Adını Sen Koy
10 Temmuz 2012, 14.07 A- A+
Kulağımda müzikçalarım ayağımda spor ayakkabılarım düştüm yine köyümün yollarına...güneş güne veda halinde...yorgun ışıkları dağların ardında uyudu uyuyacaklar...ama sıcak hala en yapışkan haliyle tenimde....Saçlarıma dokunan karabiber ağaçlarının genzimi gıcıklayan kokusu ...yolun karşısında arsız gülümseyen zakkumlar...işte benim sokağım!!!
......arkamdan üzerime atlamaya çalışan sokağımızın haşarı köpeği Alex ve işlerinden dönen birkaç yorgun mahalle komşusunu selamladıktan sonra seninle kalabildim sonunda......
Bu aralar hep sen varsın dostum aklımda....Evde yemeğimi yerken...seyrettiğim dizilerdeki cümlelerde....Ve işte yollarda bile...
sen ve hayata yeniden dönüşün var
Hani yuvadaki yavru bir kırlangıç uçmak için kıyısına gelir de dalın bir türlü açamaz kanatlarını ve titrer ya kibrit bacakları...sana "artık bir eli tutmalısın" derken ki gözlerinde... hep o kırlangıçı gördüm ben ....ürkek ama uçmaya bir o kadar arzulu....Düşmekten korkuyordun...kanatlarının kırılmasından...ya da uçamayıp yere çakılmaktan....Oysa yaşamın tam da kendisi bu değilmi...düşüp yeniden kalkmak...Hangimiz yüreğimizi paralamadık sevda yollarında...ama uçarken hangimiz o sarhoşlukta kanadamızın kırılabilme ihtimalini düşündük..güneşe uçarken o yedi rengin sarhoşluğuna hangimiz kapılmadık...Ama ne yazık artık o uçmayı yeni öğrenen kuşlar değiliz...birçok şeyi yaşayamama nedenimiz de her sevdanın sonundaki acıların hala sızısını anımsıyor olmamızdan...
Ama sen aldırma be dostum...düşe kalka yaşıyacağız sevdalarımızı....bu hiç değişmeyecek ki......yokluklarımıza yoksulluklarımıza bakıp...zaman zaman tövbelere edeceğiz...sırtımızı döneceğiz güneşe...fırtınalarda kepenklerini kapatacağız yüreğimizin...soğuk yalnızlıklarımızda kendi yüreğimizi avuçlayıp birbirimizi ısıtacağız....ama
...sevgi öyle güçlü bir ırmak ki yüreğimizde önüne set çekemeyeceğiz...o tüm engelleri aşıp şelaleler gibi...seller gibi gümbür gümbür taşacak ve akacak bir başka gönüle...Onun toprakları kıraçsa kuraksa bile ne gam!!!! Biz az mı kurak arazilerde yol aldık...az mı kupkuru tarlalardan geçtik kan ter içinde ama ölmedik..Ne susuz yazlardan kavrularak geldik bu günlere...
....Sen unut o günleri...sen hiç yağmur görmemiş topraklara bile çıksa yolun küme küme bulut ol sevdanla...dök sağanaklarını olabildiğince...yağ yüreğin yettiğince onun yüreğine....Baktın olmadı...hiç bir gelincik...bir papatya bile yeşertemiyorsun o yaban yürekte....Vazgeç o zaman gülüm...
Dön geri!!!
...Bir çınar olur dinlendiririm seni gölgemde...dost elimle sararım yaralarını...acıların acım olur...ama yine de sevinirim o güzel yüreğin hala çarpıyor...ölmemişsin diye....Çünkü dostum sevmekten vaz geçmek ölmek demek...bunu yıllar önce böyle belledik biz...
Gün bitti...güneş dağlarına ardına gitti...yol da bitti...Şimdi kürkçü dükkanına dönme vakti...Önce bir ılık duş...sonra akşam yemeği...televizyonda bir dizi...belki bir tabak kiraz....ya da bir kase yoğurt...derken uyku vakti...İşte bu da bir yaşam biçimi....Adını sen koy dostum....adını sen koy!!!!
Şehrazat
YORUMLAR
Unuttuğum iyi oldu yoksa kafayı yiyecektim....
Umutlarınızı kaybetmemeniz dileklerimle ;adı şimdilik umut umutlarınıza yaklaştıkça Adı; huzur olsun huzurlu mutlu bir yaşam diliyorum...
Sık sık anılarda , gel-gitler içinde hep fırtınanın sessizliğinnde yaşadığını görüyorum paylaşımlarında.Ve ilginçtir, fırtınanın bu sessizliğinde bile huzuru işliyor ve bunu karşı tarafa eksiksiz aktarabiliyorsun. Ne kaleminden eksiliyor huzur, ne de paylaşımlarına dekor olarak koyduğun hatıralardan yansıyan yoğun duygulardan....
Not; yaprak sarması konusunu ilerde mutlaka işleyeceğim, bilgin olsun :))) Her ne kadar bana kızsada bir başka blogcu arkadaşın( tam tersini düşünse de aslında sevdiğim bir blogcu) '' senin dudakların varsayarak aynada kendimi öptüm'' sözünü de işleyeceğime bu kısa not içinde yer vermek istiyorum .:))