Evet, o dehşeti yaşayan hiç kimse unutmadı o kahrolası geceyi. Yıkılan evler ölen insanlar yitip giden umutlar enkaz ile birlikte yok olup gitti.  17 bin kişi resmi veri. Ama 100 bin insanın öldüğü gerçeğini kimse saklayamaz. Vergi muafiyetinden kurtulmak için böyle bir ‘’saklama’’ gereğini duydular. Birinci derecede hasarlı evlerde yaşam devam ediyor. Düşünce şu: deprem olduğunda kurtulursak çok şükür kurtulamazsak Allah’ın takdiridir. Klasik deprem öldürmez çürük yapı öldürür sözünü korkarım çok duyacağız.

                Değişen ne oldu dersiniz? Tamamen bir hiç, ev yapan kaç kişi deprem riskini düşünerek yapıyor? Daha geçen kış Van felaketi yaşandı. İnsanların beklentisi olan yardımlar bile yağmalandı. Ve hafızalarda kalan enkaz altında çıkan hemşire, yaşamak için çişini içmek zorunda kalan baba, 20 günlük Azra bebek.

Kaç kişi deprem yönetmeliğine göre yaptırıyor. Daha bu sabah Jeomorfolog fay haritasını çıkarmış tv de lazer uçlu çubuğuyla anlatıyordu. Binasını yaptıran çok az sayıda kişi yapı kontrol de onay alıyor. Akşam yatarken kaç kişi deprem endişesini yaşayarak hazırlığını yapıyor. Dört kolon, 8.5 cm lik tuğla duvar, 7.5 santim üst tabliye beton, toprak zemin bu kadar. W.c yi dışarıda yaptırdı mı oh ne ala!

                Zorunlu deprem sigortası çıktı yüzde 3 oranında başvuru sağlandı. Şimdide kentsel dönüşüm yasalaştı zihinlerde yüzlerce soru işareti. Evin kaç metre kare olursa olsun sana 60 metre kare sana verilecek yani kısacası ihya olamayacaksın. Ha can güvenliğin sağlanır mı? Onu Canik’te yaşayan birine sormak gerekir.  

                Herkese Huzurlu depremsiz yaşam dileğiyle…