gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Kendi ütopyasında yaşayan deli

04 Eylül 2012, 17.32
A- A+

Tam anlamıyla kendim olabilmeyi ne kadar çok isterdim… Yerin, zamanın, kişilerin önemi olmadan yaşamayı. Cevaplarını bildiğim soruları sorup, her defasında aynı cevapları almamayı.

Sonra düşündüm; ‘’ vazgeçmeyi öğrenmelisin!’’ dedim.  Bir şeyler yapmak istiyorsan bazı şeylerden vazgeçmeyi de bilmelisin. İrade elinde olduğunda seçim yapmak daha zor olur ya işte bunun üzerine gitmeyi öğrendim.

Vazgeçmek özgürlükmüş. Her geçen gün bunu daha iyi anladım ve anlamaya devam ediyorum. Sakın vazgeçmeyi dikiş tutturamayıp başka ufuklara yelken açmak olarak algılama. Gerçi hoş seçim senin, algılarına karışamam.

Acımamayı da öğreniyor insan yavaş yavaş. Allah’ın acımadığına kul neden acısın ki? Diyorum. Seçimleri herkes kendi iradesiyle yapmıyor mu? O zaman sonuçlarını da kendileri çekecekler. Tamda aklıma buna dair bir hikaye geldi. Adamın biri yolda yürürken oyun oynayan çocukları görmüş. İçlerinden biri bir köşede oturuyormuş. Yaklaştığında çocuğun kör olduğunu fark etmiş. Çocuğun gözleri açılsın diye Allah’a dualar etmiş ve çocuğun gözleri açılmış. İlerleyen günlerde tekrar aynı çocuğu görmüş. Yere çivi çakıyormuş ve yanına gidip ne yaptığını sorduğunda, diğer çocuklar takılıp düşsünler diye yaptığını söylediğinde, Allah’ın işine karışır gibi olup dualar ettiği için pişman olmuş. Her şeyin bir amacı var. Bizler anlamasakta…

Dün gece yine dertlendim. Hani olur ya arada, durduk yere  efkar çöker. Hayatın film şeridi gibi geçiverir gözlerinin önünden. Evet işte o bilindik durum. Kararlarım, sevdiklerim, yaşadıklarım offf yazarken bile mideme kramplar giriyor. Ne var ne yok her şeyi düşündüm işte. Kafam kazan gibi oldu. Eee dedim sonuç? Bu mudur abicim? Bunca yıla bunlarımı sığdırabildin anca? Neden korkak dövüşmüşüm hep? Kıran kırana mücadeleler hariç, incecik bir dal misali oradan oraya savruluvermişim. Ne yani olamaz mı? Sen hiç savrulmadın mı? Bakma öyle bön bön. Sayıp döküp rahatlıyorum arada.

Dizginleri elime aldım alalı daha bir rahatım. Boşunaymış aman insanlar kırılmasın- üzülmesinler. Salla yaaa bana mı kaldı hep karşımdakini düşünmek. Eksikleri düşünmekten bütünü göremediğim anlar oldu. Çok ince düşünmekte kötü bir meziyet. Düşme derim sende bu hataya…

Kendin olamama sebeplerini hiç düşündün mü? Maddenin gücü ya da eksikliği maneviyattan uzaklaştırır bazen insanı. Şimdi nasıl deme;) anlatacağım yavaş yavaş.  Bilindik durumlar aslına bakarsan. İyi bir iş, iyi bir maaş, güzel bir otomobil ya ne bileyim işte maddeyi çağrıştıran her ne varsa. Bunları elde etmeye giden yolda göz ardı edilen gerçekler. Farkında olmadan ıskalıyoruz aslında önemli olanları. Bir süre sonrada kolay harcanır hale gelen istekler ve duygular çıkıyor karşımıza.

Aslında herkesin öncelikli isteği sevmek- sevilmek. O toplantı senin bu toplantı benim koşuştururken, emsallerinin bir adım önüne geçme kaygısıyla, boşlanan ilişkiler tanıdık geldi mi? Bir adım daha öne geçeyim derken asıl huzuru yitirdiğimizi kaçımız görüyoruz. Huzur diyorum çünkü sevgi insana huzur verir.

İşte bir takım isteklerden ‘’vazgeçebilmek’’  bu aşamada çok önemli.  Kendim olmaktan vaz geçmeyeyim bana yeter. Bu yazının üzerine Şebnem Ferah’tan  ‘’ çakıl taşları’’ iyi gider.

Benim bir hikayem var sonunu yazmadığım...

YORUMLAR

04 Eylül 2012, 18.33
   Ben o hikayenin ana fikrini saçma buluyorum. O zaman neden Hitler sağır dilsiz değil. Bu kadar basit değil. O çocuk bir nedenden ötürü kör olabilir. Ama asla kötülük yapmaması için verilmiş bir engel olarak görmem. Aksi halde Allah çifte standart uyguluyor mantığına ulaşılabilir. Düşünülmeden uydurulmuş ibretlik hikayelerdense sıradan şeyleri anlatan sıradan hikayeleri tercih etmişimdir hep.

  Geç te olsa doğruyu bulmana sevindim.Birilerinin kırılması, incinmesi gerekiyorsa bırak gereken olsun. Yazdığın hikayelerde görüşmek dileğiyle...
04 Eylül 2012, 19.32
bende bilgenin yorumuna katılıyorum. üstelik bir çocuk, günahsız kabül ediyoruz.
05 Eylül 2012, 00.44
bırak dünya onlara kalsın çivi çakan kötü çocuklara..!! sen maneviyatınla ahirete koş..!!
05 Eylül 2012, 02.14

Fevkalede bir anlatım buzlar_kralicesi bloğa hoş geldiniz.

Her şeyde bir hayır vardır diyerek bir hikayede benden gelsin :)

Adamın biri ünlü bir falcıya gitmiş Falcı adama, "Senin intihar etmen lazım Yoksa gelecekte milyonlarca kişinin ölümüne sebep olacaksın" demiş Adam bundan çok etkilenmiş ve intihar etmek için tren raylarına uzanmış Diğer taraftaki raylarda bir çocuk oynuyormuş Karşı yönden gelen tren ona çarpmak üzereymiş Adam ani bir kararla intihar etmekten vazgeçip çocuğu kurtarmış Çocuğa daha dikkatli olmasını öğütlerken, "Senin adın ne bakayım?" diye sormuş Biraz önceki korkunç olaydan etkilenmişe benzemeyen sert bakışlı çocuk, "Adolf ,Adolf Hitler" demiş

Düşündümde hayır çocuğun kurtarılmasında sanırım :P

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın