NEREYE GİDİYORUZ...
18 Temmuz 2012, 18.41 A- A+
Koş koş koşşşşş.....malın iyisi burada abla koş koş koşşşşşşşş!!!!!!...bu mu malın iyisi:))bunun hormonlu olduğu ilk bakışta anlaşılıyor.abla pazarda ne hormonsuz sence...etrafıma baktım ve gördüm ki,ülkemizde en çok sebze üretilen bölgelerinden birinde yaşıyorum ve semt pazarı(üretici pazarı)içinde de hormonsuz ya da gdo su ile oynanmamış besin yok gibi.armut armutluktan,erik eriklikten,domates domateslikten çıkmış.balık ,tavuk bile almaya korkar olduk.öyle ki,eğe yöresine ait doğada yetişen otlardan yapılan yemeklerde salatalarda bile tat kalmamış.çünkü çoğu sebze ve sera alanlarında doğal yetişiyor ama verilen ilaç,hormon ve gübrelerden etkileniyor.bir kere eski boyutlarında değiller..daha bir uzun yada iriler.eski lezzetleri yok ve eskisi kadar nasıl önlem alırsan al dayanma süreleri kısa.dayanmıyolar.hemen tüketmek gerekiyor.erikler daha bir kırmızı,domatesler o kadar farklı ki:))boy boy renk renk domates bulabilirsin..mevsimsiz sebze ve meyve ise tüm çeşitleri ile satışta..fesleğen,reyhan,rezene gibi yeşillikler tanınmıyacak haldeler neredeyse..öyle irileşmişler ki acaba bunlar gerçekten almak istediğim ıtırlı bitkilermi diye tereddüt ediyorsun:((hıyar,kabak ve biberler de farklı değiller.biz yinede şanslıyız.kendi yiyeceğimizi kendimiz üretebiliyoruz ve çok az sebze meyve alıyoruz çarşılardan pazarlardan..ama ekolojik diye satılan ve insanları yavaş yavaş zehirleyen tüm satıcı ve bu kadar denetimsiz bir ortama izin veren yöneticileri kınıyorum..eskiden tarımda kendimize yeten 3-4 ülkeden biri iken,şimdi yetmeyi bırak tarım ürünlerini ithal eder duruma gelmemizin suçlusu kim..üreticilermi??? denetimsiz üretime izin veren yönetim mi??kimyasal savaş ile ülkemizi öldüren devletler mi???bunları bilerek alıp tüketen bizlermi???...
YORUMLAR
Evet çok kez işlendi bu konu bloglarda.Bizden götürdüklerini konuştuk, tartıştık..Bu gün keyfim yerinde,o yüzden konunun olumlu tarafını kaleme alacağım bu yorumumda :)) ( Allahım sen beni koru)
Bloglarda bahsettiğiniz konudan dahada çok işleneni kadın -erkek eşitsizliği idi. Kaleme aldığınız konuyla ne alakası var demeyin.Hormonlu gıdaların özellikle kadınlar üzerindeki etkisi, erkeklerle kadınlar aradaki görsel farkı minumuma indirdiği kadın kuaförlerin seyir defterinde kayıtlı :))
Yazdıklarının her satırına sonuna kadar katılıyorum, daha önce bu konu işlendiğinde katıldığım gibi.Sadece olası bir ihtimalin senaryosunu sundum yorumumda :)) İster bilimkurgu deyim, ister drama... Ama benim için aksiyon olucağı kesin..o yüzden kaçıyorum ben.. polemik içinde hırpalanmadan :))
Emeğine sağlık. Sağlıklı günlere... hep birlikte...