Üniversite :) Arkadaş konusunda benim kadar şanslı olmanı dilerim ilk başta. Ve evet söylenen doğru kimse kırmızı halı ile beklemiyor. Ama herşeye rağmen güzel bir şey. Gece çorbacı keyfi gündüz okulu kırmanın hazzı , sınav zamanı olan telaş güzel duygular elbet. Eğer 4 yıllık bir okula gideceksen ilk başlarda derslere o kadar verme kendini , kaldığın dersi seneye halledersin. 2 yıllık bir ünv. gideceksen işin yaş , iki yıllık öğrenci profili genelde haylaz öğrenciler. Süper seneler geçirebilirsin ancak 2 sene sonunda diploma hayal olarakta kalabilir.
Allah yar ve yardımcın olsun.
Sevgili öğrencilerimle birlikte yaşadım tercih telaşını.Elimden geldiğince destek oldum doğru seçim yapmaları için.Kimisini avutmaya çalıştım ve gelecek sene için yüreklendirdim başarabildiğimce...Daha az önce bir öğrencimle konuştum ve 5 dkk geçmeden yazınızı gördüm.
Hep söylediğimiz gibi sınavla gelecek belirlemenin ağır yükünü taşıyan o omuzlar en güçlü destekleri hak ediyorlar.Üniversiteyi kazananlara gelince...Hala anne babalarınızın yolladığı parayla geçindiğiniz için özgürlük,hayatı tanıma,ayakları yere basma hayalleri falan kurmayınız derim:)) Ne zaman ki kendi paranızı kazanmaya başlarsınız o zaman hayat gerçek anlamda başlamış demektir.Ben de ilk başlarda sizin gibi düşünürdüm ama işin iç yüzü öyle değilmiş yaşadıkça öğrendim.Sizde öğreneceksiniz.
Üniversite yıllarında edinilen dostluk ve tecrübelerin tadı gerçekten hiç bir şeyde yok.Dersten kaçışlar,kim vizeden ilk çıkıp cafedeki masayı kapacak diye yarışmalar...(siz bunları örnek almayınız lütfen:))
Sizin şahsınızda tüm sevgili öğrencilerime ve kazanmış tüm gençlere başarı ve mutluluk dolu bir eğitim hayatı diliyorum.Sevgilerimle....
hıı dimi ahmet :) ben de bir öğretmen olarak ağaç yaşken eğilir düşüncesiyle onlara önce adam olmaları için ders veriyorum. İlerde 20 li yaşları gectikten sonra kendinden büyük hayaller kurup o hayallerin altında ezilip sonra ne oldum delisi olmamaları için eğitiyorum onları.
önce insan olmaları gerektiğini. bir yere gelmek için başkalarının hayallerini yıkıp geçmeden, gerçek hisleriyle hareket etmeleri gerektigini anlatıyorum onlara. Diploma kazanayım derken insanlıgını kaybedersin sonra.
Benden sana bir tavsiye; yürüdügün yolda ilerlerken ayağının altındaki taşlara dikkat et. küçük deyip basıp gecme belki ayagını kaydıran o taş hayatını da kaydırır. o yüzden saglam bas ve neye bastıgına dikkat et! ve şunu hiçbir zaman unutma: NE OLDUM DEĞİL; NE OLACAĞIM !
adamı adam eden diploma degil KARAKTERİDİR !!!!!!
Ben bir üniversite mezunu işsiz olarak derim ki okuma kardeşim.Okuyupta kapitalistlere para kazandırma.Şayet tıp okumayacaksan diğer tüm bölümler pert.
Okulun bitecek kpss ye gireceksin sana kimse sen sözelcisin-sayısalcısın sadece sözel-sayısal kısmı yap demeyecek.İş bulamayıp debelenip duracaksın.Her ilde üniversite kuruldu.Geçen okudum ki üniversitelerde toplam iki yüz bin kontenjan arttırılmış.Milyon milyon verecek her sene mezunlarını.
Ben derim ki çalış sermaye biriktir,iş kur.4 senede kazanabileceğin ve okurken kaybedeceğin paraları bir hesapla.Yoksa bu dediğimi 4-5 sene sonra düşüneceksin.Biz kpss ye 1 milyon kişi giriyoruz,5 sene sonra 2,5-3 minyon rakibin olacak.Şuan üniversite mezunlarının %52'si işsizmiş.İş beğenmiyorlar da ondan deme.Fabrikada bantta çalışan arkadaşlarım var o %48 içinde.
Yukarıda hocalarımız yazmış.Onlar şanslı bir azınlık,vaybe her yazan atanmış memur olmuş diye düşünme.Okumak zordur,okuduktan sonrası dahada zordur.Ortam olacak,cool takılacaz diye hiç düşünme.Dünya parası olanlar için güzeldir.İnsan kısıtlı durumlarda da mutlu olabilir zırvalığını hiç takma bile.
Benim sana altın öğüdüm budur.Biliyorum gidip okuyacaksın dinlemeyeceksin.Bizde öyle yaptık ama,4-5 sene sonra vaybe bu abimiz haklıymış diyeceksin.
iron_i agır ama öz konuşmuşsunuz tebrik ederim. sizin gibi düşünen öğretmenlerin daha çok yetişmesi dileğiyle. ahmet kardeşimi de tebrik ederim
Bende üniversite hayatımdan bir kaç başlık sunayım...
Çalışıyorken(657) okudum ben. Gündüzleri okul, geceleri iş.tam 6 ay boyunca 3 sandalyeyi birleştirip üzerinde parça parca uyumaya çalıştım. Uykusuzluk yüzünden başıma gelmeyen kalmadı.İş için Maraş'a gittim ama uyumuşum Sivas'ta buldum kendimi.
Bir gün arkadaşlar kafayı çekelim dediler, gittik bir bar a... Biz eğlenirken terasta silah sıkılmış..EEE alt kattaki restoranda da Orman Bakanı olunca topluca aldılar götürdüler bizi. Aradan 10 gün geçmedi.Ramazan ayı girmişti, iftara davet edildim. Gittiğim ev cemaat eviydi . İftardan sonra etkinlikler vardı.Ve ben daha henüz ordayken polis bastı.Yine götürdüler.:) Emniyet Müdürü huzuruna çağırdı ve aynen şunu dedi.'' sen ne ayaksın.Geçen hafta kafayı çekiyordun.. bugün hu çekiyorsun '' Oysa sadece nazik davetleri kıramamıştım.:))
Aradan 1 ay geçti.. Bazı arkadaşlar ev tutmuştu.VE kutlama varmış davet edildim.Evde oyun oynuyoruz.Oldukca masum bir oyun.Yağ satarım bal satarım oyunu gibi.Herkes daire oluşturacak biçimde oturmuş.Bir kişi dolanıyor bu daire etrafında.Ve arada oturanlardan birinin avuçlarına elindeki metal parayı bırakıyormuş gibi yapıyor. bırakıyor veya bırakmıyor. sonrada soruyor '' para kimde? '' Bilen yırtıyor, bilemeyene kemerle isteğe göre hızlı veya yavaş ellerine vuruluyor.Bağırtılar yükseliyor evden kahkahalar eşliğinde. oyun kabaca bu şekilde.Nerden bilebilirdik yeni tutulmuş bu evin sabıkalı olduğunu.Daha önce defalarca baskın yemiş olduğunu.Yan binalardan gürültüyü duyanlar ve içeriyi görenler aramış 155 i.Malum evde İşkence yapılıyor diye.Yine baskın yedik.Yan binaların tepesindeki keskin nişancıları görünce anlamıştık işin ciddiyetini.Yine götürdüler :)) Müdürün karşısına yine hususi olarak çıktığımda Müdür önce çok kızdı. sonrasında akraba gibi olduk.. ben okulu bitirene kadar bir çok konuda yardımcı oldu sağolsun.:)
Çok şikayet etmemek lazım.. Kaderim buymuş demektense , kaderin oynadığı oyunlardan en iyişekilde nemalanmak gerekir.. O nemadan kendi şansımızı yaratabiliriz.
