Olimpiyatlar 4 yılda bir yapılan bir spor şölenidir. İlk sürpriz yüzme dalında, bir önceki olimpiyatın rekortmen yüzücüsü ( 8 altın) Phelps'in 4. olmasıyla yaşandı. Özellikle atletizm (100 m. erkekler finali ) olmak üzere, bu şöleni kaçırmayın derim. Spikerimize de teşekkürler. ( :
Yazımı yazdım. Yorumumu da kendim yapayım...Kimse yoruma deger bulmamış.Neden acaba diye düşündüm bir an.Daha önceki yazılarımın bazılarına birçok yorum eklenmişti...Bir baktım ki REHA MUHTAR haklı...'''ACI VARMI ACI '' derken bu toplumun nabzını neyin tutacagını çok iyi kavramıştı o....
Kısa ve küt şu sonuca vardım....ya GAMYUNLA ilgili yazacaksın burda, ya da gözyaşların sel olduğu gerçek öyküler...Bir de şuna karar verdim( cok uzun süre uygulayabilecegimi sanmıyorum ama) hani sanatcılar medyada cok görülünce onlara duyulan ilgi azalıyor ya , galiba blogseverleri de çok sık yazarak sıkmamak lazım....
Bir bloğuna yorum yaparken Trapper_4_ever ' e(dogru yazdıgımı ümit ediyorum) sizi kıskanıyrum ben de yazmak istiyorum yazmıştım da''çok zor değil , al kalemi eline göreceksin sen de yazabiliyorsun '' demişti...Yazmaya cabalıyorum ve süre dolar dolmaz yenisini eklemek istiyorum...AMA bu gece kendi kendime söz verdim...Bir süre yazmıyacagım.Başka kalemlere de fırsat vermemiz gerektigini düşünüyor ve saygılar sunuyorum..................
trt3 de kaçırmadan izliyorum olimpiyatları =) en sevdiğim yüzme
bence olimpiyata 23 deyilde bir kasaba insan katilirsak yine oca bir hic madalya alamadan dönecez basarilioldugumuz spor dalinabakin hep ithal atletizim ithal zenciler basmis haltere bak ithal bulgar turku ve azeri turku ya oyle hazirci olmus bir millet oldukki sporda bile ;))
Sevgili Strawberry, dün gece kendi yazımın sonuna eklediğim video ile cebelleşirken yazınızı da okudum ama yazamadım bir şey istediğim halde, sabaha bıraktım. Olimpiyat açılışı çok gtüzeldi baştan sona. Sona derken uykumla direndiğim ana kadar:)) Ben neden bilmem acaba Derya Büyükuncu'mu taşıyacak Türk Bayrağını diye bekledim tam o sırada dalmışım uykuya. Gözlerimi açtığımda dup duru bakışlarıyla Neslihan dalgalandırıyordu bayrağımızı. Başbakan ve eşi de ilk kez gözüme bu kadar sempatik geldiler bayrağımıza el sallarken...
Bu arada sitemlerinizi haklı bulmuyorum aynen Mirza' nın açıkladığı gibi. Yorumlar elbette bir yazıyı tamamlar katkı sağlar ama yorum sayısı ile bu kadar dertlenen birisi samimi yazamaz bence. Yorumsuz kalan bir yazı kötü yazı olmadığı gibi, çok yorumlu bir yazı da iyi bir yazı olduğunu ispatlamaz, bunlara hiç kafanızı yormadan yazın en güzeli. Bazen çok güzel bir yazıyı okuyup gülümseyebiliyoruz ya da içimiz acıyor hüzünleniyoruz. Olay bence budur. Sevgiler.
Bu defa yazı konusuna değil de yorumunuza takıldım ben esas.:)
Daha yolun başında, yorum sayısını kriter olarak almanız anlaşılabilir bir durum, giderek bakışınızın değişeceğini umuyorum.
