gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

BANA BİR MASAL ANLAT...

19 Eylül 2012, 13.29
A- A+
       ''Bana bir masal anlat'' diyerek başlamak istiyorum aslında yeni bir sayfa benzetmesi yapılan yeni bir hayata.Masalı kimin anlattığı zerre kadar umrumda değil ya da kahramanlarının kim olduğu konusunda da öyle keskin çizgilerim yok.Sadece içeriği hakkında belli ipuçları vermek istiyorum anlatacak kişiye.Neleri anlatmaması gerektiğini bilsin yeter.Mesela fail-i meçhullerin nasıl fail-i meşhur olduklarını anlatmasın,ırzına geçilip mahkum edilen düşüncelerin nasıl sindirildiğinide duymak istemiyorum,ağır aksak atan kalpler de olmasın bu masalın içinde,vicdanını yitirmiş kanıksamışlığın son safhasında olan (benim gibi,senin gibi) çakma kahramanlarda olmasın,teori de usta pratik de acemi animasyon karakterler de istemiyorum.Uyuşturulmuş,uzay filmlerindeki gibi küçük hap şeklindeki yemeklerle beslenen tipleri hiç istemiyorum ha bilesin.''Sen de amma çok şey istedin,geriye ne kaldı'' dediğini duyar gibiyim.Olsun,anlattığın yalan da olsa inanacağım söz,gökkuşağı rengindeki yalanlarına inanmak istiyorum,biraz gülümsemek istiyorum ve en önemlisi biraz umut istiyorum.Var mı tasvir ettiğim masalı anlatabilecek yürekli bir gönüllü? Bana bir Masal anlat YABANCI,içinde tebessüm olsun....

YORUMLAR

19 Eylül 2012, 14.27

''Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde uzak ülkelerin birinde bir prens ve bir prenses yaşarmış...'' Diye devam eden masalları çok dinledik ben de bunu anlatmak isterdim şimdi uyar mıydı bilmem.

Şimdi öyle masallar dinliyoruz, öyle güzel uyutuluyoruz ki,anlatacağım masalın içinde gözyaşı var,  öfke var, isyan var, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı var, ana babaların ahı var, haince pusuya kurban giden yiğit yürekler var.Gereği düşünüldü diyerek zahmet vermeyeceğimiz sadece yutacağımız haplarımız var. 

Sen böyle masal istemiyorsun. Ben senin istediğin masalı anlatamam Trapper, çünkü renkler birbirine karışıyor...

19 Eylül 2012, 14.32

bir varmışşş bir yokmuş....develer tellalken pireler berberken..ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken...



19 Eylül 2012, 15.35
Masallar uyku öncesi anlatılır malum:(

uyumamak lazım...

Hele ki şimdi !
19 Eylül 2012, 16.02
Yazılan bütün blogları okuyorum hem severek  hem isteyerek, hepsinden de iyi kötü ders alarak   ,fakat  sizin yazdığınız blogları hem  merak ediyorum ; çokmu zorlanıyorsunuz  neden  kelimeleri zor anlaşılır yazıyorsunuz  farklı olmak mı amaç  ? içinde saklı gizli  anlamlar  neden ki ..? Neyse ki bu kes  kısa bir blog olmuş smile Resmi
19 Eylül 2012, 16.34
Bir varmış bir yokmuş üzülmeye gerek yokmuş  her zorlukla birlikte birde kolaylık varmış.Mutlu olmak için sebep çokmuş. 
19 Eylül 2012, 17.14
Yukarda yazdığım masal değil benim gerçeğimdir.Sizinde gerçeğiniz olmasını umuyorum gamyunun mutsuz üyeleri.
19 Eylül 2012, 19.13
Bi zamanlar çok zeki bi adam wardı,o kadar akıllıydıki,akılların alamayacağı şeyleri yaşatır ama Yaşayamazdı :( Hayat onun için çok başkaydı. Kafasının içinde nedenler kıvranıp dururdu. Ama cevabını bi türlü bulamazdı,çünkü ne başkaları onu anlardı, ne o kendini ! Bigün küçük bi kız çocuğuyla karşılaştı.Sohbet etmeye başladılar,çocuğa bi zamanlar diye başlayan bi cümleyle anlattıkça anlattı,nevar ne yok herşeyini döktü.Çocuk o masum ama derinden bakışlarıyla pür dikkat adamı dinliyordu tek kelime etmeden.Adam hayatını ilk defa birine anlatıyordu ve anlattıkça kendide kendi hayatına waybe diyerek iç çekiyordu içten içe.Doğru sandığı o kadar çok yanlış ve yanlışına inandığı acı gerçekler,nasılda anlattıkça su yüzüne çıkıyordu :( Fevkaladenin fevkınde bir görselliğe sahip olan hayatı,aslında izbe bi odada yaşayan bi canlılınınkinden nasılda farksızdı,bunu nasıl görememişti ? oysaki o çok çok çok akıllı bi adamdı !Çocuk hala sessiz sessiz adamı dinliyordu,Adamın kendi hayatını anlattığından bihaber.Adam anlattıkça kendini kötü hissetmeye başladı ve bi an önce susmak için başladığı cümleyi yarım bırakıp neyse dedi ve sustu... O ana kadar sukunet içinde adamı dinleyen küçük kız,adam birden susunca,dudaklarından bi tek cümle döküldü...

Amca ! anlattığın MASAL 'ın sonu neydi ???

Tebessümdü isteğin sanırım benim ki acı bi tebessüm oldu.

Emeğine sağlık,yine başarılı bi yazı...
19 Eylül 2012, 19.30

  Bende  istiyorum  sevdiğim  masallardan. Felaket  tellallığının yapılmadığı, senaryoların  felaket  üstüne  kurulmadığı masallar...

 Bende istiyorum gülümsemek.Gülümsetmek...  Heleki  blogda  bunu son zamanlarda   fazlasıyla  özlemeye  başladım.

 Siyahorkide;   vallahi gülümsettin:))  kısa yorumuna kocaman katılıyorum.

  Gerçekten  ya, blogun  seyri değişti... Trapper  sende de var değişim. Tamam  sosyal içerikli paylaşımlarının çogu derslik.Ama  sendeki değişim tek taraflı bakış açısına  kaymaya başladı.EE  herzaman aynı  yöne bakmayınca da  birbirimize bakar  olduk  dik dik:)   Şiş e sadece et dizip kebap  yapmaya  kalkarsan et  yanar.Araya   iç yağ yada domates dizmek lezzeti  arttırır.Haddim değil sana  bu tarifte  bulunmak ama  aklıma tavuğu yaktığın geldi:) Domates, biber  ,  patlıcan   lezzetindeki  bloglarını da bekliyoruz.Vejeteryanları  sınamak  uğruna   sofraya sadece et  konması zamanla sadece aşçılığını değil, ev sahipliğinide  sorgulatır misafirlerine:)

  Aynı sofrada  tercihlere  saygıyla....    mutlu masallara inşallah.

19 Eylül 2012, 19.53

-Kusurlarımı seviyorum. Darılınca suratımı asmayı - canım sıkıldığında olur olmaz bağırmayı - kıskançlık krizlerimi...Bazen düşünmediklerimi birden söylemeyi  - bazen herşeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı...Öfkelerimi. Kızınca küsmeyi. Heyecanlarımı. Benden iyi olduklarını düşündüklerimi... Ki Yok:))))))))))

- Geç yatıp geç  kalkmayı - yatakta tembellik yapmayı - gereksiz yere para harcamayı ... VATAN'ımı seviyorum.  Bazılarını hak etmediği halde sevmeyi. İçimdeki çocuğu - beni seviyorum... İyiki ben varım - iyiki ben benim... Ne mutlu çok mükemmel değilim ... Ama benden bir tane daha Yokk.

Sizi gülümsetebildim mi??????

Sevgiler.......

 

 

 

 

19 Eylül 2012, 20.56

Trapper;

Kadını tüm kötülüklerin kaynağı gibi gösteren bakış açısına çok katılmasam da Pandora'nın kutusu efsanesini hatırlatsam sana.

Dünya biraz öyle bu aralar tüm kötülükler etrafa saçılmış,yarış içinde dolanıyorlar sanki.Ama kutunun içinde umut da var.Zaman umudu saklandığı yerden çıkarma zamanı.Tüm kötülüklere rağmen "güzel günler göreceğiz" diyen sanatçılarımız,dünya denen tuvali rengarenk boyama çalışan,"insan" olduğunu düzene inat unutmayan insanlar va

.Umut içinde,en derinlerde gizlenmiş gibi gelse de sana bunları yazabildiğin,hissettiğin sürece senin zaten koccaman bir umudun var. :))

Nazım Usta'yı hatırla:

Umuduna bin kurşun sıksa da ölüm

Umudunu yitirme ,umuduna kurşun işlemez gülüm

Düşmese düşmesin yakamızdan ölüm

Bizim de ülkemizde güneş doğacak günüm...

19 Eylül 2012, 22.24
Aslında masallara yabancı değilim ve bazı masalların anlatılması için uyku zamanının  gelmeside gerekmiyor seni ayakta uyutup, masal anlatan becerikli insanlarda oluyor. Hepimizi bir masalın kahramanı olarak düşünürsek,  herkes sütten çıkmış ak kaşık ayakları oynuyor. Masalını dinletene peri kızı, yemeyene de  kurbağa oluyor. ( yersen ) Öyle bir masal ki iyi kötü bir birine girmiş arada ki tellalların kafası karışmış, seninle konuşamayanlarda arkandan konuşur, yüzüne güler olmuş iş bu ya bazılarıda  inanır olmuş. Mesaj vermiyorum masal anlatıyorum sadece sözüm sevdiğim,(S.M.T) değer verdiğim insanlardan dışarı gitsin bari,diğerleride ne ederse etsin :p Herkes kendi masalını layıkıyla oynuyor, oynamakla kalmıyor bizzat yaşıyor.Benim masalım pek tebessüm vari ve senin istediğin gibi olmadı ama uykunu getirmiştir sanırım trap... :p   

Eline sağlık bloguna yorum yapıp, kendimi akladım, iyi gösterdim seni de fesatladım yedin mi :p
20 Eylül 2012, 00.51


Her yorumda bir mesaj var sanki, bunaldım ha. Mesajlardan da, verenden de... Okumaktan da... 

Şu çocukluktan beri dinlediğimiz prenses bozması, kırmızı başlıklı saftirik ve geri kalanı sıkmadı mı artık. Gerçek hayatın içinde prenses olma çabaları, kurbağa kılıklı olup bir güzel tarafından öpülüp insan olmayı beklemeyi vs vs beklemesek mi artık...

Masalların içindeki toz dumandan sıyrılıp, gerçekleri görmek en iyisi. Pembe gözlükler de işe yaramıyor. Siyahorkidenin yorumu söyleyeceklerime ayna olmuş, tekrarlamamak en iyisi.

AMA;

Bana bir masal anlatma baba, daha büyürken gördüm ben gerçek olan her şeyi. Hiç biri masaldakiler gibi değildi, hiç biri mutlu son ile bitmiyordu. 

Masallarla kandırdılar biz çocukları baba, büyüdüğümüzde yaşayacağımız hayal kırıklıklarını hiç düşünen yoktu. Kandırmayın bizi, bizi mutlu büyütüp, büyüyünce de mutsuzluğa terketmeyin. Hayatı anlat bana, anlat ki büyüdüğümde yabancı kalmayayım hayata, insanlara, kötülüklere.. 

Anlat ki prenses olmak için yanıp tutuşmayayım. Kırmızı papuçlu prenses zannederdim kendimi oysa. Çok sevdiğim kırmızı, parlak papuçlarım. Denize girdiğimde ayağıma taşlar batıyor bahanesiyle ayağımdan çıkarmak istemediğim kırmızı, ışıldayan ayakkabılarım...

Bana demeliydin baba, demeliydin hayatın kırmızı papuçlardan ibaret olmadığını. Anlatmalıydın bana iyinin varolduğu gibi kötünün de varolduğunu, güzelliğin varolduğu gibi çirkinliğin de varolduğunu...

...





20 Eylül 2012, 11.17
Senin yzıların beni hep düşünmeye itiyor.
Dünden beri isteğine uygun bir masal düşündüm durdum ki sana, "Sen çok yorulmuşsun, hele şuraya uzan, gözlerini de kapat ve masalını dinle." diyebileyim.
Kaç masala başladıysam, hepsinin bir ucu firar edip koşa koşa senin yasaklı bölgeye kaçtı.:(
Üzgünüm.
Kelebek'in yorumunu çok sevdim ama çok yorulduk yaaa!
Sürekli kötü şeylerle dürtülüp kahrolmaktan çok yorulduk.
Kalbimiz de yorgun, aklımız da, gözlerimiz de kulaklarımız da. Topyekün hastalanacak hepsi bu kaosta.
Şöyle kısacık; bir masal anlatımlık molalar olsa,az soluk alsak, yazıda istediğin gibi?..
Sürekli uyudukları için masallara gereksinimi olmayan ve  rüyalarda gezenleri kıskanmalı belki de bilmiyorum?..

Sana anlatacak masal bulamadım, masal yerine de geçmez ama sabah sabah bana iyi gelen bir yazıyı önereceğim; bir koşu git ve bir Uykusuz dergisi al. Dergideki  "Dünyadan Kaçma Planları..." başlıklı saçmalamayı oku.
Ha! Durum acil dersen hemen bir karikatür sayfası bul, -aynı dergininki de olabilir- işe yarar belki.
Hiç yoktan iyidir en azından.
Elimden bu kadarı geldi.
Sevgiler.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın