıp gittin beni kimsesizliğime,
Artık gitmek zamanı buralardan,
Haydi uğurla beni..
yüreğinize ve parmaklarınıza sağlık..........