gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

UYKU...

09 Eylül 2012, 20.06
A- A+

       ''Önce resimleri duvardan kaldırdım,çay içtiğin bardağı rafa sakladım,giydiğin ne varsa bir bir katladım,bir damla yaş düştü çok ağlamadım'' yine aynı şeyi yaptım iyi mi? Bu şarkı bende nasıl bir iz bıraktıysa artık,ne zaman Önce ile başlayan bir cümle kuracak olsam çağrışım direk şarkıya yönlendiriyor istemsizce.Peki o zaman ne yapalım? Baştan alalım...

        Önce amacıma ulaşabilmek için bir süreliğine de olsa AYI'ya DAYI demem gerekiyordu.E malumunuz ''sonuca giden her yol mübahtır'' ülkesinde yaşıyoruz.Bende centilmenlikten nasibimi almadığım için ülkem felsefesi gayet uygundu mevcut duruma.AYI'ya DAYI derken karşı tarafın basiretini bağlamak gerekiyor.Niyetim baştan anlaşılsa bile karşı koyulamayası bir ortam yaratmak lazım.Hani genç kız bilir ya aslında karşısındaki adamın işe yaramaz olduğunu,ama bir umut ''ya tutarsa'' diye hareket eder ve Nasreddin Hoca'm gibi hayal kırıklığına uğrar,öyle bir hipnoz etkisi yarattım işte ama hayal kırıklığı geç farkedilen cinsten.Yani karşı taraf durumu anladığında ben çoktan köprüyü geçecektim.

       Her şey ha deyince kolayca olmuyor,belli bir süreç gerekiyor.AYI-DAYI ikilemesi ana strateji ama uygulamak biraz çetrefilli.Rüzgar yaratıp savurmak,entrika yaratıp bir köşeden takip etmek gerekiyor.Bu durumun en püf noktası ise karşı tarafın inandıklarını değersizleştirip,ezberlerini bozmak,doğru bildiklerini sorgulatmak.Ben de aynen onu yaptım,değerli bildiklerini değersiz gibi gösterip ideolojilerini bile sorgular düzeye getirdim.Dedim ya az önce hiç kolay olmadı bu anlattıklarım,yıllarımı aldı.Şimdi tadını çıkarma zamanı,köprüyü geçtim,sistemi oturttum,sözde DAYI'nın kafasına AYI postunu geçirdim tekrar.Laf aramızda az önce zor mor dedim ama,hedeflediğimden daha kısa bir sürede yaptım bunların hepsini.En az 20 sene kardayım.Neden mi? Allah'tan karşı taraf UYKU'yu seviyor.Bir uyuttum kaldırabilene aşk olsun:).Bazen soruyorum ben,yine sorayım.Ben ne mi anlattım? Ne anladıysan onu anlattım işte,belki çok şey,belki hiçbirşey...

       Günün Kız İsmi: Leyla

       Günün Erkek İsmi: Kamil

       Günün Yemeği: Yumurtalı Ispanak Oturtma

       Günün Şarkısı: Bindik Bir Alamete Gedeyoz Kıyamete amaneyyy (Cem Karaca)

           NOT: Bu vesile ile 9 EYLÜL İzmir'in Kurtuluş Bayramı'nı kutlarım.Güzel İzmir'in her zaman dik duran Güzel insanlarına selam olsun...Sevgi ve Saygılar...

      

YORUMLAR

09 Eylül 2012, 20.11
Seni görünce yazını okumaya sona bıraktım Trapper, sabırsızlandım, eski dostumu görmüşçesine sevinerek yazıyorum bu yorumu. Gel, yanaş, bir sarılayım sana şöyle sıkı sıkı candan :) Hoş geldin tekrar, özlettin kendini.. 
Sevgiler saygılar bizden de sana olsun aziz dostum...
09 Eylül 2012, 21.12
Önce kocaman bi bravo sana, ( dürüstlüğün için ). En azından ben demem ben yapmam deyipte yapanlardan değilsin.Ben kendi adıma yorumsuzum :)) herşey mübaha taktım :))
Gelelim yoruma : Kamil ayılarlada dayılarlada olsa, tüm çetrefilli kösteklere rağmen,amacına ulaşmış yani tüm acılarını bi nebzede olsa serinletmiş ama leyla için aynı şeyi söyliyemicem.    Tüm bu yaşattıklarına rağmen,dayıyı kenara atıp bi ayı seçmek herkesin harcı değil ! Benim için Leyla'ya Sorarmısın ltfn ( DEĞMİŞ Mİ ) ?

Emeğine sağlık arkadaşım ( herzamanki gibi ) düşünürlük payı ve değeri olan güzel bi yazı.
09 Eylül 2012, 21.32
Yazar, bazı meslek gruplarının yaşadığı zorlukları incelikle işleyip her zamanki duyarlılığını konuşturmuş.

Bir örneği videodadır
http://www.youtube.com/watch?v=W_yuDYjPdoQ

Bu vesile ile dünyada dik durabilmeyi becerebilen herkese de ben selam ederim...
09 Eylül 2012, 21.38

   Flu bir paylaşımla dönmüşsün.:) Düştüğün notla da netlik ayarı vermişsin paylaşımına:))  Güncelini,  öncellemişsin   gamyuna gelirgelmez.Tipik  Trapper   selamı.

  Aleyküm  Selam  Trapper,  Hoşgeldin.:)) 

09 Eylül 2012, 22.31


Hayır hayır, uzun zamandır sadece okuyucu olarak takip ettiğim bu köşede bu defa bir kaç kelime söylemem lazım. Sevgili arkadaşım Trapper' ın yazısı sessizlik olmaz. 

Yazını okudum ve kendimce anladığım kısmı için söyleyeceğim bir kaç sözüm olacak elbet. Durup düşünmek ve tekrar değerlendirmek lazım.Ya Dayı Ayı ı ile işbirliği ile yaptıysa tuzağa düşmen için seni köşe başında bekliyorlarsa.Emin misin karda mısın?Emin misin uyuttun mu gerçekten.  Belki onunda öpen birileri çıkabilir. Ya onu uyuttuğunu sanman için uyumuş rolü yapıyorsa.Ansızın karşına "BÖÖÖÖÖ" diye çıktığı an ne yapacaksın. "Ama sen uyuyordun" mu diyeceksin.  Hele ki hazırlıksız san. Ama doğru ya bu kadar ince plan yapıp çetrefilli yolu seçen sen! zeki birisin bununda planını yapmışsındır. Karın acı bir zarara dönüşmesin bir anda sakın. 
Dikkatli olmakta fayda var derim. Yazıyı yazan Trapper_4ever evet. Ama yinede sormak isterim. KİMSİN SEN?Günün Şarkısı: Bindik Bir Alamete Gedeyoz Kıyamete amaneyyy (Cem Karaca) 
Hoşgeldin Trapper -ÖZLEMİŞİM YAZINI OKUMAYI-
09 Eylül 2012, 22.41
Çok yer kaplayan bazı şeyleri vakum torbasına koyar küçültürüz ama ağırlığı değişmez.  Bu yazıda o hesap olmuş çok şey anlatmışsın vakumlamışsın ama seninkinin yan etkisi olmuş  sanırım  ufaldıkça dahada bir ağırlaşmış :p 

Bir yazın vardı elegeçirilmek ile ilgili tam hatırlayamadım o aklıma geldi elegeçirildik derin bir uykudayız. Atı alan Üsküdar'ı geçti biz ayının peşindeyiz.. 

Eline sağlık Trappp... 
09 Eylül 2012, 23.44
:))) Ne anlattığını anlayamasam da hoşgeldin can dost :)
10 Eylül 2012, 04.19
Trraper kelime anlamı avcı........Yazıya sözüm yok lakin yorumlara bu çirkince  davranışa alkış tutanlara sözüm.Anladığım kadarıyla konunun içeriğine haiz değilsiniz ve yazıdan anlaşılan o ki bir insanın saf duyguları ile oynanmış. Yazık bu kadar mı ucuzladı herşey, biz ne ara bu hale geldik ki bunlara alkış tutabiliyoruz.....Allahtan aşk ve sevgi gibi yüce duygular işini biliyor ve hakedende vücuda geliyor.....
10 Eylül 2012, 08.39
       Herkese Merhaba ve Hoşbuldum.''Sussan olmuyor,susmasan olmaz,dil dursa Hakim Bey Ten'de Can durmaz,yazsan olmuyor,yazmasan olmaz kaleme tedbir koma tek durmaz'' ne güzel demiş Sezen zamanında değil mi? Aslında yazının anlatmak istediği biraz bu sözlerle de ilintili.Genel bir durumu mirza'nın dediği gibi biraz esrarengiz,beymen'in dediği gibi biraz flu ele aldım ve ortaya bu çıktı:) Bazen insan içindekileri açıkça yazınca sabun köpüğü gibi uçacak sanıyor,içindeki isyan bitecek sanıyor,en azından ben öyle sanıyorum:).Bitirmemek için de kelimelerden yardım alıp onlarla oynama ihtiyacı hissediyor.Hepinize Pazartesi Sendromu'nun teğet geçtiği bir gün diliyorum:) Sevgiler...
10 Eylül 2012, 09.10
bilgegüneşin linkini verdiği videodaki dayıya  bişey demiyorum. ben onu cisim yerine koyup etkileyen yerçekimini seviyim.
10 Eylül 2012, 10.59
       İşte esrarengiz ve flu yazınca da böyle durumlar kaçınılmaz oluyor.alce_alce tabi ki anladığınız üzerinden yorum yapmışsınız ve saygım sonsuz.Aslında çok güzel bir noktaya da temas etmişsiniz ''saf duygularla oynama'' konusu.Fakat açıklamak isterim ki konu aşk-meşk konusu değil.Başka bir anlamda duygularıyla oynanan,kandırılan saf insanlar olduğu doğru ama konu tamamen MEMLEKET MESELESİ.
10 Eylül 2012, 11.23
hg  trapper   benim bu yazidan cikardigim hepimizin bu duruma oyle yada boyle kandigi:D zamaninda dayi deyip sonra ayi yerine koyan cok oldugu aklima geldi ilk basta tutamiyacagi vaadlerde bulunup sonrada mazeretleri sunanlar geldi nedense:)once dayi diyenler ayiymis meger:p hahahahaayyyy af buyurun kendime yediremedimde birden hahahahaaaa yuregine saglik:))
10 Eylül 2012, 11.51
Gene ironi :) Çoğu kişi anlamasa da...

İzmir'den kocaman selamlar...
10 Eylül 2012, 12.53
Hoşgeldinn sefalar getirdin arkadaşım özlettin kendini sana daha tatil matil yok otur oturduğun yerde :))
10 Eylül 2012, 14.38

  Uykudan önce anlatılan masallar vardır çocuklara. Dinlediği masalın kahramanı olur çocuk, olayların içinde bulur kendini ve yüzünde tebessümle uykuya dalar. Ve bu alışkanlık haline gelmişse her gün dinlemek ister o masalları. Uyutan ve uyutulan...Uyutanlar ve uyutulanlar...Bazen de bir avuca doldurulan haplar var şifa niyetine. Hastasına ustasına, sağlamına çürüğüne, yaşlısına gencine hiç farketmez her derde deva... prospektüsünü okumaya gerek yok. Herşey düşünülmüş insan için sadece içiyorsun o kadar...Öyle etkisini hemen göstermiyor, yavaş yavaş ( kişiye göre etki süresi değişiyor) sindire sindire yıllarca kullanacaksın. Emin ol etkisi belirgin artık, bağımlılık yapıyor görüyorum ben...Bana çok iyi geldi diye daha fazla isteyenler çok ve etrafındakilere tavsiye edenler de...İçince düşünüp kafa yormaya gerek kalmıyormuş. Ayı ile Dayının kardeşliği, yurdum insanının hipnoz olmuş beynine hükmeden EFENDİ' lerin sözde zaferi, bir kaşık suda boğulmuşcasına çırpınışı, birbirine kafa tutacağım derken kafa göz yarmaları şöyle dursun bir kenarda, bir avuç buğday varsa (ki var) eğer, bir avuç buğdaydan binlerce çıkacak buğdayı unutmamak lazım. Ne toprak biter ekmeye ne de buğday...

Çok şey yazmak istedim ama yeter bu kadar, anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...Bu yazın bana '' Zaman aştı yemek taştı'' yazını hatırlattı.Çok ince bir üslupla meramını çok güzel dile getirmişsin sonuna kadar katılıyorum.

Bir günün adı da benden olsun:)

Kız ismi: Fatoş

Erkek ismi: Recep

Günün yemeği: İmam Bayıldı

Günün şarkısı: Gemilerde talim var

Bir hoşgeldin de benden olsun Hoşgeldin...

 

10 Eylül 2012, 23.29
Yazı konusunu okuduğumda ikirciklenesim gelse de adımın hakkını vermek adına "Günün Erkek İsmi" seçimine sevinesim ağır bastı, sevineyim ben en iyisi.:)
-Adım ile kullanılışı arasında da ironi var nasılsa.-
Sanırım ben, yazı kahramanı gibi yapamaları beceremedim hiç; ayıya ayı dedim, kendi dayımdan başka dayı tanımadım tramvaylara binip istediğim duraklara geldiğimde insem de...
Kamiliğimdendir, yapacak şey yok.

Günün Kız İsmi: Mahmure
Günün Erkek İsmi: Kamil -Her daim-
Günün Yemeği: Trapper usta yapımı, pişireni dağlayıp kendi dipdiri kalan tavuk parçaları.-Kızgın yağ eşliğinde-
Günün Şarkısı: Aldırma Gönül Aldırma

Kamil adı güzel,
yazı yine pek güzel,
senin satırlarını yeniden görmek çok daha güzel.
Teşekkürü sevgiyle sarmalayıp yolladım.:)

Mini not:
Merhaba alice_alice, ben de Kamil, memnun oldum.



11 Eylül 2012, 21.07
Tekrar Merhaba, yorum sonrası geçen zamanda yediğim fırçanın hafızama yapmış olduğu "elektro-şok" etkisiyle bu cümleleri sarfetmekteyim efendim ( 2 gün boyunca kaçtım yine bir yerlere, onun da etkisi var gecikmişliğin, öhüm ). Zamanında merak edip ilgilendiğim, araştırıp öğrendiğim ne kadar bilgi var ise; hepsi hafızamda ampul görevinde parlamakta, yaz beni yaz beni diye can atıyorlar...


Şimdi, ekonomi tarihiyle ilgilenenleriniz vardır. Ekonominin nasıl mikrodan makroya dönüştüğünü de doğal olarak bilirsiniz. 1930'lu yıllara kadar ( bu tarihi hatırlamak için 30 yaş sendromu ile bağdaştırmıştım, gülmeyin derin mevzu ) ekonomide mikro ekonomi analizi vardır. Nedir bu mikro ekonomi ? Klasik modeller olarak da adlandırılan mikro ekonomide ayı müdahalesi yoktur. Ayı nedir ya, çok pardon. Devlet müdahalesi yoktur. Klasik modeller devletin ekonomiye müdahale etmemesi gerektiğini söylerler ve izlenecek politikanın "bırakınız yapsınlar-bırakınız geçsinler" olacağı ilkesini benimserler.


1920'li yıllara kadar (  bu tarihteki bilgilere göz atarken; 20'li yaşıma ramak kalmıştı, hey gidi günler gençlikti işte :) ) dünya ekonomisinde çok büyük sorunlar yaşanmamıştır. Yani işsizlik gibi bu zamanın büyük sorunu o zamanlarda pek karşılaşılmazdı. "Al gülüm-ver gülüm" ilkesiyle beraber kardeş kardeş geçinmek vardı. Gelirlere gelecek olursak artıştaydı, fiyatlar ise; düzenli bir seyir halinde işlemekteydi.20'li yılların öncesi devletin parmağı olmaksızın her şey güllük gülüstanlıktı fakat sonrası; işsizlik sayısı artmış ve zaten Borsa çöküşü kaçınılmaz olmuştur. İşte o bildiğiniz "Büyük Bunalım" dönemi 1930'dan itibarendir.


İşte ne olursa bu dönemden sonra oluyor ve Keynes amcamız düşüncelerini paylaşmaktan yanısıra Aziz Nesin dokunduruşu yaparaktan düşüncelerini bir kitapta yoğunlaştırır. Bu kitabın adı; "İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi". Bu kitaptaki düşünceye göre devletin ekonomiye müdahale etmesi üretim ve istihdam üzerinde etkili olabilecektir. Bu düşünce Makro iktisadın başlangıcıdır. Başlangıç dediğime bakmayın adamcağızın görüşleri 2. Dünya savaşından sonra değerli kılındı, yani 20 yıl sonra :)) İşte bundan sonra devlet ekonomiye müdahale etmeye başlar, klasik iktisadi düşünce çöker. Ve ekonomik sorunlar aşılmaya başlanır...


Peki bizde ne var ? Mikro ekonomideki ilke "bırakınız yapsınlar-bırakınız geçsinler" var ama devletin eli maaşallah her yerde. BIRAKMAYINIZ, YAPMASINLAR EFENDİM, GEÇMESİNLER.


Biraz kopya çektim, hoşgörünüz. Saygılar..
12 Eylül 2012, 10.33
Sevgili Trapper, esas yorumumu kamil olarak yapmış olsam da -:)- bir Sat_Agraha selamı yollamak istedim.
Artık daha sık okuruz umarım satırlarını.

Hazır gelmişken kamil'in dip notundaki, tarafımdan yanlış yazılmış alice_alice nickini, alce_alce olarak özür dileyerek düzeltir, kendimi kınayarak giderim.
Şimdilik.:)
Sevgiler
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın