ŞAP'lak yedi ŞEHİR, bihaberdar kızarıklıktan...
29 Eylül 2012, 05.20 A- A+
Siz erkekler öldürmeyi benimsemişken ; biz kadınlar, hayat vermek için yaratıldık!
"Anne rahminden yeni çıkan bir nefes. Doktorun ellerinden çıkan bir ses. Daha doğarken yediğimiz ŞAPlak, sanki bir şeylerin habercisi. Ve bihaberdar kıçta belirgin kızarıklık. Sahi, nefes almamız için miydi o düzenbazlık ? "
B.A.
Otobüs saati yaklaştıkça, yakınlaşıyordu anılarına. Uzaklaşmak istediği memleketi, daha bir anlamlı geliyordu ardında. Ardından, kara kışlara kafa tutmuş kargasıyla, ürpertisi gagasına yansıyan serçesi kanat çırpıyordu sanki. Gitme diyemeyecek kadar yüzsüz olan yapraklar, dallarından dökülüyordu. Güneş, doğmuyordu o saatte. Bulutlar bir birlerine sadıkmış gibi görünüp, ayrı ayrı yol alıyordu.Yağmur bile çok yavşakça düşüyor, düştüğü toprağın kokusunu vermiyordu...
Kelebekler ışığa kanat çırpmıyor
Işık gölgeleri kaybetmiyor
Gölgeler, her adımda uzaklaşıyor
Sancılı anneler bile bağıramıyordu...
Şehir tamamen sessizleşmiş, elindeki bavulu bıraktırmak istiyordu.
Rüzgar kendine lanet edercesine pusmuş bir kayanın ardına, aşındırmıyor dalgaları. Kumsallar çakırlaşmış, denizden gelen köpükleri bağırlarına basmıyor.Tüm şehir küsmüş gibi görünüyor, hiç bir umut göze çarpmıyordu...
Herkes bir haberdar!
Gözlerini dikmiş tüm şehir;
Bavulunda ne var ?
Gitme ey güzel, sonbahar senin için ağlar.
Sesleniyordu ardındakilere ;
Bavulda saklı umutlar
Bağıra kazıldı sadık taşlar...
Merak eden gözlere, kurşun dökmüşler neye yarar?
Gitme vakti, umudun içinde saklıydı, bavulumu açacak anahtar...
Vakit tamamdı onun için. Ardında bıraktığı tek bir anı yoktu artık. Bavulunu açacak anahtar, bavulunun içinde ki umuda gömülmüştü. Bir ŞAP'laktan bihaberdardı kızarıklık... Sahi , nefes almamız için miydi o düzenbazlık ?
B.A.
"Anne rahminden yeni çıkan bir nefes. Doktorun ellerinden çıkan bir ses. Daha doğarken yediğimiz ŞAPlak, sanki bir şeylerin habercisi. Ve bihaberdar kıçta belirgin kızarıklık. Sahi, nefes almamız için miydi o düzenbazlık ? "
B.A.
Otobüs saati yaklaştıkça, yakınlaşıyordu anılarına. Uzaklaşmak istediği memleketi, daha bir anlamlı geliyordu ardında. Ardından, kara kışlara kafa tutmuş kargasıyla, ürpertisi gagasına yansıyan serçesi kanat çırpıyordu sanki. Gitme diyemeyecek kadar yüzsüz olan yapraklar, dallarından dökülüyordu. Güneş, doğmuyordu o saatte. Bulutlar bir birlerine sadıkmış gibi görünüp, ayrı ayrı yol alıyordu.Yağmur bile çok yavşakça düşüyor, düştüğü toprağın kokusunu vermiyordu...
Kelebekler ışığa kanat çırpmıyor
Işık gölgeleri kaybetmiyor
Gölgeler, her adımda uzaklaşıyor
Sancılı anneler bile bağıramıyordu...
Şehir tamamen sessizleşmiş, elindeki bavulu bıraktırmak istiyordu.
Rüzgar kendine lanet edercesine pusmuş bir kayanın ardına, aşındırmıyor dalgaları. Kumsallar çakırlaşmış, denizden gelen köpükleri bağırlarına basmıyor.Tüm şehir küsmüş gibi görünüyor, hiç bir umut göze çarpmıyordu...
Herkes bir haberdar!
Gözlerini dikmiş tüm şehir;
Bavulunda ne var ?
Gitme ey güzel, sonbahar senin için ağlar.
Sesleniyordu ardındakilere ;
Bavulda saklı umutlar
Bağıra kazıldı sadık taşlar...
Merak eden gözlere, kurşun dökmüşler neye yarar?
Gitme vakti, umudun içinde saklıydı, bavulumu açacak anahtar...
Vakit tamamdı onun için. Ardında bıraktığı tek bir anı yoktu artık. Bavulunu açacak anahtar, bavulunun içinde ki umuda gömülmüştü. Bir ŞAP'laktan bihaberdardı kızarıklık... Sahi , nefes almamız için miydi o düzenbazlık ?
B.A.
YORUMLAR
Sirf blog yazısı yazmak Sirf yazdigini oorada yayinLatmak isteyenLer okumali diye Düşünüyorum
Okuduğumda içine dalıp satırların, şiir tadında yazasım geliyor yorumu.
Kapılıyorum, içimden öyle geliyor, zorluyorum, çabalıyorum ama...
Ama ne çare? Herkesin harcı değil.:)
Alıp boyumun ölçüsünü, ayılıyorum sözcüklerin rehavetinden.:)
O zaman tekrar okuyup alınan lezzeti pekiştirmek en şahanesi.
Onu yaptım yine, çok da iyi yaptım.:)
Özlenenler listemin başındaydın LoveJ.
Senin satırlarının bende bıraktığı iz hep ayrı.
Tek seferlik, bir kişiye mesaj kaygılı vur-kaç aşk yazılarından çok çok ayrı.
Çok güzel dillendirsen de, sadece aşk değil satırlarında bağıran; derinliği de apayrı.
-Ben bu cezalandırma olayına bayıldım;) al gardını.-:)))
Teşekkürler ve tabii ki sevgiler.
"Anne rahminden yeni çıkan bir nefes. Doktorun ellerinden çıkan bir ses. Daha doğarken yediğimiz ŞAPlak, sanki bir şeylerin habercisi. Ve bihaberdar kıçta belirgin kızarıklık. Sahi, nefes almamız için miydi o düzenbazlık ? "
Ben bu cümleye tav oldum... Eline, hayaline sağlık.
Ve bavulu açacak olan anahtarın, bavulun içindeki umutta saklı olmasına bayıldım. Açalım mı o bavulu ? Kaderi, hayırlısını bir kenara bıraktım, içimden bir ses "aç onu !" diyor. Cesaretim sendendir...
Sırf yorum yazısı yazmak , yazdığını orada yayınlatmak isteyenler okumalı diye düşünüyorum."
Gamyun portalda senin yazıların şey gibi: bazen tatlı, tuzlu ve de ekşi üç şeyi bir arada yeriz tuhaf bir tat alırız ya öyle işte...
L J bir şey daha sormak istiyorum sana, blogseverler salonda sorduklarımdan hani, bir ara karşılaşsak diyorum .
Can veririz biz herzaman herşeye.
Lovej lovejj ara verme hep gel yine gel yine yaz :)
Teşekkürler...