Benim tavsiyem, hayatın getirileri kadar götürüleri de olucaktır.Biz hep getirilerini hayal ederiz.Ve en küçük bir götürüde yıkılırız.Asla pes etme.10 defa düşersen 11.defa kalk ayağa.Her kalkmanda benlik hazinendeki değerler dahada kıymetlenecektir.Bu değerlerle oluşacak kişiliğin,karekterin... bu değerlerle kıymetleneceksin.Ve bu değerlerle kıymet vereceksin herşeye... Allah yolunu açık etsin..
Kazanılmış hak bakidir... kaybedilmez. Hakedip beklemede olan arkadaşlara da haklarının tez zamanda iade edilmesini temenni ediyor, sabır diliyorum.
Teşekkür ederim mirza78.. Şükür bitti, kırdırdım.Kırıkları atmam lazım vücudumdan, aksi halde cuma günü manuel olarak alcaklar :)) Düşürrüm galiba...
Hulusi Kentmen benzetmen oldukca yerindeydi.Lakabı Kara Ejder' di ama kalbi yumuşaktı müdürün.Her nekadar dört caarıma küfretse de :)O kadar olay oldu, her dafasında huzurundan alnı dik ayrıldım..Bir defasında hariç.
Yukarda bahsettiğim3.olayda huzuruna çıktığımda makam odasında çiçeklerini suluyordu.Arkası bana dönük, yüzüme bile bakmadan konuşuyordu.Çiçeklerin bakımından, onlara gösterilmesi gereken ilgiden bahsediyordu.Ve o an suladığı bir çiçeğin adını sordu bana. Bilmiyordum adını ve biraz düşündükten sonra '' bilmiyorum efendim '' dedim. ''KÜPE'' dedi. Bu '' küpe çiçeği'' dedi. Sonrasında da yüzünü bana dönüp, öncesinde okumuş olduğu ifadem ışığnda fırçaladı beni.Artık samimi olmuştum:)) 15 gün kadar sonra teşekür amaçlı ziyaretine gittiğimde yine çicekleriyle ilgileniyordu.Bu ilgi sırasında yine o bana adını sölediği çiçekle ilgilenirken dedi ki'' ee neymiş bu çiçeğin adı öğrendin mi'' Düşündüm bir türlü aklıma gelmiyordu çiçeğin adı.Aklıma gelen tekşey çiçeğin adının bir takı adı olduğuydu.Bilezik değildi..ve evet evet tamam buldum dedim içimden ve söyledim çiçeğin adını müdüre '' YÜZÜK efendim'' Müdür hışımla yüzünü bana döndü ve defol dedi.Tam kapıdan çıkarken kapıdaki polislere seslendi '' atın bunu içeri'' Yarım saat nezarette kaldım sırf çiçeğin adını bilemedim diye :))
Bak Ahmet! ismin de pek güzelmiş, bahtın da güzel olur inşallah. Yukarıdaki yorumcuların ve daha sonra yazacak olanların hepsinin söylediklerini yap bence, hangisi tutarsa. Başarı esnekliğin sonucu gelir. Bir şey biliyorlar ki diyorlar. Özellikle şu badem bıyık durumuna iyi konsantre ol, sadece badem bıyık yetmez çizgili gömlek de şart.
Ya da bir kaç ay ömrün kaldığını düşün ve ne içinden geliyorsa onu yap.
Livaneli ne demiş
Bir insan ömrünü neye vermeli
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
...
öneriler için öncelikle herkese teşşekür ederim...
DUK45 isimli abim o konuda önerileri çok aldım.Malasef dedikleriniz doğru.Ama ben bu zamana kadar hiçbir serbest meslekte çalışmadım bile.ELime hiçbirşey almadım.Öyle düşünürsek yolu çıkmaza çekecez.İlerde sıkıntıya düşmemiz yüksek olasılık.Mesleği seçerken çok düşündüm onu.Bireysel işler için meslek seçtim.Devlete dayalı iş yapmam mümkün gibi gözükmüyor.Kendi kişisel becerime uygun inşallah.Bana yalnız çevre lazım onuda üniversitede kazanmayı amaçlıyorum.Tekrar önerin için teşşekür ederim.Umarım sizde bir feraha ulaşıp iyi yerlerrde olursunuz.
Beymen33 abim gülmekten öldüm.Aslında gitme hevesim daha da arrttı yazdılarınızdan sonra.Macera gibi olmuş hayatınız.AMa ben pek bu kadar açılmayı düşünmüyorum açıkçası.
4 yıllık üniversiteden umarım 60 70 yılın tecrübesini almaya gidiyorum.Umarım herşey sizinde gönlünüzce olur:)))
YORUMLAR
Allah yar ve yardımcın olsun.
Sevgili öğrencilerimle birlikte yaşadım tercih telaşını.Elimden geldiğince destek oldum doğru seçim yapmaları için.Kimisini avutmaya çalıştım ve gelecek sene için yüreklendirdim başarabildiğimce...Daha az önce bir öğrencimle konuştum ve 5 dkk geçmeden yazınızı gördüm.
Hep söylediğimiz gibi sınavla gelecek belirlemenin ağır yükünü taşıyan o omuzlar en güçlü destekleri hak ediyorlar.Üniversiteyi kazananlara gelince...Hala anne babalarınızın yolladığı parayla geçindiğiniz için özgürlük,hayatı tanıma,ayakları yere basma hayalleri falan kurmayınız derim:)) Ne zaman ki kendi paranızı kazanmaya başlarsınız o zaman hayat gerçek anlamda başlamış demektir.Ben de ilk başlarda sizin gibi düşünürdüm ama işin iç yüzü öyle değilmiş yaşadıkça öğrendim.Sizde öğreneceksiniz.
Üniversite yıllarında edinilen dostluk ve tecrübelerin tadı gerçekten hiç bir şeyde yok.Dersten kaçışlar,kim vizeden ilk çıkıp cafedeki masayı kapacak diye yarışmalar...(siz bunları örnek almayınız lütfen:))
Sizin şahsınızda tüm sevgili öğrencilerime ve kazanmış tüm gençlere başarı ve mutluluk dolu bir eğitim hayatı diliyorum.Sevgilerimle....
önce insan olmaları gerektiğini. bir yere gelmek için başkalarının hayallerini yıkıp geçmeden, gerçek hisleriyle hareket etmeleri gerektigini anlatıyorum onlara. Diploma kazanayım derken insanlıgını kaybedersin sonra.
Benden sana bir tavsiye; yürüdügün yolda ilerlerken ayağının altındaki taşlara dikkat et. küçük deyip basıp gecme belki ayagını kaydıran o taş hayatını da kaydırır. o yüzden saglam bas ve neye bastıgına dikkat et! ve şunu hiçbir zaman unutma: NE OLDUM DEĞİL; NE OLACAĞIM !
adamı adam eden diploma degil KARAKTERİDİR !!!!!!
Okulun bitecek kpss ye gireceksin sana kimse sen sözelcisin-sayısalcısın sadece sözel-sayısal kısmı yap demeyecek.İş bulamayıp debelenip duracaksın.Her ilde üniversite kuruldu.Geçen okudum ki üniversitelerde toplam iki yüz bin kontenjan arttırılmış.Milyon milyon verecek her sene mezunlarını.
