BİRAZDA BUNLARI KONUŞALIM….
16 Temmuz 2012, 19.43 A- A+Bundan önce de yazmaya karar vermiştim. Mümkün olduğu kadar uzun olmamasına özen gösterdim. Çok fazla dramatize etmeden okuyucuya sumak istedim. Aslında unutulmaya yüz tutulmuş bir olaydır. Kimine göre hiç mi hiç hatırlanması gerekmeyen ya da kimine göre hatırlandığında utanılacak bir trajedi. Yıllardır kanayan bir yara ve yüreklileri cesaretlendiren yüreksizleri de korkutan bir olay. Korkakları bilmem sanırım bundan böyle bizim daha çok akıla ihtiyacımız vardır. Korktukları insanları silahla değil düşünce ile fikir zenginliği ile sindirsinler. Bu düşünceye toplum olarak sahip olduğumuzda eminim ki sizde benim gibi heyecanlanacaksınız.. Benim gibi veya benim başkası gibi aynı düşüncede olması imkânsız. Anlaşılır dil konuşulduğunda bundan herkes karlı çıkar…
Canları sıkıldığında gidip sohbet ettikleri evdi. Günün yorgunluğunu hoş sohbet ederek atmaya çalışıyordular. Akşam geç saatlerdi yemekler yenmiş arkadaşlar kendi aralarında sohbete koyulmuştular. Hepside üniversite öğrencisi olduğu için gelecek ile ilgili planlar yapılıyordu. Aldıkları nefeste bile hayal damliyordu. Kimisi mühendis kimisi doktor olacaktı. Kim bilirdi ki gelecekleri üzerine kanlı yapıldığını.
İçerideki öğrenciler televizyon seyretmekteyken dışarıda kapının önünde kalleş bir çift gözün onları takip ettiklerinin farkında değildiler. Az sonra o hain kişi gidecek diğer arkadaşlarına planlarını anlatacak. Onlara göre plan kusursuz olacaktı. Altı kişi arabaya binip eve doğru yol aldılar. Kapıya geldiklerinde kapıyı kırarak içeri girmek istemiştiler. Anahtar deliğinde tıslayan yılan gibi havayı kokladılar. Kıramayınca içerdekiler ne oluyor? Endişesiyle kapıyı araladıklarında kapıya yüklenerek içeri girdiler. Saldırganlar öğrencilerin silahsız olmalarına şaşırmışlardır. Öğrencilerin ellerini arkadan bağlayarak yüzükoyun yere yatırırlar. Kati yürekli korkaklar evin içine geldiklerinde içerde üç kişi sandıkları öğrenciler beş kişi karşılarındaydı. Sokağın az ilerisinde kaderlerinin karanlık yüzleri bekliyordu. Saldırganlar evde sandıklarından çok sayıda kişiyle karşılaşınca ne yapacaklarını bilemeyip reislerine danışmaya kara verirler ve böylece hain plan yeniden yapılandırılır. Bu kez silahla teslim aldıkları yetmeyip kişiliklerine korkaklıklarını ekleyerek eter ile bayıltarak işlerini kolaylaştırırlar. Bu sırada arkadaşlarının yanına gelmek isteyen iki genç daha eve gelir. Kapı arkalarına gizlenerek onları da etkisiz hale getirirler. Sonra hemen ikisinin de dışarıdaki arabalarına bindirerek şehrin dışına çıkarılarak infazları gerçekleştirilir. Ayılmak üzere olan bir gencide havlu ve telle oracıkta öldürürler. Plan aslında istedikleri gibi gitmiyordu. İnsan öldürmenin bu kadar basit olduğunu canileşmenin kaypaklaşmanın en etkili yöntemlerini uyguluyorlardı. Silah kullanmadan bu işi yapamayacaklarını anladıklarında içlerindeki biri diğer canileri dışarı çıkarılarak kalleş çe içerdekileri kurşun yağmuruna tuttular
Tam karşı binada oturan polis silah seslerini duyup balkona çıktığında binadan koşarak uzaklaşan birisini görür. Yine aynı apartmandaki meslektaşı uyandıran polis silahını da alarak karşı binaya geçerler. Kapıyı kırarak içeri girince dehşet görüntüleriyle karşılaşırlar. Gençlerden sadece bir tanesi hayattadır ve hastaneye kaldırırlır. o yaralı genç kendine gelir olayı ayrıntılarıyla anlatır. Verilen eşkâlde verilen istihbarat bilgilerinde her şey aşikâr.. Ertesi sabah kalleşler başkentte bir evde buluşurlar. Haberlerden bir kişinin ölmediğini öğrenince korkuya kapılırlar ve Ankara’yı terk etmeye karar verirler.
''Bunlar her zaman senin canına kıymazlar zamanla beynine ve ruhunada saldırıda bulunurlar''.
YORUMLAR
Detaylandırmaktan kaçınmışsınız siz de sanki, belki bilinçli bir tercihtir bilmiyorum. Bahçelievler 15. Sokak 56. Yorumsuz...
Geçmişe bir yolculuk ,Çerçeve değişti ama resim galiba aynı . İnfaz edilmeselerde,fikirleri infaz edilmeye çalışılanlar.Gecenin bu saatinde üzüldüm,düşündüm.Karamsarım .