Hastayım iki gündür...Gözüm hep yatakta....Zorla direniyorum günlük yaşama...bıraksam kendimi, girip kuştüyü yorganımın altına gömülücem ......yarı uyur yarı uyanık...... gerçeklerle rüyaların birbirine girdiği o tuhaf dünyaya...Ben bedenen hastaysam ruhen de hastalanıyorum hemen...Bedenimden ruhuma bulaşıyor hastalığım nedense...içimdeki çocuğu hiç sormayın... ben 38 derece ateşliysem o havale geçirir hemen

....Yine böyle bir durumdayım...aynaya bile bakmıyorum iki gündür...biliyorum ki kendini 35 inde hisseden Şehrazat saklandı bir yerlere ben şimdi 70 lerde falanım...üzerimde pijamam bilgisayarla yatağım arasında mekik dokumaktayım....

Ne iç açıcı şeyler yazıyorum değil mi size bugün...Ama ne yapayım!!!!!! aşık değilim...terk de edilmedim...bir sevgilim de yok ki anlatayım...ben bugün hastayım

....Ama durun size yine de anlatacak hoş bişeyler bulurum eminim...Mesela tüm bu keyifsizliğime karşın Pırıl pırıl parlayan güneşin okşadığı ağaçlarımdan söz edebilirim size...Dalında salınan sarı limonlarımdan...yediveren gülümün beyaz goncasına sokulup öpen balarısından...sol bacağını bir artist edasıyla uzatmış terasta tüylerini yalayan hamile kedimden söz edebilirim...ipte asılı çamaşırlarımın rüzgar okşadıkça çevreye yayılan okyanus kokusundan çocukların "ebe sensin...bana be bana ne" diye cıvıldayan seslerinden ...yan bahçede eşinen horozun bir lokmacık solucanı bile tavuklarla paylaşıp sonra da birisinin tepesinde kanat çırpışından ayağında babasının terlikleriyle bakkaldan dönen çocuğun ekmeğin topuğunu geveleyişinden...havayı sıcak bulmuş Asiyenin dışarda yaktığı odun ateşinde koca bir kazanda aşure pişirişinden de bahsedebilirim....

Güzeldir köyüm benim...canlıdır...insanları sıcaktır güneşi gibi....kadınları en ayaz kış günlerinde bile kalın giysileriyle atıverirler sandalelerini güneşe alırlar yün örgülerini...bazıları torunlarını pusetle çıkarır güneşte uyuturlar...gelinlerden biri çay getirir tepsiyle yaşlı teyzelere....boyundan atılı yünlerini örer kimileri...kimleri bir dantel örneğinde kaybolurlar... erkekler masa atarlar bahçeye okey oynarlar güneş çekilene kadar pazar günleri...kadınlar portakal mandalina soyar getirirler ağazlarından sigaranın pası silinsin diye kocalarının...sevecendir Köyceğizin halkı....Balık kızartır bazıları dışarda..... gazete kağıdına sarılı bardaklardan yudumlar erkekler rakıları...sokak kedileri bayram eder o gün ..... komşular imrenir diye birer tabakta onlar nasiplenirler....Bazen bir sela sesi yükselir bir camiden...sus pus olur sokak evdekiler bile kapılara çıkar...... anonsu dinler herkes...... bir ucundan tanır mutlaka hakkın rahmetine kavuşanı...Erkekler pabuçlarını kapıda zor giyer koşar...... vazifeye gider gibi cenaze evine....Kadınlar mutfağa...kimi börek yapar kimi yemek....hiç yalnız bırakılmaz acılı ev....

İşte böyle dostlar....yoruldum sanırım...... gözüm yatakta benim...ama bişeyler yazdım yine sizlere....şimdi artık azıcık uzanayım...izninizle....

Şehrazat