Ben derim ki çalış sermaye biriktir,iş kur.4 senede kazanabileceğin ve okurken kaybedeceğin paraları bir hesapla.Yoksa bu dediğimi 4-5 sene sonra düşüneceksin.Biz kpss ye 1 milyon kişi giriyoruz,5 sene sonra 2,5-3 minyon rakibin olacak.Şuan üniversite mezunlarının %52'si işsizmiş.İş beğenmiyorlar da ondan deme.Fabrikada bantta çalışan arkadaşlarım var o %48 içinde.
Yukarıda hocalarımız yazmış.Onlar şanslı bir azınlık,vaybe her yazan atanmış memur olmuş diye düşünme.Okumak zordur,okuduktan sonrası dahada zordur.Ortam olacak,cool takılacaz diye hiç düşünme.Dünya parası olanlar için güzeldir.İnsan kısıtlı durumlarda da mutlu olabilir zırvalığını hiç takma bile.
Benim sana altın öğüdüm budur.Biliyorum gidip okuyacaksın dinlemeyeceksin.Bizde öyle yaptık ama,4-5 sene sonra vaybe bu abimiz haklıymış diyeceksin.
Bende üniversite hayatımdan bir kaç başlık sunayım...
Çalışıyorken(657) okudum ben. Gündüzleri okul, geceleri iş.tam 6 ay boyunca 3 sandalyeyi birleştirip üzerinde parça parca uyumaya çalıştım. Uykusuzluk yüzünden başıma gelmeyen kalmadı.İş için Maraş'a gittim ama uyumuşum Sivas'ta buldum kendimi.
Bir gün arkadaşlar kafayı çekelim dediler, gittik bir bar a... Biz eğlenirken terasta silah sıkılmış..EEE alt kattaki restoranda da Orman Bakanı olunca topluca aldılar götürdüler bizi. Aradan 10 gün geçmedi.Ramazan ayı girmişti, iftara davet edildim. Gittiğim ev cemaat eviydi . İftardan sonra etkinlikler vardı.Ve ben daha henüz ordayken polis bastı.Yine götürdüler.:) Emniyet Müdürü huzuruna çağırdı ve aynen şunu dedi.'' sen ne ayaksın.Geçen hafta kafayı çekiyordun.. bugün hu çekiyorsun '' Oysa sadece nazik davetleri kıramamıştım.:))
Aradan 1 ay geçti.. Bazı arkadaşlar ev tutmuştu.VE kutlama varmış davet edildim.Evde oyun oynuyoruz.Oldukca masum bir oyun.Yağ satarım bal satarım oyunu gibi.Herkes daire oluşturacak biçimde oturmuş.Bir kişi dolanıyor bu daire etrafında.Ve arada oturanlardan birinin avuçlarına elindeki metal parayı bırakıyormuş gibi yapıyor. bırakıyor veya bırakmıyor. sonrada soruyor '' para kimde? '' Bilen yırtıyor, bilemeyene kemerle isteğe göre hızlı veya yavaş ellerine vuruluyor.Bağırtılar yükseliyor evden kahkahalar eşliğinde. oyun kabaca bu şekilde.Nerden bilebilirdik yeni tutulmuş bu evin sabıkalı olduğunu.Daha önce defalarca baskın yemiş olduğunu.Yan binalardan gürültüyü duyanlar ve içeriyi görenler aramış 155 i.Malum evde İşkence yapılıyor diye.Yine baskın yedik.Yan binaların tepesindeki keskin nişancıları görünce anlamıştık işin ciddiyetini.Yine götürdüler :)) Müdürün karşısına yine hususi olarak çıktığımda Müdür önce çok kızdı. sonrasında akraba gibi olduk.. ben okulu bitirene kadar bir çok konuda yardımcı oldu sağolsun.:)
Çok şikayet etmemek lazım.. Kaderim buymuş demektense , kaderin oynadığı oyunlardan en iyişekilde nemalanmak gerekir.. O nemadan kendi şansımızı yaratabiliriz.
Benim tavsiyem, hayatın getirileri kadar götürüleri de olucaktır.Biz hep getirilerini hayal ederiz.Ve en küçük bir götürüde yıkılırız.Asla pes etme.10 defa düşersen 11.defa kalk ayağa.Her kalkmanda benlik hazinendeki değerler dahada kıymetlenecektir.Bu değerlerle oluşacak kişiliğin,karekterin... bu değerlerle kıymetleneceksin.Ve bu değerlerle kıymet vereceksin herşeye... Allah yolunu açık etsin..
Kazanılmış hak bakidir... kaybedilmez. Hakedip beklemede olan arkadaşlara da haklarının tez zamanda iade edilmesini temenni ediyor, sabır diliyorum.
Teşekkür ederim mirza78.. Şükür bitti, kırdırdım.Kırıkları atmam lazım vücudumdan, aksi halde cuma günü manuel olarak alcaklar :)) Düşürrüm galiba...
Hulusi Kentmen benzetmen oldukca yerindeydi.Lakabı Kara Ejder' di ama kalbi yumuşaktı müdürün.Her nekadar dört caarıma küfretse de :)O kadar olay oldu, her dafasında huzurundan alnı dik ayrıldım..Bir defasında hariç.
Yukarda bahsettiğim3.olayda huzuruna çıktığımda makam odasında çiçeklerini suluyordu.Arkası bana dönük, yüzüme bile bakmadan konuşuyordu.Çiçeklerin bakımından, onlara gösterilmesi gereken ilgiden bahsediyordu.Ve o an suladığı bir çiçeğin adını sordu bana. Bilmiyordum adını ve biraz düşündükten sonra '' bilmiyorum efendim '' dedim. ''KÜPE'' dedi. Bu '' küpe çiçeği'' dedi. Sonrasında da yüzünü bana dönüp, öncesinde okumuş olduğu ifadem ışığnda fırçaladı beni.Artık samimi olmuştum:)) 15 gün kadar sonra teşekür amaçlı ziyaretine gittiğimde yine çicekleriyle ilgileniyordu.Bu ilgi sırasında yine o bana adını sölediği çiçekle ilgilenirken dedi ki'' ee neymiş bu çiçeğin adı öğrendin mi'' Düşündüm bir türlü aklıma gelmiyordu çiçeğin adı.Aklıma gelen tekşey çiçeğin adının bir takı adı olduğuydu.Bilezik değildi..ve evet evet tamam buldum dedim içimden ve söyledim çiçeğin adını müdüre '' YÜZÜK efendim'' Müdür hışımla yüzünü bana döndü ve defol dedi.Tam kapıdan çıkarken kapıdaki polislere seslendi '' atın bunu içeri'' Yarım saat nezarette kaldım sırf çiçeğin adını bilemedim diye :))
Ya da bir kaç ay ömrün kaldığını düşün ve ne içinden geliyorsa onu yap.
Livaneli ne demiş
Bir insan ömrünü neye vermeli
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
...
DUK45 isimli abim o konuda önerileri çok aldım.Malasef dedikleriniz doğru.Ama ben bu zamana kadar hiçbir serbest meslekte çalışmadım bile.ELime hiçbirşey almadım.Öyle düşünürsek yolu çıkmaza çekecez.İlerde sıkıntıya düşmemiz yüksek olasılık.Mesleği seçerken çok düşündüm onu.Bireysel işler için meslek seçtim.Devlete dayalı iş yapmam mümkün gibi gözükmüyor.Kendi kişisel becerime uygun inşallah.Bana yalnız çevre lazım onuda üniversitede kazanmayı amaçlıyorum.Tekrar önerin için teşşekür ederim.Umarım sizde bir feraha ulaşıp iyi yerlerrde olursunuz.
Beymen33 abim gülmekten öldüm.Aslında gitme hevesim daha da arrttı yazdılarınızdan sonra.Macera gibi olmuş hayatınız.AMa ben pek bu kadar açılmayı düşünmüyorum açıkçası.
4 yıllık üniversiteden umarım 60 70 yılın tecrübesini almaya gidiyorum.Umarım herşey sizinde gönlünüzce olur:)))