Eğer değişmezse yazılarınız yorum sayısına, eleştirilerdeki olumsuzluğa bağımlı kalır ki o zaman "hiç yazmasın daha iyi" denilebilir.:)
Ayrıca, mirza78'in yazdıklarının çoğuna katılmakla birlikte şu "Birincisi, bazı yazılar seri onay ile alta gidiyor ve okunmuyor." cümlesine de aynı bakışla kesinlikle katılmıyorum.
İyi bir blog okuyucusu -onlardan biriyim" sayfalarca geride kalsa bile yazıları takip ediyor,merak etmeyin.:)
Yazı başlığınız açılış sayfasında görünmesinin fazla bir etkisi yok okur için. -Bu konuda "yazım altta kalmııışşş" türü bir iki serzenişe şahit olduğum için girdim konuya.-
Ne kadar hoş bir durum ki fazla sayıda blog üretimi var ve ilgili yönetim kadrosu da doğal olarak sırayla koyuyor yayına.-Başka ne yapabilirlerdi adil olmak için?-
Tersini düşünsenize; aynı yazı başlıkları günlerce ana sayfada lamba gibi dursa ve biz " Yaaa yine mi bunlar yaa?" desek daha mı hoş olurdu?
Yeşilçam oyuncularının, dizi oyuncularının, "Benim adım en başta olmalıııı!" şımarık kaprislerindense, kendi üretimlerinin öncelikle samimiyetlerini, sonra da teknik kalitesini; Noktalama işaretleri,sözcük seçimi ve sözcüklerin doğru yazılmasını- hala "herkez,şarz vs." yazanlar var-, Satırbaşı, paragraf kullanımında özen gösterilmesini ön plana almaya çabalayıp giderek kendini geliştirirse daha yerinde olur bence.
Yazıda " Yüzüm eskimesin" tarzı, "Kalemim eskimesin" kaygısı da bence yersizdir.
Çünkü yazar da, yazıcı da - adı her neyse- sanat emekçisidir ama oyuncu değildir, asla da olmamalıdır bence.:)
Uzun lafın kısası: Benim için iyi yazıcı, yazar, her türlü dış etkiyi kesinlikle umursamayıp tüm samimiyetiyle özgün yazan, bunu okura hissettirendir.
Teşekkürler,sevgiler.
mirza 78 ve Ataya.....
Kesinlikle ve kesinlikle çok yorum alayım da herkes bunu görsün gibi bir gailem asla olmadı...Yazmayı da çok seviyorum.Çok uzak kalabileceğimi de sanmıyorum...Şimdiden yazılarımı biryerlere not etmeye başladım bile...Sadece blogseverleri nerdeyse her gün yazarak sıkmak istemedigimden bu kararı aldım...dikkat ederseniz eğer : burası bir sitenin bloğu da olsa noktalama işaretlerine , dilin akıcı olmasına , yanlış kelimeler yazmamaya özen gösteriyorum...Dün gece duygusal bir anımda yazdım galiba yorumumu....yanlış anlaşılmayı asla istemiyorum...Kısa bir süre sonra yine aranızda olacagım...Sevgiyle sağlıcakla kalın...............(haaaaaaa bu arada kimse cıkıp da bloğa nasıl resim konduğu konusunda beni aydınlatmadı...Bir önceki bloğumda bunu rica etmiştim...bu da DUYURULURRRRRRRRRRRRRRR....................:)))))))))))))
Aslında benim de yorum yapasım yoktu ama yorumları okurken yorumunuza yazasım geldi.Yani yorumlar için bile tekrardan yazıyı açanlar yazıyı okuyanlar var. Diğer yorumculara katılmakla beraber bazen yazacak bir şey bulamayız yorum yapamayız bu gayet normal zorlamayla, samimi olmayan yorumlardansa 0 yorumla kalmasını tercih ederim yazılarımın.
Aslında bu yorumunuzla yazar okunmak için mi yoksa kendisi için mi yazar sorusunu getirdiniz aklıma. Okunmak, çok yorum almak için yazan yazar samimi değildir.Eğilir, bükülür. Ama yazan herkes okunmak ister ve arada fark vardır.
Siz daha fazla yazmakla kimsenin önünü kapamayacaksınız aksine sizin hitap edebileceğiniz kişileri okumaya belki yazmaya yönlendireceksiniz. İçinizden geldiği kadar ve sürece yazın, herkes yazsın ama yazdıktan sonra silmesinler lütfen.
Sat_Agraha...............
İnsan bazen ne anlatmak istediğini kalemiyle anlatamıyor....Dedim ya galiba dün gece çok duygusaldım....Belki de saçmaladım...Ama yine de dediğimin arkasındayım....Yazmayıp sadece okuduğum dönemlerde ; neden hep ayni insanlar yazıyor diye hep düşünmüşümdür..Bir baktım nerdeyse gün aşırı yazmışım...Biraz mola iyi gelecek..Ben hep buralardayım...Her bloğu okumaktan haz alıyorum ve okuyorum aksatmadan...Sizlerin yansız ve tarafsız ve objektif yorumlarınız da ayrı bir haz katıyor bloglara....
Teşekkürler , sevgiler( sizin gibi bitirdim yorumumu :))))))) )
YORUMLAR
Yazımı yazdım. Yorumumu da kendim yapayım...Kimse yoruma deger bulmamış.Neden acaba diye düşündüm bir an.Daha önceki yazılarımın bazılarına birçok yorum eklenmişti...Bir baktım ki REHA MUHTAR haklı...'''ACI VARMI ACI '' derken bu toplumun nabzını neyin tutacagını çok iyi kavramıştı o....
Kısa ve küt şu sonuca vardım....ya GAMYUNLA ilgili yazacaksın burda, ya da gözyaşların sel olduğu gerçek öyküler...Bir de şuna karar verdim( cok uzun süre uygulayabilecegimi sanmıyorum ama) hani sanatcılar medyada cok görülünce onlara duyulan ilgi azalıyor ya , galiba blogseverleri de çok sık yazarak sıkmamak lazım....
Bir bloğuna yorum yaparken Trapper_4_ever ' e(dogru yazdıgımı ümit ediyorum) sizi kıskanıyrum ben de yazmak istiyorum yazmıştım da''çok zor değil , al kalemi eline göreceksin sen de yazabiliyorsun '' demişti...Yazmaya cabalıyorum ve süre dolar dolmaz yenisini eklemek istiyorum...AMA bu gece kendi kendime söz verdim...Bir süre yazmıyacagım.Başka kalemlere de fırsat vermemiz gerektigini düşünüyor ve saygılar sunuyorum..................
Bu arada sitemlerinizi haklı bulmuyorum aynen Mirza' nın açıkladığı gibi. Yorumlar elbette bir yazıyı tamamlar katkı sağlar ama yorum sayısı ile bu kadar dertlenen birisi samimi yazamaz bence. Yorumsuz kalan bir yazı kötü yazı olmadığı gibi, çok yorumlu bir yazı da iyi bir yazı olduğunu ispatlamaz, bunlara hiç kafanızı yormadan yazın en güzeli. Bazen çok güzel bir yazıyı okuyup gülümseyebiliyoruz ya da içimiz acıyor hüzünleniyoruz. Olay bence budur. Sevgiler.
Daha yolun başında, yorum sayısını kriter olarak almanız anlaşılabilir bir durum, giderek bakışınızın değişeceğini umuyorum.
Eğer değişmezse yazılarınız yorum sayısına, eleştirilerdeki olumsuzluğa bağımlı kalır ki o zaman "hiç yazmasın daha iyi" denilebilir.:)
Ayrıca, mirza78'in yazdıklarının çoğuna katılmakla birlikte şu "Birincisi, bazı yazılar seri onay ile alta gidiyor ve okunmuyor." cümlesine de aynı bakışla kesinlikle katılmıyorum.
İyi bir blog okuyucusu -onlardan biriyim" sayfalarca geride kalsa bile yazıları takip ediyor,merak etmeyin.:)
Yazı başlığınız açılış sayfasında görünmesinin fazla bir etkisi yok okur için. -Bu konuda "yazım altta kalmııışşş" türü bir iki serzenişe şahit olduğum için girdim konuya.-
Ne kadar hoş bir durum ki fazla sayıda blog üretimi var ve ilgili yönetim kadrosu da doğal olarak sırayla koyuyor yayına.-Başka ne yapabilirlerdi adil olmak için?-
Tersini düşünsenize; aynı yazı başlıkları günlerce ana sayfada lamba gibi dursa ve biz " Yaaa yine mi bunlar yaa?" desek daha mı hoş olurdu?
Yeşilçam oyuncularının, dizi oyuncularının, "Benim adım en başta olmalıııı!" şımarık kaprislerindense, kendi üretimlerinin öncelikle samimiyetlerini, sonra da teknik kalitesini; Noktalama işaretleri,sözcük seçimi ve sözcüklerin doğru yazılmasını- hala "herkez,şarz vs." yazanlar var-, Satırbaşı, paragraf kullanımında özen gösterilmesini ön plana almaya çabalayıp giderek kendini geliştirirse daha yerinde olur bence.
Yazıda " Yüzüm eskimesin" tarzı, "Kalemim eskimesin" kaygısı da bence yersizdir.
Çünkü yazar da, yazıcı da - adı her neyse- sanat emekçisidir ama oyuncu değildir, asla da olmamalıdır bence.:)
Uzun lafın kısası: Benim için iyi yazıcı, yazar, her türlü dış etkiyi kesinlikle umursamayıp tüm samimiyetiyle özgün yazan, bunu okura hissettirendir.
Teşekkürler,sevgiler.
mirza 78 ve Ataya.....
Kesinlikle ve kesinlikle çok yorum alayım da herkes bunu görsün gibi bir gailem asla olmadı...Yazmayı da çok seviyorum.Çok uzak kalabileceğimi de sanmıyorum...Şimdiden yazılarımı biryerlere not etmeye başladım bile...Sadece blogseverleri nerdeyse her gün yazarak sıkmak istemedigimden bu kararı aldım...dikkat ederseniz eğer : burası bir sitenin bloğu da olsa noktalama işaretlerine , dilin akıcı olmasına , yanlış kelimeler yazmamaya özen gösteriyorum...Dün gece duygusal bir anımda yazdım galiba yorumumu....yanlış anlaşılmayı asla istemiyorum...Kısa bir süre sonra yine aranızda olacagım...Sevgiyle sağlıcakla kalın...............(haaaaaaa bu arada kimse cıkıp da bloğa nasıl resim konduğu konusunda beni aydınlatmadı...Bir önceki bloğumda bunu rica etmiştim...bu da DUYURULURRRRRRRRRRRRRRR....................:)))))))))))))
Aslında bu yorumunuzla yazar okunmak için mi yoksa kendisi için mi yazar sorusunu getirdiniz aklıma. Okunmak, çok yorum almak için yazan yazar samimi değildir.Eğilir, bükülür. Ama yazan herkes okunmak ister ve arada fark vardır.
Siz daha fazla yazmakla kimsenin önünü kapamayacaksınız aksine sizin hitap edebileceğiniz kişileri okumaya belki yazmaya yönlendireceksiniz. İçinizden geldiği kadar ve sürece yazın, herkes yazsın ama yazdıktan sonra silmesinler lütfen.
Sat_Agraha...............
İnsan bazen ne anlatmak istediğini kalemiyle anlatamıyor....Dedim ya galiba dün gece çok duygusaldım....Belki de saçmaladım...Ama yine de dediğimin arkasındayım....Yazmayıp sadece okuduğum dönemlerde ; neden hep ayni insanlar yazıyor diye hep düşünmüşümdür..Bir baktım nerdeyse gün aşırı yazmışım...Biraz mola iyi gelecek..Ben hep buralardayım...Her bloğu okumaktan haz alıyorum ve okuyorum aksatmadan...Sizlerin yansız ve tarafsız ve objektif yorumlarınız da ayrı bir haz katıyor bloglara....
Teşekkürler , sevgiler( sizin gibi bitirdim yorumumu :))))))) )