HOŞ GELDİN ASLANIM...
25 Eylül 2012, 02.09 A- A+Alışmak zor olsa gerek bazıları için bu şehre… O yüzden “ alışamadım ben bu kente “ diye şarkı bile yazmış Haluk…
O, şarkı sözlerinden anladığım kadarıyla sevdiğinden, cananından uzak olduğu için alışamamış bu kente. Ama alışmak kolaydır bu şehre aslanım, sen merak etme…
Ben yapayalnızdım ilk geldiğimde bu şehre. Öyle yalnızdım ki bu şehre ayak bastığım ilk an sağanak şeklinde yağan yağmurdan bile kaçamamıştım biliyor musun? İliklerime kadar ıslanmıştım ve gidecek yerim olmadığı için umumi bir tuvalette üstümü başımı değiştirmiştim. Anlayacağın aslanım, bu kentte ilk sığınağım umumi bir tuvalet olmuştu. Yanımda sadece o eski valizim vardı, hatırlarsın sen o valizi…
Hatırlarsın değil mi aslanım? Otobüse binerken en son sana sarılmıştım, en son seni öpmüştüm ve en son senin kokunu içime çekmiştim. Ve sana söz vermiştim “ Çabuk döneceğim, sen çok yemek ye, ye ki geldiğimde artık büyümüş olasın. “ demiştim. Sen büyüdün ama ben sözümü hiç tutamadım aslanım. Dönemedim memlekete…
Biliyorum, ilk başlarda çok kızdın bana. Hatta telefonlarıma bile çıkmadın aylarca, evde benim ismim anıldığında surat ettin, “ ben ona küstüm, tutmadı sözünü” dedin. Artık sen de büyüdün ve biliyorsun aslanım… Büyükler küçüklerin o ufacık yüreğine bir nebze su serpe bilmek için bazen yalan söyler. “ Sen çok yemek ye, geldiğimde seni büyümüş göreyim. “ der…
Dönemedim aslanım… Kader mi kısmet mi diyelim bilmiyorum ama dönemedim işte… Seni ve ailemizdeki herkesi öyle özlerdim ki burnum sızlardı. Ama dönemedim işte… Sadece 4 yıl okumak için geldiğim bu şehre aşık oldum belki de. Sen ve abin Ahmet gibi kardeş bildiğim dostlarımı bırakıp dönemedim belki de. Bu şehrin kemençesine, yaylalarına, ırmaklarına, insanlarına, mezgitine, denizine, kuymağına bağlandım da kaldım belki de. Ama dönemedim işte…
Tamam, haklısın çok şeyler çaldı bu şehir ikimizden. Çok şeyler kaçırdım seninle ilgili hayatta…
Sana hiçbir karne hediyeni karne günü veremedim biliyorum.,,,
İlk aşkının gözlerinde sebep olduğu coşkuyu, heyecanı da göremedim. Ve yine ilk aşkının sende bıraktığı yaraya da merhem olamadım…
Kızlar hakkında hiç konuşamadık farkındayım…
Sokakta dayak yediğinde seni hiç koruyamadım bunu da biliyorum…
Sigaraya başlamana da engel olamadım biliyorum…
Doğru dürüst senle zaman geçiremedik haklısın. Maça, sinemaya, gezmeye gidemedik çokta…
Saymakla bitmez elimizden uçup gidenler ama belki de en önemlisi Onu, anamızı kaybettikten sonra yeterince kol kanat olamadım sana…
Sen uyuyordun aslanım o gece… Biz abinle söz verdik Ona. Son evet son nefesimizi verene kadar kol kanat olacağız sana…Dünya bir yana sen bir yana aslanım… Şimdiye kadar Ahmet hiç ama hiç ayırmadı seni yanından. Artık sıra ben de aslanım…
Çünkü artık aynı şehirdeyiz. Koca bir dört yıl var önümüzde. Belki sen de benim gibi aşık olacaksın bu şehre, bu şehrin verdiklerine, kim bilir:)
Bak sen de aynı ben gibi elinde valizin, senden küçüklere söz vererek geldin bu şehre… Ama aramızda bir fark var aslanım. Benim bu şehirde ilk limanım umumi bir tuvalet olmuştu, senin ilk limanın abinin kolları oldu… Kaçırdıklarımızı telafi etme zamanı aslanım…
Mustafam… Gözleri deniz mavisi, saçları altın sarısı gardaşım… Hoş geldin bu şehre…
Dipnot : İş bu blog küçük kardeşim Mustafa’nın üniversiteyi kazanması ve bugün bu şehirde ilk dersine girmesi vesilesiyle yazılmıştır:) ALLAH utandırmasın...Amin..
İki dünya saadeti dileklerimle...TuRK...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir